Altmış senedir içinde yaşadığımız ülke olan Almanya, inançlarıyla, kültürüyle, örf adet, dil ve kimliği ile yüzyıllardır barışık yaşıyor.
Birinci ve ikinci dünya savaşı yaşamasına rağmen toplumsal fay hatları öyle keskin değil.
Alman toplumunun dinamiklerini oluşturan değerler her kesimde kabul edilebilir bir ortak payda.
Almanya’nın tarihinde 9 Kasım 1918 dönüm noktasıdır.
Sosyal demokrat Philipp Scheidemann, Berlin'deki Reichstag'ın (dönemin Alman Meclisi) balkonundan yaptığı konuşmayla Cumhuriyet'i ilan etti ve monarşinin sonu ilan edildi
Keza 1938 Almanya tarihi için dönüm noktasıdır ve bu tarih ikinci dünya savaşının başlangıcıdır.
Yine 1989 tarihinde Berlin duvarının yıkılması ile iki Almaya birleşti.
Bütün bu olumlu ve olumsuz gelişmelere rağmen ülkenin insanları arasında fay hatları öyle çok keskin olmamıştır.
Ortak payda ve ortak değerler bütün olarak her kesim tarafından kabul görülüyor.
Türklerin tarihine baktığımızda iki kırılma dönemini görüyoruz.
Cumhuriyet döneminin en önemli 10 tarihçisi arasında sayabileceğimiz Ahmet Yaşar Ocak akademik hayatını ve tarihçiliği anlattığı son kitabında Türkiye’nin medeniyet ve kültür serüveni ile ilgili şöyle diyor:
“Biz tarihte iki büyük kırılma yaşadık. Birincisi 10. yüzyılda İslam'ı kabul etmemizdir. Fakat bu kırılma bizi büyük bir medeniyete dahil etti ve onun önemli bir aktörü yaptı.
İkinci büyük kırılma ise Tanzimat'la tohumları atılan ve Cumhuriyet'le her alanda tatbik edilen Batı medeniyetinin bir üyesi olma çabamızdır.
Uzun yıllardır bu kırılmanın semptomlarını yaşıyoruz. Fakat bu medeniyetin önemli bir aktörü olacağımızdan doğrusu çok şüpheliyim der kitabında.
İlkinde fazla ciddi sıkıntılar yaşamadık, çünkü ona kolay intibak ettik.
Nitekim Bernard Lewis Ortadoğu kitabında bunu, ‘’Tarihte hiç bir millet, İslam’ın ortaya çıktığı Araplar dahil olmak üzere Türkler kadar milli benliklerini İslam’a gömememişlerdir cümleleriyle vurgular.”
Biz Türkler kendisiyle barışamayan, kendini olduğu gibi kabul edemeyen bir ülke olarak nereye kadar gidebilir...
Bin yıllık medeniyeti hafızalarımızdan silip atabilir miyiz?
Türk milletinin yürüyüşü sürekli batıya doğru olmuştur fakat bu yönelme gerek Selçuklularda, gerekse Osmanlıda değerleri ile barışık şekilde bir yöneliş olarak ortaya konmuştur.
Cumhuriyet rejimi ile bin yıllık medeniyet mirasımız kısmen de olsa sekteye uğratılmıştır.
Batıya yürüyüş sürmüş fakat bunun bir bedeli olmuştur.
Bu bedelin faturası milletimize çok ağır şekilde ödetilmiştir ve ödenmeye devam edilmektedir.
Cumhuriyetimizin 100. yılında artık ortak değerlerimiz etrafında bütünleşmeliyiz.
Uzun süre çatışma kültürü ile yaşamamız mümkün değil.
Türkiye kendisiyle barışamamak değil, kendisiyle barıştırılmayan ülke konumundan uzaklaşmak durumunda.
Cumhuriyet ile fay hatları çok keskin bir şekilde kırılarak yönünü ve istikametini batıya yönelmiştir.
Türklerin batıya yürüyüşü devam etmelidir, fakat bunu yaparken inkar ve asimile politikalarından uzak durmalıdır.
Herkes hain, herkes kahraman, dün kahraman olan bugün hain, dün hain olan bugün kahraman, bir türlü geçmişimizle hesaplaşmamızı kapatamıyoruz.
Kendi geçmişiyle barışamamış bir toplumun ortak bir gelecek inşa etmesi pek o kadarda kolay değildir.
Avrupa yaşayan biz Türkler olarak toplumsal barışın çok gerisindeyiz, hayatımızı önyargılar belirliyor.
Fay hatları keskin…
Ortak noktamız olması gereken cumhuriyet, din, dil gibi değerlerimiz etrafında birleşmemiz bir türlü mümkün olmuyor.
