Dr. Bilal Doğan’ın Kaleminden…
03-12 Haziran 2025 tarihleri arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfının iş birliğinde organize edilen vekaletle kurban hizmetinde bulunmak üzere Afrika’ya, Fildişi Sahiline göreve gittik. Gidiş dönüş sadece uçak yolculuğumuz 30 saati buldu. Ve gerçekten cennet gibi bir ülkede acımasız Batının (Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Amerika, Portekiz, Danimarka, Amerika vb.) gerçek yüzünü bir daha gördük. Varlık içinde yokluk çeken, bütün yerüstü, yeraltı ve insan kaynaklarının acımasız, kapitalist batılıların sömürüsü için nasıl talan edildiğini gördük. Birçoğunun adını dahi bilemediğimiz ve hiç görmediğimiz meyve ve sebze çeşitleri ile yılın neredeyse 300 günü yağmurla geçen yem yeşil bir ülke gördük. Allah’ın ne kadar büyük olduğunu, farklı ırk ve misafirperverlikte sahabeyi andıran güzel mümin kardeşlerimizi gördük. Atlas okyanusunun sunduğu sayısız deniz nimetlerinin güzel ülkesini gördük. Ekvator ve tropikal orta Afrika nemli ikliminin muhteşemliğini gördük. Bu nimetler içerisinde resmi dilinin, sokak cadde adlarının, araç plakalarının, eğitim ve yönetim sistemlerinin Fransız etkisinde olduğunu üzülerek gördük. Dinleri büyük oranda zorla değiştirilen güzel siyahi insanları gördük. Batının acımasızlığının, güç ve ihtişam gösterisinin sembolü olan başkent Yamoussoukro’daki dünyanın en büyük lüks Katolik kilisesini gördük. Ancak ne yazık ki, kumda, hasırda içinde namaz kılınan cami ve mescitler gördük. Bunun yanında dünya Müslümanlarının yardımı ile mütevazı denilebilecek güzel camiler de gördük. Hemen her İslam ülkesinde olduğu gibi Fildişi Sahilinde de Müslümanların en büyük sorunu olan İran’ın Şia gösterisi ve bölücülük merkezi ihtişamlı camilerini de gördük. Batılı sömürgecilerin oturduğu lüks semtlerin yanında, aracın dahi girmekte zorlandığı çöp içerisinde son derece sağlıksız ortamda yaşanılan, barakalardan oluşma semtler, mahalleler gördük. Amacımız, bu tür olumsuz tabloları çoğaltmak değil, sadece birkaç asırdır devam eden acı gerçeğin bir nebze siz okurlarımıza resmini çekmektir. Fildişi Sahili ülkesinin yukarıda ifade ettiğimiz gibi resmi dili Fransızca, Başkenti Yamoussoukro ve en büyük şehri Atlas okyanusu kıyısındaki liman kenti Abidjan. 7 Ağustos 1960’ta Fransa'dan bağımsızlığını almış ancak Fransa tesiri, şirketleri ve sistemi ile devam ediyor. Yüzölçümü 323 km2, nüfusu, 28 milyon, para birimi Batı Afrika CFA’sı ve kişi başı yıllık milli geliri 2.281 $. Afrika kıtasının batı kısmında yer alıyor. Ülke; Mali, Burkina Faso, Gana, Liberya ve Gine’ye sınır olup güneyinde Atlas Okyanusu yer almakta. Ülkenin kurulduğu bölgede çok sayıda fil olduğundan 16.yüzyılda Portekizliler ülkenin ismi Fildişi Sahili olarak belirlemiş ve fildişi uzun yıllar ülkenin en önemli ihracat kaynaklarından biri olmuş. Ülke yüzeyi çoğunlukla yayla ve ovalardan oluşmakta, deniz seviyesine çok yakın, çölü olmayan yeşillik bir coğrafyaya sahip. Çok yağmur aldığı için birçok akarsuyu, gölü ve barajı bulunmakta. Ülkenin güneyinde nemli tropikal, kuzeyinde ise kurak iklim hâkim. Ortalama