Çanakkale Savaş Alanları Gezi Notları
Stuttgart eğitim ataşelerimizden eğitimci yazar öğretmen Zeki Önsöz hocam gurbetten izine giden vatandaşlarımız ve Türkiye’den aileler çocuklarıyla mutlaka Çanakkale şehitlerini ziyaret etmeliler demişti. Geçtiğimiz yıl hakkın rahmetine kavuşan Zeki Önsöz’e Allahtan rahmet diliyorum mekânı cennet olsun inşallah.
Eğitimci Yazar Zeki Önsöz, “Türk tarihinin en önemli askeri zaferlerinden birinin gerçekleştiği Çanakkale savaş alanlarını ne yazık ki bu yıla kadar ziyaret edememiştim.
Bu kutsal vatan topraklarına birkaç gün önce İzmir- Ayvalık kara yolundan ulaştık. Çanakkale’ye geldikten sonra, arabalı vapurla Eceabat’a geçerken akşam olmak üzereydi; gökyüzünde ve deniz üzerinde güneşin son ışıklarıyla oluşan harika renkler vardı. Boğazın büyülü atmosferi içinde Asya’dan Avrupa’ya doğru güzel manzarayı seyrederek, yavaş yavaş ilerlerken, bize böyle değerli bir vatan bırakan atalarımıza şükrettik.
Vapurdan indiğimizde bizi karşılayan birlikte bu geziyi yapacağımız dostlarımız Firdevs ve Mehmet Öztan’la yer ayırttığımız Eceabat Öğretmen Evi’ne geldik. Ertesi gün, deniz kenarında şirin ve temiz bir otel olan öğretmen evinde uyanıp, kahvaltımızı yaptıktan sonra tur arabası bizi, iki genç çifti aldıktan sonra gezimiz başladı. Rehberimiz emekli Albay Mustafa Halûk Çağlar idi.
Savaş alanları gezimizde önce Namazgâh Tabyası’nı ziyaret ettik. Burada rehberimiz 1914 yılında, Almanların oyunuyla, yalnız birkaç devlet adamımızın kararı ile Almanların yanında 1.Dünya Savaşı’na katılmamızı ve daha sonraki târihî olayları anlattı.
18 Mart 1915 günü 3 sıra dizilmiş İngiliz-Fransız Birleşik Filosu Çanakkale Boğazı’ndan Marmara’ya geçmek için ilerlemeye başladı. Yedi saat sonra düşman gemileri geri çekilmek zorunda kaldı. Çünkü 16 savaş gemisinden 3’ü Nusret Mayın Gemimiz'in bıraktığı mayınlara çarparak battı. Mayınları bırakan subayımız Yüzbaşı Nazmi Akpınar’ın düşman gemilerinin rotasını iyi gözlemlemesi başarıda etkili oldu. 3 düşman gemisi de topçu ateşimizle ağır yaralanıp sulara gömüldü. Böylece 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi kazanıldı.
İçinde bulunduğumuz Namazgâh Tabyası’nı Sultan Aziz inşa ettirmiş; 1892’de modernleştirilmiş. Tabyanın mazgalları arasındaki sabit 16 büyük top ve özellikle küçük seyyar toplar düşman gemilerine ateş ve ölüm kustu. Tabya’da Seyit Onbaşı’nın efsane olarak anlatılan ağır top mermisini kaldırdığı anı gösteren heykel yanında, sonradan yapılmış büyük bir top vardı. Rehberimizden ilk defa öğrendiğimize göre; bu tabyada ve diğer savaş alanlarında bulunan toplar 1950’li yıllarda hurda fiyatına satılmış. Bu nedenle Çanakkale Savaşlarında Türk ordusunun kullandığı toplardan bir tanesi bile kalmamış. Bunu duyduğumda; "Böyle bir duyarsızlık, tarihe saygısızlık, kadir kıymet bilmezlik" nasıl olur diye düşündüm. Fakat utanılacak bu durum gerçekti.
