İstanbul Fatih Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve merkezi Almanya'nın Berlin şehrinde olan, Avrupalı Türklerin en geniş tabanlı inisiyatif grubuna sahip, European Tulips Club (ETC) e.V. Türk Düşünce Kuruluşu ve Erasmus destekleri ile İstanbul’da uluslararası göç çalıştayı yapıldı.
Çalıştaya Avrupa’dan 20 kişilik uzmanlardan oluşan bir ekip ve Türkiye üniversitelerden 20 kişilik bir ekip katıldı.
Göç ve göçmenlerin sorunlarına çözüm için böyle bir akademik çalışma ülkemizde yapılması Fatih belediyesi için özellikle bir ayrıcalıktır, çünkü ben daha önce herhangi bir belediyenin böylesi bir çalışma içerisinde olduğunu görmedim.
Türkiye’de göç sorunu her platformda tartışılıyor
Göç, ülkemizin neredeyse birinci sorunu haline gelmiş durumda ve bazı siyasi partiler göçmen sorunu öne çıkararak siyasi rant peşindeler.
Göç ve göçmenler ile ilgili halk arasında korkunç bir algı yönetimi devreye girdiğini tespit ettik. Bu algı yönetiminin merkezi bir yerden yapıldığı izlenimi bizde oluştu.
Bu algının halkın arasında gündelik hayatın bir parçası olması bizleri endişelere ve kaygılara sevk etti.
Türk basınında bu konuda çok sorumsuz davrandığını gördük
Göç ve göçmenler deyince ilk akla gelen Suriyeliler geliyor ve halk arasında onlarla ilgili anlatılanlara bakılınca Suriyeliler, Türkiye’de Türkler’den daha çok haklara sahip ve onlara dokunulamaz gibi bir söylem ve algı oluşturulmuş durumda.
Çok farklı ve değişik hikayeler anlatılıyor, Suriyelilerin hikayeleri, birazda Avrupa’daki Türklerin hikayelerine yüzde seksen benzerlik gösteriyor.
Aramızda çok benzerlik var, bizler nasıl geçmişte Almanlar tarafından eleştirilmişsek, dışlanmışsak onlarda bugün aynın şekilde eleştiriliyorlar ve sorgulanıyorlar.
Göçmenlerin yaptıkları olumsuzluklar öne çıkarılıyor ve o olumsuzluklar üzerinden tartışmalar yapılıyor.
Evet olumsuz tarafları yok mu? Elbette vardır. Fakat bunu düşmanca bir tavra dönüştürmek çok tehlikeli.
Bir topluluğu hedef göstermek onları şeytanlaştırmak ne kadar sağlıklı ve gündelik siyasetin bir parçası haline getirmek ise çok tehlikeli.
Ülkemiz daha önce 6-7 Eylül olaylarını yaşamış bir ülke bunun acısını hala bugün bile hissediyoruz.
Suriyelileri kullanarak mevcut iktidar ile hesaplaşma ve onun üzerinden siyasi rant kavgası yapmak ülkemiz için yapılacak en büyük kötülüktür.
Eğer göç tartışması, sosyal bir patlamaya sebep olursa, bunun vebalini kim taşıyacak?
Göç çalıştayı çok başarılı oldu, bütün katılımcılar bu sorunun çözümü noktasında İstanbul Fatih Belediyesi’nin çok gayretli ve mücadele azmini gördüğümüzü belirmeliyim.
Bu çalışmada sorunları tespit ederek ana başlıklar altında nasıl çözümler getirilebilir sunumları yapıldı.
Ana başlıklar olarak:
Mülteci ve göçmenleri anlamak, zorunlu göç nedir?
Sosyal ekonomik perspektiften Türkiye’de geçici koruma statüsündeki Suriyeliler, göçün Avrupa’ya kazandırdıkları, göç hatıraları, birlikte yaşama kültürü, göç süreci nasıl yönetilir gibi başlıklar altında sunumlar ve konuşmalar yapıldı.
Avrupa’daki Türklerin yaşadığı sorunlar ve onların yaşadığı sorunlarla Türkiye’de yaşayan göçmenlerin mukayeseleri yapıldı.
İnşallah bütün bu çalışmalar bir rapor haline getirilecek ve kitap olarak yayınlanır.
Çok verimli ve akademik bir çalışmaydı.
Fatih Belediyesi’ni tebrik ediyorum ve bu çalışmanın diğer belediyeler için örnek alınmasını bekliyoruz.
Bilhassa İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin bu konuda ne gibi bir çalışma yaptığını ben öğrenemedim, telefonla aradığım hiçbir yetkili doğru düzgün bir cevap veremedi.
İstanbul gibi metropol bir şehir neler yapıyor bununla ilgili herhangi bilgi alamadık maalesef.
Çünkü göçmenler sorunu hepimizin sorunu ve acilen çözümler üretilmesi gerekiyor.
Ben bu çalışmadan sadece Türkiye’deki kurumların ders almasını ve ders çıkarmasını beklemiyorum, aynı zamanda Avrupa’daki sivil toplum kuruluşlarında örnek almasını bekliyorum.
Yıllardır göçmenlere, Türklere ve Müslümanlara hizmet verdiğini söyleyen sivil toplum kuruluşların böyle bir çalışmayı neden yapmadıklarını sorgulamalarını istiyorum.
İstanbul Fatih Belediyesi’nin çok hazırlıklı olduğunu gördük ve uzman kadrosu ile göç sorunlarını yönetmek konusunda gayretleri takdire şayan.