sıcaklık 28 °C düzeyinde ve muson rüzgarları ülkede etken. Fildişi Sahilinde bitki örtüsü ve yaban hayatı çok çeşitli. Ülke genelinde fil yanında bütün yabani hayvan çeşidi bulunmakta. Nüfusun %43'ü İslam, %40'ı Hristiyan (Katolik %20, Protestan %20) ve %3 yerel inanca sahipken inançsızlar ise %13 oranında. Ülkede temiz su kaynaklarına ulaşabilen nüfusun oranı %82 olup bu oran kırsal kesimde düşmekte. Nüfusun sadece %23’ü tam sağlık hizmetinden yararlanabilmekte. Bu yüzden birçok salgın hastalık bulunmakta. Fildişi Sahilinde 15 yaş üzeri okuma yazma bilen oranı %43. Bu oran erkeklerde %53 iken, kadınlarda %33 olup genel nüfusta, erkeklerin %61'i, kadınlarında %73’ü hiç okuma yazma bilmemekte. Eğitim çağındaki 1,800.0000 bin çocuk işçi statüsünde çalışmakta. Bu oran ülkedeki çocuk nüfusunun %35'ini bulmakta.
Ülkede 13. Yüzyılda Mali İmparatorluğu etkinlik sağlamış. Bu zamanda İslam dini ile de tanışılmış. 17. yüzyılda Fransa’nın gelmesi ile Portekizliler bölgeden uzaklaştırılmış. 19. yüzyılda Fransa, bölgeye yerleşmiş. 1885 Berlin Konferansı ile Afrika kıyıları koloni bölgesi ilan edilmiş ve Avrupa ülkeleri arasında Afrika Talanı olarak anılan süreç başlamış. Bu süreçte Katolik kilisesi de bölge genelinde okullar açmış, hatta Harristen Kilisesi kurucusu Liberyalı William Wadé Harris'ın sadece 1914 yılında 120.000 kişiyi Hristiyan yaptığı ifade edilmiştir. Fildişi Sahili'nde zamanla kakao ve kahve ihracatı ile yaşanan olumlu ekonomik gelişmeler, 7 Ağustos 1960 tarihinde bağımsızlık ile sonuçlanmış ve 1990 yılında da çok partili siyasi hayata geçilmiş. 1999 yılında iç savaş bölünmeye sebep olmuş, ülke kuzey ve güney olarak ikiye bölünmüş ancak 4 Mart 2007’deki anlaşma ile iç barış sağlanmış.
Fildişi Sahili anayasa ile yönetilen bir cumhuriyet olup bütün olumsuzluklara rağmen en az gelişmiş ülke statüsünde olmayan 14 Sahra güneyi Afrika ülkesinden biridir. Zengin doğal kaynakları ve yabancı yatırımlarıyla Batı Afrika genelinde Nijerya'dan sonra ikinci ekonomidir. Dünyanın en büyük kakao üreticisidir. Ayrıca kahve, palmiye yağı ve kauçukta da büyük üretici durumunda. Petrol ve doğalgaz dahil zengin yeraltı maden rezervleri de bulunmakta. Ülkede 7 havaalanı asfalt piste sahip. En çok sevilen spor futbol olup 2012'de FIFA sıralamasında 14. sırada yer almış. Diyanet ve Diyanet Vakfı iş birliğinde 2025 yılı Kurban Bayramı’nda Türkiye, Avrupa ve dünyadaki birçok vatandaşlarımızın bağışlarından oluşan kurbanları, Türkiye ve dünya genelinde 81 ülkede 900 bin hisse kurban olarak kesilmiştir. Kurban görevine gittiğimiz Fildişi Sahilinde de 2630 büyükbaş hayvanının kesimi 21 bölgede gerçekleştirilmiş olup yaklaşık 19 bin hisse kesimi ve bu hisselerden oluşan beşer kg’lık paketler halinde 760 bin kişiye et dağıtımı sağlanmıştır. Bu önemli organizasyonun her aşamasında hem kurban bağışı hem de kurban kesim ve dağıtım hizmetinde emeği geçek kıymetli ve fedakâr kardeşlerimize ve değerli ekip üyelerimize en kalbi teşekkürlerimi sunarım. Bu arada izin sezonu başlamış olup bütün kilim okurlarımıza hem kazasız belasız yolculuklar hem de hayırlı tatiller dilerim!