Tabyanın korunak odasında Çanakkale savaşlarıyla ilgili bir film ve bu odadan dışarıdaki askeri birliklerle haberleşmeyi gösteren bir canlandırmayı seyrettik. Korunak odalarında bugün savaştan kalan bombalar, kemerler, silahlar, su mataraları gibi bazı objeler camekânlarda sergileniyordu. Bunlar arasında İngilizlerin uçaktan attıkları üçgen denilen bir savaş aleti dikkat çekiciydi. Atıldığı yerde dik duran, ucu sivri bu demire görmeden basan askerin ayağı parçalanıyordu.
Rehberimiz Halûk Albay, savaşla ilgili yüz yıl önceki bilgilerden başka Gelibolu Millî Parkı olan bu bölge hakkında da önemli bir bilgiler verdi. Bu bölge 2014 yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesindeki Millî Park statüsünden çıkarılarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmış. Yâni bu tarihî alan, turizme başka bir deyişle ranta, özel mülkiyete, gökdelenlere açılmış. Nitekim tabyanın karşısında yükselen binalar bu açılımın meyveleriydi.
Çanakkale Savaşları’nın yapıldığı bu tarihi alana son yıllarda artan bir ilgiyle yılda 1-2 milyon ziyaretçi geliyormuş. Bu olumlu gelişmeye rağmen insanların burada yaptığı tahribat ayrı bir sorun oluyormuş. Bir örnek olarak Halûk Albay canlandırma odasında mankenin önündeki sumene gelip geçenlerin yazdığı, karaladığı lüzumsuz şekil ve yazıları gösterdi. İnsanlar yiyor, içiyor ve attıkları poşet ve pet şişelerle çevreyi kirletiyormuş. Sigara izmaritlerini, kurumuş otların arasına fırlatarak yangınlara sebep oluyorlarmış. Nitekim Gelibolu Yarımadası’nda son 44 yılda çıkan 2 binin üzerindeki yangın 75 bin futbol sahası büyüklüğünde bin bir emekle yetiştirilen ormanları kül etmiş. Milli Parkta son büyük yangın 25 Temmuz 1994’te olmuş.
Bir eğitimci olarak beni ilgilendiren bir konu da, başlarında öğretmenleriyle buraya gelen okul öğrenci grupları idi. Öğretmenler öğrencileri iyice gözetleyemiyor, çocuklar gürültü yapıyor, mezarlıklar üzerinde oyun oynuyorlar, kendilerine anlatılanları dinlemiyor, kıkırdayıp gülüşüyorlardı.
Nitekim bazı yerlerde bu çocuk ve gençleri biz ikaz etmek durumunda kaldık. Öğrencilere okullardan bilgi verilmeden buraya hazırlıksız getirilmesi, Çanakkale Savaş alanları bölgesinde rehberlik yapan görevlilerin arasında pedagojik formasyonu olanların bulunmaması, yani müze pedagog rehberlerinin olmaması da büyük bir eksiklikti.
Namazgâh Tabyası’ndan sonra Gelibolu Yarımadası’ndaki diğer şehitlik, anıt ve müzeleri görmek üzere yolumuza devam ederek Şahindere Şehitliği’ne geldik. Yaralanan askerlere ilk müdahalelerinin yapıldığı sargı yeri olma özelliğine sahip bu yerde defnedildiği tahmin edilen 2177 şehitten 1969’unun duvara yapıştırılan levhalara isimleri, memleketleri yazılmıştı. Genç yaşta vatan ve namus için, milletimizin hür yaşaması için kara toprağa giren şehitlerimizin sembolik mezar taşları önünde hüzünle, gururla, saygıyla, dualarla eğildik. Rehberimiz burada görev yapan Türk hemşire Safiye Hüseyin’in anılarından bize onun yaşadığı tıbbî imkânsızlıkları ve şehitlerin “anne” diyerek son nefeslerini verdiği bilgisini anlatarak, hepimizi duygulandırdı, gözlerimize yaşlar doldu.
