Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş.
Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor.
Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar.
Afganlılar kural dışı olarak Afganistan’a ve Pakistan’a sınır dışı ediliyor.
Suriyelilerin büyük çoğunluğunun sığınma başvuruları sonuçlandırılmış ve iş hayatına atılmış durumdalar.
Fakat Suriye’deki sistemin tam oturamamasından dolayı onlara dokunulmuyor.
Diğer taraftan Ukrayna’dan gelenlere ekonomik olarak gösterilen kolaylıklar yavaş yavaş kesiliyor.
Ukrayna’dan gelenler iş hayatına tam uyum sağlamaktan uzaklar, çünkü devletten çok kolay ekonomik destek alabiliyorlar.
Federal Almanya göçmenler ve mültecilerle ilgili doğru düzgün bir politika üretemiyor, öyleki işgücü açığını nasıl kapatacağını bilemiyor.
Vatandaşlık yasasını değiştirerek kolay vatandaşlık veriyor.
Kalifiyeli işgücü açığı her geçen gün fazlalaşıyor.
Ekim 2024'te 530.000'den fazla nitelikli işgücü açığı vardı, bu sayının ilerleyen yıllarda dahada artacağı öngörülmektedir.
Özellikle Sağlık sektörü, Eğitim ve Teknoloji alanlarında, vasıflı insan açığı giderek artıyor.
Almanya sınır kapılarında kontrolleri sıklaştırarak ve basitçe insanları kapı dışarı edebiliyor.
Irkçılık aratarak Almanya’ya gelecek olanlar korkutuluyor.
Yaşlı nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak sağlık sektöründe insan yok.
Doğum oranları oldukça düşük ve bütün çabalara rağmen artmıyor.
Velhasıl bir tarafta iş gücü açığı ve bunu kapatamıyor, diğer taraftan mültecileri sınır dışı ediyor.
Ülkeye gelecek olanlar ise korkutuluyor, ırkçılıktan dolayı.
Angele Merkel: Biz başarırız derken buna inanarak söylüyordu ve göç politikasını iyi yürütüyordu yani en azından göç ile alakalı bir politikası vardı.
Olaf Scholz hükümetinin yaptığı en iyi iş yeni vatandaşlık yasasını çıkartmaktı fakat maalesef bu yeterli değil, Almanya çok cazip hale getirilmeli teknolojik ve kalifiyeli insanlar için.
Mevcut Friedrich Merz hükümeti insanları sınır dışı etmekle işe başladı, sürekli göçmenleri ve mültecileri tehdit ediyor.
Federal Almanya artık bir göç ülkesi ve buna göre bir göç politikası belirlemeli.
Alman hükümetinin göç politikası ekonomik zararlara yol açıyor. Bu durum, önümüzdeki on yıl içinde nitelikli ve vasıflı uzmanların Almanya'dan uzak durmasına yol açacak gibi. Hindistan’lı mühendislerin, Filipin’li hemşirelerin ve Brezilya’lı BT programcılar Almanya’dan uzak duruyorlar.
Öte yandan, savaş, zulüm veya yoksulluk nedeniyle Almanya'ya gelen insanların genellikle başka seçenekleri olmadığı için Almanya’ya geliyorlar.
Onlara bu kapıları kapatmak ne kadar insani?
Bu nedenle, göç politikasında acilen bir rota değişikliğine ihtiyaç var; bunun üç temel nedeni var: Birincisi, Şansölye Merz ve federal hükümeti, yasalara uyacaklarını hızlı ve güvenilir açıklamalar yapmalıdırlar.
Avrupa birliği içerisindeki sorumluluklarını (göç politikası da dahil olmak üzere) daha iyi yerine getireceklerini bildirmeliler.
Ulusal politikalarını AB ile ortak bir şekilde belirleyerek insani bir göç politikasını hayata geçirmelidir yani tek taraflılığa son vermelidir.
Alman siyasi partileri popülizmden uzak göçmenler politikası için gayret göstererek, göçmenleri hedef göstermekten uzak durmaları gerekir.
Almanya'da bulunan 3,2 milyon sığınmacının işgücü piyasasına ve topluma daha iyi entegre olması için çaba harcanmalıdır.
