Son birkaç on yıldan beri dünyamız radikal ve süregelen değişim içinde: küreselleşme ve dijitalleşme hayatımızın ayrılmaz ve aynı zamanda vazgeçilemez parçaları haline geldi. Tünel sonundaki ışığın en ufak parıltısından dahi henüz çok uzağız. Sahip olduğu ve beraberinde getirdiği tüm bileşenleriyle birlikte, tüm bu gelişmeler durmaksızın ilerlemeye devam edecek!
Kuşkusuz bu açılımlara paralel gelişen bir de demografik değişiklik söz konusu. Global açıdan “nüfus patlaması” yaşayan nesiller geçmişte kaldı. “Y” ve “Z” kuşaklarını geçmiş nesillerle kıyasladığımızda çok daha farklı bir değer (yargı) sistemine sahip olduklarını görüyoruz. Bununla beraber günümüz genç kuşaklarının doğal olarak iş piyasasından ve şirketlerin sunduğu ürün ve hizmetlerden karakteristik talepleri var.
Peki çeşitli nesiller arasındaki bireysel farklılıklar nelerdir? Ya da başka bir deyişle: Bu grupları ayırt edici özellikler hangileridir? Geçmiş nesillerden yola çıkarak, “şu zamane gençliğini” ve sahip olduğu duygu ve düşünce dünyasını mercek altına alalım:
⦁ 1922 ile 1955 yılları arasında doğan “Gelenekselci” jenerasyon, çoğunlukla Birinci Dünya Savaşı'nın sonunu ve ayrıca İkinci Dünya Savaşı'nı ya da çocukluklarında ve gençliklerinde hemen savaş sonrası dönemi yaşadılar.
⦁ 1956 ve 1965 yılları arasında dünyaya gelen “Babyboomer” kuşağı, İkinci Dünya Savaşı sonrası yeşeren ilk nesildi. Batının “ekonomik mucizeyi” yasadığı yıllarda, doğum oranı çok yüksek seviyelere ulaştı ve adeta bir “bebek furyası” meydana getirdi. Bu nesil uluslararası bilgi kaynaklarında kısaca başarılı ve liberal olarak nitelendirilir.
⦁ 1966 ile 1980 yılları arasında doğan “X-Kuşağı”, çocukluklarında ekonomik krizlerden ve artan boşanma oranından negatif bir şekilde etkilendi. Bugün 40-55 yaşlarındaki bu nesil aynı zamanda hırslı, bireysel ve arzulu olarak tanımlanıyor. Jenerasyon üyeleri genellikle iyi eğitimlidir ve maddi açıdan güvenli bir yaşamı karşılayabilmek için çalışırlar. Bir önceki neslin aksine, “X-Kuşağı” işi diğer hayati ihtiyaçların önüne koymak yerine, esas amaca götüren araç olarak görür.
Net bir ifadeyle: çalışmak için yaşamaz, yaşamak için çalışır!
⦁ İngilizcede “Millennials” olarak da bilinen 1981 ve 1995 yılları arasında doğan “Y-Kuşağı”, yeni binyıla geçişe tanıklık etti ve aynı zamanda İnternet patlamasını ve küreselleşmeyi bire bir idrak etti. Bu jenerasyon önceki nesillerin aksine, yüksek düzeyde eğitim ile karakterize edilir. Yaptığı iş çeşitlilik sunmalı ve en temel kaide de uğraşında bir “mana” ve “amaç” (İngilizce “purpose”) görmelidir. Mükemmel analog, yani çevrimdışı, çalışma metotlarına sahip üyeleri, aynı zamanda sanal dünyada da karakterize edilen deneyimli bir takım oyuncusudur.
⦁ Ve son olarak, 1995 (ve sonrası) doğumlu “Z-Kuşağı”, aynı zamanda YouTube jenerasyonu olarak da adlandırılır. Zamane gençliği, yaşamın dijitalleşmesini hayatına tamamen entegre etmiş durumda. Ortak ilgiyi paylaşan jenerasyon üyeleri, takipçi ve sanal arkadaşlarıyla 7/24, kesintisiz bir alışveriş içinde. Özgür gelişim yönünde büyük istekleri var ama aynı zamanda belirsiz geleceklerinin de farkında olduklarını düşünüyorum. Ebeveynlerinin neslinin refahına ulaşamayacaklar belki, ancak kontrolsüz ve savruk bir şekilde her türlü istikamete gelişebilme potansiyeline sahipler.
“Multi Kuşaklığı” Fırsata Çevirmek
Tasvir ettiğim kuşaklar, farklı değerleri ve hayata karşı ayrışık tutumları ile bilhassa günlük çalışma hayatında giderek daha fazla karşı karşıya gelmekteler. Bu karşılaşma firmalar için özel bir zorluk teşkil etse de aynı zamanda şüphesiz büyük fırsatları da beraberinde getirmekte. Nesilsel çeşitlilik kurumsal açıdan kıymetli bir alt yapıdır. Tecrübe ve çevikliği en etkin şekilde kaynaştırmayı başarabilen şirketler, bunun meyvelerini hem ürünlerinin gelişiminde hem de pazardan alacakları olumlu reaksiyon şeklinde toplayacaklar!
