Değerli okurlarım, her ülkede olduğu gibi; Almanya’da da kimsenin gittiğini ve tükettiğini itiraf etmediği işletmeler ve ürünler var. Bunların en başta gelen markalar arasında Mc Donalds geliyor.
Kime sorsanız, oraya hiç gitmediğini ve orada hiç yemek yemediğini söyler. Buna rağmen, Mc Donalds işletmelerinin yıllık ciroları milyar Euro civarında seyreder. Benzeri örnekler dünya genelinde saymakla bitmez. Mesela kimse çizgi roman okumaz, porno sitelerine girmez, rüşvet almaz, yalan söylemez, hak yemez vs.
Bir de, Almanya’da kimsenin okumadığı bir gazete var. Kimse bu gazeteyi okuduğunu itiraf etmez. Yine de Almanya genelinde en yüksek tiraj sayılarına ve en yüksek satış rakamlarına sahiptir.
En basit olaylara inanılmaz abartılarla skandal boyutları kazandırır. Bu gazetenin manşetine düşenlerin vay haline. Hayatları yıkılanların, karyerleri sönenlerin, servetinden olanların ve hatta intihar edenlerin sayısı belirsiz. Neden? Kimsenin okumadığı bu gazetede manşet oldukları için!
Basın özgürlüğü adı altında, haber niteliği bile taşımayan olaylara tanıklar ve görgü şahitleri bile uyduran bu gazete bazen de sahte veya manipüle edilmiş resimler kullanmasıyla biliniyor. Neredeyse her gün kendisine açılan sahte haber ve kişilik haklarını ihlal etme davalarıyla mahkemeleri meşgul eden bu gazete gerçek psikopatların sansasyon ihtiyacını beslemekten başka bir görevi olduğunu düşünmek bile zor.
Ama geçenlerde ne oldu biliyor musunuz? Sağ olsun bizim basın çalışanlarımız, yukarıda sözü geçen gazetenin bir haberini kaynak göstererek kendi aralarından biri olan, yıllardır beraber çalıştıkları bir meslektaşlarını tüm Türk medya kanallarında konu ettiler. Böylece arkadaşlarının başarılı kariyerini paramparça ettiler. Kaynak gösterdikleri, hani o kimsenin okumadığı, gazeteden daha ileri giderek biraz daha sansasyon kattılar haberlerine: Meslektaşlarının intihar ettiğini duyurdular. Halbuki, onlar bu asılsız ve usulsüz iftirayı uydururken, biz kendisine geçmiş olsun ziyaretindeydik. Diğer meslektaşları da gelir diye gözümüz kapıda çay kahve hazırlıyorduk. Ortamda pişmanlık duyguları var mıydı? Elbette vardı. Duruşmaların bitmesine şükrediliyor muydu? Hem de nasıl. Tekrar kendi evine dönebilmenin ve sevdiklerine kavuşabilme sevinci yaşanıyor muydu? Tarif bile edilemez. İntihar gibi kendine zarar verme düşünceleri var mıydı? Zerre kadar yoktu! Yani bu intihar duyurusu nereden çıktı? Orasını Siz tamamlayın.
Bir insan hayatında hata yapabilir değerli okurlarım. Hüküm de yiyebilir ve cezalandırılır da. Ancak, cezasını çeken kişi kanunen suçundan arınmış sayılır. Toplumun tek görevi; o kişiyi tekrar topluma kazandırmaktır. Buna resosyalizasyon denir. Ahlaki değerlerimize göre hareket etsek; zaten görevimiz başkalarının ayıbını örtmek olmaz mıydı? Tövbe edeni Allah bile affetmez mi?
Sansasyon yaratmak isteseydim, yazımda söz konusu arkadaşımızın ve kendisi hakkında gerçek dışı haberleri yayan medya çalışanlarının isimlerini burada sıralayabilirdim. Ama ben, hepimizin ilerisi için kendisine ders çıkarabileceği bir köşe yazısı hazırladım. Çevrenizdeki arkadaşlarınızı çok dikkatli seçin. Ne yazıkki, kimin gerçek dost ve kimin olmadığı ancak kötü günlerde belli oluyor. Kimsenin, Sizi atacağı bir manşete değişmemesi ve inancımıza göre, Allah’ın bile affettiğini yargılamaması dileklerimle.
