Sevgili okuyucularımız, sizlerden gelen soru ve öneriler hem ilginizden dolayı mutlu olmamızı sağlıyor hem de daha önemlisi sizler için gerekli konulara odaklanmamıza yardımcı oluyor. Yine sizlerin taleplerinize yönelik hazırladığım bir yazıyla beraberiz, bu güne kadar kendimiz sıkıntı yaşadığımızda dikkat etmemiz gereken öncüller, kullanabileceğimiz küçük ipuçları gibi konulara değinmiştik. Bu yazımız psikolojik sıkıntı çeken yakınlarımıza nasıl davranmamız üzerine bir serinin ilki olacak, depresyon ile serimize başlayacağız.
Duygu durum bozuklukları olarak adlandırılan grupta çeşitli rahatsızlıklar vardır, majör depresyon bunlardan biridir. Toplumda sık karşılaşılan ve kişiye de çevresindekilere de zorluklar yaşatan, bazen tekrarlayıcı olabilen bu durumdan kurtulmak mümkündür. İlaçlı/ ilaçsız tedavi seçenekleri psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilir ve seçim imkanı varsa karar hastaya bırakılır.
İlaçla tedavi ya da psikoterapi veya ikisi birlikte olmak üzere hangi yoldan gidilirse gidilsin hasta yakınlarının dikkat etmesi gerek hususlar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi eğer cana kıyma riski varsa bunun öncüllerine dikkat etmek, kişiyi yalnız bırakmamak, yaşanan ortamın güvenliğini kontrol etmektir. Depresyon ve maninin döngüler ile yaşandığı yani Bipolar bozukluk adı verilen durum varsa döngüler arası değişim ipuçlarını tesbit etmek ve bunlara karşı dikkatli olmak önemlidir ve tabi ki her tür bozuklukta olduğu gibi ilaç kullanılan bir yönteme başvurulmuşsa ilaçların düzenli kullanımı ve gerektiğinde hekim eşliğinde kesilmesi.
Bu önemli uyarılardan sonra gelelim bizim nasıl davranmamız gerektiğine. Depresyonda sosyal destek çok önemlidir. Depresyondaki yakınlarımıza onları koşulsuz sevdiğimizi, zorluklar karşısında yanlarında olduğumuzu, elimizden geldiğince destek olacağımızı hissettirmeliyiz. Bu noktada önemli bir ayrıma dikkat çekmek istiyorum: “Yanlarında olmak, destek olmak” gibi şeylerden kastımız onların yerine bir şey yapmak değil, duruma göre bazen bu da yapılabilir ama onlardan önce davranıp kendilerini aciz hissettirmeden ve sürekli bir şeyleri başkasından beklemelerine neden olmayacak şekilde. Unutmayın ki depresyon sırasında enerji azlığı ve isteksizlik ön plandadır fakat depresyon yaşayanların hayattan çekilmemesini de teşvik etmek lazımdır. Bu durumda onların önceden yapmaktan zevk aldıkları şeylerden birini önerip uygun koşullarda azar azar yapmaları ve içlerine kapanmamalı sağlanmaya çalışılabilir.
Unutulmaması gereken bir konu da depresyondaki bireylerin yürütücü işlevlerinin zayıflaması. Bu çoğunlukla geçici bir durum olmakla birlikte o sırada kişinin düşünme kapasitesini olumsuz etkiler. Mesela zor bir karar aşamasında birlikte seçenekleri gözden geçirmek, onun düşünmediği alternatifleri sunmak gibi destekler verilebilir. Tüm alternatiflere rağmen uygun olmayanda ısrarcı olursa kararın kendisine ait olduğu fakat o anki duygu durumu iyileşene kadar önemli konuları ertelemesi gerektiğini belirtmek gerekir.
Son olarak da depresyon çeken yakınlarımızı hayattan kopmamaya, kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik ederken büyük hedefler koyup büyük beklentiler beslememeliyiz. Yukarıda belirtildiği gibi enerji azlığı, isteksizlik, yürütücü işlevlerin aksamasının söz konusu olduğu bir halde olmaları sebebiyle hastalık öncesinde yapabildikleri şeyleri yapmaları zordur ve hedefi yüksek tutarlarsa kendilerine güvensizlik ve suçluluk hisleri alevlenecektir.
Sağlıklı günler dilerim.
Soru ve görüşleriniz için dilerozyurt@hotmail.com Whatsapp/Telegram: 00905323653381
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Merhabalar, bu yazıyı sizlerden gelen sorular üzerine oluşturdum. Bazı okuyucularım tatile gitmek için bir yandan sevindiklerini ama bir yandan bazı kaygıları olduğunu, ne zaman memlekete gidecek olsalar yola çıkmadan önce hastalandıklarını yazmışlar. Öncelikle çok güzel anılar biriktireceğiniz keyifli bir tatil dilerim. Geçmişte, tam da memleketi özlemişken, oralara gitme heyecanıyla ya da ...
Yeni tanıştığımız birini düşünün, yeni iş arkadaşı, yeni taşınan komşu vb. İlk görüşten sonra zihnimizde onunla ilgili bir fikir oluştururuz; sıcakkanlı/mesafeli, eğlenceli biri, ağırbaşlı biri gibi düşüncelerimiz olur, elbette zamanla tanıdıkça, yeni davranışlarına da tanık oldukça bu düşüncelerimiz desteklenir ya da farklılaşır. Bunu çoğumuz yapıyor olabiliriz ve düşündüğümüzde bu şekilde davran...
