Çoğu kişi topluluk önünde konuşmaktan kaçınır. Bu, sandığımızdan da çok yaygın görülen bir
rahatsızlıktır. Burada kişinin bilgi ve becerilerini gerektigi gibi karşı tarafa aktaramaması gibi
bir sorun yaşanır.
Çocukluk dönemlerinde ailesi tarafından beklentileri yüksek olanlar veya sıkça aşağılanan
kişilerde, hata yapma endişesi daha sık rastlanır.
Bu korkunun temellerinden biri de genelde okul yıllarında oluşur. Herhangi bir hatadan
dolayı öğrencilerin ve öğretmenin karşısında, gülünç duruma düşme korkusudur. Kişideki bu
korkuyu arttıran en önemli sebeplerden birisi hata yaparım endişesidir.
Genellikle zeki ve mükemmelliyetçi, yeteri kadar kendini geliştirememiş kişilerde, hata
yapma endişesi sıkça görülür. Kişiler, arkadaş veya tanıdık ortamda çok rahat ve problemsiz
bir şekilde konuşur. Ama yeni bir ortamda veya alışagelmemiş bir topluluk önünde bazı
zorluklarla karşı karşıya kalırlar. Çok iyi bildiği konuya dahi hakim olamaz. Bu aşırı heyecan,
kişinin günlük yaşamını çok olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Çünkü aşırı heyecan kişinin
kendi davranışlarını kontrol etmesine engel olacaktır. Heyecandan rahatsızlık duyma kaygısı,
kişinin heyecanını artıracaktır. Toplum önünde konuşma korkusunun fiziksel belirtileri de
vardır. Kişide el titremesi, midede yanma, karin ağrısı, yüzde kızarma ve dizlerde zayıflama
gibi...
Peki, iyi bir sunum yaparken nelere dikkat etmeli?
1. Fazla heyecanı kontrol altına almak için, öncelikle doğru nefes alıp vermesini
öğrenmeliyiz. Özellikle, sunuma başlamadan önce kişi bunu günlük hayatında sıkça uygularsa
daha iyi bir sonuç elde edecektir.
2. Sakin ama dinamik bir ses tonu kullandığınızda, heyecanınızı ve korkunuzu baskılıyacaktır.
Sunum yaparken hızlı konuşursanız, katılımcıların gerilmesine sebep olursunuz. Çok yavaş
konuşursanız dinleyicilerin sıkılmasına neden olursunuz.
3. Konuşurken dinleyicelerle göz teması kurun. İlk başta herkesle bu mümkün olmayabilir.
Sizin iyi tanıdığınız biri varsa, dinleyicilerden öncelikle o kişi ile göz teması kurmaya
başlayabilirsiniz. Daha sonra da heyecanınız yatışınca diğer katılımcılar ile göz temasına
geçebilirsiniz. Sürekli aynı yönde konuşmak, diğer tarafı ihmal ettiğiniz anlamına gelir. Bu ise
iletişimin kopmasına sebep olabilir.
4. Beden duruşunuz da çok önemlidir. Dik ve iki ayak üzerinde sallanmadan durmak, size
sunum yaparken güç verecektir. Konuşurken ellerinizden ve yüz mimiklerinizden destek
alabilirsiniz. Konuşmanızda, yüz ve ifadeleriniz birbirini tamamlasın. Bu konuda fazla aşırı
gitmeyin. Konuşmanız ön plana çıksın.
5. Eğer dinleyicilerden biri size soru sorar ise, bunu dikkatle dinleyin. Soruyu anlamak için,
zihninizi tamamen açık tutun. Gerekirse not alabilirsiniz. Soruyu anlamadıysanız
tekrarlanmasını isteyin. Herkesin soruyu duyması için tekrarlayabilirsiniz.
6. Konuştuğunuz masada bir bardak su bulunmasına özen gösterin. Çünkü konuşmak ağızı ve
boğazı kurutur. Bu da heyecandan dolayı dil sürçmelerini beraberinde getirecektir.
7. Anlatacağınız konuya hakim olun. Anlattığınız konuyu en iyi bilen siz olun. Eğer konunuza
hakim değilseniz, eliniz ayağınız dolaşır. Bocalarsınız ve akıcı bir şekilde konuşamazsınız.
Dinleyicilerinizi tanıyın. Eğer onlar arasında uzman kişiler varsa, daha doyurucu bilgi
vermeniz gerekmektedir. Dinleyiciler yeterli bilgiye sahip değil iseler, ayrıntılarla onları
boğmayın.
