50 ülke, bir buçuk milyar nüfus ve İslam ülkelerini temsil ettiğini söyleyen sayısız kuruluşlar.
Trilyonlarca ve Milyarlarca paraya hükmeden devletler ve şirketler…
Kurumlar, kuruluşlar, organizasyonlar, vakıflar, dernekler, cemaatler, tarikatlar, üniversiteler, fakülteler, ilahiyatçılar, zengin insanlar, fakir insanlar ve sayısını bilemediğimiz Müslümanlarla ilgili çalışmalar yapan bir sürü insan.
Özgürlük veya bireysel özgürlük adına yukarıdaki bütün kurumlara, onların temsil ettikleri değerlere, onların kutsallarına, onların inançlarına hakaret edebilirsiniz.
Çaresiz, zavallı ve içler acısı bir durum.
Bu hakareti ne adına yapıyorsunuz, demokratik bir hak ve demokrasi adına yapıyorsunuz, yani demokrasinin bireye verdiği haktan faydalanıyorsunuz?
Peki bir buçuk milyar insanın hakkını hukukunu nereye koyacaksınız.
İslam dünyası ve Müslümanlar eğer öyle bir İslam dünyası varsa, gözlerimiz, kulaklarımız duyduklarımız, dünya tarihinde ilkler yaşıyoruz, inançlarımıza öyle hakaretler ediliyor ki, biz neden varız diyerek kendimizi sorgulamaktan kendimizi alamıyoruz.
Geçmişte de böylesi hakaretler yapılmıştı fakat bugünkü kadar cüretkâr ve planlı bir saygısızlık yapılmamıştı.
Allah’ım bu ne rezillik, bu ne biçim melanet, bu ne büyük zulüm…
İslam ülkeleri ve Müslümanlar bu kadar mı çaresiz.
Allah’ a hakaret edebilirsin, İslam peygamberine hakaret edebilirsin, Kuran-ı Kerime hakaret edebilirsin.
Fakat tepki veremeyeceksin, veremezsin daha doğrusu o Psikopat daha değerli onun özgürlüğü sınırsız.
İslam ve Müslüman olan bütün kutsallar Batı ülkelerinde değersiz ve önemsiz.
Bütün bunlar yetmez üstelik Kuran-ı Kerimi İslam ülkelerinin büyükelçilerinin ve konsolosluklarının önünde yakabilirsin.
Hiçbir İslam ülkesinin, hiçbir Müslümanın veya onları temsil ettiklerini söyleyen kurumların batının yanında kıymeti harbiyesi değeri yok.
Bir deli ve bir psikopat yukarıda saydığım bütün ülke ve kurumlardan daha kıymetli batılı ülkelerinin yanında.
Ne bir diplomatik dil ne herhangi bir baskı, batının İslam’a ve Müslümanlara ve onların değerlerine hakaretten vazgeçirebiliyor.
Acaba neden?
İslam ülkelerinin hiçbir yaptırım gücü yok mu veya diplomasi dili yok mu.
Efendim seviyesiz polemiklere girmeyin, sesinizi çıkarmayın, bunları yapanlara karşı tepki vermeyin veyahut da onların seviyesine inmeyin.
Tamam eyvallah bütün bunları kabul edelim sonra ne olacak.
Şiddete kesinlikle karşıyım peki biz demokratik tepki vermeyelim mi, bütün bu olanlara sessiz mi kalalım, sineye mi çekelim?
İslam ülkelerinin zavallı durumları, diplomatik çaresizlikleri, içler acısı.
Ben şu soruyu da sormadan edemiyorum bütün bu ülkeler ne kadar İslam’ı ve Müslümanları temsil ediyor.
Hiç birisi gerçek manada Müslümanları temsil etmiyor.
İslam’ı kendi otoriteleri ve siyasi amaçları için kullanıyorlar.
Bir delinin yaptığı saygısızlığı ve hakareti önleyemeyen 50 üzerinde güya İslam ülkeleri.
Bu ülkeler Müslümanları ve onun kutsal değerlerini savunacak konumda değiller zaten onlara da nasip olmuyor.
Müslümanlarda Allah’ a bakarak bu densizliği yapanlara ceza vermesini Allah’tan bekliyorlar.
