Son zamanlarda İstanbul’da hayli popüler olan bir stand-up etkinliğinden söz ederek başlamak istiyorum. Gün içinde, trafikte ve ya bazı başka durumlarda başından geçen bazı gözlemlerini esprili bir dille anlatan kişi yani stand-upçımız sayın Gökben HIZLI SAYAR, alanında oldukça başarılı bir psikiyatri profesörü, üniversitede eğiticilik ve yöneticilik görevlerinde bulunmuş, ünlü olmaya ihtiyacı olmayan çünkü zaten alanında gayet iyi tanınan bir Hoca, gururla söylüyorum ki öğrencisi olduğum bir Hoca. Başından geçen bazı olayları anlatıyor ve bunu yaparken karşı tarafı alçaltıcı, kendini övücü değil gerektiğinde kendiyle dalga geçer şekilde yapıyor.
Mizah duygusu Abraham Maslow’a göre kendini gerçekleştiren bireylerde bulunan bir özelliktir, kuşkusuz hayatımıza renk katan bir olgudur, bizi güldüren insanlarla vakit geçirmeyi severiz bunun yanında mizah yapma tarzı bir kişi hakkında ipucu da verir.
Meselâ Saldırgan Mizah adı verilen tarz karşıdakiler üzerinde üstünlük kurmaya yöneliktir, alay etme, küçük düşürme gibi ögeler barındırır. Diğerleriyle ilişkilerini güçlendirmek için yalnızca kendini eleştiren, tüm konunun kendini yermek olduğu, kendini görmezden gelerek başkalarını eğlendirmeye odaklı tarz ise “Kendini Yıkıcı Mizahtır”. Bu iki türde çeşitli seviyelerde kendine güvensizlik, duygusal boşluk, sorunları görmezden gelme, diğerlerine düşmanlık gibi altyapılar düşünülebilir.
Yine kendiyle ilgili espri yapan fakat önceki söz ettiğimiz gibi kendini yerden yere vuran değil, sağlıklı ve gerçekçi şekilde negatif durumdan eğlenceli bir yan çıkararak, esprili bakış açısıyla durumu paylaşmayı içeren “Kendini Geliştirici Mizah” ve yine kendi ve diğerleri hakkında eğlenceli tarafları farkedip saygı çerçevesinde, eğlenceli şekilde sunmayı içeren “Katılımcı Mizah” tarzları vardır ki bunlar yıkıcı mizah tarzlarında görülen kendini kabul etmemeyi barındırmaz, aksine kendine saygı ve kendini kabul etmeye, özgüvene dayanır. Özsaygı, iyi oluş, deneyime açık olma, kişilerarası ilişkileri güçlendirme gibi konularla ilişkilendirilmekte olup, depresyon ve anksiyete gibi sorunlara karşı koruyucu özellik gibi düşünülebilir.
Her konuda olmayabilir, büyük acılar için değil fakat bazı olup bitenler hakkında mümkün olduğunca eğlenceli bir yan bulmak, en azından olay durulduktan sonra bir yakınımıza anlatabilmek ve bu sırada kendimize saygımızı koruyarak biraz olsun kendimize gülebilmek negatif konuşmalara göre bizi olumlu etkileyeceği için günlük koşturma sırasında olan tersliklere mizahi açıdan bakmayı denemeye değer. Araştırmalar hem yakınlarımızla paylaşmanın hem de bir durumu aktarırken kafamızda yeniden organize etmenin faydasına hattâ bu aktarma sırasında minicik de olsa mizah sosu katmanın önemine dikkat çekmektedir. Başlangıçta unutup üzüntü ya da öfkeyi ilk planda ortaya koysak da zamanla küçük aksiliklerin içinde mizahi bir parça bulma davranışı gelişecektir, bilindiği üzere bir davranışı ne kadar yaparsak beynimiz o yönde gelişir ve ona devam etme ihtimalimiz artar.
