Avrupa’daki teşkilatlar içerisinde kendini yenileyen birlik ve beraberliğini koruyan, İGMG teşkilatı hizmette de öncü bir kuruluş.
İGMG teşkilatının altında birçok dernek bulunuyor ve bunlar insanlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda hizmetler sunmaktadır.
Geçmişte adı Avrupa Millî Görüş Teşkilatları olan bu kuruluş, zamanın şartlarına göre kendini yenileyen ve zamanının ruhunu iyi okuyan insanlar tarafından yönetiliyor.
Son 10 yıl boyunca sivil toplum teşkilatı olma yolunda ciddi adımlar attılar ve gayret gösterdiler ve atıyorlar, kendilerini bu çabalarından dolayı tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum.
Türkiye etkisinden bağımsız hareket etmek hiç de kolay olmamıştır. Çünkü Avrupa’daki teşkilatların kurulması ya bir siyasi parti tarafından veyahut da bir cemaat tarafından yapılmıştır.
Siyasetten uzak dursalar da 2 eski genel sekreterlerini TBMM’ye gönderdiler.
AK Parti’de tercihini sürekli içinden geldiği ideolojik ve dünya görüşü olarak aynı olduğu İGMG’den yana kullanıyor.
İGMG teşkilatı öncelikli olarak hizmetlerini Avrupa’da yaşayan insanlarımız için olduğunu söylüyor ve ismini de bu yönde değiştirerek İslam Toplumu Millî Görüş olarak değiştirdi.
Son zamanlarda İGMG teşkilatı Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporlarında, Anayasaya karşı teşkilat olmasına rağmen Alman siyasilerinden karşılık bulmaya başladı.
Yapılan programlarına gerek yerel gerekse eyalet düzeyinde katılımlar olmaya başladı.
Yine bu teşkilat, Türkiye’deki siyasi savrulmalara rağmen birlik ve beraberliğini koruyor.
Ana gövde çok sağlam ve bütünlüğünü elinde tutmaya çalışıyor.
Avrupa’da Ülkücü hareketin çok parçalandığı göz önünde bulundurulduğunda, Millî Görüş’ün bütünlüğünü koruması takdire şayan.
Benim değinmek istediğim asıl konu, İGMG teşkilatı Avrupa’da çok başarılı olması, hizmette öncü kuruluş ve sivil toplum teşkilat olma yolunda çok ciddi çalışmalar yapıyor olması takdir toplarken, Türkiye’ye yönelik hizmette ağırlık vermesi soru işaretlerine yol açmış olmasıdır.
Avrupa için kurulmuş İGMG’nin neden böylesi bir yola girmesi izaha muhtaç ve birazda endişelere yol açıyor, bunu kamuoyuna açıklarsa çok iyi olur.
İGMG ve HASENE’nin Türkiye’de şubeler açması ve açılışlara resmi makamların katılması acaba İGMG teşkilatının Türkiye’de daha etkili bir çalışmaya girecek diye düşünmeden edemiyor insan.
Halbuki önceliği Avrupa’daki insanlarımız olması gerekirken neden böyle bir yola başvurması soru işaretlerine yol açıyor.
Türkiye’de kendi dünya görüşüne ve ideolojisine çok yakın onlarca hayır ve yardım kuruluşu olması bir şey ifade etmiyor mu?
Gönlüm bu kuruluşun Türkiye içerisine çekilmesine razı gelmiyor, çünkü Türkiye içerisinden temiz çıkmak çok zor.
Eğer birileri bu kuruluşun önünü açmak istiyorsa çok iyi düşünmek gerekir?
Türkiye siyasi ve politik olarak bizi sürekli yarı yolda bırakan örneklerle doludur.
Avrupalı Türklerin çözüm bekleyen meseleleri bütün kuruluşların birinci önceliği olması gerekir.
Din, dil, eğitim, kültür, kimlik, sosyal, uyum, göç, asimilasyon, seçme ve seçilme hakkı gibi birçok sorumuz ortada duruyor ve çözüm bekliyor.
Parçalanmış aileler, kaybolan gençlik, kabul görülmeyen bir toplum, sosyal sorunları ağır olan ve bütün bunlar çözüm bekleyecek ortada duracak ve siz Türkiye’de hizmetler yapacaksınız?
İGMG’nin bütün bunları bir kenara iterek, farklı bir yöne yönelmesi kanaatimce buradaki insanlara ihanet olur.
Bırakın Türkiye’yi, Türkiye’deki Türkler kurtarsın, biz kendimizi kurtaralım.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Dünyada son yıllarda, kıtalar arasından tutunda, ülkeler arasında bir göç hareketliliği yaşanıyor. Örneğin; ABD ile Meksika’yı ayıran 3 bin 200 kilometrelik sınırda, her gün ortalama bir insan hayatını kaybediyor. Gözetleme kuleleri, dikenli teller, termal kameralar ve tuzaklarla dolu sınırdan her şeye rağmen geçmek isteyenler, bu seferde sınır muhafızları veya Teksas polisinin kurşunlarına hed...
Türkiye’de devletin harcamaları için bugünlerde tasarruf tedbirleri alınmaya çalışılıyor. Kamu harcamaları devletin bütçesi için önemli bir yer tutuyor. İsrafın ve kayırmacılığın zirve yaptığı ülkemizde tasarruf tedbirleri ile hedefine ulaşabilir mi? Geçmişten günümüze kadar yaşadığımız ve gördüğümüz tecrübelerden yola çıkarsak çok zor. Ülkemizde en tepeden, en alttaki bürokratlara kad...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler....
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...