Dostlarım! Bana inanın ki, asla önyargılı değilim. Her zamanki gibi aktaracaklarım insanlık tarihinin acı gerçeklerinden bir kesittir. Buna göre de dostumuzu ve düşmanımızı iyi seçmeliyiz.
Batı medeniyet, Âdem’in oğullarından Kabil’in, İslam medeniyeti ise Habil’in devamıdır. İnsanlık tarihi bu iki karakterin ve bu iki medeniyetin ortaya koyduğu iyi veya kötü örneklerle doludur. Şöyle ki;
Bilindiği gibi Kabil, tarihin ilk cinayetini hem de kardeşini öldürerek işlemiştir. Bunun arka planında da hırs, kanaatsizlik ve kötü ahlak vardır. Habil ise kanaatkârlığın sembolü olarak gerçek ahlakı temsil eder ve hırsın, hasetin kurbanı olmuştur. Bundan sonra da tarihte iyiler ile kötülerin mücadelesi binlerce yıldır süregelmiş ve kıyamete kadar da sürecektir. İşte onlardan kastımız da; Kabil’in devamı olan, insanlığı sömüren ve ahlaki hiçbir değer tanımayan Batı Medeniyetidir. Biz ise tam tersine ahlaki değerleri önceleyen, kendini karşısındakinin yerine koyarak vicdanlı hareket eden İslam Medeniyeti mensuplarıyız. Burada ifade etmeliyim ki, elbette İslam Medeniyetinde ahlaki değerlere gereği gibi özen göstermeyen kişi ve toplumlar günümüzde de olduğu gibi tarihte de olmuştur. Ancak genel olarak baktığımızda her zaman iyiliğin ağır bastığı bir durum söz konusudur. Batıda ise kötülüğün yoğun olduğu tam tersi bir durum süregelmiştir.
Onlar, peygambere karşı geldiler. Biz ise peygamberlere tabi olduk. Onlar peygamberleri dahi öldürdüler. Biz ise peygamberleri canımızdan daha önde bildik. Onlar dünya malı ve hırsı için, sömürgeleştirmek için savaştılar. Biz ise onların bozmaya çalıştığı insanlık düzenini korumak için savaştık. Onlar, şeytanın, Fravunların, Ebu cehillerin, Ebu leheplerin, Hasan sabbahların yolundan gittiler. Biz ise Allah’ın, Kur’an’ın ve peygamberlerin hak ve adalet yolundan gittik.
Onlar, yaktılar, yıktılar, çaldılar, kitleler halinde insanları katlettiler, sömürü düzeni kurdular. Biz ise onların yakıp yıktığı ülke ve şehirleri yeniden kurduk. Onların sömürülerinin önüne geçtik. Bu yüzden de barbar olduk, düşman olduk. Onlar, siyahları ve kadınları aşağıladılar. Daha 1970'li yıllara kadar Amerika’da zencilerin okulu, lokantası, otobüsü, trende vagonu, marketi, yaşadığı semti dahi ayrıydı ki, Fransa’da da durum böyleydi. İnsanları, köle ve cariye sistemini kurarak sattılar, hatta ilk hayvanat bahçelerini bunları teşhir ederek kurdular. Biz ise peyder pey köleliği, cariyeliği ve ırk ayrımını hem kaldırdık hem de onlara medeniyetimizde nice makamları ve sanat dallarını emanet ettik. Onlar, Kurtuba'da (Codoba) İskenderiye’de, Bağdat’ta ve o zamanki adı Konstantinopolis olan İstanbul’da bir daha asla yerine başkası konulamayacak el yazması yüz binlerce kitabı ve tarihi eseri yaktılar, yok ettiler. Biz ise Kayrevan'da (Fas) İspanya'da, Şam'da, Konya'da, Buhara'da, Bağdat’ta ve İstanbul’da dünyanın en önemli kütüphanelerini kurup yaşattık. Onlar, mezhep savaşları ile 30 yıl milyonlarca Protestan ve Katolik’i acımasızca öldürdüler. Biz ise Osmanlı ceddimiz ile bu iki mezhep inananını ülkemizde serbestçe yaşattık hâlâ da yaşatıyoruz. Onlar, sırf hırs ve dünyalık için dünya nimetlerini ve sömürü düzenini paylaşamama sebebiyle çıkarttıkları dünya savaşlarında (I: ve II. Dünya savaşları) 1915 ila 1945 yılları arasında 30 yılda 108 milyon insanı öldürdüler ve nice medeniyetleri, tarihi ve kültürü yok ettiler. Biz ise bunların bu katliamlarından kaçanlara hep kucak