Avrupa yeni bir değer ortaya çıkarmaya çalışıyor, “Avrupa değeri” (europäischen werte) diyerek.
Biz ise kendi aramıza duvarlar örüyoruz.
Avrupa birliğinin değerlerine baktığımızda, insanların hakları ve hukukları öne çıkıyor.
Avrupa Birliği aşağıdaki değerler üzerine kurularak yoluna devam ediyor:
İnsan onuru.
İnsan onuru dokunulmazdır…
Özgürlük. Hareket özgürlüğü vatandaşların AB içinde seyahat etmelerine ve ikamet yerlerini seçmelerine olanak tanır. ...
Demokrasi...
Eşitlik…
Hukuk kuralı…
İnsan hakları.
İçinde yaşadığımız batı medeniyetinin ve kültürünün çok uzağındayız, ortak bir değer inşa edemediğimiz gibi var olan değerlerimiz etrafında da bile barışık bir şekilde yaşayamıyoruz.
Çatışma kültürü hayatımızı esir almış durumda, eğer bundan kurtulamazsak başkalarının inşa ettiği değerlerinin peşinden koşarız.
Bizi biz yapan değerlerimiz etrafında dolanıp duruyoruz, o değerleri insanlarımızla buluşturamadığımız müddetçe yeni bir gelecek inşa etmemiz çok zor.
Son olarak Türk milletinin yönünü istikametini belirmesi gereken eğitimin hali ise içler acısı.
Diğer taraftan Türk televizyonlarında yapılan tartışmalara baktığımızda, tartışmaların konusu ve kalitesi milletimizin ufku, geleceği için bir vizyon ortaya koyamıyor.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Türkiye’de kamuda ve özel sektörde tasarruf yapılıyor bu sene bizim de belediye ile ortak programımız vardı ve Cumhurbaşkanlığı tasarruf genelgesi yayınlandı denilerek yemek kısmı iptal edildi. Yine Almanya’da kamuda ve özel işletmelerde tasarruf yapılıyor, benim çalıştığım işletmede su, yemek, kahve gibi şeyler artık çalışanlara verilmeyecek. Kendi evlerimizde mümkün oldukça idareli yani, ...
Tarihte Türkler sürekli göç etmişler, göç ettikleri yerlerde kısa sürede uyum sağlayarak o beldenin hâkimi konumuna yükselerek, güvenlik, adalet ve düzenin sağlanmasına yardımcı olmuşlardır. Günümüzde dünya çalkantılar içerisinde boğuşurken, Avrupa’da yaşayan Türkler yeni bir medeniyetin temsilcisi olabilirler mi? Türkler tarafından içinde yaşadıkları batı medeniyetine ve toplumuna karşı her...
Almanya’da ard arda yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde geleneksel partiler, seçimlerde ağır yenilgiye uğradılar, Hükümet partileri, SPD, Yeşilliler ve Hür Demokratlar hükümeti daha ne kadar dayanır bilinmiyor fakat her geçen gün durum dahada kötüleşiyor. Muhalefet partileri olan CDU ve Sol partileri de keza çok oy kaybettiler. Seçim sonuçları Almanya’nın geleceği açısından endişe ve...
Dünyada 2 milyara yakın Müslüman yaşadığı söyleniyor, Müslümanların ağırlıklı olarak yaşadığı kıtalar Asya ve Afrika. Kıta Avrupası’nda yaşayan Müslümanların sayısı oldukça az fakat buradaki Müslümanlar diğer dinlerle irtibatları, iletişimleri, sosyal yaşamları, kültürleri ile çok işli, dışlılar ve birbirine çok yakınlar. 60 senedir Avrupa’da yaşayan Müslümanların bu yakınlaşmadan ne kadar e...
Her geçen gün daha da karmaşıklaşan bir dünyada yaşıyoruz, değerler, kimlikler, kültürel ve inançlar artık gittikçe önemsizleşiyor. Türkiye’de insanlar kapitalizmin gerçek yüzü ile yeni yeni tanışmaya başlamışlar, metropol şehirlerden, en taşra köylere kadar vahşi kapitalizmin nimetlerini paylaşmak için bütün değerlerini feda ediyorlar. Halbuki dünya hayatı, her insanın ahireti için imtihan ...
Hamburg şehrinde bulunan İslam Merkezi, İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklandı. “Mavi Camii” olarak da bilinen İslam Merkezi’ne (IZH), “İran bağlantılı olduğu” gerekçesiyle yüzlerce polisin katılımıyla baskın düzenlendi. Baskının ardından merkezin faaliyetleri tümüyle yasaklandı. Merkez, 1953 yılında İranlı tüccarlar tarafından Mavi Camii’nin (İmam Ali Camii) Ayetullah Burucerdi'nin des...
