Birinci dünya savaşı öncesi Osmanlı İmparatorluğu dünya siyasetini iyi değerlendiremediği ve okuyamadığı için hazin bir sonla karşılaştı ve yıkıldı.
Keza yine ikinci dünya savaşında Türkiye yine batı ülkelerinin safrasındaydı.
Rusların boğazlar ve Çanakkale talepleri vardı.
Türk liderleri uluslararası sistemin dışında kalmaya özen göstererek sıcak bir savaşın dışında kaldılar.
Rusların taleplerini inisiyatif alarak savuşturmadılar, o günkü batılı liderler Rusların isteklerini yerine getirmeyerek, Rusya’nın daha da güçlenmesini önlemeye çalıştılar ve bu talepleri reddettiler.
Türkiye Hiçbir Zaman Rahat Bırakılmadı ve Sürekli Gözetim Altında Tutuldu.
Halbuki uluslararası sistemde devlet adamları sistemi iyi analiz ederek inşa edilen sistem içerisinde kendisine uygun politikalar belirlerler.
Bölgemizde gelişmekte olan olaylar asırlık olaylardır. Asırlık planlardır.
Bölgede, bağımsızlığına düşkün iki köklü ülke vardır, Rusya ve Türkiye.
Son iki yüzyıldır Türkiye ile Rusya sürekli karşı karşıya geldiler.
Kırım savaşı, Rusların Balkanlara müdahalesi ve Rusların Çatalca’ya kadar gelmeleri, boğazlar talebi gibi.
Ruslar bugün batının karşısında tek başına mücadele veriyor ve Ukrayna’da sıkışmış durumda.
Rusya, kendi bekasına ilişkin şer planlar karşısında, “nükleer silahlar" kartını ileri sürerek batıyı tehdit ediyor.
Bununla kısa vadede bekasını muhafaza edebilir ancak orta vadede beka tehdidini ortadan kaldıramaz.
Türkiye ise çevresinde kuşatılmaya çalışılıyor ve tehdit ediliyor, kısa vadede birlik ve beraberliği ile tehdidi yavaşlatabilir. Lakin Türkiye’ye karşı da bir hile düşünülmüştür mutlaka.
Orta vadede, Türkiye'mizin beka problemi daha da büyüyecektir. Çünkü "şer hesaplar" ‘a karşı koyacak maddi bir gücümüz yoktur.
Önümüzdeki süreçte, Rusya ve Türkiye bağımsızlıklarını korumak istiyorlarsa, birlikte hareket etmek mecburiyetindedirler. Bu bir politik tercih değil, siyasi bir mecburiyettir.
Tarihimizde Örnekleri Mevcuttur.
Bu aşamada detaylara takılmamak gerekiyor.
Stratejik uzmanlar ve analistler Türk- Rus iş birliğinin gelmekte olan tehlike karşısında bu direnç gösterebilecek güce sahipler mi? sorusuna şimdilik cevap veremiyorlar.
Türk devleti bu tehdidi tek başına karşılayabilecek güce sahip sorusu açık duruyor.
Bu konularda "devlet" ‘in, zamanında ve gereken adımları atmaması veya atamaması ödenmesi imkânsız bedeller doğurur.
Tereddüt, kayıptır. Acilen tedbirler alınması elzemdir…
Türkiye birinci ve ikinci dünya savaşında belirleyici güç olamamıştır.
Bugün Rusya ile ortak hareket etmek veya yönümüzü batıya çevirmek ne kadar sağlıklı belirsiz.
Dünya yeni bir sisteme geçiyor. ABD, Avrupa, Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya kurulacak bu yeni düzende söz sahibi olmak istiyorlar.
Türkiye içerisindeki Kürt meselesi ve komşularıyla sorunları olan bir ülke, bilhassa Kürt sorunu dış mihraklar tarafından sürekli Türkiye’ye karşı kullanılıyor.
Suriye ile barış görüşmeleri derhal hayata geçirilmelidir.
Almanlar birinci ve ikinci dünya savaştıkları Fransa ile bugün dostluk ve barış içerisinde yaşıyorlar.
Türkiye acilen Suriye meselesini çözmek zorunda, evet dün hatalar yapılmış olabilir, bugün bunu telafi etme fırsatı var.
Türkiye’ye tehdit Suriye ve Irak üzerinden yapılıyor.
Dün savaşan Almanya ve Fransa barışıyor da biz neden Suriye ile barışmayalım???
Söz konusu devletimizin bekası.
Henry Kissinger dediği gibi analistler risk almaz.
Vardığı sonuç yanlış çıkarsa başka bir inceleme yazısı yazar.
Fakat devlet adamlarının tek bir tahmin yapmaya izni vardır çünkü yaptığı yanlışın geri dönüşü yoktur.
Türkiye’nin yanlış yapma lüksü yok, mesele ülkenin geleceği ve beka meselesi.
Cumhurbaşkanı’nın külliyede balkon konuşmasında Mustafa Kemal’in kalpaklı resmi ile dünyaya bilhassa batıya bir mesaj verdiğini düşünüyorum.
Türk devleti önümüzdeki yıllarda beka meselesini çok ciddi olarak gündeme almalıdır.
Bugünlerde Moskova üzerinde dronlar uçuyor ve bunlardan ders çıkarmalıyız.
Tehlike uzak değil…
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...