Pandemide ne yazık ki 1 yılı doldurduk, tez zamanda düzelmesini dileyerek bu yazımızda yeni hayat düzenimizin getirdiği bedensel, ruhsal, ekonomik sıkıntılar dışında diğer bir sorun olan artan kilolardan bahsedeceğiz.
Kilo alımı estetik kaygılar kadar tıbbi nedenlerle de problem olabilen bir durumdur. Biz ruh sağlığı uzmanları için bazı psikolojik sorunların göstergesi olarak anlamı da vardır. Bir şekilde kilo aldıktan sonra bunu sorun edip psikolojinin bozulması da diğer bir sorun olmaktadır.
Dünyamızı saran Covid19 salgınını önlemek için pek çok ülke çeşitli kısıtlamalar getirdi, kimisi tam kapanma, kimisi belli gün ve saatlerde karantina, kimisi belli iş kollarının kapanması, toplu görüşmelerin kontrolü vb. Öyle ya da böyle eski düzenler ve dolayısıyla aktiviteler değişti, geldiğimiz noktada konu dönüp dolaşıp alınan kilolara varıyor.
“Nasıl verilir” sorusu kadar önemli olan “neden aldık” kısmıyla başlayalım:
Bir görüşe göre canlılar tehlike durumunda nesillerinin devamını sürdürme stratejilerine başvurur. İşte bunlardan biri de yemenin artması… Ortamda kıtlık/savaş/ salgın gibi bir tehtit algılayan canlılar gelecekte yemek bulamama güdüsüyle yemek yemeyi arttırılar. İşte Makarna çılgınlığı da bunun bir parçası, salgının ilk zamanlarında marketlerde makarna kalmamıştı. Makarna,un gibi ürünler depolamak ve olası kıtlık durumlarında kullanmak için uygun olduğu için rağbet gördü gibi düşünsek de o kadarla kalmadı, insanlar taze sebze meyveye ulaşılabilir olduğu halde börkler, ekmekler yapıp yedi. Kara gün için alınan stoklar yendi, çünkü yukarıda dediğimiz gibi kıtlık/savaş/ salgın gibi durumlarda var olanı yeyip depolamaya programlıyız.
Ayrıca bizler sıkıntımız olduğunda, alıştığımız şeyleri kaybettiğimizde vb. oluşan boşluğu yemekle doldurmaya da müsaitiz ki bazı depresyon tiplerinde görülen bir durumdur.
Son olarak da aktivitelerimizin azalması elbette büyük bir kilo alma sebebidir.
Gelelim “nasıl verilir” kısmına, tabi ki hareketi arttırmak, ekmeği azaltmak vb. demeye gerek yok ama nasıl? Kimi insanlar karar verir ve rahatlıkla kendi kendine uygular, kimisi de bu konuda dış kontrole ihtiyaç duyar. Böyle kontrole ihtiyaç duyanlar diyetisyenlerle beslenme programı ya da psikologlarla yeme davranışını düzenleme şeklinde çalışabilirler ama yasaklar, kısıtlamalar, önlemler ya da başka sebeplerle bu yollara başvuramayanlar için birkaç davranışsal ipucu denenebilir:
⦁ Düzenli yemek (ve varsa ara öğün) saatlerine uymak ve o saatler dışında yiyeceklerden uzak durmak.
⦁ Beslenme uzmanı tarafından kişiye özel hazırlanan listeler tercih edilmekle birlikte buna imkan olmamışsa bir dengeli yeme programı edinmek ve güne başlarken tüm günün öğünlerini ayrı paketlere koyup üzerini etiketleyerek dolaba koymak. Bu sayede kontrolü sağlamak rahat olabilir.
⦁ Öğünleri ayak üstü değil masa başında tüketmek. Doyma, yalnızca mideye giren miktarla değil davranışsal ve görsel olarak da desteklenmeli.
⦁ Ağıza her atılan liste dışı şeyi not etmek, önemli olan ağıza atmamak diyecek olursanız, onu başarmanın yolu yazmaktır. Yanlışlıkla yense ya da yenmeye teşebbüs edilse bile birkaç gün içinde artık elinizin uzanmadığını fark edeceksiniz.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Merhabalar, bu yazıyı sizlerden gelen sorular üzerine oluşturdum. Bazı okuyucularım tatile gitmek için bir yandan sevindiklerini ama bir yandan bazı kaygıları olduğunu, ne zaman memlekete gidecek olsalar yola çıkmadan önce hastalandıklarını yazmışlar. Öncelikle çok güzel anılar biriktireceğiniz keyifli bir tatil dilerim. Geçmişte, tam da memleketi özlemişken, oralara gitme heyecanıyla ya da ...
Yeni tanıştığımız birini düşünün, yeni iş arkadaşı, yeni taşınan komşu vb. İlk görüşten sonra zihnimizde onunla ilgili bir fikir oluştururuz; sıcakkanlı/mesafeli, eğlenceli biri, ağırbaşlı biri gibi düşüncelerimiz olur, elbette zamanla tanıdıkça, yeni davranışlarına da tanık oldukça bu düşüncelerimiz desteklenir ya da farklılaşır. Bunu çoğumuz yapıyor olabiliriz ve düşündüğümüzde bu şekilde davran...