Sevgiler ve Selamlar
Nejdet Niflioğlu
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Değerli okurlarım, her ülkede olduğu gibi; Almanya’da da kimsenin gittiğini ve tükettiğini itiraf etmediği işletmeler ve ürünler var. Bunların en başta gelen markalar arasında Mc Donalds geliyor. Kime sorsanız, oraya hiç gitmediğini ve orada hiç yemek yemediğini söyler. Buna rağmen, Mc Donalds işletmelerinin yıllık ciroları milyar Euro civarında seyreder. Benzeri örnekler dünya genelinde saymak...
Değerli okurlarım, Mutlaka Sizler de benim gibi çok kez “ben var ya” veya “biz var ya” diye başlayan kahramanlık hikayeleri duydunuz. Güzel Türkçemizde pek yoğundur, bu sözlerle başlayan hikayeler: Biz var ya, gemileri karadan yürütmüş olan bir soyun torunlarıyız... Ben var ya, gençliğimde taşı sıksam suyunu çıkarırdım… Dünyada var olan her şeyin bir de zıttı mevcuttur. Biz / ben var ya hika...
Değerli okurlarım, güzel ve sıcak geçen bu yaz günlerinde içimi ısıtan bir olayla karşılaştım. Davetli olduğum bir şenlikte, Bayburtlu hemşehriler arasında tek İzmirli olduğum için, Bayburt Belediye Başkanı Sayın Mete Memiş tarafından „Fahri Bayburtlu” ilan ediliverdim. O ortama şenlik ve samimiyet katan bu ünvan ilanı aslında büyük onur ve sevinç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Daha ileri gid...
Değerli okurlarım, güzel anadilimizde, ömrümüz için hayat ve yaşam terimleri kullanılıyor. Neden ve ne zaman dikkatimi çekti hatırlamıyorum. Ancak, İlber Ortaylı bir sohbet sırasında “İki farklı sözcük olması boşuna değil. Bize verilen hayatı- yani süreyi nasıl geçirdik, nasıl davrandık, üslubumuz neydi? İşte, artık o bizim yaşamımıza dönüşüyor” dediğini duyunca bu konu tekrar aklıma takıldı. ...
Değerli okurlarım, hatırlayacaksınız; geçen yılların en büyük tartışma konusu, kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmez tava yemeklerinden Menemen’in hazırlanışı olmuştu. Bir yemek programında ortaya atılan soru, toplumu ikiye bölmüştü. Bir taraf, Menemen’e soğan katılmaz derken, diğer taraf, Menemen kesinlikle soğansız olmaz diyordu. Şimdi bu soruyu ABD’ye taşısak, sonuç ne olur biliyor musunuz? He...
Değerli okurlarım, günümüzde yaygınlaşan ve insanları büyük umutsuzluğa sürükleyen bir yanılgı, her şeyin parayla bağlantılı olduğudur. Bilhassa geride bıraktığımız mübarek Ramazan ayı, bizlere bunun kesinlikle böyle olmadığını gösterdi. Katıldığımız Sahur ve İftar programlarında, evimizde ağırladığımız misafirlerimizle yaşadığımız güzel anılarımız, karşılaştığımız seviyeli insanlarla görüşm...
Değerli okurlarım, Heuristik, bize hızlı ve pratik şekilde problem çözmeye yardımcı olan basit ve deneyime dayalı – yani geçmiş deneyimlerimiz sezgilerimiz ve öngörülerimiz üzerinden çözüm üretmemize yardımcı olan bir karar verme yöntemidir. Kolay uygulanabilir olduğundan karmaşık hesaplamalar veya uzun analizler gerektirmeden genellikle sezgisel olarak uygulanabiliriz. Günlük hayatımızda ve pr...
