“Federal hükümetin vatandaşlık yasasında yapmak istediği düzenleme ile ilgili kafa karışıklığı sürüyor. Yapılmak istenen düzenlemede bazı sorular açıklığa kavuşturulmuş değil” diyen KİLİM Gazetesi yazarlarından Ramazan Özdemir, Vatandaşlık yasasında reforma gidileceği açıklamasının ardından siyaset dünyasında tartışmaların sürdüğünü belirtiyor.
Özdemir, konuyla ilgili kaleme aldığı yazısında şöyle devam ediyor;
“Tartışmalara baktığımızda bu yasadan en çok faydalanalar veya etkilenecekler arasında Türk göçmenleri geliyor. Burada enteresan olan bu tartışmaların tek taraflı yapılıyor olması.
Göçmenler ve onların temsilcilerinin bu tartışmalarda sesiz kalması ve beklentilerini dile getirmemesi şaşkınlıkla karşılanıyor. Örneğin çifte vatandaşlık hakkının nesilden nesle devredilmesinin önlenmesi için nasıl bir strateji izleneceği hâlâ belirsiz. Yani, vatandaşlık yasasında yapılacak düzenlemede gelecek nesillere bu hakkın verilmemesi söz konusu. Buradaki tuzak Kuşak sınırlaması getirilmek istenmesi?
Türk kuruluşlarının bu konudaki görüşü nedir bilinmiyor?
Birinci nesle, yani 67 yaş üstüne verilmek istenen çifte vatandaşlık acaba neye yarayacak, neden 67 yaş üstü?
Bu düzenlemenin Türkiye'nin vatandaşlık yasalarında, artık Almanya'ya yerleşmiş göçmenlerin üçüncü veya dördüncü nesillerine, Türk vatandaşlığının miras kalmasını engelleyen düzenlemelere gidilmesi gerekiyor ve hiç kimse görüş beyan etmiyor.
İlerde birçok hukuki sorun ortaya çıkacaktır. Miras paylaşımından dolayı ve bu tehlikeler görmezlikten gelinemez. Yarınlarda Türk devletinin ve hükümetlerinin buradaki vatandaşlarının durumu ile ilgili herhangi bir müdahalenin önüne geçilmiş olunuyor.
Almanya hiç şart koşmadan burada 5 seneyi dolduran uyum sağlamış herkese çifte vatandaşlık hakkı vermelidir.
Örneğin; ABD, Fransa ve Hollanda'da 5 yıl sonra vatandaş olunabilinirken Almanya'da bu süre 8 yıl.
Ülkede ki nüfusun yüzde 27'sinin kendisinde veya geçmişinde bir göç hikayesi olduğu görülüyor olmasına rağmen bir çekingenlik gösterilmesi anlaşılır bir durum değil.
Alman vatandaşlığı burada yaşayan göçmenler için bir lütuf değil! Verilmesi gereken bir haktır.
Alman aşırı gurupları çeşitli bahanelerle vatandaşlık yasasındaki düzenlemeleri olumsuz etkilemek istiyor. Halbuki buradaki göçmen Türkler, Türkiye ile Avrupa arasında bir köprü rolünü üstlenebilir fakat aşırı sağ guruplar ve siyasetin şahinleri bu düzenlemeden çok rahatsızlar.
‘Özellikle Avrupalı Türklerin AK partiyi desteklemeleri onları çok rahatsız etmiş gözüküyor, Almanya sorunu Türkiye'deki siyasi partilerde değil kendisinde araması gerektiğini bilmeli’.
Bize yıkıcı politikacılar değil, yapıcı politikalar izleyen siyasetçiler gerekiyor”.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler....
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...