Kıymetli okurlarım!
Bildiğiniz gibi Efendimizin dine davet yöntemini, metodunu araya başka yazılarım da girse daha önce iki yazı ile sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda bu konuyu bitireceğiz inşallah.
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) bildiğini ve inandığını başkalarına, çabası ve yaşantısında gösterirdi. Bu, kendi fikrimizi başkalarına aktarırken son derece inandırıcı bir yöntemdir. Zira başkalarının yapmasını istediğimiz bir şeyi önce kendimiz yapmalı ve bunu söz ve davranışımız ile göstermeli, aynı şekilde başkalarından yapmamalarını istediğimiz şeyi de kendimiz yapmayarak örnek olup göstermeliyiz. Efendimiz tam da bunu yapardı. Örneğin, Peygamberimiz lüksten, israftan sakınırdı. Bu ikisi de hem örf hem de dinimizin kabul etmediği kötü özelliklerdir. İnsanlara ikramda cömert davranırdı. Nitekim müellefei kulüp yani kalpleri İslam’a ısındırılanlar ile ilgili durumda cömertliği oldukça değerlenmiş, bu yolla çok kişiyi de Müslümanlaştırmıştır. Gerçi daha sonraları Hz. Ömer artık her şey belli oldu diyerek bu gruba para ve ganimet verilmesine son vermiş ama peygamberimiz zamanında çok kişi bu yolla İslam’a kazanılmıştır. Efendimiz, Peygamber olduğu halde her konuda insanî gayretini sonuna kadar kullanır daha sonrada Allah’ın yardımı için tevekküle dayanırdı. Böylece doğru tevekkül noktasında da bize yol göstermiştir.
Efendimiz dini tebliğde zaman, mekân ve bir takım vasıtaları da kullanırdı. Örneğin,
Barışta, en hayırlı ibadet namaz derken, savaş sırasında ise en hayırlı ibadet cihad demiştir. Kadınlara kötü davranılan yerde, sizin en hayırlınız eşlerine iyi davranandır demiş, yol kesen ve insanlara sataşanların olduğu yerde de, sizin en hayırlınız emin olunandır buyurmuştur. Zamanı az ve öz bir sözle değerlendirir, en güzelini verir insanların bütün zamanlarını almazdı. Nitekim ibn. Mesut, her gün kendisinden vaaz istenildiğinde ‘Peygamberimiz öyle yapmazdı, bende yapmam’ diyerek Onun uygulamasına dayanmıştır. Dine davette insanların çoğunlukla sohbet ettikleri Kâbe civarını, ticari panayırları ve her türlü mekânı kullanmıştır, Nitekim Akabe biatları olarak bilinen Medinelilerle yapılan buluşma ve anlaşmalar bunun sonucu olmuş böylece Medine’nin İslamlaşması ve oraya güvenilir hicretin yolu açılmıştır. Sahabe Ammar, babası Yasir ile annesi Sümeyye’nin gözleri önünde hunharca öldürülüşünden sonra, yeni dini olan İslam’ı dil ile inkâr ederek ölümden kendini kurtarmıştı. Peygamberimize de ‘Ya Resulüllah ben seni ve dinimi kalben inkâr etmemiştim kurtulmak için dilimle söylemiştim’ demesi üzerine Efendimiz Ammara ‘yine zorda kalırsan yine bu şekilde yap’ diyerek zorda kalınca duruma göre hareket etmeye işaret etmiştir. Nitekim Nahl suresi 106. Ayette de Allah cc Ammarı doğrulamıştır. Efendimiz tebliğ ve anlatımda insanların seviye ve anlayışlarına da dikkat ederdi.
Onun tebliğ ve davetinde güvenilirliğinin önemi de büyüktü. Peygamberimizin daha İslam’dan önce ‘Muhammedül emin’ ününü alması, düşmanı olan müşriklerin dahi uzak yerlere giderken kıymetli mallarını ona emanet bırakması, Miraç da Hz. Ebubekir’in onu hemen tasdik etmesi, Mekke'de İslam’a davette ‘şu tepenin arkasından düşman geliyor desem bana inanır mısınız’ sözüne herkesin evet inanırız diyerek karşılık vermesi, dine davette peygamberimizin güvenilirliğinin önemini göstermesi bakımından önemlidir.
