Avrupa’da ve Almanya’daki etnik kökenlilere bakıldığında Suriye ve Bulgaristan’dan gelenlerin sayısının çok yüksek olduğu görülür.
Suriye’den gelenlerin çoğunluğu Müslüman ve kültür olarak biz Türklere çok yakınlar.
Bulgarların çoğunluğu ise Ortodoks ve içlerinde azımsanmayacak kadar Müslümanlarda var.
Bu insanların büyük bir çoğunluğu Türklerle bir arada yaşıyorlar, yani şehirlerin varoşlarında, unutulan eski bakımsız evlerinde kalıyorlar, bu evler ucuz ve aynı zamanda kendilerini daha iyi ifade ediyorlar.
Çünkü bir dışlanmışlık ve yabancılaşma çok az bu mahallelerde.
Almanya’da 368.396 bin Bulgar vatandaşı yaşıyor ve bu insanlar en pis işlerde çalışıyorlar, çok düşük ücretlerle, fakat buna rağmen basının dilinden bir türlü düşmüyorlar. Alman basını bu insanları sosyal bir yük olarak lanse ediyor.
Bulgarların içerisinde Müslümanlar bulunmakta ve bu Müslümanların sayısı tam olarak bilinmiyor.
Suriyelilerin sayısı ise bir milyon civarında çoğunluğu iş hayatına başlamış durumdalar.
Gelenlerin eğitim düzeyleri yüksek ve her alanda çalışıyorlar, Bulgarlar gibi pis işerde çalışmıyorlar.
Çalışma alanları Hastanelerden tutunda, Terziliğe kadar kalifiyeli iş sahaları.
Bu iki ülkeden gelenleri en iyi anlayacak göçmen kökenliler olarak Türkler öne çıkıyor.
Suriyeliler geldiklerinde kendilerini Türk kardeşlerinin yanında yer bulmuşlardı ve onlar için yardım kampanyaları başlatılmıştı.
Başlangıçta bu insanlarla Türkler arasında bir iletişim mevcuttu daha sonra bu iletişim kesildi.
Bu insanların olumsuz yönleri konuşulmaya başlandı ve kendilerini ifade edecek ortam yok edildi.
Türk ve İslâm kuruluşların bu insanlarla ilgili herhangi bir hazırlıkları yoktu ve bu insanlar zaman içerisinde kendilerini Almanlara daha yakın hissetmeye başladılar.
Suriyeli ve Bulgar Müslümanlar bir arayış içerisindeler kendilerini ifade edecekleri mekanlar ve ortamlar arıyorlar.
Geçmişte Almanya’daki Müslümanlar kendilerine yol gösterecek insanlar bulamayınca, milyonlarca paralarını Almanların şehrin kenar mahallerinde, eski bakımsız binalarını satın alarak borç bataklığına saplandılar.
İnşallah Bulgar ve Suriyeli Müslümanlar aynı duruma düşmezler.
Enerjilerini binalara değil de yetişmiş insanlara harcasalar.
Müslümanların camileri boş, cemaat sayısı her geçen gün azalıyor, yönetici bulmakta zorlanılıyorlar.
Böyle bir ortamda tekrar eski ve bakımsız binalara para harcamak Müslümanları tekrar geriye düşürür.
Halbuki Müslümanlar güçlerini birleştirseler çok daha farklı alanda hizmet verebilirler.
Kuruluşların gündemi faklı olunca, olaylara yaklaşım değişiyor.
Eğitimli Suriyelilerden istifade edilebilinirdi.
Almanya’daki STK’ların gündeminde bu Müslümanlar yok.
Onlarla ilgili bilgi, iletişim bulunmuyor veya ihtiyaçları hakkında hiçbir bilgi veya rapor ellerinden mevcut değil.
Keşke merkezlerinde bu insanlardan bir danışman bulundursalardı.
İslâm-i kuruluşlar bu kardeşlerini, Hristiyan kuruluşlarının kucaklarına attıklarının vebalini nasıl taşıyacaklar.
Ümmet olmanın, kardeş olmanın şuuruna ne zaman erişecekler ve anlayacaklar.
Zaman geçmiş değil
2023 senesi içerisinde bir çalışma kurultayı düzenleyerek bu kardeşlerimizin meselelerine sahip çıkılır.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...