Almanya’da kendimizi güvende hissetmiyoruz ve "Bizim kaygılarımız ciddiye alınmalı diyerek bir makale yazan bayan Ferda Ataman o zamanki federal içişleri bakanı Horst Seehofer’i öyle kızdırıyordu ki, Başbakan Angela Merkel’in ev sahipliğindeki Berlin'de 2018’de yapılan Uyum Zirvesi'ne katılmıyordu.
Yazıda kendisinin "Haksız yere nasyonal sosyalizm ile ilişkilendirildiğini” düşünen Seehofer, bunu "hakaret” olarak gördüğünü belirtiyordu.
Ferda Ataman ise : Seehofer için ne kendisini ne de partisini ne de politikasını nasyonal sosyalizm ile ilişkilendirmedim. Yazımda Alman İçişleri Bakanlığı'nın adının "İçişleri, İmar ve Yurt Bakanlığı" olarak değiştirilmesini, yurt kavramının eklenmesini mercek altına aldım.
Almanya'da tarihsel nedenlerden ötürü yurt kavramına kan ve toprak bulaştığını, bu nedenden ötürü yurt kavramının kullanıldığı çerçevenin de çok özenle seçilmesi gerektiğini ifade ettim. Bunun sağcı seçmenlerin kazanılmasına dönük bir hamle olarak algılanabileceğini ama arzu edilirse de olumlu bir içerikle doldurulabileceğini söyledim.
Ben yazımda Almanya'nın herkes için memleket, yurt olması gerektiğini savunuyorum.
Ferda Ataman devamındaki yazısında ben düşünce ve ifade özgürlüğünün bizim kültür ve değerlerimizin bir parçası olduğunu düşünüyorum… Bu nedenle bir yorumu, düşünceyi zirveye katılmama gerekçesi olarak sunmasına şaşırdım. Tabii ki Yurt Bakanı'nın gelip bizimle bu konuları tartışmasını, yurt kavramı ile ilgili görüşlerini, varsa da eleştirisini bizlerle konuşmasını beklerdim, isterdim.
Bunu gerçekleştirebilseydik, büyük bir ihtimalle bizi bir arada tutan, birleştiren konuların ayrıştıran konulardan çok daha fazla olduğunu görecektik.
Almanya'nın kendisini evinde hisseden herkesin, kaç yıldır Almanya'da yaşadığından bağımsız olarak herkesin yurdu olduğu açıkça ifade edilmeli.
Tartışma, Almanya'da göçmen sayısının çoğaldığı ve bazı insanların artık kendilerini, kendi ülkelerinde yabancı gibi hissettiği söylemi üzerinden yapılırsa, bu tartışma zaten dışlayıcı bir boyuta evrilir, çünkü bu söylem benim gibi burada doğmuş kişilerin de buraya ait olmadığı sonucuna varıyor.
Kanımca bu çok tehlikeli ve işte yazdığım yorumda da bu konuda uyarıda bulunuyorum. Oysa Almanya din ve inanç özgürlüğünün yurdu, farklılıklara hoşgörünün yurdu, geçmişi unutmama, insan haklarına saygının yüceltildiği bir yurt olabilir…
Çünkü biz bunların neden önemli olduğunu biliyoruz.
Bayan Ferda Ataman’ın Federal Aile Bakanı tarafından Ayrımcılıkla Mücadele Merkezi’nin başkanlığına aday gösterilmesi eleştiri oklarını üzerine çekmesine ve çalışmalarının ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve kışkırtıcı olduğu noktası öne çıkarılıyor.
Almanlara hakaret ettiği “Kartoffel (Patates)” olarak nitelemiş olması veya Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in vatan tarifini Nazilerin vatan tarifine benzetmiş olması gibi.
Uygun aday değil veyahut Alman düşmanlığı yapıyor eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor.
Münih’te yayımlanan haber mecmuası Focus, Ataman’ın adaylığına sert tenkit yönelten medya kuruluşları ortasında yer aldı.
Öyle ki göçmen kuruluşu olduğunu iddia eden bazı kuruluşlarda çok sert eleştiriler yapıyorlar.
Almanların yanında göçmen kuruluşlarının bayan Ataman hakkında konuşmaları çok
düşündürücü.
Bazı göçmen kuruluşları Federal Şansölye’ye açık mektup yazdılar ve yazıyorlar.
Ne kadar EX Müslüman, LGBT’li varsa kampanya açarak bu atamanın yapılmamasını istiyorlar.
Dünya görüşü olarak bayan Ferda Ataman bu kuruluşlara çok uzak değil fakat buna rağmen bu atamaya karşı çıkmaları çok enteresan.
Arap kökenli İsrail ve Alman vatandaşı toplumbilimci Ahmad Monsour tarafından yazılan yorumda, Ataman’ın adaylığının tümüyle yanlış bir tercih olduğu ileri sürüldü.
Seyran Ateş, Necla Kelek, Lale Akgün, Ahmad Monsour sert eleştiriler getirerek bu atamayı durdurmaya çalışıyorlar.
Diğer taraftan buradaki en kalabalık göçmen kuruluşları olan Türkler ve Müslümanların kendilerini ilgilendiren böyle bir atamaya sessiz kalmaları hayret verici.
Acaba hangi konularda bu kuruluşlar görüş beyan edecekler?