Buradan Çanakkale Savaşlarının simgesi olan, yarımadanın her tarafından ve denizden görünen 41,7 metre yüksekliğindeki muhteşem Çanakkale Şehitleri Abidesi’ne geldik. Eski Hisarlık mevkiinde 1940’lı yıllarda tasarlanıp yapımına başlanan bu eser Milliyet Gazetesi’nin öncülüğünde düzenlenen bir kampanya ile ancak 1966 yılında tamamlanmış. Günümüzde Çanakkale Zaferi törenleri bu anıtın önündeki meydanda yapılıyor. Meydanı çeviren duvarda ve abidenin ayaklarında Çanakkale Savaşları’yla ilgili rölyef ve heykeller var.
Burada gördüğüm 1960’lardan itibaren yapılan Türk şehitlikleri, 1930’larda yapılan İngiliz, Anzak ve Fransız mezarlıkları gibi düzenli ve bakımlıydı. Türkiye 60’lı yıllardan itibaren savaşın geçtiği tarihî alanlara yazılı abideler, rölyefler, heykeller yaptırarak bu şanlı zaferin anısını gelecek nesillere güzel bir şekilde bırakmış. Ancak burada yatan aziz şehitlerimizin hâtırasına ne yapsak azdır. Nitekim millî şairimiz Mehmet Akif de bu duyguyu “Çanakkale Şehitleri” isimli ünlü şiirinde şehitlere; “Bu taşındır diyerek Kâbe’yi diksem başına, Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana” mısralarıyla seslenir.
Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin arkasındaki sembolik şehitlikteki uzun, içi kırmızı mezar taşlarını beğenmediğimi söyleyebilirim. Şahindere Şehitliği ve 57.Alay Şehitliği’nde gördüğümüz, küçük mezar taşları daha anlamlı idi.
Alçıtepe Köyünde öğle molamızı verip, yemeğimizi yedik. Burada Çanakkale Savaşlarıyla ilgili hâtıra eşyaların satıldığı üstü kapalı ve açık tezgâhların olduğu bir çarşı oluşmuş. Ancak bu hâtıra eşyalar, Çin işi, ucuz, zevksiz, basit şeylerdi.
Buradan Çanakkale kara savaşlarının yapıldığı savaşın kaderini değiştiren Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı bölgesine gittik. Önce Anzaklar’ın 25 Nisan 1915’te karaya çıktığı Anzak Koyu’na geldik. Bu bölgeye çıkan düşman tepelere tırmandı, ilerlemeye başladı. Ancak düşman karşısında 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal’i buldu. Atatürk çıkarmayı haber alıp, kendi inisiyatifi ile 57. Alay’la Kocaçimen Tepesi’ne geldi. Buradan atıyla tek başına Conkbayırı’na gitti. Burada düşmandan kaçan Türk askerlerini gördü. Atından inip, önlerine geçerek, ünlü “Düşmandan kaçılmaz!” konuşmasını yaptı. Cephaneleri olmadığını söyleyen askerlere süngü taktırıp, yere yatmalarını istedi. Böylece birlikten arta kalanlarla savunma hattı kurdu. Üzerlerine gelen düşman bu durumu görünce durakladı. İşte bu an savaşın kaderinin değiştiği andır. Haberciler aracılığı ile 57. Alay’ın bölgeye intikalini sağlayan Atatürk, orada askerlerine ünlü “Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” konuşmasını yaparak düşmanın üzerine saldırdı. 57.Alay’ın tümü şehit oldu, ama düşman geri çekilmek zorunda kaldı.