Rabbim sizlerin kurban ve diğer hayırlarınız ile gerçekleşen hizmetlerimizi kabul etsin!
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Dr. Bilal Doğan’ın Kaleminden… 03-12 Haziran 2025 tarihleri arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfının iş birliğinde organize edilen vekaletle kurban hizmetinde bulunmak üzere Afrika’ya, Fildişi Sahiline göreve gittik. Gidiş dönüş sadece uçak yolculuğumuz 30 saati buldu. Ve gerçekten cennet gibi bir ülkede acımasız Batının (Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Amerika, Por...
Kıymetli okurlarımız! Bu yıl hem Ramazan’ı hüzünlü geçirdik hem de Ramazan Bayramı’nı geçmiş yıllara göre buruk karşılıyoruz. Çünkü bir tarafta Gazze ve Filistin topraklarında terör devleti İsrail tarafından yapılan soykırım ve insanlık dışı zulüm hem de bütün dünyanın gözü önünde Amerika ve Batılı devletlerin de desteği ile en acımasız şekilde sürdürülmekte. Yine Doğu Türkistan’da yıllardır...
Kıymetli Okurlarım! İran gezimizin son bölümünde İsfahan’dayız. Buradaki. Nakşı Cihan Meydanı gerçekten harika iki katlı han yapısı şekli ile çevrili. Burası 3-4 camiye çıkmakta, 2 büyük çarşıya bitişik ki, çarşıların uzunluğu en az 2 km ve 4 adette caddeye bağlantısı bulunmakta. Alt çarşılarında her tür dükkân bulunup çok çeşitli muhteşem sanat icra edilmiş her tür turistik eser satılmakta ve ...
Gençlik, insan ömrünün en kıymetli hazinesi, hayat mevsiminin baharıdır. Kur’an’da Rum suresi, 54. ayette insanın üç evresi yani küçüklüğü, gençliği ve ihtiyarlığı anlatılırken gençlik yıllarının beden ve ruh olarak insanın en güçlü zamanı olduğu ifade edilir. Enbiya suresi, 51-70 ayetlerde Rabbimiz İbrahim peygamberin, Yusuf suresi; 24-35 ayetlerde Hz. Yusuf’un, Kasas suresi; 23-35 ayetlerd...
Kıymetli okurlarım! İzin sezonu çoktan açıldığı için güzel dinimizin önemli bir konusunu paylaşmak istedim. Seferilik. İslam fıkhında; belirli uzaklıkta bir yere gitmeye seferilik, bu yola çıkan kişiye misafir, (yolcu, seferi) yolcu olmayan kimseye de mukim denir. İnsanlar için sefer hali genelde meşakkatlidir ve kişinin yorgunluk ve bedensel sıkıntıla...
Bilindiği gibi din, insanların dünya ve ahiret mutluluğu için gönderilen ilahi kaynaklı kurallar bütünüdür. Bu kurallara mümkün olduğunca uyan müminler iki dünyada da huzurlu olurlar ki, bunu dinin sahibi Allah böyle buyurmaktadır. Bu kurallar iki kısma ayrılır; Emirler ve yasaklar. Emirler; Allah’ın yapmamızı istedikleri kuralla...