Birlikte deneyelim mi: Umarım her şey yolunda gider ama terslikle karşılaşanlar bu yazıyı okuduktan sonra haftada en az 3 küçük aksiliği (yemeğin yanması, otobüse yetişememek, sıra size geldiğinde kasiyerin acil dışarı çıkması, son ürünü başkasının alması vb.) bir yakınına biraz espri katarak aktarıp ay sonunda geribildirimlerinizi bana yazmaya ne dersiniz? Bunun psikolojimize ve çevremizle ilişkilerimize olumlu etkilerini kendinize hatırlatarak ilk adımı atabilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim Değerli Hocam Profesör Doktor Sayın Gökben HIZLI SAYAR’ın bu kadar başarılı bir psikiyatrist, Kişiler Arası İlişkiler Terapisti, öğretim görevlisi, yönetici, anne, eş olurken bulduğu enerjide bu sağlıklı mizah duygusunun payı olduğunu düşünmekteyim.
Ramazan Bayramı coşkusu yaşadığımız şu günlerde etrafınızda olan ufak tefek aksamalara komik yönden bakmayı deneyebilmeniz, kötü olay yaşamamanız ve neşenizin bol olması temennilerimle İyi Bayramlar ve Sağlıklı günler dilerim.
Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist
Diler ÖZYURT
Soru ve görüşleriniz için: WhatsApp, Telegram: 0090 532 365 3381
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Merhabalar, bu yazıyı sizlerden gelen sorular üzerine oluşturdum. Bazı okuyucularım tatile gitmek için bir yandan sevindiklerini ama bir yandan bazı kaygıları olduğunu, ne zaman memlekete gidecek olsalar yola çıkmadan önce hastalandıklarını yazmışlar. Öncelikle çok güzel anılar biriktireceğiniz keyifli bir tatil dilerim. Geçmişte, tam da memleketi özlemişken, oralara gitme heyecanıyla ya da ...
Yeni tanıştığımız birini düşünün, yeni iş arkadaşı, yeni taşınan komşu vb. İlk görüşten sonra zihnimizde onunla ilgili bir fikir oluştururuz; sıcakkanlı/mesafeli, eğlenceli biri, ağırbaşlı biri gibi düşüncelerimiz olur, elbette zamanla tanıdıkça, yeni davranışlarına da tanık oldukça bu düşüncelerimiz desteklenir ya da farklılaşır. Bunu çoğumuz yapıyor olabiliriz ve düşündüğümüzde bu şekilde davran...
Ebeveynler çocuklarından ne ister, ne bekler? Genellikle çok büyük şeyler değil, öncelikle sağlıklı mutlu olmaları, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, vatana millete ve ailesine hayırlı evlat olmaları yani çocuklarımız eğitim görsün diye emek vermemiz ve maddi kaynak ayırmamızın nedeni kendimize değil onlara ve topluma fayda sağlamak. Aileler bazen zorluk yaşasa da evlatlarının eğitimi için...
Son zamanlarda İstanbul’da hayli popüler olan bir stand-up etkinliğinden söz ederek başlamak istiyorum. Gün içinde, trafikte ve ya bazı başka durumlarda başından geçen bazı gözlemlerini esprili bir dille anlatan kişi yani stand-upçımız sayın Gökben HIZLI SAYAR, alanında oldukça başarılı bir psikiyatri profesörü, üniversitede eğiticilik ve yöneticilik görevlerinde bulunmuş, ünlü olmaya ihtiyacı olm...
Sevgili okuyucularımız, sizlerden gelen soru ve öneriler hem ilginizden dolayı mutlu olmamızı sağlıyor hem de daha önemlisi sizler için gerekli konulara odaklanmamıza yardımcı oluyor. Yine sizlerin taleplerinize yönelik hazırladığım bir yazıyla beraberiz, bu güne kadar kendimiz sıkıntı yaşadığımızda dikkat etmemiz gereken öncüller, kullanabileceğimiz kü&cc...