Avrupa ile ilgili ise söyleyecek söz bulamıyorum, varlıklarını Avrupa’ da yaşayan Müslümanlara borçlu olan İslami teşkilatlar eğer gerçekten Müslümanları temsil ediyorlarsa en azından bir tepki verirlerdi.
Maalesef demokratik bir tepki bile vermekten çok uzaklar…
Avrupa’daki bütün İslami kuruluşları zaten kontrol altına almışlar, onları pasivize etmişler ve onları uysal bir hale getirmişler ve en acısı onlar ufacıkta olsa bir basın bildirisi açıklayamıyorlar.
Demokrasinin beşiği Avrupa’da, demokratik bir tepki bile veremiyorlar.
İslam dünyası diye, bir dünya yok, İslami kuruluşlarda yok?
Sadece kendi otoriter ve totaliter güçlerini dahada güçlendirmek için İslam’dan faydalanıyorlar.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Yurt dışında yaşayan Türklerin sayısı 7,5 milyon, bunun yaklaşık 6,5 milyonu Avrupa’da yaşıyor. Almanya’da ise Türk kökenli vatandaşlarının sayısı 3 milyon civarında. Avrupa’da yaşayan insanlarımızın çok çeşitli sorunları bulunmaktadır, bu sorunların çözümü için gerek Almanya tarafından ve gerekse Türkiye tarafından çözülmeyi bekliyor. Yine Avrupa’da Türkler tarafından kurulmuş sivil to...
Tarihçiler tarafından Hz. Ömer tarihteki en güçlü ve en etkili Müslüman liderlerden biri olarak görülür. Türklerin İslam ile tanışmasından sonra Hz. Ömer gibi adalet timsali olma yolunda lider arayışları hep ola gelmiştir. Türklerin tarihine baktığımızda dünyayı etkileyen en etkili liderleri İslam ile şereflen insanlar arasından çıkmıştır. Sultan Baybars, Sultan Alparslan, Timur, Osman B...
Peki bir Almanın hayali nasıl olacak? Alman devletinin ideolojisi vatandaşlarının tam bir itaat ile kendine bağlı olması ve talep edildiğinde buna uyması olarak görülmektedir. Devletler ve İktidardakiler toplumu kendi düşünce ve görüşlerine göre şekillendirmek isterler ve başka hiçbir düşünceye kolay, kolay izin vermezler. Alman toplumunun ideolojik olarak iyi yıkandığını düşünüyorum, öz...
Dünyayı Alman ruhu yeniden iyileştirmeli. Avrupalılar ve Almanlar artık bağımsız bir dış politikaya hazır olmalılar. Almanya’da artık böyle şeyler duymak sıradanlaştı. CDU'nun "savunma uzmanı" Kiesewetter gibi çılgın birisi savaş için can atıyor. Kiesewetter'in, bilindiği gibi, savaşı Rusya'ya taşımak ve Moskova'daki bakanlıkları yıkmak ve bombalamak istediği biliniyor. Savaş delisi...
9 ve 10 Kasım 1938'de Almanya’da Nasyonal Sosyalistler Yahudi nüfusuna karşı bir dizi saldırılar başlattılar. Bu olaylarda, Yahudi dükkanları, sinagogları ve evlerinin tahrip edilmesi sonucu sokaklara saçılan kırık camlardan dolayı "Kristallnacht" (Kırık Cam Gecesi) adı verildi. “Kristalnacht” sırasında yaklaşık 30.000 Yahudi erkek toplanarak toplama kamplarına götürüldü. Daha sonra Alman...
Hani bir söz vardır ya, “Devir Değişir, Ülkücünün Kaderi Değişmez”. Ne kadar acı değil mi? Ülkücünün yalnızlığı, ülkücünün sahipsizliği, ülkücünün kaderi mi? Anadolu’nun yağız evladı, sahipsiz mi bırakılacak!!! Avrupa’da Ülkücü hareket içerisinde olanlar, bölünmüşlüğün, ayrımlaşmanın acısını yüreklerinde hissediyorlar. Neden bu ayrılık, tabandaki ülkücüler bu soruyu soruyorlar, nede...
