Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor.
Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir.
Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu.
Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucizeydi.
Dünün Almanya’sını anlatmaya fazla gerek çünkü bizler bunu gördük ve yaşadık.
Şimdi bugünkü Almanya’yı anlatmak istiyorum öyle güzel kelimeler modern cümleler kurmak istemiyorum, basit ve günlük hayatı anlatmak istiyorum.
Politika:
Federal Almanya, doğu Almanya ile birleştikten sonra liderlik yapabilecek siyasetçi ortaya çıkaramadı, sadece Almanya değil, Avrupa’da bir lider çıkaramadı.
Dünya siyasetinden uzak kalarak Amerika’nın peşinden gitti ve şimdi onun acısını çekiyor.
Amerika, Avrupa’yı yalnız bırakmış durumda ve Avrupa kendi kaderini ve yönünü bir türlü tayin edemiyor veyahut ta politika belirleyemiyor.
Amerika ve Çin’in arasında sıkışmış durumda, Almanya Çin’in ucuz pazarının birinci payına sahip, Çin’in ekonomisi Almanya’yı ele geçirmek üzere.
Bürokrasi:
Bürokrasi nereye gitmek isterseniz, kabul edilmiyorsunuz, önce randevu almak gerekiyor fakat randevu alamıyorsunuz çünkü telefona çıkan kimse yok.
Dakikalarca telefonda bekletiliyorsunuz.
Verilen randevular ise aylar sonra oluyor ve yapacağınız işlemin süresi bitiyor.
Bürokrasi çok hantallaşmış, acilen reforma edilmesi gerekiyor.
Sağlık:
Hastanenler ise içler acısı durumda acile bile gitseniz en az üç saat bekletiliyorsunuz, Hastanelerde uzman doktor yok ve var olan doktorlar kapasitelerinin üzerinde çalışıyorlar ve yetersiz kalıyorlar.
Sağlık hizmetleri çile çekme yeri olmuş durumda.
Doktordan randevu bile alsanız saatlerce bekletiliyorsunuz.
Özel sigortalıysanız çok ayrı muayene oluyorsunuz veya hastaneye yattığınızda özel olarak kabul ediliyorsunuz ve özel oda alıyorsunuz.
Normal sigortalı vatandaş iseniz çok çileniz var demektir, nerdeyse ölün gelmeyin gibi bir durum oluşuyor.
Eşitlik ilkesi yok, ayrımcılık yapılıyor.
Sağlık bakanı gelsin vatandaşın günlük hayatta ne yaşadığını bizzat yerinde görsün ve yaşasın.
Eğitim konusu:
Alman Aileler okul arıyorlar göçmenlerin olduğu yerlere çocuklarını göndermek istemiyorlar fırsat eşitliği diye bir şey kalmamış.
Göçmenlerin çocukları belirli yerlere dolduruluyor.
Eğitim kalitesi çok düşük, eğitimde eşitlik ilkesi ve fırsat eşitliği ilkesine kimse uymuyor.
Ulaşım:
Trenler zamanında bir türlü hareket etmiyor, trenlerin içerileri pislikten geçilmiyor.
Havalimanlarından uçulurken bekleme salonları yine pislik içerisinde, şikayet etmek istiyorsunuz konuşacak kimseyi bulamıyorsunuz.
Karayolları ise ayrı bir dert, başlayan yol inşatları bir türlü bitmiyor.
Şehir yolları bozuk, çukur ve berbat arabanızla zıplayarak spor yapıyorsunuz?
Ekonomi:
Ülkede zengin ile fakirin arasındaki makas farkı çok açılmış durumda, orta kesim yok oluyor ve bundan en çok ırkçılar kazanç sağlıyor.
Hayat pahalılığı dar gelirlileri çok etkiliyor, bilhassa asgari ücretliler ve emekliler çok zor şartlarda yaşıyorlar.
Kiralar çok pahalı, sürekli kiralara zam yapılıyor.
Almanya değişimi sağlamada çok geç kalıyor, bürokrasi değişime direniyor, yapılmak istenen işler çok uzun sürüyor.
Yeni bir şahlanış veya uyanışı harekete geçirmek için mücadele etmek lazım.
Siyaset kurumu halkın durumunu ciddi bir şekilde değerlendirme yapması gerekir çünkü güven sorunu var.
Halk eskisi kadar politikacılara güvenmiyor.
Son olarak biz göçmenler yani yeni yerliler olarak Federal Almanya’nın iyi yönetilmesini bekliyoruz ve bizlerinde bu ülkenin birinci sınıf insanları olarak görülmesini istiyoruz.
Bizler Federal Almanya’nın bir parçasıyız, bu ülke bizim de vatanımız, sadece endişe taşıyoruz ve daha iyi olmasını istiyoruz.
Bizler bu ülkenin iyi olması için üzerimize ne düşüyorsa onu yapmaya çalışıyoruz.
Hami Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...