Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet.
Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar.
Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler.
Birinci ve ikinci dünya savaşları Alman derin devletinin politikası ile analiz edilerek açıklanabilir yoksa kişilerin politikaları ile açıklanacak değildir.
Devlet aklı savaş sonrası Almanya’yı ayağa kaldırarak ekonomik olarak tekrar güçlü bir ülke haline getirmiştir.
İki Almanya’yı birleştirerek, tarihi bir zafer kazanarak dünyaya tekrar rüştünü ispat etmiştir.
RAF terör örgütü ile baş edebildi.
Velhasıl Alman devlet aklı her zaman devrede olmuştur.
Biz Türkler olarak Alman devlet aklını daha yakından hissediyoruz şöyle ki; DİTİB Köln Camii’nin açılışına hiçbir Alman devlet yetkilisi katılmadı, en küçük bir bürokrasi yetkilisi bile katılmadı. Çünkü devlet aklı caminin açılışında kendisinin olmadığını gördü ve mesafeli durdu.
Son günlerde ise Almanya’da Türkler açısından enteresan olayları yaşıyoruz.
Senelerdir çıkarılmayan vatandaşlık yasası en çok Türklere yaraması bilinmesine rağmen çıkarıldı.
Türk gençlerine çağrı yapılarak federal orduda ve polis teşkilatı içerisinde görev almaları çağrıları yapılıyor üstelik Türkçe olarak.
Belediyeler birbiri ardına Ramazan iftarları veriyorlar.
Şehirlerin ana caddelerini Ramazan süslemeleri ile donattılar.
Bürokraside başörtülü memurlara müsaade ediyorlar.
İşverenler Türk işçileri çalıştırmaktan çok memnunlar.
DİTİB ile anlaşılarak İmam yetiştirilmesine karar verildi.
Her yerde Türkler hakkında olumlu şeyler konuşuluyor ve duyuyoruz.
Acaba ne oldu?
Dünün günah keçisi ilan edilen Türkler birden nasıl sevimli hale geldi.
Giyimleri alay konusu olan, yemekleri çok baharatlı kokuyor denilen, Almancası ile alay edilen Türkler bugün taktir görüyor?
Alman devlet aklı neden Türkler üzerindeki politikasını değiştirmeye başladı.
Devletin izini olmadan katiyen ve asla Frankfurt gibi bir şehrin ortasına Ramazan mahyası asamazsınız.
Bizler üzerinde bir şeyler düşünülüyor gibi.
Alman devleti geleceğini biz Türkler ile inşa edecek daha doğrusu göçmenler ile yola devam edecek?
Çok deneyimli ve oturmuş bir sistemi olan Alman devleti böylesi stratejik bir adımı düşünmeden atmaz.
Nedir bunun arka planı?
Biz Almanyalı Türkler olarak hazır mıyız geleceğin Almanya’sını inşa etmeye yoksa bu oyunun bir piyonumu olacağız?
Federal Alman devleti yeni bir şeyler deniyor gibi.
Silahlanmaya başladılar, orduyu modernize ediyorlar.
Ukrayna’da sanki kendileri savaşıyorlarmış gibi davranıyorlar ve Papanın barış çağrısına Alman politikacılar hemen aşırı tepki gösterdiler.
Federal Meclis Başkan Yardımcısı Katrin Göring-Eckardt Katolik Papa’nın çağrısına itiraz ederek açıkça karşı çıktı.
Bütün bu gelişmeler çok düşündürücü, bizim Türkler olarak bu gelişmeleri nasıl değerlendirebiliriz bilmiyorum fakat bize de bir devlet aklı gerekli.
Almanya’nın bir parçası mı olacağız yoksa kullanmaya müsait bir toplum parçası?
Ramazan Özdemir
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Devşirmeler Osmanlı'da fethedilen bölgelerdeki Hristiyan ailelerin çocuklarının 1/5 ini alarak onları yeteneklerine göre yetiştirilenlere verilen isim. Dönmeler ise Müslüman olmuş gibi görünmelerine rağmen, gizlice Yahudi inançlarını ve Kabalisttik öğretileri sürdürenlere denir. Türkiye’de son zamanlarda İslami değerlere ve Müslümanlara hakaret edenlerin medyada çok yer alması nasıl izah ed...
Uzun zamandır hiçbir üst düzey Alman politikacı, İsrail'in yaptığı "kirli iş" hakkındaki açıklamasıyla Merz kadar tartışma yaratmadı. Alman dış politikasının stratejik yönünde temel bir şey mi değişiyor. Sivil insanların öldürüldüğü göz önüne alındığında, demokrasi ve insan hakları konusunda batının samimi olmadığı ortaya çıkıyor. Uluslararası hukuk bir kenara atılıyor, birleşmiş milletl...
Kurban Bayramı’nı ata yurdu Mogolistan’da geçirdim, daha önce sekiz sene önce Rusya üzerinden Moğolistan’a gitmiştim. Kazak Türklerinin yoğun yaşadığı Bayan Ülgii şehrinde kalmış daha ileri gitmemiştim. Rusya’dan Moğolistan’a giderken özerk bölge olan Altay’dan geçerken, Altay Türklerine misafir olmuştum. Çok çileli, yorgun ve yorucu bir yolculuğum olmuştu. Bu sefer başkent Ulaan ...
Türkiye’de toplanan sosyalist enternasyonal toplantısı, ülkücüler arasında yeni bir tartışmayı ateşledi. Sosyalist Enternasyonal, çoğunlukla sosyal demokrat siyasi partilerden ve emek örgütlerinden oluşan, demokratik sosyalizmi kurmayı amaçlayan siyasi partilerin uluslararası siyasi örgütüdür. Sosyal demokrasi, sosyalizm içinde siyasi ve ekonomik demokrasiyi ve sosyalizme ulaşmaya yönelik ka...