Geçen Hafta Avrupa’daki Ülkücü kuruluşların birleşmesi ile ilgili yazmıştım ve çok olumlu dönüşler oldu. Ülkücü camianın tabanında çok büyük bir beklenti olduğu görüldü ve birleşme için, birilerinin harekete geçme beklentisi oldukça yüksek. Eğer, bu beklenti karşılanmazsa tarihi bir fırsat kaçırılmış olur. Ülkücülük tarifinde bir eksiklik ve yanlışlık yok, öyleyse neden bu ayrılık? Müşt...
Davasının daha ileriye gitmesi ve daha başarılı olması için nefsini öteleyerek, davasını öne çıkaranlar Hakkın rızasına talip olan kişilerdir. Tabi ki bu da fedakârlık ile olur. Fedakârlık ise bir amaç uğruna gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey veya amaç için kendi istek ve ihtiyaçlarından, çıkarlarından vazgeçmek demektir. Avrupa’da birçok “Ülkücü” kökenli teşkilatlar bulunuyor...
Federal Seçimlerden sonra hükümet kurulma çalışmaları sürüyor fakat ekonomi için bir türlü çözüm bulunamıyor, CDU/CSU ve SPD tarafından planlanan devasa mali paket endişelere sebep oluyor. Sadece alt yapıları yenilemek için 500 milyar Euro’ya ihtiyaç var. Federal ordunun modernize için yine milyarlarca bütçe ayrılması gerekiyor. Ekonominin ayağa kaldırılması ve kalkınma hızı için yine ço...
Bütün İslam dünyasında mübarek Ramazan bu sene Gazze’deki katliam sebebiyle buruk karşılandı. Binlerce şehidimiz var, kardeşlerimizin ne kalacakları bir yerleri var ne de sağlıklı yaşam sürecekleri besinleri var, insani olmayan şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Yardımları bu sene Gazzeli kardeşlerimize gönderelim. Almanya’da ise mübarek Ramazan coşkusu camilerimiz etrafında ş...
Pazar günü yapılan seçimin sonuçları itibari ile tarihi bir kırılmaya işaret ediyor, çünkü parlamenter demokrasi kriz dönemlerinde krizden çıkmanın yolunu ve yeteneğini gösterebilecek sınavını verebilecek mi? Parlamenter demokrasinin işlevselliğine duyulan güvenin yeniden kazanılması için istikrarlı hükümete ihtiyaç var, fakat istikrar bulmak için gidilen seçimde istikrar sağlanması çok zor gör...
Hafta sonu Almanya’nın Münih kentinde Güvenlik Konferansı düzenlendi, geleneksel hale gelen Münih Güvenlik Konferansının ana gündemi, Ukrayna savaşının durumu ile ilgiliydi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın Rusya ile Ukrayna savaşını Avrupalılar olmadan doğrudan müzakerelere başlama kararı, Avrupa devletleri arasında şaşkınlıkla karşılandı. Zavallı Avrupalılar Ukrayna sav...
Bazı insanlar vardır görmeden sevilir, ben Mustafa Yoldaş kardeşimi şahsen görmedim, onunla sosyal medyadan ve “WhatsApp” gurubumuzdan tanışıyoruz. Ben insanlar hakkında öyle övücü yazılarda yazmam. Şimdiye kadar 2 kişi hakkında yazdım, onlarda çok hayırlı hizmetler yapmışlardı, sağlam kişilikleri vardı. Hocam hayırlı hizmetler konusunda mücadele etmek için yola çıkmış ve bu yolda mücadeley...
23.02.2025 tarihinde “Federal Almanya’da” tarihi bir seçim yapılacak. Bu seçim sonuçları Avrupa’da bir kırılmamı meydana getirir veyahut da seçim Avrupa’nın ve Almanya’nın sonun başlangıcımı olur bilinmiyor fakat içerisinde çok şey barındırıyor. Kamuoyu yoklamalarında merkez partileri güven vermiyor ve küçük marjinal partiler daha avantajlı görünüyor, özellikle AfD partisi bu seçimin kaderi...
ABD devleti son 15 gündür fincan katırları gibi önüne geleni devirmeye çalışıyor. ABD’e Devletini filmlerdeki kovboylar gibi yönetiyorlar, ülkeleri tehdit ederek itaate zorluyorlar. Panama kanalını talep ediyor. Meksika’ya sınırından geçişlerden dolayı caza vermek istiyor. Kolombiya’ya sığınmacıları insani ve hukuki olmayan bir şekilde geri göndererek aşağılıyor. Danimarka’dan Grönl...