Öncelikle şunun altını bir çizelim, 83 milyon nüfusa sahip Almanya’nın içerdeki göçmen kökenli nüfusu 20 milyonun üzerinde.
Genel nüfusa baktığımızda Almanya’nın yaş ortalaması oldukça yüksek.
1 yaşın altındakiler 0,74
1 ,5 arası 4,08
6,13 arası 6,32
14,17 arası 3,11
18,24 arası 2,44
21,24 arası 3,69
25,39 arası 16,11
40,59 arası 23
60,64 arası 6,2
65 yaş üstü ise 18,66 milyon.
Böylesi bu nüfusa sahip Almanya’nın göç almaktan başka çaresi yoktur.
1960 yıllarında başlatılan işçi alımı arkasından yine Polonya ve Rusya’dan getirtilen Alman kökenliler ile bir şekilde işgücü ihtiyacı karşılanmış oldu.
Başbakan Merkel döneminde başlatılan savaş mağdurlarını alma politikası, insani olmakla beraber birazda Almanya’nın işgücü açığını kapatmak için kullanılmıştır.
10 yıl önce savaştan kaçan Suriyelileri alırken insani ihtiyaçtan çok yaşlanan nüfusa bir alternatif olarak düşünülmüştür.
Almanya’nın göçmenlere kapılarını açması sadece insani ve ahlaki bir yaklaşım değil, aynı zamanda hükümetlerin temel olarak yerine getirdiği göreve dayalı çıkar odaklı bir tutumdur.
Bu görev, çıkara bir nebze insanlık ve ahlakın eşlik etmesinde bir sakınca görmüyorlar.
Bu, bazı Avrupalı yetkililerin ve özellikle de güçlü eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’in tutumunda açıkça görülmüştür.
Avrupa’nın kapılarını mültecilere açmadaki çıkarı, özellikle nüfus ve işgücü ile ilgili sorunların aşılması ihtiyacında yatmaktadır.
Öyle ki, Almanların doğum sayısı ile ölüm sayısı birbirine yaklaşıyor. Fakat son zamanlarda Avrupa ve Almanya’nın göç politikasında büyük bir değişiklik olmaya başladı.
Özellikle Ukrayna savaşı ile bu politika iyice kendini göstermeye başlamış oldu.
Avrupa bilhassa Almanya insan açığını Ukrayna’dan gelenlerle karşılama politikasını hayata geçirmek için var gücü ile çalışıyor.
Ve onlara bütün kolaylıkları sağlıyor, Avrupa birliği dışından gelen mültecileri sınır dışı etmek çok kolay olurken, Ukrayna vatandaşlarının burada kalmasını sağlamak için çok kolaylıklar ve imkanlar sunuluyor.
Almanya’nın göç politikasında değişiklik olmasında en önemli sebeplerden diğeri ise aşırı sağın çok yükselmiş olmasıdır.
Almanya’da aşırı sağ parti AfD’nin oy oranı % 20 üzerinde seyrediyor olması göç politikasının değişmesine sebep olmuştur.
Göç politikasının değişmesi ve göçmenlere kötü muamele yapılması buradaki bütün göçmenleri tedirgin etmektedir.
Böyle bir uygulama insan hakları ihlali manasına gelmektedir, bütün dünyaya insan hakları dersi vermeye çalışan Avrupa ülkeleri insanların canlarını kurtarmak için geldikleri ülkelerde insanca yaşamayı hak ediyorlar.
İslam ülkelerini ise göç ve insan hakları konusunda konuşmaya bile değmez çünkü oralarda sadece tutuklama ve öldürme politikası uyguluyorlar.
Batının çok eleştirilir yönü olmasına rağmen bir insan hakları duyarlılığı var.
İslam ülkeleri bilhassa zengin Arap ülkeleri kendi soydaşları ve din kardeşlerine sahip çıkmaktan çok onlara işkence etmekten memnun oluyorlar.