8. Konuşurken basit cümleler kullanın. Ne demek istediğiniz herkes tarafından anlaşılsın.
Dinleyiciler cümlelerinizi takip etmekte zorlanmasın. Çok fazla teknik terimler veya yabancı
kelimeler kullanırsanız sizi anlamakta zorlanabilirler.
9. Ses tonunuzu konuşma yaptığınız ortama göre ayarlayın. Önde veya arkada oturan
kişilerin de, sesinizi net bir şekilde duyduğundan emin olun. Sesinizdeki ani iniş ve çıkışlar
dinleyicinin dikkatini çekebilir.
10. Konunuza daha önceden çok iyi hazırlanın. Çokça prova yapın. Özellikle ayna karşısında
sıkça deneyebilirsiniz. Ön hazırlık, sunum için ihtiyaç duydugunuz özgüveni size
kazandıracaktır.
11. Kişisel rahatınız için gereken her şeyi yanınıza aldığınızdan emin olun. Bunlar, gözlük,
kalem, stick, kopyalar veya notlarınız olabilir.
12. Konuşmada ilk söz gibi, son sözde akıllarda daha iyi kalacaktır. Bundan dolayı sözün
başlangıç ve bitiş biçimine çok dikkat edin. Konuşmanızı net ve etkileyici bir tarzda
aktarabilmek için tüm çabanızı gösterin.
Unutulmaması gerekir ki; etkili sunuma giden bir yol tecrübeden geçer. Bu alanda problem
yaşayan kişiler, uzman bir kişiden yardım almalıdırlar. Böylelikle daha iyisini yapabilmeye
yönelik uzmandan uyarılar almak, kişide gerçekten bir ilerleme yaratabilir.
İnsan, yaşadığı süre varlık içinde gelişen bir varlık olduğundan daima kendine zaman tanımalı
ve kendini düzeltmeye çalışmalıdır.
Ülkü Farsak
Alternatif Tıp Uzmanı (Heilpraktikerin)
Psikoterapi / Evlilik Terapisi / Omurga Terapisi
ulku.farsak@hotmail.de
Tel: 0173 1670706
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Sosyal Fobi veya diğer adıyla sosyal kaygı olarak da bilinen bu rahatsızlık, sosyal ortamlarda çıkan ve çeşitli belirtileri olan bir kaygı bozukluğudur. Belirtilerinden bazıları şunlardır: İnsanlar tarafından küçük düşme korkusu, yabancılara veya tanıdık olmayan kimselere karşı tekrarlayan bir korku ile kendini göstermesidir. Fiziksel belirtileri ise, genellikle kişilerde terleme, karın ağrısı,...
Öfke, zaman zaman tüm insanların maruz kaldığı veya başkalarına duyduğumuz son derece normal bir tepkidir. Kişilere, durumlara veya olaylara karşı öfke duymak, son derece normal bir davranış biçimi olarak kabul edilir. Hepimizin yaşadığı öfke duygusu, kendisini farklı şekillerde gösterir. Düşüncelerimizi ve duygularımızı içimizde tutacağımıza; karşı taraf ile paylaşmanın daha doğru bir yol o...
Çoğu kişi topluluk önünde konuşmaktan kaçınır. Bu, sandığımızdan da çok yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Burada kişinin bilgi ve becerilerini gerektigi gibi karşı tarafa aktaramaması gibi bir sorun yaşanır. Çocukluk dönemlerinde ailesi tarafından beklentileri yüksek olanlar veya sıkça aşağılanan kişilerde, hata yapma endişesi d...
Sakinleştirici ve şifalı bitkiler, doĝanın paha biçilmez hazineleridir. Her şeyin çok hızlı bir şekilde deĝiştiĝi şu evrende, insanların daha çok dinlenmeye ihtiyacı vardır. Stres, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Zihinsel veya fiziksel olarak sürekli performans durumunda isek, sempatik sinir sisteminin devamlı aktif olması demek, daha fazla ...
Umut etmek… Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktığımızda, ummak ve beklemek... gibi sözcükler çıkıyor karşımıza. Umut, hayatımıza anlam katar. Yarınlara umutla bakmamızı sağlar. Umut etmek, ruh ve beden saĝlıĝımızı güçlendirir. Umut ettiĝimiz durumlarda “olumlu sonuçlar” almak isteriz. Kendimizden ve hayatımızdan birç...