Pandemide ne yazık ki 1 yılı doldurduk, tez zamanda düzelmesini dileyerek bu yazımızda yeni hayat düzenimizin getirdiği bedensel, ruhsal, ekonomik sıkıntılar dışında diğer bir sorun olan artan kilolardan bahsedeceğiz. Kilo alımı estetik kaygılar kadar tıbbi nedenlerle de problem olabilen bir durumdur. Biz ruh sağlığı uzmanları için bazı psikolojik sorunların göstergesi ola...
Baştan belirtmeliyim ki burada sözü edilen keyifsizlik, çökkünlük (depresyon) kriterlerini karşılayacak düzeyde ve sürede bir keyif almama durumu olup, uygun uyaranlara verilen kısa süreli tepkiler değildir. Olmamasını dilemekle birlikte hayatta irili ufaklı bazı zorluklar yaşamanın kaçınılmaz olduğunu bilmekteyiz, bu tür durumlarla oranlı...
Eskiden “böyle bir hastalık olacak ve evden çıkamayacaksınız” deseler inanmazdık ama ne yazık ki bir an önce bitmesini dilediğimiz Covid 19 süreci gelişti ve gerek yakınlarımızı kaybetmek gerek işlerimizin bozulması gibi çeşitli zararlar verdi (Kaybı olanlara sabır ve Merhum/Merhumelere Rahmet dilerim). Umuyoruz ki aşıların bulunması ve uygulanması s...
Eskiden “böyle bir hastalık olacak ve evden çıkamayacaksınız” deseler inanmazdık ama ne yazık ki bir an önce bitmesini dilediğimiz Covid 19 süreci gelişti ve gerek yakınlarımızı kaybetmek gerek işlerimizin bozulması gibi çeşitli zararlar verdi (Kaybı olanlara sabır ve Merhum/Merhumelere Rahmet dilerim). Umuyoruz ki aşıların bulunması ve uygulanması s...
Şarkı adı gibi, hattâ açıkça yazalım Mehmet Erdem’in “Acıyı Sevmek Olur mu” isimli şarkısından esinlenerek başladığım bu yazımda “kaygıyı sevmek, kaygılanmaktan memnun olmak” ile ilgili bazı görüşlere yer vereceğim. Normal şartlarda endişe korku uyandırmayacak bir olay/duruma aşırı korku ile tepki verme ya da yaşanan olay/durumla oran...
Bu yazımı siz sayın okuyucularımızdan WhatsApp yoluyla gelen sorular doğrultusunda önceki yazımızda değindiğim “uykusuzluk” konusuna ayırdım. Sizden gelen yorum/görüş ve sorular bizim için çok kıymetlidir, ilginiz için teşekkür ederim. Önceki yazımızdan hatırlayacağınız üzere “Yeterli süre ve kalitede uyku uyuyamıyor, uykuy...
En uzun süre uyumadan kalma rekoru 264 saat ile kırılmış olsa da günlük uykunun önemini hepimiz biliriz. Yeterli ve kaliteli uykudan mahrum olmak organizmanın virüs, enfeksiyon ve diğer toksik maddelere karşı savunmasında rol alan bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Uykusuzluğun beyin üzerindeki etkileri ise dikkat ve konsantrasyonun azalması gibi bilişsel fonksiyon...
Yeme kuşkusuz sağlığımız, vücut dengemiz için gerekli bir aktivitedir. Fakat aşırı yeme, yeme üzerinde kontrol sahibi olamama ya da kilo vermede başarısız olma gibi durumların hem fiziksel hem de duygusal açıdan yaşattığı zorluklar bulunur. Ayrıca, istendiği halde kilo verememenin ruhsal iyiliğimizi bozması yanında ruhsal sağlığımızda bir sorun olması nedeniyle de kilo alab...
Psikolog Diler Özyurt ile özellikle Kaygı, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon konularında konuştuk. Diler Özyurt, Kilim okurları için sorularımızı yanıtladı. İstanbul’daki yakınlarımızdan adını duyduğumuz Uzman Klinik Psikolog Diler Özyurt’un Korona Virüs tedbirleri kapsamında on-line terapi vermeye başladığını öğrenmemiz üzerine siz de...