Kilim Gazetesi
HV
22 EYLÜL Cuma 08:07
Advert
onwin yeni giriş canlı bahis siteleri bahis siteleri

Avrupa’da Müslümanların Geleceği

Ramazan Özdemir
Ramazan Özdemir
Giriş Tarihi : 10-01-2022 23:25

Kıta Avrupa’sında şu son yüzyıla kadar, Müslümanlarla Avrupalılar arasında hiç bu kadar sıcak temas yaşanmamış.

Tarihte Haçlı seferleri ile karşı cephelerde yüz yıllardır savaşanlar olarak bir mücadele içerisinde olmuşlar veya birinci dünya savaşında müttefik.

Yine tarihte Endülüs gibi acı bir geçmişimiz olmuş.

Dün Bosna-Hersek’te yaşananlar ise hafızalarımızda canlı duruyor.

Fakat bugün aynı coğrafyada beraber yaşamaya başlamaları, tarihin bir dönüm noktası mı, yoksa kaderin getirdiği bir yazgımı bilinmez ama bir gerçek.

Şu da bir gerçek ki Avrupa coğrafyasında farklı etnik ve dini guruplar yaşama imkanı bulamamışlar.

Son zamanlarda Müslümanlara yapılan saldırılara bakılırsa, gelecek açısından endişelenmemek mümkün değil.

Avrupa’da Müslümanların artık bu topraklarda kalıcı olmaya başlamaları ve bunun anlaşılması, bu saldırıların daha acımasız bir şekilde süreceğini gösteriyor.

Dünyadaki ve Avrupa’daki insanların Müslümanlara bakış açıları 11 eylül saldırıları ile çok değişti.

Son yıllarda Avrupa’ya gelen göçmenlerle bu bakış açısı biraz daha radikalleşti ve İslam dinine mensup insanlarında toplumda daha çok kendilerini göstermeleri de, buradaki yerli halkın rahatsızlığını ve öfkelerini üzerlerine çekmeye başladı.

Avrupa’da Müslümanlar kendilerini kimlikleri üzerinden ifade etmenin bir tehlike olarak geri döneceğinin endişelerini her geçen duymaya başladılar.

Halbuki kıta Avrupa’sında belirleyici olan din değil veya etnik kimlik değil, “Avrupalı Kimliği” olarak ifade ediliyordu, fakat bütün çatışmalar din ve etnik kimlik üzerinden yapılmaya çalışılıyor.

Avrupa kimliği olarak, modern bir dünya, siyasi düşünce özgürlüğü, farklı kültürlere hoşgörü, gibi değerleri öne çıkarılıyordu fakat son zamanlarda farklı rüzgar esmeye başladı.

Bilhassa son 10 yıl içerisinde, aşırı sağ partilerin güçlenmesi ile siyasi iklim daha da radikalleşmeye başladı ve bunun sonucunda Müslümanlar hedef olarak görülür oldu.

İngiltere’nin Avrupa birliğinden ayrılması ile beraber Avrupa kimliği tezi zayıflamaya başladı ve bazı Avrupa birliği ülkeleri kendi ulusal ve milli çıkarlarını daha öne çıkarmaya başladılar.

Avrupa’da Hıristiyan değerlerinden çok, aşırı milliyetçilik değerleri toplumu içinde yer edinerek, insanlar zehirlenmeye çalışılıyor.

Müslümanların bu gelişen radikal akımlara karşı koyacak bir güçleri yok.

Devletlerin önlem almaları ise oy kaygıları ve aşırı sağın güçlenmesinden dolayı ciddi bir önlem almaktan çekinmelerine sebep oluyor.

Müslümanların ise diğer dini ve etnik guruplarla ilişkileri ise çok zayıf, halbuki aşırı radikal guruplara karşı ortak bir duruş sergilemek için, Katolik, Protestan, Ortodoks ve Yahudilerle işbirliği yapılması gerekir.

