Hristiyan Uygarlığı
Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir.
Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyetçik, ırkçılık batı medeniyetinde ikinci dünya savaşı öncesinde olduğu gibi bataklığa saplanmış durumdadır.
Batı dünyası kendisinin sebep olduğu küresel ve bölgesel krizlere çözüm üretememiş, çözememiş evrensel kuşatıcılık rolünü yerine getiremeyerek insanlığın hayrına bir şey yapamayarak, kendisi sorun olmaya doğru gidiyor.
Din ve vicdan hürriyeti kendisinin değerleri olunca dünyayı ayağa kaldırıyorlar fakat farklı düşünceler veya farklı inanç sahipleri olunca duymazlıktan veya görmezlikten geliniyor.
Batı dünyasında öyle bir hava estiriliyor ki insanlar fikirlerini ve düşüncelerini açıklamaktan çekiniyorlar, toplumsal bir baskı her yerde kendini gösteriyor.
Bilhassa siyasi dil öyle keskin ki düşünceyi açıklamaya tereddüt etmekten çekiniyorsunuz acaba bir soruşturmaya veya medyanın sizi hedef göstermesinden endişe duymadan edemiyorsunuz.
Almanya’da okula giden Türk ve Müslüman çocuklar ile aileler üzerindeki baskılar ve fişlemeler dayanılmaz hal almaya başladı.
Çocuklara verilen mektuplarda ailelerin siyasi görüşleri ve son hadiseler hakkındaki düşünceleri soruluyor.
İş giderek engizisyonun cadı avına dönüşmeye başladı.
Anayasa güvencesi altında olan gösteri ve yürüyüş hakkınız elinizden alınabiliyor.
Demokratik haklarınızı elinizden alınarak sizi radikal diyerek suçlamalara maruz kalabiliyorsunuz.
Batının özgürlüğü kendisine, farklı etnik veya inanç sahiplerine yönelik kısıtlamalar son günlerde alabildiğince artmış durumda.
Hristiyan dünyasında İslam’a ve Müslümanlara her türlü hakareti yapabilirsinizi, hatta Hristiyanlığa da hakaret edebilirsiniz fakat Yahudi ve Siyonizm hakkında bir kelime konuşamazsınız.
Yahudilik bir inanç asla hakaret edilmesini istemeyiz fakat eleştiri bile yapamazsınız.
Özgürlük devriye giriyor ve susturuluyorsunuz.
Hrıstiyan batı toplumun bu noktaya gelmesi bizleri endişelendiriyor ve korkutuyor, yarın neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.
Geçmişte yaşanan acı olaylardan ders çıkarılmazsa, tarih tekerrürden ibaret sözünü yine yaşayacakmışız gibi endişeleniyoruz?
Batı aleminin durduğu ve geldiği yer çok sorunlu, özgürlükler medeniyeti diyerek bizlere ders vermeye ve yönlendirmeye çalışan batılı ülkeler, kendi medeniyetinden uzak olan insanlara karşı artık çok hoşgörülü değil.
Medyada kamuoyu öyle yönlendiriyor ki endişe etmeyen insan yok, farklı inanç ve etnik kökenlileri zenginlik görmek gerekirken, onları yük olarak görmek Almanya’ya yapılacak en büyük kötülüktür.
Batı aleminin sıkıntısı düşüncede, fikirde, edebiyat alanında ve siyasi alanda insan yetiştirememesi radikalleşme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Otto von Bismarck, Konrad Adenhauer, Charles de Gaulle, Willi Brandt, Helmut Schmidt ve Helmut Kohl, Avrupa’nın önde siyasetçileriydi fakat son 20 yılda siyasi alanda lider eksikliği var ve batı dünyası bir türlü bu eksikliği gideremedi.
Avrupa değerlerinden söz eden ve o değerleri savunan insanların sayısı gittikçe azalıyor.
Bununla paralel olarak Hristiyan inancının toplum üzerindeki etkisi çok azalmış gözüküyor.
Federal Almanya eski başbakanı Helmut Schmidt batı medeniyetinin bu yüzyılın sonuna varamayacağını söyleyerek ilk uyarıyı yapmıştı öyle görünüyor ki batılı ülkeler tedbir almaktan çok Amerika’nın peşine takılmış gidiyorlar.
Avrupa’nın geleceği son yaşanan Filistin- İsrail savaşından dahada karanlık yola girmiş gibi.
Ukrayna- Rusya savaşında barış aramakta aciziyet gösterirken, savaşa dolu dizgin giderek destek veren ve savaşı körükleyen batılı devletlerden fazla bir şey beklemek hayal olur diye düşünüyorum.
Batının boyası ortaya çıkmış ve insanlığa verecek artık hiçbir şeyi yoktur.
Batının bugünkü konumu içler acısıdır.
Siyasi, ekonomi, özgürlükler ve gelecek için verecek bir rolü yok ve tıkanmış durumdadır.
Bekleyelim görelim bakalım gelecek bize daha neler gösterecek.
Velhasıl batı çıkmaz sokağa girmiş ve nasıl çıkacağını bilmiyor?
Son olarak Muhammed İkbalin sözü ile bitireyim:
Batı kalbi, doğu aklı kaybetti.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler....
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...