Özellikle kurumsal iletişimde, genç çalışanların isteklerine özel hitap edilmelidir. Bu doğrultuda çok sayıda kuruluşun, son yıllarda işveren markası ve imajına yoğunlaşmış şirketlerden profesyonel destek aldığını takdirle takip ediyorum. Asli amaç, farklı nesillerin iş birliğini maksimum seviyeye taşıyacak, aheng-i çerçeve koşullarını oluşturmak olmalıdır!
Bilhassa son yıllarda iş piyasasına akan donanımlı “Y-Kuşağına” firmaların odaklanması gerekir. Yüksek nitelikli genç personele olan büyük talebin gayet farkında olan “Y-Kuşağını”, şirketlerine çekme ve bağlama görevi şüphesiz yöneticilere düşüyor.
Esen kal güzel insanım
Mikayil Baydaroğlu
Soru ve görüşleriniz için: baydaroglu@metopia.org
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Basit Ingilizce tabiriyle “3D Printing”, yani “3 Boyutlu Baskı” teknolojisi, her gecen yıl endüstriyel üretim sektöründe daha fazla şirketin ilgisini çekmekte. Daha doğru Ingilizce terim olan “Additive Manufacturing” uygulayımbilimin Türkçe karşılığı “Eklemeli İmalat” olarak literatürde yerini perçin...
“Yapay Zekâ”! Sindirilmesi çok zor bir kavram. İnsanoğlu açısından bir “lanet” mi yoksa bir “nimet” mi, henüz muamma. Çok sayıda uzmana göre, insanlık tarihinde yeni bir çağın başlangıcının habercisi. Dönem vizyoneri Elon Musk’a göre ise, gelecekteki final gelişim seviyesinde; atom bombasından ço...
Çin Halk Cumhuriyeti, vatandaşının yaşamlarının her alanındaki davranışlarını daha iyi kontrol edebilme adına, birkaç yıldan beri bir sistem inşa etmekte. “Sosyal Kredi Sistemi” ismini verdikleri dijital tertibat, insanların sosyal hayattaki hareket ve davranışları izleyip, kaydetmekte. Sırf sosyal davranışlarıyla yetinmeyip, nüfusun aynı zamanda ödeme davranışı...
Tarih kitaplarından öğrendiğimiz kadarıyla, 2700 yıl mazide, ilk madeni parayı, Anadolu’da da yaşam sürmüş, Lidyalılar bastı. Yine kayıtlara göre, ilk kâğıt para milattan sonra 800´lü yıllarda Çin´de ortaya çıktı. Günümüz 21. yüzyıl başlangıcında ise, fiziki para gün geçtikçe miladını doldurmakta....
Son birkaç on yıldan beri dünyamız radikal ve süregelen değişim içinde: küreselleşme ve dijitalleşme hayatımızın ayrılmaz ve aynı zamanda vazgeçilemez parçaları haline geldi. Tünel sonundaki ışığın en ufak parıltısından dahi henüz çok uzağız. Sahip olduğu ve beraberinde getirdiği tüm bileşenleriyle birlikte, tüm bu gelişmeler du...
Dünya çok yüksek bir hızla, sürekli değişmekte. Bir yanda devrimsel dijital dönüşümler, dijital bozulma (İngilizce “disruption”) sonucu oluşan yenilikçi iş modelleri, diğer yanda dur durak bilmeyen küreselleşme, artan sosyal medya kullanımı ve çalışanların değişen değer sistemi. 21. yüzyıl dünyamız çok di...
Günümüz insanı sıkışık şehir trafiğinden artık bıkmış bir hale geldiği için, toplu taşıma, ulaşım altyapısı ve “araç paylaşım konseptlerini” birleştiren, yenilikçi teknolojiler ve sezgisel uygulamalara sahip, akıllı “mobilite” (hareketlilik) çözümleri geliştirmekte. Son yıllarda daha “yeşil” ve daha ekonomik u...
Geleceğin şehirleri daha sürdürülebilir, daha güvenli ve daha akıllı olacak. Topyekün ağa (yani internete) bağlı “akıllı şehir” (ingilizce “smart city”) fikri çevre kirliliği, trafik yoğunluğu ve kentleşme gibi mevcut toplumsal sorunlara çok yönlü çözümler sunmakta. Şubat ayı makalemde detaylı ele aldığım &ld...
Siz değerli okurlarımı en samimi duygularla selamlıyorum. Bu yazımda otonom, yani sürücüsüz araç teknolojisinin güncel gelişim seviyesi, teknik özellikleri ve ileriye dönük kullanabilirliği hakkında ayrıntılı bir inceleme yaptım. “Otonom yolculuk” terimini genellikle insan sürücü (şöför) müdahalesi olm...