Eğer tarafsız kalmak gibi bir düşünceleri varsa vah ki vah bu gibi konularda tarafsız kalmak mümkün değildir.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...
Orta Doğu’da, İsrail istediği herhangi bir ülkeyi kafasına göre bombalıyor ve tehdit ediyor. Uluslararası hukukun hiçbir önleme ve caydırıcı gücü kalmamış ve İsrail tarafından yok edilmiş durumda. Birleşmiş milletler veya dünyanın gelişmiş medeni ülkeleri, insan hakları ihlalleri ile ilgili bütün değerleri görmezlikten gelerek İsrail’in işlediği bütün suçlara göz yumuyor. Birleşmiş Mille...
Almanya’daki Türk toplumu siyasi olarak iki tercih ile karşı karşıya, ya Alman siyasi partilerinde siyaset yapacaklar veyahut ta, kendi imkanlarıyla siyaset sahnesinde yer alacaklar. Alman partilerinde politika yapmak için belirli zorluklar ve kriterler var ve Almanların bu kriterleri ile çok sıkı bir disipline tabi tutuluyorsunuz. Parti kararları bazen sizin dini, kültür ve kimliklerinizle...
Gurbetçi, kendi ülkesi dışında bir ülkede ikamet eden kişidir ve gurbete çıkan ve oralarda çalışan, geçimini aile ocağından uzakta, gurbette kazanan kimseye denir. Gurbetin bir sınırı ve zamanı vardır, bir kimse veya bir topluluk 60 sene başka bir ülkede yaşıyor ve orada yerleşik hale gelmişse artık o topluluk gurbetçi statüsünden çıkmıştır. Avrupa’da yaşayan Türkler gurbetçi değil ve kendil...
Devşirmeler Osmanlı'da fethedilen bölgelerdeki Hristiyan ailelerin çocuklarının 1/5 ini alarak onları yeteneklerine göre yetiştirilenlere verilen isim. Dönmeler ise Müslüman olmuş gibi görünmelerine rağmen, gizlice Yahudi inançlarını ve Kabalisttik öğretileri sürdürenlere denir. Türkiye’de son zamanlarda İslami değerlere ve Müslümanlara hakaret edenlerin medyada çok yer alması nasıl izah ed...
Uzun zamandır hiçbir üst düzey Alman politikacı, İsrail'in yaptığı "kirli iş" hakkındaki açıklamasıyla Merz kadar tartışma yaratmadı. Alman dış politikasının stratejik yönünde temel bir şey mi değişiyor. Sivil insanların öldürüldüğü göz önüne alındığında, demokrasi ve insan hakları konusunda batının samimi olmadığı ortaya çıkıyor. Uluslararası hukuk bir kenara atılıyor, birleşmiş milletl...
Kurban Bayramı’nı ata yurdu Mogolistan’da geçirdim, daha önce sekiz sene önce Rusya üzerinden Moğolistan’a gitmiştim. Kazak Türklerinin yoğun yaşadığı Bayan Ülgii şehrinde kalmış daha ileri gitmemiştim. Rusya’dan Moğolistan’a giderken özerk bölge olan Altay’dan geçerken, Altay Türklerine misafir olmuştum. Çok çileli, yorgun ve yorucu bir yolculuğum olmuştu. Bu sefer başkent Ulaan ...
Türkiye’de toplanan sosyalist enternasyonal toplantısı, ülkücüler arasında yeni bir tartışmayı ateşledi. Sosyalist Enternasyonal, çoğunlukla sosyal demokrat siyasi partilerden ve emek örgütlerinden oluşan, demokratik sosyalizmi kurmayı amaçlayan siyasi partilerin uluslararası siyasi örgütüdür. Sosyal demokrasi, sosyalizm içinde siyasi ve ekonomik demokrasiyi ve sosyalizme ulaşmaya yönelik ka...
Yurt dışında yaşayan Türklerin sayısı 7,5 milyon, bunun yaklaşık 6,5 milyonu Avrupa’da yaşıyor. Almanya’da ise Türk kökenli vatandaşlarının sayısı 3 milyon civarında. Avrupa’da yaşayan insanlarımızın çok çeşitli sorunları bulunmaktadır, bu sorunların çözümü için gerek Almanya tarafından ve gerekse Türkiye tarafından çözülmeyi bekliyor. Yine Avrupa’da Türkler tarafından kurulmuş sivil to...
Tarihçiler tarafından Hz. Ömer tarihteki en güçlü ve en etkili Müslüman liderlerden biri olarak görülür. Türklerin İslam ile tanışmasından sonra Hz. Ömer gibi adalet timsali olma yolunda lider arayışları hep ola gelmiştir. Türklerin tarihine baktığımızda dünyayı etkileyen en etkili liderleri İslam ile şereflen insanlar arasından çıkmıştır. Sultan Baybars, Sultan Alparslan, Timur, Osman B...
Peki bir Almanın hayali nasıl olacak? Alman devletinin ideolojisi vatandaşlarının tam bir itaat ile kendine bağlı olması ve talep edildiğinde buna uyması olarak görülmektedir. Devletler ve İktidardakiler toplumu kendi düşünce ve görüşlerine göre şekillendirmek isterler ve başka hiçbir düşünceye kolay, kolay izin vermezler. Alman toplumunun ideolojik olarak iyi yıkandığını düşünüyorum, öz...