açtık. Onlar bir günde Hiroşima ve Nagazaki’de 275 bin, Ruanda da bir haftada bir buçuk milyon, Kenya’da, Kongo’da, Libya ve Cezayir’de, Irak, Suriye, Afganistan ve Arakan'da milyonlarca insanı kısa zamanda sömürünün devamı için öldürdüler. Biz ise onların mahvettiği ülkelere yiyecek, giyecek ve ilaç gönderdik. İçinde yaşadığınız Almanya da 140 yıl önce bu kervana katıldı ve başta Namibya olmak üzere Afrika’da aynısını yaptılar ve sömürge kuranlar kervanına acımasızca katliamlarıyla katıldılar. Amerika, İngiltere, Fransa, Belçika ve Hollanda asırlardır Afrika ve Asya insanını sömürmeye hâlâ devam ediyorlar. Öyle ki, oralar da kurdukları fabrikalar vasıtasıyla oraların varlıklarını çalıyorlar ve oraları fakirleştirirlerken çalıştırdıkları insanlara da ayda 18 dolar maaş veriyorlar. Biz ise bu katliamların, sömürülerin ve ırk ayrımcılığının tam zıddına her şeyimizi insanlıkla paylaşan bir medeniyetin çocuklarıyız. Zira yaratılanı severiz yaratandan ötürü anlayışı bizde yerleşiktir. Hiçbir Müslümanın farklı ırk, din ve kültürden diyerek başkasını aşağıladığına tarihte şahit olunmamıştır. Hiçbir Müslüman başkasının manevi değerini karikatür ya da başka şekillerde asla aşağılamamıştır. Batıda ise ırkçılık, ayrımcılık, sömürü, İslam düşmanlığı, başkalarının değerlerini ve peygamberlerini aşağılama artık maalesef devlet politikası haline gelmiştir. Bunu da sömürünün devamına engel gördükleri için daha çok İslam’a ve Müslümanlara reva görmektedirler. İçimizde yaşayıp ülkenin her nimetinden yararlanıp batılılar gibi düşünenlere ne deneceğini sizler bilirsiniz. Ancak doğru kaynaktan öğrenilir, öğretilir ve yaşanırsa insanlığın tek kurtuluşu İslam’ın dünya ve ahiret dengesi gözeten hak-adalet ve ahlaklı nizamındadır. Buna göre de tekrar ediyorum dostumuzu ve düşmanımızı iyi seçmeliyiz.
Hoşça kalınız!
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Kıymetli okurlarımız! Bu yıl hem Ramazan’ı hüzünlü geçirdik hem de Ramazan Bayramı’nı geçmiş yıllara göre buruk karşılıyoruz. Çünkü bir tarafta Gazze ve Filistin topraklarında terör devleti İsrail tarafından yapılan soykırım ve insanlık dışı zulüm hem de bütün dünyanın gözü önünde Amerika ve Batılı devletlerin de desteği ile en acımasız şekilde sürdürülmekte. Yine Doğu Türkistan’da yıllardır...
Kıymetli Okurlarım! İran gezimizin son bölümünde İsfahan’dayız. Buradaki. Nakşı Cihan Meydanı gerçekten harika iki katlı han yapısı şekli ile çevrili. Burası 3-4 camiye çıkmakta, 2 büyük çarşıya bitişik ki, çarşıların uzunluğu en az 2 km ve 4 adette caddeye bağlantısı bulunmakta. Alt çarşılarında her tür dükkân bulunup çok çeşitli muhteşem sanat icra edilmiş her tür turistik eser satılmakta ve ...
Gençlik, insan ömrünün en kıymetli hazinesi, hayat mevsiminin baharıdır. Kur’an’da Rum suresi, 54. ayette insanın üç evresi yani küçüklüğü, gençliği ve ihtiyarlığı anlatılırken gençlik yıllarının beden ve ruh olarak insanın en güçlü zamanı olduğu ifade edilir. Enbiya suresi, 51-70 ayetlerde Rabbimiz İbrahim peygamberin, Yusuf suresi; 24-35 ayetlerde Hz. Yusuf’un, Kasas suresi; 23-35 ayetlerd...
Kıymetli okurlarım! İzin sezonu çoktan açıldığı için güzel dinimizin önemli bir konusunu paylaşmak istedim. Seferilik. İslam fıkhında; belirli uzaklıkta bir yere gitmeye seferilik, bu yola çıkan kişiye misafir, (yolcu, seferi) yolcu olmayan kimseye de mukim denir. İnsanlar için sefer hali genelde meşakkatlidir ve kişinin yorgunluk ve bedensel sıkıntıla...