Efendimiz dine davette soru-cevap yöntemini de kullanırdı. Örneğin ‘Büyük günahlardan en ağırını size haber vereyim mi’ sözünü 3 defa tekrar etmiş ve Allah’a ortak koşmayı, ana-babaya itaatsizliği ve yalan yere şahitlik yapmayı sıralamıştır. Yine ‘Size namaz, oruç ve sadakadan daha önemli bir ibadet söyleyeyim mi, araları bozulmuş iki kişiyi barıştırmaktır’ buyurmuştur. Elbette ki, Onun her tebliğ yöntemi de Kur’an’a dayanmaktaydı. Nitekim Kur’an’da Saf suresi 10. ayette ‘Ey iman edenler, sizi korkunç azaptan kurtaracak bir kazanç yolu göstereyim mi’ şeklinde soru ile başlanmış ve iman edip Allah yolunda mal ve can ile mücadele etmek ifade edilmiştir.
Peygamberimiz şahsi kinini her zaman olduğu gibi dine davette de kullanmazdı. Hz. Hamza’yı öldüren vahşiyi Mekke’nin Fethinde kısas yapmayarak affetmesi, İslâm'a nice insanları kazandırmış bir metottur. Savaşta şehadet getireni kokudan dedi düşüncesiyle öldüren sahabeye kızması ve ‘kalbini yardın mı’ hitabı buna örnektir. Gerçekten Alman Bilgini Sprengenin de ifade etiği gibi, hayatı peygamberimiz kadar doğru bilgi ile anlatılan başka bir insan yoktur. Kur’an’ın gerçek hayata uygulaması olan Efendimizin hayatını doğru öğrenip kendi söz ve davranışlarımıza örnek alsak bu bize yeterlidir ve iki dünya da cenneti yaşarız.
Hoşça kalın
Dr. Bilal Doğan
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Kıymetli okurlarımız! Bu yıl hem Ramazan’ı hüzünlü geçirdik hem de Ramazan Bayramı’nı geçmiş yıllara göre buruk karşılıyoruz. Çünkü bir tarafta Gazze ve Filistin topraklarında terör devleti İsrail tarafından yapılan soykırım ve insanlık dışı zulüm hem de bütün dünyanın gözü önünde Amerika ve Batılı devletlerin de desteği ile en acımasız şekilde sürdürülmekte. Yine Doğu Türkistan’da yıllardır...
Kıymetli Okurlarım! İran gezimizin son bölümünde İsfahan’dayız. Buradaki. Nakşı Cihan Meydanı gerçekten harika iki katlı han yapısı şekli ile çevrili. Burası 3-4 camiye çıkmakta, 2 büyük çarşıya bitişik ki, çarşıların uzunluğu en az 2 km ve 4 adette caddeye bağlantısı bulunmakta. Alt çarşılarında her tür dükkân bulunup çok çeşitli muhteşem sanat icra edilmiş her tür turistik eser satılmakta ve ...
Gençlik, insan ömrünün en kıymetli hazinesi, hayat mevsiminin baharıdır. Kur’an’da Rum suresi, 54. ayette insanın üç evresi yani küçüklüğü, gençliği ve ihtiyarlığı anlatılırken gençlik yıllarının beden ve ruh olarak insanın en güçlü zamanı olduğu ifade edilir. Enbiya suresi, 51-70 ayetlerde Rabbimiz İbrahim peygamberin, Yusuf suresi; 24-35 ayetlerde Hz. Yusuf’un, Kasas suresi; 23-35 ayetlerd...
Kıymetli okurlarım! İzin sezonu çoktan açıldığı için güzel dinimizin önemli bir konusunu paylaşmak istedim. Seferilik. İslam fıkhında; belirli uzaklıkta bir yere gitmeye seferilik, bu yola çıkan kişiye misafir, (yolcu, seferi) yolcu olmayan kimseye de mukim denir. İnsanlar için sefer hali genelde meşakkatlidir ve kişinin yorgunluk ve bedensel sıkıntıla...
Bilindiği gibi din, insanların dünya ve ahiret mutluluğu için gönderilen ilahi kaynaklı kurallar bütünüdür. Bu kurallara mümkün olduğunca uyan müminler iki dünyada da huzurlu olurlar ki, bunu dinin sahibi Allah böyle buyurmaktadır. Bu kurallar iki kısma ayrılır; Emirler ve yasaklar. Emirler; Allah’ın yapmamızı istedikleri kuralla...