Bu insanların çoğu uzun vadede Almanya'da kalacak ve onları mümkün olduğunca etkili bir şekilde uyum sağlamak için politikalar hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Mültecilerin karşılaştığı birçok engelin ve sorunun ortadan kaldırılması gerekiyor: özellikle mesleki yeterlilik ve dil becerilerinin tanınması çok yavaş ilerliyor.
Almanya kapılarını kapatmakla ülkenin geleceğini tehlikeye atıyor eğer göç sürecini iyi yönde yönetebilirse, Almanya’nın geleceğini inşa etmek daha kolay olacaktır.
Angele Merkel’in dediği gibi Almanya göç sorununu iyi yöneterek yani başararak dünyada söz sahibimi olacak yoksa gelişmiş ülkelerin gerisine mi düşecek?.
Federal Almanya kaderini göçmenlerle beraber inşa etmekten başka alternatifi ve çaresi yok.
Hami Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...
Orta Doğu’da, İsrail istediği herhangi bir ülkeyi kafasına göre bombalıyor ve tehdit ediyor. Uluslararası hukukun hiçbir önleme ve caydırıcı gücü kalmamış ve İsrail tarafından yok edilmiş durumda. Birleşmiş milletler veya dünyanın gelişmiş medeni ülkeleri, insan hakları ihlalleri ile ilgili bütün değerleri görmezlikten gelerek İsrail’in işlediği bütün suçlara göz yumuyor. Birleşmiş Mille...
Almanya’daki Türk toplumu siyasi olarak iki tercih ile karşı karşıya, ya Alman siyasi partilerinde siyaset yapacaklar veyahut ta, kendi imkanlarıyla siyaset sahnesinde yer alacaklar. Alman partilerinde politika yapmak için belirli zorluklar ve kriterler var ve Almanların bu kriterleri ile çok sıkı bir disipline tabi tutuluyorsunuz. Parti kararları bazen sizin dini, kültür ve kimliklerinizle...
Gurbetçi, kendi ülkesi dışında bir ülkede ikamet eden kişidir ve gurbete çıkan ve oralarda çalışan, geçimini aile ocağından uzakta, gurbette kazanan kimseye denir. Gurbetin bir sınırı ve zamanı vardır, bir kimse veya bir topluluk 60 sene başka bir ülkede yaşıyor ve orada yerleşik hale gelmişse artık o topluluk gurbetçi statüsünden çıkmıştır. Avrupa’da yaşayan Türkler gurbetçi değil ve kendil...
Devşirmeler Osmanlı'da fethedilen bölgelerdeki Hristiyan ailelerin çocuklarının 1/5 ini alarak onları yeteneklerine göre yetiştirilenlere verilen isim. Dönmeler ise Müslüman olmuş gibi görünmelerine rağmen, gizlice Yahudi inançlarını ve Kabalisttik öğretileri sürdürenlere denir. Türkiye’de son zamanlarda İslami değerlere ve Müslümanlara hakaret edenlerin medyada çok yer alması nasıl izah ed...
Uzun zamandır hiçbir üst düzey Alman politikacı, İsrail'in yaptığı "kirli iş" hakkındaki açıklamasıyla Merz kadar tartışma yaratmadı. Alman dış politikasının stratejik yönünde temel bir şey mi değişiyor. Sivil insanların öldürüldüğü göz önüne alındığında, demokrasi ve insan hakları konusunda batının samimi olmadığı ortaya çıkıyor. Uluslararası hukuk bir kenara atılıyor, birleşmiş milletl...
Kurban Bayramı’nı ata yurdu Mogolistan’da geçirdim, daha önce sekiz sene önce Rusya üzerinden Moğolistan’a gitmiştim. Kazak Türklerinin yoğun yaşadığı Bayan Ülgii şehrinde kalmış daha ileri gitmemiştim. Rusya’dan Moğolistan’a giderken özerk bölge olan Altay’dan geçerken, Altay Türklerine misafir olmuştum. Çok çileli, yorgun ve yorucu bir yolculuğum olmuştu. Bu sefer başkent Ulaan ...