Yedi ana başlık, 32 konu, 7178 madde ve 148 sayfadan oluşan yeni hükümet sözleşmesi CDU ve Yeşiller partilerinin delegeleri tarafından oylanarak kabul edildi.
Bugün eyalet meclisinde başbakanlık seçimi yapılacak, büyük bir ihtimalle (CDU’lu) Hendrik Wüst Başbakan seçilecek.
Koalisyon sözleşmesinde her şey var, bir tek biz yokuz.
Programda rüzgar enerjisi, bisiklet yolu gibi maddeler var fakat bir milyonluk göçmen gurubu Türklerin sorunu yok.
Türk nüfusunun en yoğun yaşadığı NRW eyaletinin hükümet programında herkese yer verilmiş. Kilise, Yerel demokrasi, LSBTIQ hakları ve Yahudilerin korunması gibi ana başlıklar var fakat bizimle ilgili ciddi bir madde yok.
Seçimlerden öncede göçmen Türkler buradaki siyasete ilgi ve alaka göstermemişlerdi.
Kurulan hükümette de lobisi olmayan guruplara sahip çıkılması tabi ki beklenemez?
Gerçekte ise Türkler ve onları temsil ettiğini iddia eden kuruluşların mevcut durumdan memnunlar. Çünkü onların burada yaşayan insanların sorunlarına sahip çıkma gibi dünyaları yok.
Bir çok kuruluşun seçimlerden ve seçimden veya hükümetten haberleri bile yok.
Nasıl bir dünyada yaşıyorlarsa.
Siyasi partileri, parlamento çalışmalarını ve siyaseti yönlendiren kurumları takip etme veya onları etkileme gibi gayret çaba, sivil toplum kuruluşları için yok hükmünde.
Geçenlerde buradaki büyük bir İslam cemaatinin başkanı biz siyasi bir kurum değiliz bizi siyaset ilgilendirmez demişti.
Fakat siyasetsiz hiç bir sorunda çözülemiyor.
Bu cemaatin merkezini Türkiye’den gelen siyasetçiler su yolu yapmışlar ve orada sorun gözükmüyor?
Federal hükümet kurulur haberleri olmaz, eyalet hükümetleri kurulur bilmezler.
Bizim lehimize veya aleyhimize olan her konuyu parlamentoda yasalaştıktan sonra öğrenirler.
Koalisyon sözleşmesindeki bizimle ilgili maddeler kısada olsa özet olarak, 4.maddenin 5.paragrafında uyum, göç başlığı altında değiniliyor ve yine 9.paragrafında dini kuruluşlar olarak yer alıyor.
Koalisyon sözleşmesinde Müslümanlar hayatımızın ayrılmaz ve önemli bir parçasıdır maddesini eklemişler.
Üniversitelerde İslami derslerin geliştirilmesini destekliyoruz ve yine İslam teolojisinin Münster Üniversitesi'ndeki fakülteye yayılmasını teşvik ediyoruz diyorlar.
İslam'ın entegrasyonu için Almanca konuşulur maddesi, Temel Kanunun değerleri ve yabancı hükümetlerden bağımsız imamların desteklenmesi gerekiyor deniliyor.
Bu yüzden kadın imamlar için kendi Almanca eğitimimize ihtiyacımız var denilerek, Kuzey Ren-Vestfalya'daki bir devlet üniversitesinde imam yetiştirilmesi madde olarak konulmuş.
Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti kozmopolit bir göç ülkesidir deniliyor ve göç ülkesi kabul ediliyor.
Göçmen örgütleriyle işbirliğini yoğunlaştırmak istiyoruz meddesin var fakat geçmişte hangi göçmen örgütleri ile işbirliği yaptıklarını daha önce görmüştük.
Irkçılık ile mücadele var.
"Almanya'da Göç için Dokümantasyon Merkezi ve Müzesi" (DOMiD) destekleniyor.
Uyum meclislerinin çalışmaları, belediyelerle işbirliği yapılarak desteklenecek.
Hükümet programında gelecekte yurt dışından gelecek imamlarla ilgili madde var ve imamların burada yetiştirilmesi öngörülüyor.
Göçmenlerin temel hakları, vatandaşlık, çift dilli eğitim( Türkçe), İslam dini ve din dersleri, yaşlı göçmenlerin durumu gibi bir çok sorun görmezlikten gelinmiş.
Hükümet içerisinde göçmenlerle beraber büyüyen bir çok insan bakan olarak atanacak fakat göçmenlerin sorunu hükümet programında yer almamış.
Buradaki sivil toplum kuruluşlarından koalisyon partilerine buradaki Türklerin ve göçmenlerin sorunları ilgili bir dosya sunulmadığını öğrendim ve çok üzüldüm.
Halbuki koalisyon görüşmelerinde 13 tane çalışma masası kurulmuş 100 üzerinde uzmanlar çalışma yaparak her meslek gurubunun sorunları tartışılarak programa konulmaya çalışılmış.
Ne kadar sahipsiz bir toplumuz, hep bir mucize bekliyoruz.
Bakalım yarınlar bize ne gösterecek.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...
İstanbul Fatih Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve merkezi Almanya'nın Berlin şehrinde olan, Avrupalı Türklerin en geniş tabanlı inisiyatif grubuna sahip, European Tulips Club (ETC) e.V. Türk Düşünce Kuruluşu ve Erasmus destekleri ile İstanbul’da uluslararası göç çalıştayı yapıldı. Çalıştaya Avrupa’dan 20 kişilik uzmanlardan oluşan bir ekip ve Türkiye üniversitelerden 20 kişilik bir ekip katıldı....