Ramazan Özdemir
Federal içişleri bakanı Nancy Faeser Alman vatandaşlık yasasını değiştireceklerini söyleyerek bu çalışmanın en kısa sürede federal meclise sunacaklarını ifade etti.
Daha önce birkaç defa vatandaşlık yasasında düzenleme yapılmış fakat istenilen sonuç alınamamıştı.
Alman vatandaşlık yasası kan bağına dayalı Weimar Cumhuriyetinden kalan ırkçı bir yasaydı.
Yabancıların 15 sene Almanya’da ikamet ettikleri taktirde vatandaşlık veriliyordu daha sonra Gerhardt Schöreder döneminde biraz yumuşatıldı fakat neticede hiç kimse bu yasadan memnun kalmadı.
Çocuklara çifte vatandaşlık verildi fakat bu seferde aileler parçalandı yine olmadı.
Eski yasada Almanya’da 8 sene ikamet eden ve iş sahibi, geliri olanlara vatandaşlık hakkı tanınıyordu.
Modern bir vatandaşlık yasası Almanya için zarurettir. Çünkü Almanya çoktan beri bir göç ülkesidir ve 20 milyon göçmen kökenli insan yaşıyor burada.
İçişleri bakanı bu konuda inşallah samimidir. Geçenlerde vatandaşlık yasası ile ilgili yapmak istedikleri düzenlemeler hakkındaki açıklamaları olumluydu.
Nancy Faeser vatandaşlığa kabul planları hakkında yaptığı açıklamada; "Vatandaşlık yasası ile entegrasyon için teşvikler yapıyoruz" diyordu.
Alman vatandaşlığını eskisinden daha hızlı verilmeliyiz ve bu yasayla Almanya'daki hayatın gerçeklerine uygun bir yasa yapmak zorundayız.
Almanya artık çok yönlü bir göçmen ülkesidir ve 1960'lardan beri böyledir. Bize başka ülkelerden gelen birçok insan Almanya'yı yeni bir yurt edindi. Onlarca yıldır burada yaşadılar ve çalıştılar.
Çocukları ve torunları Almanya'da doğdu ve burada kreş ve okula gidiyorlar. Onlar toplumumuzun bir parçasıdır ve bize aittir.
Ancak, Alman vatandaşlığına geçmekle sorun giderilmiyor, bu insanların bir kökenleri var. Kolay, kolay kökenlerinden vazgeçmiyorlar.
Göçmen kökenli insanlar Almanya'da huzurlu bir hayat ve toplumdan dışlanmışlık istemiyorlar.
Bunun ön koşulu ise, onların da toplumumun yasal bir parçası olmaları ve Alman vatandaşlığını kabul etmeleridir, fakat kendi ülkelerinin vatandaşlığından vazgeçerek değil.
Göçmenlik geçmişi olan pek çok insan kendini Alman gibi hissediyor ama anavatanlarıyla bağlarını tamamen koparmak istemiyor.
Eski vatandaşlıklarından vazgeçmek birçokları için çok acı verici ve bundan çok rahatsız oluyorlar.
Bu nedenle, insanları Alman vatandaşlığına başvurmak istiyorlarsa eski vatandaşlıklarından vazgeçmeye zorlamak yanlıştır. Birçoğu için bu, kişisel geçmişlerinin ve kimliklerinin hakkını vermeyen sancılı bir adım.
Alman vatandaşlık yasasındaki yasal düzenlemeden dolayı, birden fazla vatandaşlıktan kaçınmaya yönelik önceki kural, onlarca yıldır Almanya'da yaşayan ve burada evi olan birçok kişinin vatandaşlığa geçmesini engelledi.
Vatandaşlık yasası reformu ile bu nedenle bir paradigma değişikliği getirmeli ve gelecekte çoklu vatandaşlığı kabul edilmelidir.
Kanaatimce bu sayede hem vatandaşlığa geçişi kolaylaştırmış hem de yasalar hayatın gerçeğine uyarlamış olur.
Vatandaşlık yasasında engeller çıkararak sonuç almak mümkün değil artık, engeller çıkarmak yerine entegrasyon için teşvikler yapılmalı.
Alman vatandaşlığı almak, Almanya'ya karşı güçlü bir bağlılık olacaktır.
Almanya'ya göç etmiş ve nitelikli oturma hakkına sahip kişiler, eskisi gibi sekiz yıl beklemek yerine, gelecekte beş yıl sonra vatandaşlığa alınabilmelidir. Özellikle iyi uyum sağlamış kişiler bu süreyi üç yıla indirebilir- örneğin çok iyi Almanca konuşan, okulda veya iş hayatında başarılı olan ve gönüllü olarak çalışan kişiler daha hızlı vatandaşlığa alınmalıdır.
Hükümet programında vatandaşlık yasası ile ilgili düzenleme yapılacaktır maddesi olmasına rağmen bazı çekinceler ortaya çıkmış durumda.
Hazırlanan yeni vatandaşlık yasasına hükümet içerisinden FDP’den çok yüksek sesli itiraz geldi ve yine CDU’da olumlu yaklaşmıyor.
Hayatın gerçeğinden uzak kalınamaz ve yeni vatandaşlık yasası ile göçmenlere tuzak kurmak yerine onları olduğu gibi kabul etmek gerekir.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler....
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...