57. Alay Şehitliği’ni gezdik. 57. Alay’ın şehit askerleri anısına Bombasırtı’nda inşa edilen sembolik şehitlik 1992 yılında açılmış. Genellikle Ege bölgemiz şehirlerinden gelen şehit askerlerin adları mermere yazılmış. Girişte en yaşlı Çanakkale gazisinin heykeli olan şehitlikte 25 Nisan savaşlarının canlandırıldığı bir rölyef ve Türk askeri anısına bir heykel var.
1o Ağustos 1915’te Atatürk İngilizlerin 8 Ağustos’ta ele geçirdiği Conkbayırı’na taarruz etti. Atatürk burada askerlerine gece 4.30’de “Acele etmeyin, evvela ben önden gideceğim, kırbacımı indirdiğimde ileri atılırsınız!” dedi. Türk askerleri yalnız süngülerini kullanarak düşmanın üzerine atıldı. Kocaçimen, Conkbayırı, hattı güven altına alındı. Resmi kayıtlara göre burada 20 bin Türk ve 25 bin düşman askeri hayatını kaybetti.
Rehberimiz Halûk Albay bütün bu savaşların geçtiği yer ve siperlerde olayları ve kahramanları yer yer canlandırarak, o anları sanki yaşayarak anlattı. Biz de atalarımızın burada vatanımızı korumak, bize hür bir vatan bırakmak için yaptığı eşsiz, şanlı mücadeleyi duyarak, hissederek, gururla ve gözlerimizden yaşlar akarak; şehitlerimize, başta büyük Atatürk ve silah arkadaşlarına şükranlarımızı ve dualarımızı göndererek; adı Conkbayırı, Anafartalar, Çimentepe, Kemalyeri, Bigalı, Bombasırtı, Kanlı sırt, Kırmızı sırt olan, her karışı kahramanlarımızın kanıyla sulanmış o kutsal vatan toprakları üzerine basmaya kıyamayarak gezdik.
Conkbayırı’nda 10 Ağustos 1915 Anafartalar Zaferi’nin anısına yapılmış, Albay Mustafa Kemal’in taarruz emrini verdiği yerde elindeki kırbacıyla güzel bir heykeli var. Bu anıtın önündeki dört adet top güllesi Atatürk’ün göğsüne bir şarapnel parçasının isabet ettiği yeri işaretlemektedir. Atatürk cebinde bulunan saat sayesinde ölümden kurtulmuştur. Anıtın karşısında Anzak askerleri anısına yapılmış anıt ve denize bakan tarafında Türk siperleri ve Mustafa Kemal’in gözetleme yeri bulunmaktadır.
Günün sonunda tur arabası bizi Ecebat öğretmen evine bıraktı. 8 kişilik grubumuza gün boyunca tarih, askerlik bilgisi, vatan sevgisi ve milliyetçi hassasiyetleri ile mükemmel bir rehberlik yapan Halûk Albaya teşekkür edip ayrıldıktan sonra Kilitbahir’e gittik. Fatih Sultan Mehmet’in 15.yüzyılda yaptırdığı yonca şeklindeki kaleyi gördükten sonra deniz kenarında oturduk. Akşamüzeri Eceabat’ta gelerek “Tarihe Saygı” parkındaki siper savaşlarını birebir canlandıran heykelleri gördük. Parkın içinde ünlü heykeltıraş Prof. Tankut Öktem’in yaptığı heykel çok anlamlıydı. Burada ayrıca savaş alanlarının büyük bir maket haritası vardı.
Çanakkale gezimizle; metrekaresine 6000 mermi düşen, on binlerce genç vatan evlâdını kaybettiğimiz, İstiklâl Savaşın’ı yapacak kumandanların ateş içinden geçerek yetiştikleri ve aynı zamanda Tugut Özakman’ın dediği gibi; “Türkiye Cumhuriyeti’nin önsöz'ü olan büyük savaş’ın” alanlarını gezdik.