2023 Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hükümet ve muhalefet yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik çeşitli vaatlerde bulunmuşlardı. Bu verilen vaatlerin hangisinin gerçekleştiğini bir göz atalım çünkü bir senesini dolduran hükümetin icraatını yurt dışında yaşayanlar olarak değerlendirmek bizim de hakkımız. Neticede bizler de oy kullandık, bu verilen vaatler çerçevesinde. ...
Her sene olduğu gibi bu senede Avrupa’da yaşayan Türkler okulların tatile girmesiyle memlekete yola çıktılar. 60 küsür senedir hiç bıkmadan, usanmadan anavatan Türkiye’ye izine gidiyorlar ve bunu sürekli tekrarlıyorlar. Sadece izine gitmiyorlar, ülkemizin ekonomisine de çok büyük katkı yaparak ekonomik destek sağlıyorlar. Bütün sıkıntılara, dışlanmalara, aldatılmalara rağmen ülke sevdasın...
Türklerin Avrupa’ya göçünün üzerinden 60 yıl geçmiş ve burada 4. nesil büyümüş. Büyüyen 4. nesil ve arkasından gelen 5. neslin bu coğrafyada asimile olup yok olacağı öngörülmüştü. Varlıklarını uzun süre kendi kimlikleri, kendi değerleri ve kültürleri ile yaşamaları mümkün değil diyorlardı. Okullarda Türkçe ana dil dersleri kaldırılmış, Türkçe öğretmenleri atanmamış, bazı okulların avlularınd...
Birinci ve ikinci Dünya Savaşını çıkaran Avrupa son günlerde yine savaş çığırtkanlığını çok seslendirmeye başladılar. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic, 3, 4 ay sonra Avrupa’da bir savaşın çıkmasının büyük bir ihtimal içerisinde olduğunu söyledi Yine Macaristan Başbakanı Vicktor Orban, “Avrupa'yı savaşın eşiğinde görüyorum” dedi. Amerika’da önde siyasetçiler keza 3. dünya savaşını...
Almanya’da Türk toplumunun Avrupa parlamentosu seçimleri için sandık başına gitmeleri beklenenin çok altında oldu, halbuki bu seçimde herhangi bir seçim barajı bulunmuyordu. Burada yaşayan Türk seçmen sayısının 1,8 milyon olduğunu biliyoruz ve bunların sadece 200 binin oy kullanmak için sandığı gittiği görülüyor. Türkiye seçimleri için yoğun bir katılım sağlayan Türkler- Avrupa parlamentosu ...
Merkezi Köln’de olan İslam Toplumu Milli Görüş teşkilatları, Belçika’nın Hasselt şehrinde “kardeşlik ve dayanışma” adı altında 15.genel kurulunu yaptı. Genel kurulda aynı zamanda tüzük değişikliği de yapıldı. Kimsenin cesaret etmediği bir dönemde böylesi çok kalabalık bir genel kurul yapmak IGMG ruhunun çok canlı göstergesidir. 40 bin insanın katıldığı genel kurula dünyanın 43 ülkesinde...
Federal Almanya vatandaşlık yasasında değişiklik yaparak, yeni vatandaşlık yasasını meclisten geçirerek, gelecek ay yani Haziran ayının 27’sinde yürürlüğe girecek. Ülkede yaşayan göçmenler için tarihi bir dönem olacak, çünkü uzun yıllardır ülkede yaşayan göçmenlerin mücadelesi sonuca bağlanmış olacak. Yeni vatandaşlık yasası ile federal Almanya’da göçmenler bilhassa biz Türkler bu topraklard...
Altmış senedir içinde yaşadığımız ülke olan Almanya, inançlarıyla, kültürüyle, örf adet, dil ve kimliği ile yüzyıllardır barışık yaşıyor. Birinci ve ikinci dünya savaşı yaşamasına rağmen toplumsal fay hatları öyle keskin değil. Alman toplumunun dinamiklerini oluşturan değerler her kesimde kabul edilebilir bir ortak payda. Almanya’nın tarihinde 9 Kasım 1918 dönüm noktasıdır. Sosyal dem...
Dünyada son yıllarda, kıtalar arasından tutunda, ülkeler arasında bir göç hareketliliği yaşanıyor. Örneğin; ABD ile Meksika’yı ayıran 3 bin 200 kilometrelik sınırda, her gün ortalama bir insan hayatını kaybediyor. Gözetleme kuleleri, dikenli teller, termal kameralar ve tuzaklarla dolu sınırdan her şeye rağmen geçmek isteyenler, bu seferde sınır muhafızları veya Teksas polisinin kurşunlarına hed...