Bilindiği gibi din, insanların dünya ve ahiret mutluluğu için gönderilen ilahi kaynaklı kurallar bütünüdür. Bu kurallara mümkün olduğunca uyan müminler iki dünyada da huzurlu olurlar ki, bunu dinin sahibi Allah böyle buyurmaktadır. Bu kurallar iki kısma ayrılır; Emirler ve yasaklar. Emirler; Allah’ın yapmamızı istedikleri kuralla...
Kıymetli okurlarım! Bildiğiniz gibi Efendimizin dine davet yöntemini, metodunu araya başka yazılarım da girse daha önce iki yazı ile sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda bu konuyu bitireceğiz inşallah. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) bildiğini ve inandığını başkalarına, çabası ve yaşantısında gösterirdi. Bu, kendi fikrimizi başkalarına aktarırken son derece inandırıc...
Kıymetli Okurlarım! Görevim dolayısıyla çok gezdim ve bir kaç defa Yunanistan’a da gittim. Yunanistan seyahatlerimizden en sonuncusunu 2016 yılı Kasım ayında bir grup olarak gerçekleştirmiştik. Grubumuz, 560 yıllık bir Kilise Okulu olan Tübingen üniversitesi misyoner hocaları ve Stuttgart’ın önemli Hıristiyan din adamları ile Müslüma...
İslam’da evlilik ve eş seçimi İnsanı yaratan Rabbimiz onun dünyadaki ihtiyaçlarını da bilmekteydi. Aynen bir makinayı ya da motoru yapan ustanın, o yaptığı aparatın ihtiyaçlarını bildiği gibi. Bu bakımdan bizim dünyadaki ihtiyaçlarımızdan birisi de evliliktir, bir eş ile hayatın acısını ve tatlısını paylaşmaktır. Onunla çocuk yapmak ve insan nesl...
Bizim bütün İslami temelimiz peygamberimize dayanmaktadır. Çünkü Kur’an’ın hayata uygulanışını da onun pratik hayattaki uygulamaları sayesinde öğrendik. Dolayısıyla Efendimizin Kur’an’a dayanan dine davet metodunun 2. Bölümünde de gerçekten güzel örneklere şahit olacağız...
Kur’an-ı Kerim ile ilgili yüzyıllardır her dil ve lehçede sayılamayacak kadar çok kitap yazıldı. Bütün ansiklopedilerin önemli maddesi oldu. Dergilerde, gazetelerde onun ile ilgili sayısız yazılar ortaya kondu. Yahudiler, Hıristiyanlar, Budistler, Hinduistler, Şintoistler, ilkel din inananları ve nihayetinde ateistler, Kur’an hakkında çok şeyler...
İki asır önce bütün gücünü Osmanlıyı yıkmaya veren on bir büyük devletin yanında, günümüzün irili ufaklı nice Müslüman devletleri bunu başardıklarında geleceklerinin çok daha iyi olacağını sanıyorlardı. Hâlbuki çoğu batılı bu ülkelerin asıl amacı; İslam ve Müslümanları, bu iki değeri kendinde m...
Dostlarım! Bana inanın ki, asla önyargılı değilim. Her zamanki gibi aktaracaklarım insanlık tarihinin acı gerçeklerinden bir kesittir. Buna göre de dostumuzu ve düşmanımızı iyi seçmeliyiz. Batı medeniyet, Âdem’in oğullarından Kabil’in, İslam medeniyeti ise Habil’in devamıdır. İnsanlık tarihi bu iki karakterin ve bu iki medeniyetin ortaya koyd...
Biz Müslümanların en önemli yol göstericisi, Allah’ın sözü Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz Muhammed Mustafa sav’ in sözü hadislerdir. Bu ikisine ters düşmeyen her türlü devlet kanunu, örf-adet ve gelenek kuralları da yol göstericimizdir. Milli ve dini eğitimimiz, ticaretimiz, sanatımız, siyasetimiz, bürokrasimiz, a...
Kıymetli okurlarım! Başlık belki size biraz abartılı gelebilir ancak gerçekten bize en büyük zararı veren Müslüman görünümlü İslam düşmanlarıdır. Bunlar ticarette, siyasette, bürokraside, cemaat ve tarikatta, daha nice dernek ve vakıflar içerisinde Müslüman gibi görünüp gerçekte dine ve onun güzel ...
Kıymetli okurlarım Kilim ekibi vesile oluyor biz de Allah’ın bize nasip ettiği doğru din bilgisini sizlerle paylaşıyoruz. Bundan da İlahi rıza ve sizin hayır duanızdan başka bir beklentimiz yoktur. Hiç bir gazete yazısından, radyo ve televizyon programından ücret almış ve beklemiş değiliz. Bu, zaman zaman böyle sanıldığı ve sorulduğu için mecburen ifade ettiğimiz bi...