İnsanlık tarihi 19.yüzyılı kömürle çalışan makineler tarihi olarak isimlendiriyor.
20. yüzyıla ise petrol yüzyılı desek yanlış olmaz. Daha doğrusu tarihçiler 19.yüzyılı İngiltere’nin yüzyılı, 20. yüzyılı ise Amerikan yüzyılı olarak anıyorlar.
Petrolün bulunmasıyla beraber, petrol çıkarılan ülkelerde, petrol yerine, kan akmaya başlamış oldu. Bilhassa Ortadoğu ülkeleri bunun çok acı faturasını ödediler ve ödüyorlar.
Petrol artık eskisi kadar batının ilgi ve alakasını çekmiyor.
Geçmişte olduğu gibi dünya yeni enerji kaynakları üzerinden bir kapışmaya gidecek gibi görünüyor. Batılı ve küresel güçler dünyayı yeniden enerji kaynakları üzerinden dizayn etmek istiyorlar fakat geçmişte olduğu gibi bu kolay gözükmüyor.
Batı dünyası eski gücünde değil, yaşlanmış ve her geçen gün cazibesini yitiriyor.
Strateji belirleme, vizyon, ufuk, ileri görüş gibi her alanda çok zorlanıyorlar.
Ukrayna savaşı batı ülkelerini daha bir çıkmaza sokmuş durumda, senelerdir Rusya’dan ucuz doğal gaz ve petrol ürünleri alan batılılar, yeni enerji kaynakları bulma konusunda köşeye sıkışmış durumdalar.
Batı dünyasının: "Bireysel özgürlük, insan hakları, demokrasi, bilim ve araştırma gibi Batı değerlerini kendisinin değerleriymiş gibi sunması ve bunu insanlara kibirli bir şekilde dayatması, dünyada bir güvensizlik meydana getirmiş oldu”.
Batı ülkeleri dost bulmakta zorlanıyorlar, özellikle Fransa’nın eski kolonileri olan Afrika ülkelerinde durum içler acısı ve Fransa artık Afrika’da iyi karşılanmıyor.
Özellikle Çin’in küresel bir güç olarak ortaya çıkması, işlerini daha da zorlaştırıyor?
Dünya yeni bir düzene doğru gidiyor, yeni güç dengeleri oluşmaya başladı.
Asya ülkelerinin dünyadaki ekonomik refahtan aldıkları pay her geçen gün artıyor.
Bununla beraber kriz bölgelerinde Çin’in gücü iyice hissedilmeye başlandı.
Ortadoğu’da bir araya gelemez denilen devletler, bir bakıyorsunuz el sıkışıyorlar.
Bundan 30,40 sene evvel batı ülkeleri yenilmez deniliyordu, fakat bugün ise batı ülkeleri önemsenmez durumda?
Batı dünyasının insanlığa verecek çok az şeyi kalmıştır.
Demokrasi, insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü gibi kavramlar sadece kendi işine geldiği zaman kullanılmıştır.
Batı refah ve zenginliğinden kendi medeniyeti dışında, hiçbir şekilde paylaşmaya yanaşmamıştır.
Batı dünyası benzeri görülmemiş bir kriz içinde.
Geçmişte olduğu gibi Amerika’nın peşinden giderek krizden çıkamaz çünkü, “Amerika Teröre Karşı Savaş” diyerek dünyanın bütün bölgelerini istikrarsızlaştırdı, bilhassa Afganistan’da bozguna uğraması ve Ukrayna’da barıştan çok savaşı tercih etmesi Amerika’ya karşı dünyada bir güvensizlik oluştu.
21.yüzyıl dünyasında yeni güç dengeleri oluşuyor ve bu güç dengesi yine enerji üzerinden olacak gibi görünüyor.
Federal Almanya’ya yeni düzeni için ayrı bir sayfa ayırmak gerekiyor çünkü, Almanya iddiası ve hedefleri olan bir ülke.
Küresel güç olma hevesi, her seferinde akamete uğramış bu ülke.
Birinci dünya savaşı ve yine ikinci dünya savaşında bu emellerini ve hayallerini gerçekleştirememiştir.
Bugün ise küresel dünyada yer almak için Avrupa birliği üzerinden hedefine varmak istiyor fakat bu hedefe varma şansı gittikçe azalıyor, İngiltere’nin AB’ den ayrılması Almanya için çok büyük bir darbe oldu.
Avrupa birliği küresel bir güç olmaktan çok, değerler ve ekonomi ile yetinmek zorunda. Çünkü ABD’nin AB üzerindeki etkisi bir hayli fazla.
Özellikle Federal Almanya devletinin, kurumlarının ve siyasetinin üzerinde çok etkililer. ABD etkisi, AB ülkeleri arasında çok etkili ve küresel bir güç olmasına müsaade etmeyecektir. AB demek, Almanya demektir, Almanya’nın küresel bir güç olarak ortaya çıkması, ABD politikalarına terstir çünkü, Almanya kontrol edilemez bir güç olacaktır.
Türkiye ise yeni oluşan dünya düzeninde nerede duracak?
Ülkemizde yapılacak olan seçimler ve seçim sonuçları bu istikameti belirleyecek.
Türkiye son yıllarda dünya ve batıda sürekli gündeme gelen ve tartışılan ülke olmuştur.
Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar gündeme gelmemiştir.
Batı dünyası bu seçimlerde söz dinleyen ve batı dünyasının dışında politika belirleyen bir Türkiye istemiyor.
Türk milletinin kararı birazda bunu belirleyecek.
100 sene sonra, aktörler değişse de batının politikası yine aynı zayıf ve söz dinleyen bir Türkiye istiyorlar.
Cumhuriyetimizin 100.yılını insanlarımızın ve insanlığın refahı ve mutluluğu için taçlandırmalıyız, yoksa bir yüzyıl daha beklemeye tahammülümüz yok.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...