Ebeveynler çocuklarından ne ister, ne bekler? Genellikle çok büyük şeyler değil, öncelikle sağlıklı mutlu olmaları, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, vatana millete ve ailesine hayırlı evlat olmaları yani çocuklarımız eğitim görsün diye emek vermemiz ve maddi kaynak ayırmamızın nedeni kendimize değil onlara ve topluma fayda sağlamak. Aileler bazen zorluk yaşasa da evlatlarının eğitimi için...
Son zamanlarda İstanbul’da hayli popüler olan bir stand-up etkinliğinden söz ederek başlamak istiyorum. Gün içinde, trafikte ve ya bazı başka durumlarda başından geçen bazı gözlemlerini esprili bir dille anlatan kişi yani stand-upçımız sayın Gökben HIZLI SAYAR, alanında oldukça başarılı bir psikiyatri profesörü, üniversitede eğiticilik ve yöneticilik görevlerinde bulunmuş, ünlü olmaya ihtiyacı olm...
Sevgili okuyucularımız, sizlerden gelen soru ve öneriler hem ilginizden dolayı mutlu olmamızı sağlıyor hem de daha önemlisi sizler için gerekli konulara odaklanmamıza yardımcı oluyor. Yine sizlerin taleplerinize yönelik hazırladığım bir yazıyla beraberiz, bu güne kadar kendimiz sıkıntı yaşadığımızda dikkat etmemiz gereken öncüller, kullanabileceğimiz kü&cc...
Pandemide ne yazık ki 1 yılı doldurduk, tez zamanda düzelmesini dileyerek bu yazımızda yeni hayat düzenimizin getirdiği bedensel, ruhsal, ekonomik sıkıntılar dışında diğer bir sorun olan artan kilolardan bahsedeceğiz. Kilo alımı estetik kaygılar kadar tıbbi nedenlerle de problem olabilen bir durumdur. Biz ruh sağlığı uzmanları için bazı psikolojik sorunların göstergesi ola...
Baştan belirtmeliyim ki burada sözü edilen keyifsizlik, çökkünlük (depresyon) kriterlerini karşılayacak düzeyde ve sürede bir keyif almama durumu olup, uygun uyaranlara verilen kısa süreli tepkiler değildir. Olmamasını dilemekle birlikte hayatta irili ufaklı bazı zorluklar yaşamanın kaçınılmaz olduğunu bilmekteyiz, bu tür durumlarla oranlı...
Eskiden “böyle bir hastalık olacak ve evden çıkamayacaksınız” deseler inanmazdık ama ne yazık ki bir an önce bitmesini dilediğimiz Covid 19 süreci gelişti ve gerek yakınlarımızı kaybetmek gerek işlerimizin bozulması gibi çeşitli zararlar verdi (Kaybı olanlara sabır ve Merhum/Merhumelere Rahmet dilerim). Umuyoruz ki aşıların bulunması ve uygulanması s...
Eskiden “böyle bir hastalık olacak ve evden çıkamayacaksınız” deseler inanmazdık ama ne yazık ki bir an önce bitmesini dilediğimiz Covid 19 süreci gelişti ve gerek yakınlarımızı kaybetmek gerek işlerimizin bozulması gibi çeşitli zararlar verdi (Kaybı olanlara sabır ve Merhum/Merhumelere Rahmet dilerim). Umuyoruz ki aşıların bulunması ve uygulanması s...
Şarkı adı gibi, hattâ açıkça yazalım Mehmet Erdem’in “Acıyı Sevmek Olur mu” isimli şarkısından esinlenerek başladığım bu yazımda “kaygıyı sevmek, kaygılanmaktan memnun olmak” ile ilgili bazı görüşlere yer vereceğim. Normal şartlarda endişe korku uyandırmayacak bir olay/duruma aşırı korku ile tepki verme ya da yaşanan olay/durumla oran...
Bu yazımı siz sayın okuyucularımızdan WhatsApp yoluyla gelen sorular doğrultusunda önceki yazımızda değindiğim “uykusuzluk” konusuna ayırdım. Sizden gelen yorum/görüş ve sorular bizim için çok kıymetlidir, ilginiz için teşekkür ederim. Önceki yazımızdan hatırlayacağınız üzere “Yeterli süre ve kalitede uyku uyuyamıyor, uykuy...
En uzun süre uyumadan kalma rekoru 264 saat ile kırılmış olsa da günlük uykunun önemini hepimiz biliriz. Yeterli ve kaliteli uykudan mahrum olmak organizmanın virüs, enfeksiyon ve diğer toksik maddelere karşı savunmasında rol alan bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Uykusuzluğun beyin üzerindeki etkileri ise dikkat ve konsantrasyonun azalması gibi bilişsel fonksiyon...
Yeme kuşkusuz sağlığımız, vücut dengemiz için gerekli bir aktivitedir. Fakat aşırı yeme, yeme üzerinde kontrol sahibi olamama ya da kilo vermede başarısız olma gibi durumların hem fiziksel hem de duygusal açıdan yaşattığı zorluklar bulunur. Ayrıca, istendiği halde kilo verememenin ruhsal iyiliğimizi bozması yanında ruhsal sağlığımızda bir sorun olması nedeniyle de kilo alab...
Psikolog Diler Özyurt ile özellikle Kaygı, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon konularında konuştuk. Diler Özyurt, Kilim okurları için sorularımızı yanıtladı. İstanbul’daki yakınlarımızdan adını duyduğumuz Uzman Klinik Psikolog Diler Özyurt’un Korona Virüs tedbirleri kapsamında on-line terapi vermeye başladığını öğrenmemiz üzerine siz de...