Diğer göçmenlerle ilişkilere baktığımızda ha keza sıfır noktasında, yani ortak bir politika belirlemek için, acilen diğer göçmen guruplarla ilişkiye geçilmelidir, yoksa bu gelişen aşırı akımlara karşı savunma refleksimiz tek başımıza yetmez.

Avrupa’daki Müslümanlar maalesef kurumlaşamadıkları için ortak hareket edemiyorlar, ne Avrupa birliği içerisinde, nede üye ülkelerde kurumlaşamadıklarından dolayı çok mağdur olmaktalar.

Bizleri ilerideki yıllarda çok büyük tehlikeler beklemekte ve acilen tedbirler alınmalıdır.

Yerli halkla temasımız selamlaşma dışında hemen hemen hiç yok, halbuki ortak bir çok sorunumuz bulunmasına rağmen bunları konuşacak bir platform geliştiremedik.

Birlikte yaşamanın yollarını bulmalıyız, kapalı bir yaşam bizim geleceğimiz olamaz yani gettolardan çıkmalıyız.

Yeni bir “din dili” azınlık kültürü, azınlık fıkhı gibi kavramları artık gündemimize almalıyız.

Bir çok soruna geçmişte verilen fetvalarla veya içtihatlarla çözüm bulmaya çalışıyoruz fakat çözümden çok çözümsüzlük ortaya çıkıyor.

Avrupa’da Müslümanlar olarak yaşamanın yollarını biz bulmalıyız, yoksa kıta Avrupa’sında kendi kimliğimizle yaşamak her geçen gün çok zorlaşıyor ve geçmişte dini ve etnik gurupların yok oldukları gibi bizde tarih sahnesinden çekiliriz, siliniriz.

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Uluslararası Göç Çalıştayı Göç ve Göçmenler Başbakan ve Başbakan Adayları İGMG ve HASENE Çaresiz İslam Dünyası? Dövme (Tätowierung) AfD Ortaklığı Almanya ve Enflasyon Almanya'nın Göç Politikası Küçük AfD Büyüyor Kurban ve Hac Şirketi Irkçılık Yükseliyor Türkiye ve Beka Meselesi Irkçılık Son Sürat Kendi Kaderini Tayin Etmek Yeni Dünya Düzeni Avrupa’da Ramazan Avrupa Türkleri ve Seçim İşgücü Açığı ve Ekonomi Cinayetlerin Arka Planı Karanlık Kaldı Hükümet Krizi Başbakanlık Binası (Bundeskanzleramt) Nord Stream 2 Ukrayna ve Barış Avrupalı Türkler ve Deprem Deprem ve Almanya Kur’an-ı Kerim Yakılırken Müslümanın Ölümü Suriyeli ve Bulgarlar Almanya Türk Toplumu Alman Vatandaşlığı Almanya’da Darbe Teşebbüsü Alman İslâm Konferansı Alman Vatandaşlığı Almanya’da Yoksulluk Dortmund Meclisi Uygur Formu Bilge Ana Mevlüde Genç Basın ve Hükümet En Alttakiler Almanya ve Enflasyon Enerji Krizi Almanya Nerede Duruyor? Almanya Tüketiyor Almanya'daki Türk Çatı Kuruluşları Gaz Ekonomisi Ülkede Gelecek Korkusu Büyük Ferda Ataman Olayı NRW Gelecek Sözleşmesi, CDU ve Yeşiller Koalisyonu Şairler ve Düşünürler Ülkesi Enerji Savaşları Alman İslam Konferansı NRW Seçim Sonuçları Adım Adım Savaşa Alman Ekonomisi Almanya ve Ukrayna NRW Seçimleri - 3 NRW Eyalet Seçimleri 2 Savaş Çığırtkanlığı Lidersiz Avrupa NRW Parlamento Seçimleri ve Önemi Türkler ve İstatistik Yaşlı Göçmenler Mezarlara Irkçı Saldırılar Almanya’daki Türklerin Geleceği Camilere Saldırı ve Avrupa’da İslamofobinin Yükselişi