Yurt dışında yaşayan Türklerin sayısı 7,5 milyon, bunun yaklaşık 6,5 milyonu Avrupa’da yaşıyor. Almanya’da ise Türk kökenli vatandaşlarının sayısı 3 milyon civarında. Avrupa’da yaşayan insanlarımızın çok çeşitli sorunları bulunmaktadır, bu sorunların çözümü için gerek Almanya tarafından ve gerekse Türkiye tarafından çözülmeyi bekliyor. Yine Avrupa’da Türkler tarafından kurulmuş sivil to...
Tarihçiler tarafından Hz. Ömer tarihteki en güçlü ve en etkili Müslüman liderlerden biri olarak görülür. Türklerin İslam ile tanışmasından sonra Hz. Ömer gibi adalet timsali olma yolunda lider arayışları hep ola gelmiştir. Türklerin tarihine baktığımızda dünyayı etkileyen en etkili liderleri İslam ile şereflen insanlar arasından çıkmıştır. Sultan Baybars, Sultan Alparslan, Timur, Osman B...
Peki bir Almanın hayali nasıl olacak? Alman devletinin ideolojisi vatandaşlarının tam bir itaat ile kendine bağlı olması ve talep edildiğinde buna uyması olarak görülmektedir. Devletler ve İktidardakiler toplumu kendi düşünce ve görüşlerine göre şekillendirmek isterler ve başka hiçbir düşünceye kolay, kolay izin vermezler. Alman toplumunun ideolojik olarak iyi yıkandığını düşünüyorum, öz...
Dünyayı Alman ruhu yeniden iyileştirmeli. Avrupalılar ve Almanlar artık bağımsız bir dış politikaya hazır olmalılar. Almanya’da artık böyle şeyler duymak sıradanlaştı. CDU'nun "savunma uzmanı" Kiesewetter gibi çılgın birisi savaş için can atıyor. Kiesewetter'in, bilindiği gibi, savaşı Rusya'ya taşımak ve Moskova'daki bakanlıkları yıkmak ve bombalamak istediği biliniyor. Savaş delisi...
9 ve 10 Kasım 1938'de Almanya’da Nasyonal Sosyalistler Yahudi nüfusuna karşı bir dizi saldırılar başlattılar. Bu olaylarda, Yahudi dükkanları, sinagogları ve evlerinin tahrip edilmesi sonucu sokaklara saçılan kırık camlardan dolayı "Kristallnacht" (Kırık Cam Gecesi) adı verildi. “Kristalnacht” sırasında yaklaşık 30.000 Yahudi erkek toplanarak toplama kamplarına götürüldü. Daha sonra Alman...
Hani bir söz vardır ya, “Devir Değişir, Ülkücünün Kaderi Değişmez”. Ne kadar acı değil mi? Ülkücünün yalnızlığı, ülkücünün sahipsizliği, ülkücünün kaderi mi? Anadolu’nun yağız evladı, sahipsiz mi bırakılacak!!! Avrupa’da Ülkücü hareket içerisinde olanlar, bölünmüşlüğün, ayrımlaşmanın acısını yüreklerinde hissediyorlar. Neden bu ayrılık, tabandaki ülkücüler bu soruyu soruyorlar, nede...
Geçen Hafta Avrupa’daki Ülkücü kuruluşların birleşmesi ile ilgili yazmıştım ve çok olumlu dönüşler oldu. Ülkücü camianın tabanında çok büyük bir beklenti olduğu görüldü ve birleşme için, birilerinin harekete geçme beklentisi oldukça yüksek. Eğer, bu beklenti karşılanmazsa tarihi bir fırsat kaçırılmış olur. Ülkücülük tarifinde bir eksiklik ve yanlışlık yok, öyleyse neden bu ayrılık? Müşt...
Davasının daha ileriye gitmesi ve daha başarılı olması için nefsini öteleyerek, davasını öne çıkaranlar Hakkın rızasına talip olan kişilerdir. Tabi ki bu da fedakârlık ile olur. Fedakârlık ise bir amaç uğruna gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey veya amaç için kendi istek ve ihtiyaçlarından, çıkarlarından vazgeçmek demektir. Avrupa’da birçok “Ülkücü” kökenli teşkilatlar bulunuyor...
Federal Seçimlerden sonra hükümet kurulma çalışmaları sürüyor fakat ekonomi için bir türlü çözüm bulunamıyor, CDU/CSU ve SPD tarafından planlanan devasa mali paket endişelere sebep oluyor. Sadece alt yapıları yenilemek için 500 milyar Euro’ya ihtiyaç var. Federal ordunun modernize için yine milyarlarca bütçe ayrılması gerekiyor. Ekonominin ayağa kaldırılması ve kalkınma hızı için yine ço...
Bütün İslam dünyasında mübarek Ramazan bu sene Gazze’deki katliam sebebiyle buruk karşılandı. Binlerce şehidimiz var, kardeşlerimizin ne kalacakları bir yerleri var ne de sağlıklı yaşam sürecekleri besinleri var, insani olmayan şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Yardımları bu sene Gazzeli kardeşlerimize gönderelim. Almanya’da ise mübarek Ramazan coşkusu camilerimiz etrafında ş...
Pazar günü yapılan seçimin sonuçları itibari ile tarihi bir kırılmaya işaret ediyor, çünkü parlamenter demokrasi kriz dönemlerinde krizden çıkmanın yolunu ve yeteneğini gösterebilecek sınavını verebilecek mi? Parlamenter demokrasinin işlevselliğine duyulan güvenin yeniden kazanılması için istikrarlı hükümete ihtiyaç var, fakat istikrar bulmak için gidilen seçimde istikrar sağlanması çok zor gör...