Ebeveynler çocuklarından ne ister, ne bekler? Genellikle çok büyük şeyler değil, öncelikle sağlıklı mutlu olmaları, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, vatana millete ve ailesine hayırlı evlat olmaları yani çocuklarımız eğitim görsün diye emek vermemiz ve maddi kaynak ayırmamızın nedeni kendimize değil onlara ve topluma fayda sağlamak. Aileler bazen zorluk yaşasa da evlatlarının eğitimi için...
Son zamanlarda İstanbul’da hayli popüler olan bir stand-up etkinliğinden söz ederek başlamak istiyorum. Gün içinde, trafikte ve ya bazı başka durumlarda başından geçen bazı gözlemlerini esprili bir dille anlatan kişi yani stand-upçımız sayın Gökben HIZLI SAYAR, alanında oldukça başarılı bir psikiyatri profesörü, üniversitede eğiticilik ve yöneticilik görevlerinde bulunmuş, ünlü olmaya ihtiyacı olm...
Sevgili okuyucularımız, sizlerden gelen soru ve öneriler hem ilginizden dolayı mutlu olmamızı sağlıyor hem de daha önemlisi sizler için gerekli konulara odaklanmamıza yardımcı oluyor. Yine sizlerin taleplerinize yönelik hazırladığım bir yazıyla beraberiz, bu güne kadar kendimiz sıkıntı yaşadığımızda dikkat etmemiz gereken öncüller, kullanabileceğimiz kü&cc...
Pandemide ne yazık ki 1 yılı doldurduk, tez zamanda düzelmesini dileyerek bu yazımızda yeni hayat düzenimizin getirdiği bedensel, ruhsal, ekonomik sıkıntılar dışında diğer bir sorun olan artan kilolardan bahsedeceğiz. Kilo alımı estetik kaygılar kadar tıbbi nedenlerle de problem olabilen bir durumdur. Biz ruh sağlığı uzmanları için bazı psikolojik sorunların göstergesi ola...
Baştan belirtmeliyim ki burada sözü edilen keyifsizlik, çökkünlük (depresyon) kriterlerini karşılayacak düzeyde ve sürede bir keyif almama durumu olup, uygun uyaranlara verilen kısa süreli tepkiler değildir. Olmamasını dilemekle birlikte hayatta irili ufaklı bazı zorluklar yaşamanın kaçınılmaz olduğunu bilmekteyiz, bu tür durumlarla oranlı...
Eskiden “böyle bir hastalık olacak ve evden çıkamayacaksınız” deseler inanmazdık ama ne yazık ki bir an önce bitmesini dilediğimiz Covid 19 süreci gelişti ve gerek yakınlarımızı kaybetmek gerek işlerimizin bozulması gibi çeşitli zararlar verdi (Kaybı olanlara sabır ve Merhum/Merhumelere Rahmet dilerim). Umuyoruz ki aşıların bulunması ve uygulanması s...
Eskiden “böyle bir hastalık olacak ve evden çıkamayacaksınız” deseler inanmazdık ama ne yazık ki bir an önce bitmesini dilediğimiz Covid 19 süreci gelişti ve gerek yakınlarımızı kaybetmek gerek işlerimizin bozulması gibi çeşitli zararlar verdi (Kaybı olanlara sabır ve Merhum/Merhumelere Rahmet dilerim). Umuyoruz ki aşıların bulunması ve uygulanması s...
Şarkı adı gibi, hattâ açıkça yazalım Mehmet Erdem’in “Acıyı Sevmek Olur mu” isimli şarkısından esinlenerek başladığım bu yazımda “kaygıyı sevmek, kaygılanmaktan memnun olmak” ile ilgili bazı görüşlere yer vereceğim. Normal şartlarda endişe korku uyandırmayacak bir olay/duruma aşırı korku ile tepki verme ya da yaşanan olay/durumla oran...
Bu yazımı siz sayın okuyucularımızdan WhatsApp yoluyla gelen sorular doğrultusunda önceki yazımızda değindiğim “uykusuzluk” konusuna ayırdım. Sizden gelen yorum/görüş ve sorular bizim için çok kıymetlidir, ilginiz için teşekkür ederim. Önceki yazımızdan hatırlayacağınız üzere “Yeterli süre ve kalitede uyku uyuyamıyor, uykuy...
En uzun süre uyumadan kalma rekoru 264 saat ile kırılmış olsa da günlük uykunun önemini hepimiz biliriz. Yeterli ve kaliteli uykudan mahrum olmak organizmanın virüs, enfeksiyon ve diğer toksik maddelere karşı savunmasında rol alan bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Uykusuzluğun beyin üzerindeki etkileri ise dikkat ve konsantrasyonun azalması gibi bilişsel fonksiyon...
Yeme kuşkusuz sağlığımız, vücut dengemiz için gerekli bir aktivitedir. Fakat aşırı yeme, yeme üzerinde kontrol sahibi olamama ya da kilo vermede başarısız olma gibi durumların hem fiziksel hem de duygusal açıdan yaşattığı zorluklar bulunur. Ayrıca, istendiği halde kilo verememenin ruhsal iyiliğimizi bozması yanında ruhsal sağlığımızda bir sorun olması nedeniyle de kilo alab...
Psikolog Diler Özyurt ile özellikle Kaygı, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon konularında konuştuk. Diler Özyurt, Kilim okurları için sorularımızı yanıtladı. İstanbul’daki yakınlarımızdan adını duyduğumuz Uzman Klinik Psikolog Diler Özyurt’un Korona Virüs tedbirleri kapsamında on-line terapi vermeye başladığını öğrenmemiz üzerine siz de...