Neticede savaştan kaçan Müslümanlar batıya sığınmaktan başka çareleri yok.
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Yurt dışında yaşayan Türklerin sayısı 7,5 milyon, bunun yaklaşık 6,5 milyonu Avrupa’da yaşıyor. Almanya’da ise Türk kökenli vatandaşlarının sayısı 3 milyon civarında. Avrupa’da yaşayan insanlarımızın çok çeşitli sorunları bulunmaktadır, bu sorunların çözümü için gerek Almanya tarafından ve gerekse Türkiye tarafından çözülmeyi bekliyor. Yine Avrupa’da Türkler tarafından kurulmuş sivil to...
Tarihçiler tarafından Hz. Ömer tarihteki en güçlü ve en etkili Müslüman liderlerden biri olarak görülür. Türklerin İslam ile tanışmasından sonra Hz. Ömer gibi adalet timsali olma yolunda lider arayışları hep ola gelmiştir. Türklerin tarihine baktığımızda dünyayı etkileyen en etkili liderleri İslam ile şereflen insanlar arasından çıkmıştır. Sultan Baybars, Sultan Alparslan, Timur, Osman B...
Peki bir Almanın hayali nasıl olacak? Alman devletinin ideolojisi vatandaşlarının tam bir itaat ile kendine bağlı olması ve talep edildiğinde buna uyması olarak görülmektedir. Devletler ve İktidardakiler toplumu kendi düşünce ve görüşlerine göre şekillendirmek isterler ve başka hiçbir düşünceye kolay, kolay izin vermezler. Alman toplumunun ideolojik olarak iyi yıkandığını düşünüyorum, öz...
Dünyayı Alman ruhu yeniden iyileştirmeli. Avrupalılar ve Almanlar artık bağımsız bir dış politikaya hazır olmalılar. Almanya’da artık böyle şeyler duymak sıradanlaştı. CDU'nun "savunma uzmanı" Kiesewetter gibi çılgın birisi savaş için can atıyor. Kiesewetter'in, bilindiği gibi, savaşı Rusya'ya taşımak ve Moskova'daki bakanlıkları yıkmak ve bombalamak istediği biliniyor. Savaş delisi...
9 ve 10 Kasım 1938'de Almanya’da Nasyonal Sosyalistler Yahudi nüfusuna karşı bir dizi saldırılar başlattılar. Bu olaylarda, Yahudi dükkanları, sinagogları ve evlerinin tahrip edilmesi sonucu sokaklara saçılan kırık camlardan dolayı "Kristallnacht" (Kırık Cam Gecesi) adı verildi. “Kristalnacht” sırasında yaklaşık 30.000 Yahudi erkek toplanarak toplama kamplarına götürüldü. Daha sonra Alman...
Hani bir söz vardır ya, “Devir Değişir, Ülkücünün Kaderi Değişmez”. Ne kadar acı değil mi? Ülkücünün yalnızlığı, ülkücünün sahipsizliği, ülkücünün kaderi mi? Anadolu’nun yağız evladı, sahipsiz mi bırakılacak!!! Avrupa’da Ülkücü hareket içerisinde olanlar, bölünmüşlüğün, ayrımlaşmanın acısını yüreklerinde hissediyorlar. Neden bu ayrılık, tabandaki ülkücüler bu soruyu soruyorlar, nede...
Geçen Hafta Avrupa’daki Ülkücü kuruluşların birleşmesi ile ilgili yazmıştım ve çok olumlu dönüşler oldu. Ülkücü camianın tabanında çok büyük bir beklenti olduğu görüldü ve birleşme için, birilerinin harekete geçme beklentisi oldukça yüksek. Eğer, bu beklenti karşılanmazsa tarihi bir fırsat kaçırılmış olur. Ülkücülük tarifinde bir eksiklik ve yanlışlık yok, öyleyse neden bu ayrılık? Müşt...
