6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu.
Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti.
Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar.
Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde yar aldığı DAVA ve BİG partisi yapılacak olan Avrupa parlamentosu seçimlerine katılabilmek için yoğun çaba harcıyorlar.
Bu iki partide seçimlere katılabilmek için en az 4000 bin imza bulmaları gerekiyor ve bu imzaları şehirlerin seçim dairesinde onaylatılması lazım.
DAVA ve BİG partisinin yeterli imzayı bulacaklarına inanıyorum çünkü Almanya’da 900 bin Türk kökenli seçmen bulunuyor.
Türk toplumu, Türkiye seçimlerine ilgi ve alaka duydukları kadar buradaki seçimlere fazla önem vermiyorlar, halbuki Avrupa parlamentosu seçimleri çok önemli çünkü Türk kökenli milletvekillerinin orada olması Türk toplumunun sorunlarının gündeme gelmesi için bulunmaz bir fırsat.
Avrupa Birliği her ne kadar global bir güç olmasa da dünyadaki krizlere çözüm önerileri sunmak için gayret gösteriyor fakat bu krizler AB sınırlarını aşıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı, Filistin- İsrail savaşı, Göç, Avrupa’nın güvenliği gibi konularda çok çaresiz kalıyor.
En büyük sıkıntılardan bir tanesi de aşırı sağ partilerin yükselişi.
Avrupalılar bir türlü çözüm üretemiyorlar ve sorunların çözülmesi için Atlantik ötesinden medet bekliyorlar.
Yanı başlarındaki krizlere ve savaşlara herhangi bir barış teklifi bile sunamıyorlar sadece seyretmekle yetiniyorlar?
Avrupa parlamentosunda Türk kökenli politikacıların olması çok büyük bir zenginlik ve renklilik katar.
Almanya’da Türklerin oyları eğer iki partide seçimlere katılırsa maalesef bölünür.
Halbuki çok az bir oyla parlamentoya iki rakamlı parlamenterler gönderebilinir çünkü seçimlere ne kadar düşük katılım olursa küçük partilerin şansı o kadar yüksek oluyor.
Çok az bir oyla milletvekili seçilebilinir…
Alman partilerinin seçimlerdeki oy oranına baktığımızda CDU-CSU 28.90% oranı 29 milletvekili göndermiş.
SPD ise 15.80% oy oranı 16 milletvekili.
AfD partisi 11.00% ile 11 milletvekili göndermiş.
FDP partisi 5.40 % oy oranıyla 5 milletvekili seçtirmiş.
Küçük partilerin oy oranları ise dahada enteresan, Die Partei 2.40% ile 2 milletvekili, Frei Wâhler 2.20 ile yine 2 milletvekili göndermiş.
Yaklaşan Avrupa parlamentosu seçimleri Almanya’da yaşayan Türkler ve Göçmenler için çok önemli, onların sesi ve haklarını savunan partilere ihtiyaç duyuluyor.
Bilhassa ırkçılığın çok artığı, aşırı sağ partilerin oylarını artırdığı bir dönemde göçmenlerin sesi olacak partilere ihtiyaç var, keza göçmenlerin ekonomik durumları da iyi değil.
Avrupa parlamentosunda İslam dinin temsil edildiği bir makam veya kurum oluşturabilir eğer seçimlerde başarılı olunursa, velhasıl birçok meselemiz Avrupa parlamentosunda dile getirilir, konuşulur, çözüm önerileri sunulur ve sahip çıkılır.
Almanya’daki göçmenleri ve Türkleri oy kullanmaya götürecek çalışmalar çok önemli ve partilerin seçime katılımı artırmak için çok çalışmalıdırlar.
DAVA Partisi Alman kamuoyunda çok tartışılıyor ve suçlanıyor birazda Almanları endişelendirmiş gözüküyor halbuki rahat bıraksalar tercihi seçmene bıraksalar daha iyi olur.
Neden Türk toplumunun ve göçmenlerin sorunlarına sessiz kaldıklarını sorgulamıyorlar ve aşırı tepki veriyorlar.
Bırakan kamuoyu önünde tartışın hangi partinin Almanya için çözüm önerileri daha gerçekçi ve uygulanabilir bunu tartışın.
Almanya’nın hayrına olan bütün konular ve meseleler belki farklı bir bakış açısı ve çözüm önerileri ile daha kolay çözülebilir.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanya’nın Hamburg şehrinden, Türkiye’ye tatile giden Böcek Ailesi İstanbul’da zehirlenerek öldü ve yok oldu. Böcek Ailesinin ölümü, Avrupa’da yaşayan Türk’leri derinden etkiledi. Kim bu zehirlenme olayının sorumlusu? Hotel mi, sokak satıcılarımı, lokantamı, görevini yapmayan doktorlar mı, denetim yapmayan kamu görevlileri mi, kim, kim? Pek çok soru yanıt bekliyor. Ben cevabının b...
Bizi biz yapan etkenlerin başında içinden çıktığımız milletin, dini, dili, kültürü, örfü, gelenek ve görenekleridir ve annemizin, babamızın ve ailelerimizin bize verdiği eğitimdir. Hiçbir millet ve hiçbir topluluk varlıklarını, kimliklerini yukarıda saydığım değerlerden uzak yaşayamaz, şayet eğer o değerlerden uzak yaşarsa, o kimse veya topluluk artık kendi kimliği ile anılmaz, farklı bir kültü...
