Sosyal medyada kısmen paylaştığım birkaç önemli konuyu kıymetli Kilim okuyucularımız için özetlemek istiyorum.
Temmuz başlarında Bayraktarların turizm adası olarak işlettikleri tarihimizde çok önemli bir yeri olan İstanbul’a feribotla yaklaşık bir saat uzaklıkta Marmara denizi içinde bulunan Yassıada’ya günübirlik ziyarette bulunduk.
Yassıada’nın adı 2013 yılında “Demokrasi ve özgürlükler adası” olarak değiştirilmiş.
Rahmetli İstanbul eski belediye başkanı Kadir Topbaş ve Türkiye odalar ve borsalar birliği tarafından Reisimiz Tayyip beyin de desteği ile yeniden düzenlenmiş.
Yassıada; asırlarca Roma, Bizans, Latinler ve Osmanlının elinde kalmış.
Ada, asırlarca rahip, rahibe ve papazların inziva yeri olmuş.
1840’larda İngiliz Büyükelçi Sir Henry Bulwer Mansion adayı satın almış ve bir şato da yaptırmış.
Nice sonraları deniz kuvvetlerimizin eline geçmiş ve eğitim üssü olarak kullanılmış.
1960 askeri cuntası döneminde el konularak başta Başbakan Adnan Menderes olmak üzere birçok Müslüman ve Milliyetçi vatan evladına medres-i yusufiye görevi yapmış Yassıada.
Rutubetli ve sıvaları dökük, küçük berbat odaları ve zindanları nice işkenceler, aşağılamalar ve idamlara şahit olmuş.
Devleti yöneten insan evladı yapısı değişince bu adada yapılan zulüm ve haksızlıklar neslimize ve halkımıza yine burada hem de canlandırılarak çok güzel anlatılmış.
Muhteşem camii dahil adada harika bir sistem kurulmuş.
Buna rağmen Yassıada gezisi; uykularımı kaçıran, medeniyetimizin düşmanlarının, ülkemizi sömürgeci Batı ve ABD’nin emri ile nasıl mahvettiklerini de gösteren acı gerçeklerle dolu berbat bir mazi gezisi idi.
Ne tesadüftür ki, 1960 askeri darbesinden aylar önce zamanın Amerika başkanı Dewigt D. Eisenhower Türkiye’yi ziyaret etmiş…
Askeri darbe sonrasında “bizim çocuklar başardı” demişti aynen 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri sonrası diğer ABD başkanlarının da dediği gibi.
Şu an ülkemiz ve Ortadoğu’da terörsüz Türkiye çabası ve alınan sonuçlar çok kıymetlidir.
Bu konuda yıllardır çaba sarf eden her kademedeki siyasetçi, asker ve devlet adamımız haklı bir gururla tarihe geçmişlerdir.
Bu konuda farklı düşünen insanımıza, büyük resmi göremedikleri için üzülür ve acırım.
15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümü de çok önemlidir. Neslimize bunu çok iyi anlatmalıyız.
O günde devlet-millet el ele tarihe önemli bir not düşülmüştü. Asıl önemli olan bu üç olayın ortak yönünün perde arkası ve figüranlarıdır.
Yassıada’da; tarihimiz, kültürümüz, medeniyetimiz ve o yolda çalışan insanımızın çabası hedef alınmıştı.
Bundan kaçabilen genç Prof. Fuat Sezgin tarih yazdı ve tarihe not düştü.
Bence Fuat sezgin acilen Türkiye ve yurtdışında ders kitaplarına girmeli ve neslimize okutulmalı.
1924 ‘ten itibaren rahmetli Özal’a kadar menderes dönemi hariç ülkeyi yönetenler genelde ABD ve Batılı devletlerin sömürgesine hizmet eden ve onlardan emir alarak ülkesini yöneten idareci durumdaydılar. Acı ama maalesef gerçek budur.
Terörsüz Türkiye için mücadele verenlere karşı çıkanlarda maalesef yine aynı batının uydularıdır.
Bu önemli olayda kafası karışanlar ise; Sömürgeci Batının, siyasetçi, hukukçu, gazeteci ve televizyoncu görünümlü uşaklarının kandırdığı bir kısım zavallı insanımızdır.
