2023 Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hükümet ve muhalefet yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik çeşitli vaatlerde bulunmuşlardı.
Bu verilen vaatlerin hangisinin gerçekleştiğini bir göz atalım çünkü bir senesini dolduran hükümetin icraatını yurt dışında yaşayanlar olarak değerlendirmek bizim de hakkımız.
Neticede bizler de oy kullandık, bu verilen vaatler çerçevesinde.
Kemal Kılıçtaroğlu‘nun yani muhalefetin vaatleri şöyleydi:
1- Yurt dışındaki vatandaşlarımızın en fazla 15 milletvekili ile doğrudan Meclis’te temsili için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız.
2- Sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanacaklar
3- Vatandaşlarımızın yurtdışından getireceği araçlar 5 yıl Türkiye’de kalabilecek.
4- Yurtdışından getirilen telefonlarda kullanım sınırlaması ve kayıt şartı kaldırılacak.
5- Uçak biletlerinde tavan fiyat uygulamasına geçilecek.
6- Gurbetçileri mağdur eden otomatik bilgi paylaşımı sonlandırılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yani hükümetin vaatler i ise şöyleydi:
1- Geçici İthalat kapsamında Türkiye'ye getirilen araçların 730 günlük kalma süresini tamamlandıktan sonra tekrar Türkiye ye getirebilmesi! için, yurt dışında en az 185 gün kalma şartını 30 güne düşüreceğiz.
2-Yurt dışından getirilen mobil cihazların Türkiye de kayıtsız kullanım sürelerini yurt dışında yerleşik vatandaşlarımız için 120 günden,180 güne çıkartacağız.
3-Yurt dışında yaşadıkları ülkelerde askerlik yapanların İkili anlaşmalar çerçevesinde askerliklerinin Türkiye'de tanınmasını sağlayacağız.
4-Yurt dışı borçlanması yoluyla emekli olanlara yurt dışında tam zamanlı çalışma hakkı tanıyacağız.
5. Yurtdışındaki vatandaşlarımıza ait konu ve taleplerin TBMM'de daha güçlü şekilde temsil edilmesine yönelik çalışma ve düzenlemeler yapacağız.
Muhalefetin seçim vaadini değerlendirmeye gerek yok, çünkü seçimi kaybetti herhangi bir icraatı yok.
Vatandaşlarımızın tercihi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu ve yurtdışından %59,57 oy aldı ve en çok seçmenin olduğu Almanya’dan ise %67,22 oy aldı.
Hükümetin ise verdiği vaatlere baktığımızda hangisinin gerçekleştiğini veya gerçekleştirmediğine baktığımızda, vaat edilenlerin birçoğunun gerçekleşmediğini görüyoruz.
1- Araç:
Türkiye’ye getirilen araçların 4 sene kalması sadece emeklilere bu hak tanında fakat “TÜV” meselesi çözülemediği için 2 sene sonra araba yurt dışına çıkmak zorunda.
Yani değişen bir şey yok.
2-Mobil cihaz düzenlemesi:
Hükümet, yurt dışı cihazlarında 120 gün kayıtsız kullanım süresini 180 güne çıkardı.
1 adet cep telefonuna muafiyet uygulaması devam ederken, yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonları teslim edilmeyerek ve 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilecek.
Yurt dışından getirilen telefonlara IMEI kayıt ücreti 31,692 TL.
Uygulamada fazla bir değişiklik yok.
3-Askerlik:
Yurt dışında askerlik yapanların, askerliğinin tanınması ile ilgili herhangi bir gelişme yok.
Almanya’da yürürlüğe giren yeni çifte vatandaşlık yasası ile bu sorun dahada büyüyecek.
Askerlik parası ile sürekli oynandığı için bu konu belirsiz, yani paranın yeniden düzenlenmesi gerekiyor bu para yüksek.
Acilen düzenlenme yapılması gerekiyor fakat yine bekliyoruz.
4- Emeklilik hakkı verilmesi:
Devletimiz Türkiye’deki vatandaşlara bu konuda oldukça cömert, şefkatli ve merhametli yurt dışında yaşayanlara da çok duyarsız.
Türkiye’de “EYT” den 2 milyon insan erken emekli yapıldı ve bunlar aynı zamanda çalışıyorlar fakat yurt dışında yaşayanlar paralarını ödemelerine rağmen emekli olamıyorlar.
Bu insanların yaşları nerdeyse 65’e dayanmış durumda, Almanya’dan emekli olmadıkları için Türkiye’den emekli olamıyorlar.
Eğer yurt dışından emekli olanlar Türkiye ekonomisine zarar veriyorsa, biz bu hakkı istemiyoruz devletimize feda olsun.
5-TBMM Temsil:
Yurt dışında yaşayanların TBMM temsili ilgili verilen vaat ise bekleyip göreceğiz.
Yurt dışı seçim bölgesi olarak düzenlenecek veyahut ta mevcut sistem ile yola devam edilecek.
Hükümetin gündemine bir türlü gelemiyoruz, ne zaman para veya desteğe ihtiyaç duyulursa, bizler akıllarına geliyoruz.
Yurt dışı kontenjanından seçilen milletvekillerinin bizim sorunlarımıza sahip çıkmasını bekliyoruz.
Seçimden, seçime hatırlanmak istemiyoruz.
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan beklentimiz bizlere sahip çıkması neticede yurt dışında yaşayan insanlarımız büyük bir çoğunlukla kendilerini desteklemiş ve oy vermiştir.
İktidarının 20 küsür senesinde onu hiç yalnız bırakmamıştır her zorlu süreçte hep yanında yer almıştır.
Bizlerde sayın cumhurbaşkanımızdan bizlere verilen vaat yerine getirilmesini istiyoruz ve bekliyoruz.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...