Eğer bilirsek ve iyi düzenlersek; bu savaş alanı milletimize, gelecek nesillerimize millî birlik ruhu verecek ve millî şuur öğretecek kutsal bir yerdir. Burada milletimiz yokluk içinde, üstün donanımlı düşmana karşı vatan sevgisi, hür, bağımsız yaşama azmi ve milliyetçi ruhla destansı büyük, şanlı bir zafer kazanmıştır.
Her Türk evlâdı Çanakkale’yi gezmeli, görmeli ve atalarının şanlı mücadelesini öğrenmelidir!”
Doğan Tufan
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Çanakkale Savaş Alanları Gezi Notları Stuttgart eğitim ataşelerimizden eğitimci yazar öğretmen Zeki Önsöz hocam gurbetten izine giden vatandaşlarımız ve Türkiye’den aileler çocuklarıyla mutlaka Çanakkale şehitlerini ziyaret etmeliler demişti. Geçtiğimiz yıl hakkın rahmetine kavuşan Zeki Önsöz’e Allahtan rahmet diliyorum mekânı cennet olsun inşallah. Eğitimci Yazar Zeki Önsöz, “Türk tarihinin e...
Gazeteci yayıncı Osnabrück Melle Türk Kültür Ocağı başkanlarımızdan geçtiğimiz yıllarda genç yaşta ebedi aleme göçen kardeşim gönüldaşım Mehmet Baş’a rabbim rahmetiyle merhametiyle muamele eylesin mekânı cennet kabri piri nur olsun. 1987 Kurulan Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB)’in Maizerland Str deki bulunan birinci kattaki Merkez binasında Mehmet Baş, Recep Karagöz, Abbas Bozyel ile birlik...
Duisburg Büyükşehir Belediye Meclis Solidarität für Duisburg SfD Başkanı ve Üyesi Bekir Sipahi, basın bildirisi yayınladı. Duisburg’lu seçmenlere boykot çağrısında bulundu. 1988’den bu yana sivil toplum kuruluşlarında, 1994’ten itibaren ise Duisburg Belediye Meclisi’nde kesintisiz görev yapan Bekir Sipahi, “Toplumumuzun sorunlarını dile getirdim, çözüm için mücadele ettim. Binlerce insan...
Filistin Diplomasi Merkezi, yayınladığı basın bildirisinde Filistin Diplomasi Merkezi işgal rejimi basın ve medya organlarını takip ederek işgal cephesinin iç dinamiklerini ve durumunu takip etmekte. Bu anlamda Yuval Abraham’ın ‘+972 Magazine’ sayfasında yayınlanan ‘’İsrail İstihbaratının Veri Tabanı’’ başlıklı yazısını Türkçeye çevirerek istifadeye sunmuştur. (Foto: AA) İsrail İsti...
30 Ağustos Zafer Bayramı Türkiye’mizde olduğu gibi, Dünya ülkelerinde bulunan Yurt dışı temsilciliklerimizde, Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs Türk Devletinde coşkuyla kutlandı. 30 Ağustos Zafer Bayramı 1922'de Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'u anmak için Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Cumhuriyetlerinde her yıl 30 Ağustos günü kutlanan ve adı ...
Filistin halkına karşı işlenen soykırım. Gazze Soykırımı, İsrail'in Gazze Savaşı sırasında Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden işgal ve bombardımanları kapsamında Filistin halkına karşı işlediği soykırımdır. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütlerine göre bu saldırılar, ağır bir insanlık su...
Tarihimizi bilmek şehitlerimizi gazilerimizi hatırlamak hepimizin görevi olması gerekir. Bugün olduğu gibi devlet millet el ele olarak yad etmek yeni nesillere sevdirmek kalplerine bu tarihi günlerimizi nakşetmek milli görevimiz olarak bilinmelidir. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bu günlerin yaşatılması için emek veren resmi görevlilerimizi vakıflarımızı,hocalarımı öğrencilerimizi yürekten kut...