Keşke bu insanlarımız, birkaç asırdır dindaş ve ırktaşlarımız arasına örülen yapay bariyeri bir görebilselerdi. Sınırlarımızda neden vize olduğunu, neden araçlarımızla hür bir şekilde can-mal korkusu olmadan Orta Asya’yı, Ortadoğu’yu ve Afrika’yı gezemediğimizi onların ise sınırlarından geçerken araçlarının dahi durdurulmadan geçebildiklerinin perde arkasını bir görebilselerdi.
Keşke terörsüz Türkiye gerçekleşince bizde de Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar ve Kafkaslarla sınır kalmayıp, kalkınma hızlanıp sömürünün biteceğini insanımızın birçoğu anlasaydı.
15 Temmuz hain kalkışı da bu dirilişi durdurmak için yine Sömürgeci batının Türk ve İslam aleminin birleşmesinin önünü kesmek için hain piyonları ile yaptığı bir düşmanlıktı. Ülkemizi öncekiler gibi batı ve ABD’ye peşkeş çekeceklerdi.
Bu tespitlerimizi siyasi olarak görmeyin lütfen. Maksadımız din-vatan ve bayrak düşmanlarını tanımanıza katkı sunmaktır.
Rabbim İslam-Türk medeniyetini yeniden dirilterek insanlığa örnek kurtuluş reçetesini tarihimizdeki gibi tekrar sunmayı nasip etsin!
İzin dönemi başlıyor. Rabbim kazasız- belasız tatil ve yolculuk tapmayı da nasip etsin!
Rabbim yar ve yardımcımız olsun!
Hoşça kalınız!
Dr. Bilal Doğan
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Sosyal medyada kısmen paylaştığım birkaç önemli konuyu kıymetli Kilim okuyucularımız için özetlemek istiyorum. Temmuz başlarında Bayraktarların turizm adası olarak işlettikleri tarihimizde çok önemli bir yeri olan İstanbul’a feribotla yaklaşık bir saat uzaklıkta Marmara denizi içinde bulunan Yassıada’ya günübirlik ziyarette bulunduk. Yassıada’nın adı 2013 yılında “Demokrasi ve özgürlükler ad...
Dr. Bilal Doğan’ın Kaleminden… 03-12 Haziran 2025 tarihleri arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfının iş birliğinde organize edilen vekaletle kurban hizmetinde bulunmak üzere Afrika’ya, Fildişi Sahiline göreve gittik. Gidiş dönüş sadece uçak yolculuğumuz 30 saati buldu. Ve gerçekten cennet gibi bir ülkede acımasız Batının (Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Amerika, Por...
Kıymetli okurlarımız! Bu yıl hem Ramazan’ı hüzünlü geçirdik hem de Ramazan Bayramı’nı geçmiş yıllara göre buruk karşılıyoruz. Çünkü bir tarafta Gazze ve Filistin topraklarında terör devleti İsrail tarafından yapılan soykırım ve insanlık dışı zulüm hem de bütün dünyanın gözü önünde Amerika ve Batılı devletlerin de desteği ile en acımasız şekilde sürdürülmekte. Yine Doğu Türkistan’da yıllardır...
Kıymetli Okurlarım! İran gezimizin son bölümünde İsfahan’dayız. Buradaki. Nakşı Cihan Meydanı gerçekten harika iki katlı han yapısı şekli ile çevrili. Burası 3-4 camiye çıkmakta, 2 büyük çarşıya bitişik ki, çarşıların uzunluğu en az 2 km ve 4 adette caddeye bağlantısı bulunmakta. Alt çarşılarında her tür dükkân bulunup çok çeşitli muhteşem sanat icra edilmiş her tür turistik eser satılmakta ve ...
Gençlik, insan ömrünün en kıymetli hazinesi, hayat mevsiminin baharıdır. Kur’an’da Rum suresi, 54. ayette insanın üç evresi yani küçüklüğü, gençliği ve ihtiyarlığı anlatılırken gençlik yıllarının beden ve ruh olarak insanın en güçlü zamanı olduğu ifade edilir. Enbiya suresi, 51-70 ayetlerde Rabbimiz İbrahim peygamberin, Yusuf suresi; 24-35 ayetlerde Hz. Yusuf’un, Kasas suresi; 23-35 ayetlerd...