Federal Almanya’nın bugününü anlatmak için dününü iyi bilmek gerekiyor. Bilhassa bugünkü Almanya’yı anlatmak gerçekten çok zor, bir ülke bu kadar sürede nasıl değişir. Dünün Almanya’sında, Politika, Eğitim, Sağlık, Bürokrasi hizmetleri eşit şekilde dağıtılıyordu, insanlar bu hizmetlerden çok memnundu. Bürokrasi, Kurallar ve Kaideleriyle dünyada örnek bir ülkeydi, Almanya ekonomik mucize...
Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okullarının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Eğitim hedefleri, donatım ve öğretim kadrosunun bilimsel ...
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır. Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar. Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Tü...
Altmış küsür senedir batı Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun geleceği ile ilgili gerek Türk devletinde gerekse Türk STK’larda herhangi bir öngörü veya stratejik bir çalışma bulunmamaktadır. Türk toplumunun gelecek 50 yıl veya 100 yıl sonra nerede olacağı veya hangi kimlikle varlığını sürdüreceği belirsiz. Varlığını ve kimliğini başka medeniyetin temsilcilerine emanet etmek, yani kendi kader...
Gazze Şeridi'ndeki savaş belki de sona erdi. Ancak bundan sonra ne olacağı, bu savaşta kimin kazanan, kimin kaybeden olduğu sorusunun cevabı belirsiz görünüyor. Çünkü İsrail hiçbir zaman barış yolunda samimi olmadı. Farklı cevaplar arasında şunlar yer alıyor: Benjamin Netanyahu, Donald Trump'ın onu savaşı bitirmeye zorlaması nedeniyle savaşı kaybettiğini söylüyorlar, kanaatimce bu doğru d...
Almanya’da Türklerin ve Müslümanların kurduğu yüzlerce dernek, vakıf ve cemaat var. Bu teşkilatların çoğunluğu, kendi çevrelerine hitap ediyorlar ve faaliyetlerini kendi mahallelerinde yapıyorlar. Birlikte hareket edebilmek ve aynı hedefe yürüyebilmek için gerekli olan birliktelikten çok uzaklar, yani güç birliği içerisinde değiller. Tabii böyle olunca hem ekonomik, hemide siyasi olarak g...
Müslüman bir insanın herhangi bir zümreye veya guruba bağlanması, katılması hususunda hürdür yani kendi iradesidir. Kimse bu tercihe karışamaz ve karışmamalıdır. Ancak bağlandığı gurubun veya cemaatin sınırlarını çizdiği dairenin kendisi için kutsal olduğunu inanıp, diğer gurupları iman dairesi dışında görürse bu çok tehlikelidir. Özellikle son zamanlarda gençler arasında, diğer, Müslüman...
Hafta sonu yapılan, Kuzey Ren Westfalya Eyalet yerel seçimleri beklenildiği gibi sonuçlandı. Yerel seçimlerde muhafazakâr CDU en güçlü parti olmaya devam ediyor. Fakat aşırı sağcı olan AfD partisi, 2020'deki seçim sonuçlarının daha fazla oy alarak oylarını üç katına çıkardı. Yani ırkçı popülist AfD partisi artık Batı'da da çok güçlendi. Yeşiller partisi ise önemli ölçüde zayıfladı. ...
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Westfalya'da 14.09.2025 tarihinde, yani bu pazar günü yerel seçimler yapılacak, Kuzey Ren-Westfalya eyaletindeki belediye, şehir ve ilçelerinde halk temsilcileri yeniden seçilecek. 14 Eylül'de 23 büyük şehir ve 31 kırsal bölge de dahil olmak üzere 396 belediyede seçimle birlikte, en önemli siyasi makamlara atamalar hakkında kararlar alınacak. Yakl...
Angele Merkel liderliğindeki federal hükümet 10 sene önce mülteciler ve sığınmacılar ile ilgili söylediği (“Wir schaffen das”) yani biz başarırız sözü söyleyeli 10 sene olmuş. Bu sözü söyleyeli on sene olmuş fakat bugün Almanya neyi konuşuyor, mülteciler için daha fazla "düzen ve kontrolü" savunuyor. Dahası daha fazla insanları sınır dışı edelim diyorlar ve yeni düzenlemeler getiriyorlar. ...
Federal Almanya’da ırkçılık her geçen gün mevzi kazanmaya devam ediyor, öyleki devletin her kademesinde, kamuda, poliste, federal orduda yani devletin güvenlik birimlerinin her kademesinde. Öyle ki, ırkçı parti AfD’nin oy oranı kamuoyu araştırmalarında yüzde %30’a dayanmış durumda. Son yıllarda federal orduda (Bundeswehr) aşırı sağcı olayların sayısı artmış durumda: 2024 yılında aşırı sağ...
Türk vatandaşları 1960’lı yıllarında ekonomik sebeplerden dolayı Avrupa’ya işçi göçü vererek, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istemiştir. Sene 2025 ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar devam ediyor, tabi bunun çok sebepleri ve gerekçeleri vardır fakat bu her ülke için geçerlidir. Türk ekonomisi son yirmi yılda katettiği yolu, seksen yılda yapamamıştır acaba neden? Ülkemiz Avrupa’nın başardı...
Rusya uluslararası hukuku ihlal ettiğinde, Ukrayna için daha fazla silah diyorlar. İsrail ihlal ettiğinde, yine İsraile silah tedarik etmeye devam ediyorlar çünkü "kirli işleri onlar için Avrupa yapıyor". ABD bütün bu kuralları ihlal ettiğinde ise, buna güç diyorlar. Avrupa ve ABD’nin yalanlarına artık kimse inanmıyor. Çifte standartlar dayanılmaz hale gelmiş durumda. Kıta Avrupa’sının ve...