Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır.
Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz.
Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kaderini tayin etmeyerek, başkalarına bunu bırakmak, Türk toplumuna yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Avrupa merkezli medeniyetin, kendi dışında dünya görüşüne sıcak bakmadığı bilinmesine rağmen, bu konuda tedbir alınmaması gelecek nesiller açısından çok büyük bir tehlikenin Avrupa’daki Türk toplumunu beklemektedir.
İçinde yaşadıkları toplumdan uzak yaşasalar da er veya geç, batı toplumu ve batı düşüncesi ile Türk toplumu birgün yüzleşmek durumunda kalacaktır.
Türk toplumunun temsilcilerinin günlük hayatta küçük sorunları, büyük sorunlar olarak görüp o sorunlar etrafında meşgul olmaları çok büyük zaman kaybıdır, çünkü eğer siz içinden çıktığınız toplumun geleceğini tanzim edemezsiniz ve bunu başkalarına bırakırsanız tarih sizi affetmez.
Batı tarihi, bir savaşlar tarihidir, kendi dışındaki dinleri ve kültürleri zararlı görmektedir ve onlarla mücadele etmek için veya hesaplaşmadan vazgeçmeyecektir.
Türk toplumunun önünde, kıta Avrupa’sında yaşayan Yahudi cemaati örneği var, onlar nasıl kimliklerini ve kültürlerini koruyarak varlıklarını sürdürebilmişlerdir.
Her seferinde ayağa kalkmasını sağlayan faktörler nelerdir, hangi kurumları inşa etmişler ve yaşatmışlardır.
İçinde bulunduğumuz durumun ve toplumsal farklılıkların farkında olmadan varlığımızı sürdürebilmemiz mümkün değildir.
Bizler “kurbanların kurbanları” olmamalıyız.
Batı Avrupa Türk toplumu dil, din, kültür ve milli kimlikten oldukça fakir, yeni bir milli kimlik inşa etmek içinse entelektüel aydınlardan yoksun.
Gelecek yıllarda karşımıza çıkacak olan aşırı ırkçı ve etnik milliyetçilik karşısında nasıl bir strateji belirlenecek veya nasıl tavır alınacak, bununla ilgili dünya görüşleri neler olabilir bilinmiyor.
Avrupa’da ve Almanya’daki bölünmüş Türk toplumunun kaderi, STK’lar içerisindeki kavgalara heba edilmemelidir.
Almanya’da Türk toplumu ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır, özellikle önyargılı davranışlar son günlerinde artış göstermektedir.
Müslümanlara karşı davranışlar ve siyasi içerikli konuşmalar, Müslümanları hedef haline getirmektedir.
Türkler uzun süre bu şekilde devam edemez, hiç kimsede buna tahammül edemez öyleyse ortak yaşamanın yollarını bulmak durumundayız.
Türk toplumu Almanya ve Türkiye arasında kalması ve zaman zaman dışlanma hissi ve iki ülke arasındaki siyasi gerilimler gibi zorluklarla karşılaşmaktadır.
Türkler ve Müslümanların siyasi alanda temsilinin artması, gelecekteki varlığımızın geleceği için siyasi katılımı güçlendirmesi çok önemli ve insanlarımızı o yöne doğru yönlendirmek için gerekli tedbirleri almalıyız.
Camilerin sayısı artmasına rağmen, cemaat sayısı azalmaktadır, dinden ve kültürden uzak yaşamak Türk toplumunun geleceği açısından en büyük tehlikedir.
Yeni bir anlayış ortaya koymadan, edebiyat, sanat, tiyatro, roman, hikâye vesaire üretmeden Türk toplumunun geleceğini garanti altına almak mümkün değildir.
Şunu da özellikle belirtmek istiyorum, dil konusunda artık mücadeleyi kaybetmek üzereyiz, artık camilerde iki dilde hutbe okunmaktadır.
Yarınlarda bu tek dile düşecektir.
Annelerde çocukları ile Almanca konuşmaktadırlar ve anadil kaybolmaktadır.
Her yere Camii açarken, neden iki dilli özel okul ve ana okulu açmıyoruz???
Milli kimliğin inşası için herkes üstüne düşen görevi yerine getirmek zorundadır.
Hami Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...
Orta Doğu’da, İsrail istediği herhangi bir ülkeyi kafasına göre bombalıyor ve tehdit ediyor. Uluslararası hukukun hiçbir önleme ve caydırıcı gücü kalmamış ve İsrail tarafından yok edilmiş durumda. Birleşmiş milletler veya dünyanın gelişmiş medeni ülkeleri, insan hakları ihlalleri ile ilgili bütün değerleri görmezlikten gelerek İsrail’in işlediği bütün suçlara göz yumuyor. Birleşmiş Mille...
Almanya’daki Türk toplumu siyasi olarak iki tercih ile karşı karşıya, ya Alman siyasi partilerinde siyaset yapacaklar veyahut ta, kendi imkanlarıyla siyaset sahnesinde yer alacaklar. Alman partilerinde politika yapmak için belirli zorluklar ve kriterler var ve Almanların bu kriterleri ile çok sıkı bir disipline tabi tutuluyorsunuz. Parti kararları bazen sizin dini, kültür ve kimliklerinizle...
Gurbetçi, kendi ülkesi dışında bir ülkede ikamet eden kişidir ve gurbete çıkan ve oralarda çalışan, geçimini aile ocağından uzakta, gurbette kazanan kimseye denir. Gurbetin bir sınırı ve zamanı vardır, bir kimse veya bir topluluk 60 sene başka bir ülkede yaşıyor ve orada yerleşik hale gelmişse artık o topluluk gurbetçi statüsünden çıkmıştır. Avrupa’da yaşayan Türkler gurbetçi değil ve kendil...
Devşirmeler Osmanlı'da fethedilen bölgelerdeki Hristiyan ailelerin çocuklarının 1/5 ini alarak onları yeteneklerine göre yetiştirilenlere verilen isim. Dönmeler ise Müslüman olmuş gibi görünmelerine rağmen, gizlice Yahudi inançlarını ve Kabalisttik öğretileri sürdürenlere denir. Türkiye’de son zamanlarda İslami değerlere ve Müslümanlara hakaret edenlerin medyada çok yer alması nasıl izah ed...
Uzun zamandır hiçbir üst düzey Alman politikacı, İsrail'in yaptığı "kirli iş" hakkındaki açıklamasıyla Merz kadar tartışma yaratmadı. Alman dış politikasının stratejik yönünde temel bir şey mi değişiyor. Sivil insanların öldürüldüğü göz önüne alındığında, demokrasi ve insan hakları konusunda batının samimi olmadığı ortaya çıkıyor. Uluslararası hukuk bir kenara atılıyor, birleşmiş milletl...