Değerli okurlarım, güzel ve sıcak geçen bu yaz günlerinde içimi ısıtan bir olayla karşılaştım.
Davetli olduğum bir şenlikte, Bayburtlu hemşehriler arasında tek İzmirli olduğum için, Bayburt Belediye Başkanı Sayın Mete Memiş tarafından „Fahri Bayburtlu” ilan ediliverdim.
O ortama şenlik ve samimiyet katan bu ünvan ilanı aslında büyük onur ve sevinç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Daha ileri giderek; nereli olursak olalım, biz Türkler’in ortak özellikleri hakkında düşünmeye başladım.
Hepimiz Vatanımıza, doğduğumuz topraklara, şehirlerimize veya köylerimize çok bağlıyız. Yöremizin kültürel zenginlikleriyle, ürünleriyle, töreleriyle ve doğasınla, kahramanlarıyla her zaman ve her yerde övünürüz. Bazen bu tutumumuz yanlış anlaşılır. Sanki birbirimize olan üstünlüğümüzü iddia edermişiz gibi algılanır.
Ancak biz tek bayrak altında toplanmış olan, bölünmez topraklar üzerinde var olan tek bir milletiz. Yaşamımızı nerede sürersek sürelim, hepimiz Türk’üz!
Biz Türklerin kendimize özgü hiç şaşmayan belirli özelliklerimiz vardır. Bunlar bilimsel olarak araştırılmış ve isimlendirilmiştir. Örneğin, hepimizde, psikolojide “Barnum Etkisi” olarak bilinen kişisel bir özellik bulunur. Barnum Etkisi, belirsiz ve genel geçerli olan ifadelerin kendi kişiliğimiz hakkında doğru bir tanım olarak algılayacağımız şekilde yorumlama eğilimimizdir. Böylece milletçe Fal’a ve Burçlara inanma eğilimimiz çok yüksektir.
Diğer bir örnek, Belirginlik Yanlılığı olarak tanımlanan, konu ve nesnelerde sadece en çok dikkatimizi çeken bilgiler üzerine yoğunlaşmamızdır. Aynı konu ve nesne ile ilgili, ancak daha az belirgin olan verileri ise yok saymamızdır. Örneğin; tükettiğimiz gıdaların kokusu ve görünümü, içerdiği kalori miktarından daha önemli olduğunu varsayarız. Bir de, gün boyu karşılaştığımız haberleri ve bilgileri, kendi görüşlerimize ve inançlarımıza uygun olarak süzgeçleme özelliğimiz var. Bu özelliğimizin bilimsel adı “Confirmation Bias”, yani Türkçesi: Onay Yanlılığı. Herhalde bu günlerde en çok bu özelliğimizi yaşamaktayız.
Sevgiler ve Selamlar
Nejdet Niflioğlu
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Değerli okurlarım, güzel ve sıcak geçen bu yaz günlerinde içimi ısıtan bir olayla karşılaştım. Davetli olduğum bir şenlikte, Bayburtlu hemşehriler arasında tek İzmirli olduğum için, Bayburt Belediye Başkanı Sayın Mete Memiş tarafından „Fahri Bayburtlu” ilan ediliverdim. O ortama şenlik ve samimiyet katan bu ünvan ilanı aslında büyük onur ve sevinç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Daha ileri gid...
Değerli okurlarım, güzel anadilimizde, ömrümüz için hayat ve yaşam terimleri kullanılıyor. Neden ve ne zaman dikkatimi çekti hatırlamıyorum. Ancak, İlber Ortaylı bir sohbet sırasında “İki farklı sözcük olması boşuna değil. Bize verilen hayatı- yani süreyi nasıl geçirdik, nasıl davrandık, üslubumuz neydi? İşte, artık o bizim yaşamımıza dönüşüyor” dediğini duyunca bu konu tekrar aklıma takıldı. ...
Değerli okurlarım, hatırlayacaksınız; geçen yılların en büyük tartışma konusu, kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmez tava yemeklerinden Menemen’in hazırlanışı olmuştu. Bir yemek programında ortaya atılan soru, toplumu ikiye bölmüştü. Bir taraf, Menemen’e soğan katılmaz derken, diğer taraf, Menemen kesinlikle soğansız olmaz diyordu. Şimdi bu soruyu ABD’ye taşısak, sonuç ne olur biliyor musunuz? He...
Değerli okurlarım, günümüzde yaygınlaşan ve insanları büyük umutsuzluğa sürükleyen bir yanılgı, her şeyin parayla bağlantılı olduğudur. Bilhassa geride bıraktığımız mübarek Ramazan ayı, bizlere bunun kesinlikle böyle olmadığını gösterdi. Katıldığımız Sahur ve İftar programlarında, evimizde ağırladığımız misafirlerimizle yaşadığımız güzel anılarımız, karşılaştığımız seviyeli insanlarla görüşm...
Değerli okurlarım, Heuristik, bize hızlı ve pratik şekilde problem çözmeye yardımcı olan basit ve deneyime dayalı – yani geçmiş deneyimlerimiz sezgilerimiz ve öngörülerimiz üzerinden çözüm üretmemize yardımcı olan bir karar verme yöntemidir. Kolay uygulanabilir olduğundan karmaşık hesaplamalar veya uzun analizler gerektirmeden genellikle sezgisel olarak uygulanabiliriz. Günlük hayatımızda ve pr...
