Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.)
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu.
Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı.
Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda oy alacağına dair kamuoyu araştırma verilerinin ortaya çıkması, bu ziyareti dahada önemli kılıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı çok saygın bir kişiliğe sahip ve tecrübeli bir siyasetçi.
Aynı zamanda bizim de Cumhurbaşkanımız, kendisine çok değer veriyoruz ve saygı duyuyoruz.
Almanya’da İslami bir kuruluşu ziyaret etmesi bizleri onurlandırmıştır.
İnşallah bundan sonra da diğer İslami kuruluşlar için aynı hassasiyeti gösterir.
Sayın Cumhurbaşkanın VİKZ ziyareti ister siyasi, isterse insani olsun çok değerlidir.
Burada İslam kültür merkezlerini tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü iletişim kapılarını açık tutarak böyle bir ziyaretin gerçekleşmesine vesile oldukları için.
Her ne kadar büyük bir İslami kesimi temsil etmiyor olsalar da bu ziyaret çok önemli.
Sayın Cumhurbaşkanı bu ziyareti yaparken bazı mesajlarda vermiştir, Almanya’nın dini çeşitliliği bünyesinde barındırdığını ve bunun bir zenginlik olduğunu ifade etmişlerdir.
Almanya ideolojik olarak tarafsız bir devlettir. Ancak din özgürlüğü, ülkemizin dinden arınmış olduğu anlamına gelmez- dinlere yer vermek ve inananların, tüm inananların özgürlüğünü korumak anlamına gelir.
Dini çeşitliliğin Almanya’ya faydası olduğuna inanıyorum çünkü saygıyı, açıklığı, uzlaşmayı gerektirir, ya da şunu da söyleyebilirim: demokratik iş birliği.
İman bizi dünyayı sorgulamak ve adaletsizlikleri tanımak konusunda güçlendirebilir.
Aynı zamanda pek çok şeyin değiştiği bir dünyada istikrarı bulmanıza da yardımcı olabilir.
Diğer taraftan VİKZ derneğinin özellikle imamların eğitimi konusunda iyi çalışmalar yaptığını 1980 yılından beri imamları Almanya’da eğittiklerini söyleyerek, VIKZ'e ve ona bağlı tüm cami ve eğitim derneklerinin başlattığı girişimlere minnettarım dedi.
Cumhurbaşkanı inançlar konusunda da ılımlı mesajlar vererek kendisinin de Hıristiyan olduğunu, “Dinin insanları ne kadar yüceltebileceğini ve cesaretlendirebileceğini biliyorum" dedi.
Almanya’daki Müslümanlar olarak tabii ki bizim de birçok beklentilerimiz, taleplerimiz var ve bunlar ne kadar Cumhurbaşkanı’na ulaşıyor bilmiyoruz fakat sorunlar giderek büyüyor.
İslam dininin Almanya’daki konumu ve statüsü hala belirsiz.
Din dersleri çözüme kavuşturulamadı.
Vatandaşlık yasası beklemede.
Uyum ile ilgili çalışmalar çok ağır işliyor.
Yabancılar kanunda güncelleme yapılmalı veya acilen göç yasası çıkarılmalıdır.
Daha birçok sorunlarımız çözüm bekliyor ve ilerleyen günlerde bu çalışmalardan sonuç bekliyoruz.
Diğer taraftan DİTİB, İslam Rat, ZMD ve Millî Görüş bu ziyareti iyi okumalıdır diye düşünüyorum.
DİTİB içerisinde gerçekleşen yönetim değişikliği maalesef beklentileri karşılamamıştır.
Kamuoyunun beklentilerini karşılamaktan çok uzak ve DİTİB içine kapanmış bir görüntü veriyor.
ZMD ise ayrı bir dert herkesle dans ediyor fakat hiçbir şey yapmıyor.
İslam Rat ve Millî Görüş birbirinden ayırmak mümkün değil fakat buradaki sorunlara odaklanmaları gerekir.
Türkiye’de şubeler açarak buradaki insanlara faydalı olamazlar.
Bu ziyareti İslami kuruluşlar iyi anlamalıdırlar, yine başlarını kuma gömerek görmezlikten gelmesinler, içinde yaşadıkları toplumla ve onun yöneticileri ile diyalog içerisinde olmaları bizlerin hayrına olur.
Kanaatimce Cumhurbaşkanı bu ziyareti ile bir mesaj verdi buradaki Müslümanlara ve İslami kuruluşlara inşallah mesaj alınmıştır ve yerine ulaşmıştır.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...