Bu çalışmanın ikincisi inşallah Ekim ayı sonunda Berlin şehrinde yapılacak ve oradan da çok faydalı bir çalışmanın çıkacağına inanıyorum.
Böylesi uluslararası bir çalışmanın geçte olsa yapılması örnek alınır inşallah, diğer kuruluşlar tarafından.
Buradan emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...
İstanbul Fatih Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve merkezi Almanya'nın Berlin şehrinde olan, Avrupalı Türklerin en geniş tabanlı inisiyatif grubuna sahip, European Tulips Club (ETC) e.V. Türk Düşünce Kuruluşu ve Erasmus destekleri ile İstanbul’da uluslararası göç çalıştayı yapıldı. Çalıştaya Avrupa’dan 20 kişilik uzmanlardan oluşan bir ekip ve Türkiye üniversitelerden 20 kişilik bir ekip katıldı....
Avrupa ve Almanya’nın göç politikasına bakıldığında temel evrensel insan haklarından oldukça uzak görünmektedir. İnsanların sahip oldukları din, kültür değerleri göç politikasının içinde yer almamaktadır. Avrupa ülkeleri 15.yüzyıldan beri ilk önce sömürgecilik yaparak, işgal ettikleri ülkelerdeki insanları köleleştirdiler. Daha sonra ise insan fıtratından uzak muameleye ...
Almanya’da üçlü koalisyon hükümeti kurulduğundan beri ekonomik ve siyasi alanda gözle görülür bir başarı kamuoyuna yansımadı. Hükümet içerisindeki uyumsuzluk her alanda kendini gösteriyor fakat başka bir alternatif de olmadığı için şimdilik yalpalayarak yürüyor bu hükümet. Federal Şansölye’nin kamuoyundaki karşılığı ise hiç de iyi değil ve imajı bir türlü kabul görmüyor. Olaf Scholz...
Avrupa’daki teşkilatlar içerisinde kendini yenileyen birlik ve beraberliğini koruyan, İGMG teşkilatı hizmette de öncü bir kuruluş. İGMG teşkilatının altında birçok dernek bulunuyor ve bunlar insanlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda hizmetler sunmaktadır. Geçmişte adı Avrupa Millî Görüş Teşkilatları olan bu kuruluş, zamanın şartlarına göre kendini yenileyen ve zamanının ruhunu iyi...
50 ülke, bir buçuk milyar nüfus ve İslam ülkelerini temsil ettiğini söyleyen sayısız kuruluşlar. Trilyonlarca ve Milyarlarca paraya hükmeden devletler ve şirketler… Kurumlar, kuruluşlar, organizasyonlar, vakıflar, dernekler, cemaatler, tarikatlar, üniversiteler, fakülteler, ilahiyatçılar, zengin insanlar, fakir insanlar ve sayısını bilemediğimiz Müslümanlarla ilgili çalışmalar yapan bi...
İnsan cildine boya maddesiyle yapılan kalıcı şekil veya resim diye adlandırılan dövme günümüzde insanların en çok vücutlarına yaptırılan dövme hakkında yazı yazmak kolay olmasa gerek. Kaynaklar milattan önce insanların dövme yaptırdıklarını ortaya koyuyor. Daha çok ilkel toplumlarda bu adet çok yaygın olduğunu bilinmektedir çünkü açılan mumyalarda bu resimlere rastlanmaktadır. ...
Son aylarda yapılan bütün kamuya araştırmalarında ırkçı parti AfD yükselişte, öyle ki geçen hafta yapılan son kamuoyu araştırmasında bu parti ikinci sıraya yükselmiş durumda. Politik ve siyasi kurumlar AfD partisini nereye yerleştireceklerini ve nasıl tavır alacaklarını bilemiyorlar. Politik analiz yapanlar köşeye sıkışmış gözüküyorlar? Irkçı parti halk arasında çok büyük bir ...
Alman Ekonomisinin gidişatı herkesi endişelendiriyor, Alman halkının en büyük korkusu ise enflasyon. Son yapılan kamuoyu araştırması Almanların korkusunun birinci derecede enflasyon daha sonra yoksulluk ve sosyal eşitsizlik olarak ortaya çıktı. Ipsos adlı araştırma şirketi yaptığı kamuoyu araştırmasında halkın yüzde 42'sinin enflasyondan kaynaklanan fiyat artışlarının şu anda en ...
Öncelikle şunun altını bir çizelim, 83 milyon nüfusa sahip Almanya’nın içerdeki göçmen kökenli nüfusu 20 milyonun üzerinde. Genel nüfusa baktığımızda Almanya’nın yaş ortalaması oldukça yüksek. 1 yaşın altındakiler 0,74 1 ,5 arası 4,08 6,13 arası 6,32 14,17 arası 3,11 18,24 arası 2,44 21,24 arası 3,69 25,39 arası 16,11 40,59 arası 23 60,64 arası 6,2 65 yaş üst...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün büyüyor, özellikle doğu eyaletlerinde tehlike çanları iyi çalıyor. Federal hükümet, eyaletler ve yerel yönetimler ırkçılıkla yeterli derecede mücadele etmiyorlar. Bilhassa işbaşındaki federal hükümet aşırı sağ karşı çok yetersiz kalıyor. Geçmiş hükümetler bir şekilde ırkçı partileri ve organizasyonları etkisiz hale getiriyorlar ve zaman içerisinde...