Değerli okurlarım, başlık olarak seçtiğim kitap ismi, 1929- 2023 arası yaşamış olan Çek yazar Milan Kundera’ya ait. “Bir halkı imha etmenin ilk adımı, tarihini söndürmektir. Kitaplarını, kültürünü, tarihini yok et. Ardından başkaları tarafından yeni kitaplar yazdır, yeni bir kültür yarat, yeni bir tarih uydur. Kısa sürede bu halk gerçek kimliğini ve nereden geldiğini unutacaktır”. Milan Kand...
Değerli okurlarım, Yeni yıla, hayatımızı daha duyarlı şekillendirmemize yardımcı olan düşünce ve fi kirlerle başlamaya ne dersiniz? Gerek çevremizin gerekse kullandığımız teknolojinin üzerimizde yarattığı etkiler sayesinde hepimiz doğa dışı davranışlara sürüklenmekteyiz. Bir yandan mükemmelliği arıyoruz, diğer yandan ise hayat ritmimizin gittikçe hızlanmasına karşı koyamıyoruz. Hatta, her şe...
Değerli okurlarım, hiç merak ettiniz mi? Yeni evlenen çiftlerin düğünden sonra birlikte çıktıkları tatile neden Bal Ayı diyoruz? Sebebini, kaynağını, anlamını bilmediğimiz birçok değimleri günlük hayatımızda kullandığımız kesin. Bu değimlerin gerçek sebebini, kaynağını ve anlamını öğrenince; eski medeniyetlerin bizden ne kadar bilgili olduğunu fark ediyoruz. İnsanlık tarihinde her kuşak k...
Değerli okurlarım, hiç fark ettiniz mi? Gördüğümüz tüm haritalar hep İngiltere endekslidir. Dünya üzerinde gerçekte bulunmayan, fakat varsayılan sıfır meridyeni olarak tanımladığımız, dünya küresini kuzey-güney yönünde dilimleyen toplam 360 şeritlerin başlangıç meridyeni, İngiltere’nin başkenti Londra’nın bir semti olan Greenwich‘ten geçmektedir. 179 meridyen doğusunda, 179 meridyen ise batısın...
Değerli okurlarım, siyasi ortamda çok sorulan soru: Diploman var mı? Aslında sorulması gereken soru ise: Diploma aldığın dal, yeteneklerine ve ilgi alanına uygun mu? Çünkü ancak, sevdiği işi başarılı yapabilenler kariyer yapabiliyor. Ne yazık ki, çoğu gençlerimiz yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre tahsil görmüyor. Gerek mevcut üniversitelere yerleştirme sistemleri gerekse dış etkenlerden ...
Değerli okurlarım, hayatımızı düzenli ve güvenli kılan en önemli değerlerimizin hukuk ve hak eşitliği olduğu tartışılmazdır. Yasa karşısında hepimizin eşit olması gerektiğinin önemi ilk olarak Türk uygarlıklarında yasallaşmıştır. Eski Türk uygarlıklarına ait olduğu belgelenen çivi yazılarıyla, hak eşitliği yasaları kalıcı şekilde taşlara oyulmuş ve günümüze kadar nesilden nesile aktarılmıştır. ...
Değerli okurlarım, Herakleitos, M.Ö 520 – 460 yıllarında antik Efes’te yaşamış önemli bir filozoftur. Yaşadığı sürece, dünya üzerinde değişimlerle ve çelişkilerle, birbirine zıt olanlarla ilgilenmiş. Aynı nehire iki kez girilmez çünkü akan su devamlı farklı olacaktır teziyle, tek değişmeyen şeyin sadece değişimin kendisi olduğunu ifade etmiştir. Ona göre, evrende kalıcılık ve durağanlık yokt...
Son günlerde yeterince Futboldan bahsedildi. Benim konumum sporla hiç alakası olmayan, bir trend araştırma terimi olan Stopping ile ilgili. İlk kez görenlere veya duyanlara tuhaf gelen, durdurmak anlamına gelen, Stopping terimi, aslında önümüzdeki yılların tüketim davranışlarımızı tanımlayan önemli bir deyimdir. Her şeyin daha fazlasını, daha değerlisini, daha gelişmişini tüketmeye alıştırıl...