Kıymetli okurlarım! Bildiğiniz gibi Efendimizin dine davet yöntemini, metodunu araya başka yazılarım da girse daha önce iki yazı ile sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda bu konuyu bitireceğiz inşallah. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) bildiğini ve inandığını başkalarına, çabası ve yaşantısında gösterirdi. Bu, kendi fikrimizi başkalarına aktarırken son derece inandırıc...
Kıymetli Okurlarım! Görevim dolayısıyla çok gezdim ve bir kaç defa Yunanistan’a da gittim. Yunanistan seyahatlerimizden en sonuncusunu 2016 yılı Kasım ayında bir grup olarak gerçekleştirmiştik. Grubumuz, 560 yıllık bir Kilise Okulu olan Tübingen üniversitesi misyoner hocaları ve Stuttgart’ın önemli Hıristiyan din adamları ile Müslüma...
İslam’da evlilik ve eş seçimi İnsanı yaratan Rabbimiz onun dünyadaki ihtiyaçlarını da bilmekteydi. Aynen bir makinayı ya da motoru yapan ustanın, o yaptığı aparatın ihtiyaçlarını bildiği gibi. Bu bakımdan bizim dünyadaki ihtiyaçlarımızdan birisi de evliliktir, bir eş ile hayatın acısını ve tatlısını paylaşmaktır. Onunla çocuk yapmak ve insan nesl...
Bizim bütün İslami temelimiz peygamberimize dayanmaktadır. Çünkü Kur’an’ın hayata uygulanışını da onun pratik hayattaki uygulamaları sayesinde öğrendik. Dolayısıyla Efendimizin Kur’an’a dayanan dine davet metodunun 2. Bölümünde de gerçekten güzel örneklere şahit olacağız...
Kur’an-ı Kerim ile ilgili yüzyıllardır her dil ve lehçede sayılamayacak kadar çok kitap yazıldı. Bütün ansiklopedilerin önemli maddesi oldu. Dergilerde, gazetelerde onun ile ilgili sayısız yazılar ortaya kondu. Yahudiler, Hıristiyanlar, Budistler, Hinduistler, Şintoistler, ilkel din inananları ve nihayetinde ateistler, Kur’an hakkında çok şeyler...
İki asır önce bütün gücünü Osmanlıyı yıkmaya veren on bir büyük devletin yanında, günümüzün irili ufaklı nice Müslüman devletleri bunu başardıklarında geleceklerinin çok daha iyi olacağını sanıyorlardı. Hâlbuki çoğu batılı bu ülkelerin asıl amacı; İslam ve Müslümanları, bu iki değeri kendinde m...
Dostlarım! Bana inanın ki, asla önyargılı değilim. Her zamanki gibi aktaracaklarım insanlık tarihinin acı gerçeklerinden bir kesittir. Buna göre de dostumuzu ve düşmanımızı iyi seçmeliyiz. Batı medeniyet, Âdem’in oğullarından Kabil’in, İslam medeniyeti ise Habil’in devamıdır. İnsanlık tarihi bu iki karakterin ve bu iki medeniyetin ortaya koyd...
Biz Müslümanların en önemli yol göstericisi, Allah’ın sözü Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz Muhammed Mustafa sav’ in sözü hadislerdir. Bu ikisine ters düşmeyen her türlü devlet kanunu, örf-adet ve gelenek kuralları da yol göstericimizdir. Milli ve dini eğitimimiz, ticaretimiz, sanatımız, siyasetimiz, bürokrasimiz, a...
Kıymetli okurlarım! Başlık belki size biraz abartılı gelebilir ancak gerçekten bize en büyük zararı veren Müslüman görünümlü İslam düşmanlarıdır. Bunlar ticarette, siyasette, bürokraside, cemaat ve tarikatta, daha nice dernek ve vakıflar içerisinde Müslüman gibi görünüp gerçekte dine ve onun güzel ...
Kıymetli okurlarım Kilim ekibi vesile oluyor biz de Allah’ın bize nasip ettiği doğru din bilgisini sizlerle paylaşıyoruz. Bundan da İlahi rıza ve sizin hayır duanızdan başka bir beklentimiz yoktur. Hiç bir gazete yazısından, radyo ve televizyon programından ücret almış ve beklemiş değiliz. Bu, zaman zaman böyle sanıldığı ve sorulduğu için mecburen ifade ettiğimiz bi...