Kıymetli okurlarım! İzin sezonu çoktan açıldığı için güzel dinimizin önemli bir konusunu paylaşmak istedim. Seferilik. İslam fıkhında; belirli uzaklıkta bir yere gitmeye seferilik, bu yola çıkan kişiye misafir, (yolcu, seferi) yolcu olmayan kimseye de mukim denir. İnsanlar için sefer hali genelde meşakkatlidir ve kişinin yorgunluk ve bedensel sıkıntıla...
Bilindiği gibi din, insanların dünya ve ahiret mutluluğu için gönderilen ilahi kaynaklı kurallar bütünüdür. Bu kurallara mümkün olduğunca uyan müminler iki dünyada da huzurlu olurlar ki, bunu dinin sahibi Allah böyle buyurmaktadır. Bu kurallar iki kısma ayrılır; Emirler ve yasaklar. Emirler; Allah’ın yapmamızı istedikleri kuralla...
Kıymetli okurlarım! Bildiğiniz gibi Efendimizin dine davet yöntemini, metodunu araya başka yazılarım da girse daha önce iki yazı ile sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda bu konuyu bitireceğiz inşallah. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) bildiğini ve inandığını başkalarına, çabası ve yaşantısında gösterirdi. Bu, kendi fikrimizi başkalarına aktarırken son derece inandırıc...
Kıymetli Okurlarım! Görevim dolayısıyla çok gezdim ve bir kaç defa Yunanistan’a da gittim. Yunanistan seyahatlerimizden en sonuncusunu 2016 yılı Kasım ayında bir grup olarak gerçekleştirmiştik. Grubumuz, 560 yıllık bir Kilise Okulu olan Tübingen üniversitesi misyoner hocaları ve Stuttgart’ın önemli Hıristiyan din adamları ile Müslüma...
İslam’da evlilik ve eş seçimi İnsanı yaratan Rabbimiz onun dünyadaki ihtiyaçlarını da bilmekteydi. Aynen bir makinayı ya da motoru yapan ustanın, o yaptığı aparatın ihtiyaçlarını bildiği gibi. Bu bakımdan bizim dünyadaki ihtiyaçlarımızdan birisi de evliliktir, bir eş ile hayatın acısını ve tatlısını paylaşmaktır. Onunla çocuk yapmak ve insan nesl...
Bizim bütün İslami temelimiz peygamberimize dayanmaktadır. Çünkü Kur’an’ın hayata uygulanışını da onun pratik hayattaki uygulamaları sayesinde öğrendik. Dolayısıyla Efendimizin Kur’an’a dayanan dine davet metodunun 2. Bölümünde de gerçekten güzel örneklere şahit olacağız...
Kur’an-ı Kerim ile ilgili yüzyıllardır her dil ve lehçede sayılamayacak kadar çok kitap yazıldı. Bütün ansiklopedilerin önemli maddesi oldu. Dergilerde, gazetelerde onun ile ilgili sayısız yazılar ortaya kondu. Yahudiler, Hıristiyanlar, Budistler, Hinduistler, Şintoistler, ilkel din inananları ve nihayetinde ateistler, Kur’an hakkında çok şeyler...
İki asır önce bütün gücünü Osmanlıyı yıkmaya veren on bir büyük devletin yanında, günümüzün irili ufaklı nice Müslüman devletleri bunu başardıklarında geleceklerinin çok daha iyi olacağını sanıyorlardı. Hâlbuki çoğu batılı bu ülkelerin asıl amacı; İslam ve Müslümanları, bu iki değeri kendinde m...
Dostlarım! Bana inanın ki, asla önyargılı değilim. Her zamanki gibi aktaracaklarım insanlık tarihinin acı gerçeklerinden bir kesittir. Buna göre de dostumuzu ve düşmanımızı iyi seçmeliyiz. Batı medeniyet, Âdem’in oğullarından Kabil’in, İslam medeniyeti ise Habil’in devamıdır. İnsanlık tarihi bu iki karakterin ve bu iki medeniyetin ortaya koyd...
Biz Müslümanların en önemli yol göstericisi, Allah’ın sözü Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz Muhammed Mustafa sav’ in sözü hadislerdir. Bu ikisine ters düşmeyen her türlü devlet kanunu, örf-adet ve gelenek kuralları da yol göstericimizdir. Milli ve dini eğitimimiz, ticaretimiz, sanatımız, siyasetimiz, bürokrasimiz, a...