Dünyanın gözü önünde, 21. Asırda Çocuk, kadın, yaşlı demeden insanlar toplu olarak katlediliyor. Filistin milleti yok ediliyor. Başta Amerika olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri de destek oluyor. Vicdanı olan yürekler buna dur denmesi için Yine Amerika ve Avrupa devletlerinde bu vahşetin durdurulması için protestolar yapılıyor. Filistin diplomasi merkezi konuyla ilgili basın bildirisi yayınla...
Türkiye Teknikte yazılımda Avrupa’ya bilgi ihraç ediyor olmasına Almanya’daki vatandaşlarımız buna çok sevindiler. Almanya’nın Aalen şehrinde ikamet eden Gazeteci büyüğüm Ali Civelek, Tercüman gazetesinde Ata sporumuz güreşle ilgili yazılarıyla tanıdık. Kendisi de Ata sporuna gönül verenlerdendi. Ali Civelek aynı zamanda Aalen DİTİB Camiinde uzun yıllar başkanlık bunun yanında imamlık, Kur’an-...
Afganistan Türklerinin Sivil Toplum kuruluşlarının Mezar-ı Şerif’te Emir Ali Şir Nevaî’nin Heykelinin Yıkılması Hakkında Resmî Basın Açıklaması yapıldı. Açıklanan basın haberinde, Afganistan Türklerine karşı sürdürülen kültür düşmanlığı yapıldığı vurgulandı. Basın bildirisi şöyle devam ediyor. “Afganistan Türklerinin sivil toplum kuruluşları olarak, büyük üzüntü ve derin kaygıyla Mezar-ı Şe...
Kayseri saat kulesi Avrupa’lı Türklerin hizmetine verildi. Kayseri’den Avrupa’da yaşayan Avrupa Türkleri ne örnek bir davranışla Avrupa’lı Türklerden Kayseri il yöneticilerine teşekkür yağdı. Avrupalı Türklerin sesi olan yazar İhsan Kılıç, “Kayseri ilimizin yöneticileri çok vefa gösterdiler. Kardeşlerine sahip çıktılar. Bizleri ziyadesiyle memnun ettiler”. Kayseri şehrinin ortasında bulu...
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, dünya genelinde insan haklarının durumunun ülkeler bazında incelendiği 2024 İnsan Hakları Uygulamaları Raporu’nu yayımladı. Kısa adı ABTTF olan Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu genel Başkanı Halit Habip Oğlu, Almanya’da başına verdiği bilgide şöyle konuştu; “Kapsamı oldukça daraltılan bu yılki raporda toplumumuzun sorunlarına ...
Perşembe günü gazetemizde yayınladığımız bu haberde, Yunanistan devleti Soydaşlarımızın dernek kurmalarına izin vermeyenler, okul açmayı dursun var olan okulları, camilerimizi bir, bir kapatıyor, ülkemizde kiliseler okullar açılıyor, Dünkü yazımda bu konuyu yazmıştım. Tekrar hatırlayalım. İtalya’nın Güney Tirol özerk bölgesinde yaşayan Alman azınlığının haber portalı “Stol.it”, Avrupa İnsan Ha...
İtalya’daki Almanca haber portalında İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneği ile ilgili AİHM kararı hakkında haberi çok ses getirdi. İtalya’nın Güney Tirol özerk bölgesinde yaşayan Alman azınlığının haber portalı “Stol.it”, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) isminde geçen “Türk” kelimesi nedeniyle Yunan ulusal mahkemeleri tarafından tescil edilmeyen İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Dern...
Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği (ÜNDER) tarafından, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) işbirliği ile "Yükseköğretimin Geleceği: Reformlar, Eşitlik ve Kalite Odaklı Bir Ekosistem için Çalıştay” düzenlendi. Trabzon’da 7-8 Ağustos 2025 tarihinde KTÜ yerleşkesindeki Koru Otel'de gerçekleştirilen toplantıya farklı üniversite ve şehirden gelen 28 akademisyen katılıp katkı verdi. ...