Değerli okurlarım, başlık olarak seçtiğim kitap ismi, 1929- 2023 arası yaşamış olan Çek yazar Milan Kundera’ya ait. “Bir halkı imha etmenin ilk adımı, tarihini söndürmektir. Kitaplarını, kültürünü, tarihini yok et. Ardından başkaları tarafından yeni kitaplar yazdır, yeni bir kültür yarat, yeni bir tarih uydur. Kısa sürede bu halk gerçek kimliğini ve nereden geldiğini unutacaktır”. Milan Kand...
Değerli okurlarım, Yeni yıla, hayatımızı daha duyarlı şekillendirmemize yardımcı olan düşünce ve fi kirlerle başlamaya ne dersiniz? Gerek çevremizin gerekse kullandığımız teknolojinin üzerimizde yarattığı etkiler sayesinde hepimiz doğa dışı davranışlara sürüklenmekteyiz. Bir yandan mükemmelliği arıyoruz, diğer yandan ise hayat ritmimizin gittikçe hızlanmasına karşı koyamıyoruz. Hatta, her şe...
Değerli okurlarım, hiç merak ettiniz mi? Yeni evlenen çiftlerin düğünden sonra birlikte çıktıkları tatile neden Bal Ayı diyoruz? Sebebini, kaynağını, anlamını bilmediğimiz birçok değimleri günlük hayatımızda kullandığımız kesin. Bu değimlerin gerçek sebebini, kaynağını ve anlamını öğrenince; eski medeniyetlerin bizden ne kadar bilgili olduğunu fark ediyoruz. İnsanlık tarihinde her kuşak k...
Değerli okurlarım, hiç fark ettiniz mi? Gördüğümüz tüm haritalar hep İngiltere endekslidir. Dünya üzerinde gerçekte bulunmayan, fakat varsayılan sıfır meridyeni olarak tanımladığımız, dünya küresini kuzey-güney yönünde dilimleyen toplam 360 şeritlerin başlangıç meridyeni, İngiltere’nin başkenti Londra’nın bir semti olan Greenwich‘ten geçmektedir. 179 meridyen doğusunda, 179 meridyen ise batısın...
Değerli okurlarım, siyasi ortamda çok sorulan soru: Diploman var mı? Aslında sorulması gereken soru ise: Diploma aldığın dal, yeteneklerine ve ilgi alanına uygun mu? Çünkü ancak, sevdiği işi başarılı yapabilenler kariyer yapabiliyor. Ne yazık ki, çoğu gençlerimiz yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre tahsil görmüyor. Gerek mevcut üniversitelere yerleştirme sistemleri gerekse dış etkenlerden ...
Değerli okurlarım, hayatımızı düzenli ve güvenli kılan en önemli değerlerimizin hukuk ve hak eşitliği olduğu tartışılmazdır. Yasa karşısında hepimizin eşit olması gerektiğinin önemi ilk olarak Türk uygarlıklarında yasallaşmıştır. Eski Türk uygarlıklarına ait olduğu belgelenen çivi yazılarıyla, hak eşitliği yasaları kalıcı şekilde taşlara oyulmuş ve günümüze kadar nesilden nesile aktarılmıştır. ...
Değerli okurlarım, Herakleitos, M.Ö 520 – 460 yıllarında antik Efes’te yaşamış önemli bir filozoftur. Yaşadığı sürece, dünya üzerinde değişimlerle ve çelişkilerle, birbirine zıt olanlarla ilgilenmiş. Aynı nehire iki kez girilmez çünkü akan su devamlı farklı olacaktır teziyle, tek değişmeyen şeyin sadece değişimin kendisi olduğunu ifade etmiştir. Ona göre, evrende kalıcılık ve durağanlık yokt...
Son günlerde yeterince Futboldan bahsedildi. Benim konumum sporla hiç alakası olmayan, bir trend araştırma terimi olan Stopping ile ilgili. İlk kez görenlere veya duyanlara tuhaf gelen, durdurmak anlamına gelen, Stopping terimi, aslında önümüzdeki yılların tüketim davranışlarımızı tanımlayan önemli bir deyimdir. Her şeyin daha fazlasını, daha değerlisini, daha gelişmişini tüketmeye alıştırıl...
Neşet Ertaş; “Bir anadan dünyaya gelen yolcu, dünya senin vatanın mı yurdun mu?” demiş. Bu sözleri, 27 yıl Almanya’da yaşadığında söylediği rivayet edilmektedir. Almanya’da yaşayan hepimiz devamlı şu sorunun cevabını merak ederiz: Acaba göç, giden için mi daha zor kalan için mi? Gözü arkada kalarak valizini toplayıp belirsizliğe doğru yola çıkanların mı acısı daha büyük, yoksa aylarca, yıllarca gö...
Değerli Okurlarım, son günlerde en çok duyduğum söz buydu: Sen biliyordun... Hatırlarsanız, Nisan sayımızda ‘Şişleniyor muyuz?’ başlığı altında Döner ile bağlantılı imaj yaratma çabalarından söz etmiştim. Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier son Türkiye ziyaretinde bula bula 60 kiloluk bir Döner’i iki ülke arasındaki dostluk simgesi olarak beraberinde götürdü. Şimdi bazı vatandaşlar...