Kıymetli okurlarım! Bildiğiniz gibi Efendimizin dine davet yöntemini, metodunu araya başka yazılarım da girse daha önce iki yazı ile sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda bu konuyu bitireceğiz inşallah. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) bildiğini ve inandığını başkalarına, çabası ve yaşantısında gösterirdi. Bu, kendi fikrimizi başkalarına aktarırken son derece inandırıc...
Kıymetli Okurlarım! Görevim dolayısıyla çok gezdim ve bir kaç defa Yunanistan’a da gittim. Yunanistan seyahatlerimizden en sonuncusunu 2016 yılı Kasım ayında bir grup olarak gerçekleştirmiştik. Grubumuz, 560 yıllık bir Kilise Okulu olan Tübingen üniversitesi misyoner hocaları ve Stuttgart’ın önemli Hıristiyan din adamları ile Müslüma...
İslam’da evlilik ve eş seçimi İnsanı yaratan Rabbimiz onun dünyadaki ihtiyaçlarını da bilmekteydi. Aynen bir makinayı ya da motoru yapan ustanın, o yaptığı aparatın ihtiyaçlarını bildiği gibi. Bu bakımdan bizim dünyadaki ihtiyaçlarımızdan birisi de evliliktir, bir eş ile hayatın acısını ve tatlısını paylaşmaktır. Onunla çocuk yapmak ve insan nesl...
Bizim bütün İslami temelimiz peygamberimize dayanmaktadır. Çünkü Kur’an’ın hayata uygulanışını da onun pratik hayattaki uygulamaları sayesinde öğrendik. Dolayısıyla Efendimizin Kur’an’a dayanan dine davet metodunun 2. Bölümünde de gerçekten güzel örneklere şahit olacağız...
Kur’an-ı Kerim ile ilgili yüzyıllardır her dil ve lehçede sayılamayacak kadar çok kitap yazıldı. Bütün ansiklopedilerin önemli maddesi oldu. Dergilerde, gazetelerde onun ile ilgili sayısız yazılar ortaya kondu. Yahudiler, Hıristiyanlar, Budistler, Hinduistler, Şintoistler, ilkel din inananları ve nihayetinde ateistler, Kur’an hakkında çok şeyler...
İki asır önce bütün gücünü Osmanlıyı yıkmaya veren on bir büyük devletin yanında, günümüzün irili ufaklı nice Müslüman devletleri bunu başardıklarında geleceklerinin çok daha iyi olacağını sanıyorlardı. Hâlbuki çoğu batılı bu ülkelerin asıl amacı; İslam ve Müslümanları, bu iki değeri kendinde m...
Dostlarım! Bana inanın ki, asla önyargılı değilim. Her zamanki gibi aktaracaklarım insanlık tarihinin acı gerçeklerinden bir kesittir. Buna göre de dostumuzu ve düşmanımızı iyi seçmeliyiz. Batı medeniyet, Âdem’in oğullarından Kabil’in, İslam medeniyeti ise Habil’in devamıdır. İnsanlık tarihi bu iki karakterin ve bu iki medeniyetin ortaya koyd...
Biz Müslümanların en önemli yol göstericisi, Allah’ın sözü Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz Muhammed Mustafa sav’ in sözü hadislerdir. Bu ikisine ters düşmeyen her türlü devlet kanunu, örf-adet ve gelenek kuralları da yol göstericimizdir. Milli ve dini eğitimimiz, ticaretimiz, sanatımız, siyasetimiz, bürokrasimiz, a...
Kıymetli okurlarım! Başlık belki size biraz abartılı gelebilir ancak gerçekten bize en büyük zararı veren Müslüman görünümlü İslam düşmanlarıdır. Bunlar ticarette, siyasette, bürokraside, cemaat ve tarikatta, daha nice dernek ve vakıflar içerisinde Müslüman gibi görünüp gerçekte dine ve onun güzel ...