Davasının daha ileriye gitmesi ve daha başarılı olması için nefsini öteleyerek, davasını öne çıkaranlar Hakkın rızasına talip olan kişilerdir. Tabi ki bu da fedakârlık ile olur. Fedakârlık ise bir amaç uğruna gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey veya amaç için kendi istek ve ihtiyaçlarından, çıkarlarından vazgeçmek demektir. Avrupa’da birçok “Ülkücü” kökenli teşkilatlar bulunuyor...
Federal Seçimlerden sonra hükümet kurulma çalışmaları sürüyor fakat ekonomi için bir türlü çözüm bulunamıyor, CDU/CSU ve SPD tarafından planlanan devasa mali paket endişelere sebep oluyor. Sadece alt yapıları yenilemek için 500 milyar Euro’ya ihtiyaç var. Federal ordunun modernize için yine milyarlarca bütçe ayrılması gerekiyor. Ekonominin ayağa kaldırılması ve kalkınma hızı için yine ço...
Bütün İslam dünyasında mübarek Ramazan bu sene Gazze’deki katliam sebebiyle buruk karşılandı. Binlerce şehidimiz var, kardeşlerimizin ne kalacakları bir yerleri var ne de sağlıklı yaşam sürecekleri besinleri var, insani olmayan şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Yardımları bu sene Gazzeli kardeşlerimize gönderelim. Almanya’da ise mübarek Ramazan coşkusu camilerimiz etrafında ş...
Pazar günü yapılan seçimin sonuçları itibari ile tarihi bir kırılmaya işaret ediyor, çünkü parlamenter demokrasi kriz dönemlerinde krizden çıkmanın yolunu ve yeteneğini gösterebilecek sınavını verebilecek mi? Parlamenter demokrasinin işlevselliğine duyulan güvenin yeniden kazanılması için istikrarlı hükümete ihtiyaç var, fakat istikrar bulmak için gidilen seçimde istikrar sağlanması çok zor gör...
Hafta sonu Almanya’nın Münih kentinde Güvenlik Konferansı düzenlendi, geleneksel hale gelen Münih Güvenlik Konferansının ana gündemi, Ukrayna savaşının durumu ile ilgiliydi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın Rusya ile Ukrayna savaşını Avrupalılar olmadan doğrudan müzakerelere başlama kararı, Avrupa devletleri arasında şaşkınlıkla karşılandı. Zavallı Avrupalılar Ukrayna sav...
Bazı insanlar vardır görmeden sevilir, ben Mustafa Yoldaş kardeşimi şahsen görmedim, onunla sosyal medyadan ve “WhatsApp” gurubumuzdan tanışıyoruz. Ben insanlar hakkında öyle övücü yazılarda yazmam. Şimdiye kadar 2 kişi hakkında yazdım, onlarda çok hayırlı hizmetler yapmışlardı, sağlam kişilikleri vardı. Hocam hayırlı hizmetler konusunda mücadele etmek için yola çıkmış ve bu yolda mücadeley...
23.02.2025 tarihinde “Federal Almanya’da” tarihi bir seçim yapılacak. Bu seçim sonuçları Avrupa’da bir kırılmamı meydana getirir veyahut da seçim Avrupa’nın ve Almanya’nın sonun başlangıcımı olur bilinmiyor fakat içerisinde çok şey barındırıyor. Kamuoyu yoklamalarında merkez partileri güven vermiyor ve küçük marjinal partiler daha avantajlı görünüyor, özellikle AfD partisi bu seçimin kaderi...
ABD devleti son 15 gündür fincan katırları gibi önüne geleni devirmeye çalışıyor. ABD’e Devletini filmlerdeki kovboylar gibi yönetiyorlar, ülkeleri tehdit ederek itaate zorluyorlar. Panama kanalını talep ediyor. Meksika’ya sınırından geçişlerden dolayı caza vermek istiyor. Kolombiya’ya sığınmacıları insani ve hukuki olmayan bir şekilde geri göndererek aşağılıyor. Danimarka’dan Grönl...