Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor.
Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor.
Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil.
Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor.
Batının ağzına bakarak, oradan duyacakları birkaç kelimeyle mutlu olacaklar gibi yalvar, yakar batıya yalvarıyorlar.
Paralarını batının bankalarında depo edenler, en küçük ihtiyaçlarını bile batıdan temin eden bu ülkeler, batıya karşı tavır almaları mümkün mü? Asla mümkün değil.
Allah’ın bahşettiği petrol paralarını lüks konutlara, göğe yükselen binalara harcayan bu zavallı petrol zengini ülkeler neyle Filistin davasına sahip çıkacak.
Bir tane teknoloji üreten fabrika kurma, bir tane uçak yapma sonra batıya yalvar.
Futbol takımları satın alan bu kimliksiz petrol zengini şeyhler nasıl bir dünyada yaşıyorlar?
Ülkelerinde insanlar dilencilik yaparken, bu ülkelerin yöneticileri lüks otellerde eğlence partileri düzenleyerek hayat sürdürüyorlar.
Allah’la iplerini koparan İslam ülkeleri kelimenin tam anlamıyla zavallılar topluluğu… Onların, Netanyahu’nun ‘Ölüm Oyuncakları’nı görecek ne gözleri ne de insanlık için acı çekebilecek kalpleri var…
İnsanlar, “Nerede bu İslam ülkeleri? Bir avuç İsrail’le baş edemiyorlar” diye sitem ediyorlar. Çok gereksiz ve anlamsız bir beklenti…Oysa hepimiz biliyoruz ki bu ülkeler öyle sanıldığı gibi ekonomik ve siyasi gücü olan, karakterli ve vicdanlı ülkeler filan değiller. Bir kere hiçbir İslam ülkesinde hukuk, adalet, özgürlük yok, buralarda yaşayan insanlar bir dilim ekmek bulabilmek ve özgürce nefes alabilmek için Demokratik ülkelere kaçabilmenin derdine düşmüş durumdalar.
Kısacası günümüzün İslam ülkeleri kendi halklarına karşı acımasız ve zalimler. Kendi insanlarının hakkını-hukukunu, özgürlüklerini gasp eden, yani kendi insanının derdine çare olamayan ülkeler Gazze’deki insanların acısını duyabilir mi?
Herkes fıtratına uygun hareket ediyor.
Batının Filistin ve Kudüs söz konusu olduğunda Haçlı ruhu harekete geçiyor ve tarihler boyunca da böyle olmuş.
Batı asla Filistin’e sahip çıkmaz, en küçük bir tehlike gördüklerinde uçak gemilerini gönderir ve gerekirse savaşa bile girer.
Daha önce de yazdım, İslam dünyası diye, bir dünya yok.
İslam ülkeleri batı medeniyetinin kucağına oturmuşlar o sırça köşklerinden Filistin’e bakıyorlar.
Müslümanlar ise gökten bir mucize bekliyorlar.
Allah’tan yardım bekliyorlar, biz inanan insanlarız her namazımızdan ve her zaman dua ederek Rabbimiz’den yardım dileniriz.
Öyleyse günümüz Müslümanları görevlerini yaptılar da yardım bekliyorlar?
Müslüman ülkelerin sözde Müslüman liderleri, neden korktuğunuzu bilmiyorum ama Allah’tan korkmadığınızı biliyorum!
Amerika’dan korktukları kadar, Allah’tan korkmuyorlar.
Allah’ın vadi haktır öyleyse bugünkü Müslümanlar, Allah’ın bu vaadini hak ediyorlar mı?
Biz, İsrail Oğullarına Tevrat’ta şunu vahyettik: “Muhakkak siz, Şam arazisinde iki defa fesad çıkaracaksınız (iki Peygamber öldüreceksiniz) ve muhakkak ki, çok büyük bir azgınlıkla taşacaksınız”.
İsra suresi 4.Ayet
"Bu ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketlerinizde her köşeyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir." Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik.
İsra suresi 5.Ayet.
Günümüzün Müslümanı yukarıda geçen ayetleri ne manaya geldiklerini biliyorlar mı?
Dünya ülkeleri bilhassa Batılı ülkeler, Filistin için hiçbir ciddi atım atmayarak barış çabaları olmamıştır aynı zamanda umurlarında bile değil.
Arap ülkelerinin yöneticileri ise Filistinlileri kendileri için bir tehdit olarak görmüşlerdir.
Filistinliler Arap dünyasında ikinci sınıf insan olarak muameleye maruz kalmışlardır ve öyle de görülüyor.
Müslümanlar şunu iyice anlasınlar ABD-İsrail-Dostları (Kısmen Vatikan!) Filistin için birleşmişler, Filistin’i bitirmeye çalışıyorlar.
Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in dediği gibi, Dirensek de öldürüyorlar, direnmesek de öldürüyorlar. Biz direnmeyi seçtik.
İslam ülkeleri ve Müslümanlar kendilerine gelmediği takdirde daha başlarına çok musibet, bela gelir.
Birlik ve beraber olmadıkları sürece daha çok katliamlarla karşı karşıya kalırlar.
Ramazan Özdemir
(İslam Ülkeleri ve İsrail)
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...