Değerli okurlarım, yaşadığımız bu ülkeye yani Almanya‘ya „Şairler ve Düşünürler Ülkesi“ lakabı takmışlar. Uzun edebiyat ve bilim tarihine sahip bir ülke olduğu tartışılmaz. Ancak doğada herşeyin bir kaynağı vardır. Bu da bilimsel bir gerçektir ! İsterseniz şimdi bu kaynağı birlikte araştıralım.
Orta Avrupa’da edebiyat kültürünü şekillendirmiş olan „Minnesang“ geleneği kuşkusuz, Ortaçağ devrinin en tanınmış ve en yaygın lirik şiir türüdür. Minnesang tüm Avrupa’da Ortaçağ’dan, Rönesans devrine geçişinde, Avrupa kavimlerini kültüre ve güzelsanatlara yönlendiren önemli bir faktör olmuştur. Fakat yukarıda belirttiğimiz gibi: doğada herşeyin bir kaynağı vardır. Minnesang’ın kaynağı bilim insanları arasında tartışılıyor ama, o devrin İslami Cordoba’sında gelişen ilimin ve sanatın etkileri çok ağır bastığını bilmeliyiz.
İberik yarımadasından kaynaklanan, kuzey ve batıya doğru ilerleyen bu yeni sanat türü, daha önce bilinmeyen çalgılar ve enstrümanlar eşliğinde hemen herkesin ilgisini çekmiş. Davul, Zurna, Ud, Tulum gibi enstrümanlar da Avrupa‘ya bu sayede giriş yapmış. Vurgulayarak tekrar ediyorum: O tarihlerde, İberik yarımadası, yani bugünkü İspanya, Osmanlı topraklarının bir parçasıydı, halkı Müslümandı, kültürü ise İslam kültürü. Cordoba’da, Granada’da, Sevilla’da o devirden kalma sayısız kültür hazineleri halen görülebilinir. Her yıl milyonlarca turist tarafından da ziyaret edilir. Aralarında en tanınmış eser Alhamra olsa da, yüzlerce binalar, çini tablolar ve halılar bu yüksek kültürün izlerini günümüze yansıtmaktadır.
Minnesang en çok da bugünkü güney Almanya yörelerinde başarılı olmuş. En tanınmış Minnesang ozanları bu yöreye aittir. Yani Ulm şehri çevresine ve Baverya’da Tuna nehrinin kıyısındaki topraklara. Fazla uzatmayalım; tüm Avrupa edebiyatının kaynağı; İslam kavimlerinin, Osmanlı sancağı altında İberik yarımadasına taşıdıkları kültür zenginliğinin sadece bir parçasıdır.
Özellikle 993-1064 yılları arasında yaşamış olan bilgin ve şair İbn Hazm El-Endelüsi günümüzde bile çok okunan eserleriyle bu gelişime damgasını vurmuş. 1050 yıl önce şöyle nasihat etmiş: „Akıl temel, / ahlâksa onun üzerinde yükselen kale, / İlimsiz akıl bir hiçtir, / aklı süsleyin siz hep ilimle !“ Bu güzel nasihatın ardından da en tanınmış eseri olan „Tauq al-hamuma“ yani Güvercin Gerdanlığı isimli şiirini yazmış. Bu şiirde, sevgilerinden birbirlerini öldüren güvencinleri anlatmış: „deylem vadilerinde / ilkbaharda ölü güvercinler bulunur / kar beyazlığında / söylenene göre / sevgilerinden ötürü öldürürlermiş birbirlerini / ve boyunlarında / kan damlalarından / bir zincir taşırlar parlak kırmızı.“
Biz de Türkiye’nin her yerinde bulabiliyoruz sevgiden ötürü öldürülmüş eski sevgilileri, eski eşleri veya hiç sevgili olmayacak, eş olmayacak, anne olamayacak cansız bedenleri. Boyunlarında ve tüm bedenlerinde kan damlaları…
Osmanlı torunları olduğumuzu savunarak fakat Osmanlı hakkında hiçbir tarihsel, kültürel ve ahlaki bilgiye sahip olmayanlar olarak kaldırıveriyoruz var olan, hatta Osmanlı imparatorluğu başkentinin ismini taşıyan andlaşmaları. Ve bize Allah tarafından emanet edilmiş o canlılara kıyılmasına seyirci kalmayı tercih ediyoruz. Peki gönlümüz rahat mı? Benim gönlüm rahat değil sevgili okurlarım. Hele koskoca bir kıta’ya edebiyat kültürünü, medeniyeti aşılamış olan İbn Hazm El-Endelüsi’nin bin yıllık eserlerini okuduktan sonra, bedenlerimizin 21‘ inci Yüzyılda yaşadığını fakat medeni yapımızın Ortaçağda hapsedildiğini düşünüyorum. "Adalet Mülkün Temelidir." Hz. Ömer'in bu sözünü, toplumumuzda din, dil, ırk ve cinsiyet eşitliği içersinde, devletin veya düzenin esası adalettir anlamında uygulanmasını arzu ediyorum.
Sevgiler ve Selamlar
Nejdet Niflioğlu
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Değerli Okurlarım, Kadir Nurman isimli bir gurbetçi kardeşimizin 1972 yılında Berlin Bahnhof Zoo yakınlarında ilk piyasaya sürdüğü iddia edilen sandviç şeklinde Dönerin, Almanya genelinde günlük satış rakamlarının ikibuçuk milyon adet olduğu tahmin ediliyor. Yani Döner to go yılda yaklaşık bir milyar adet satılıyor. Almanya ekonomisine yaklaşık on milyar Euro hasılat sağlayan önemli bir sektör hal...
Değerli Okurlarım, birkaç yıl önce düşündürücü bir hikâye okumuştum. Okuduğum günden beri hiç aklımdan çıkmayan bu hikâyeyi bugün sizinle paylaşmak istedim. Bir İngiliz öğretmenin anısı olan bu hikâyede, öğretmen sınıfta şartlı cümleleri anlatmak için öğrencilere „eğer çok zengin olsaydım, anneme …. Alırdım” cümlesini tamamlamalarını söylüyor. Cümledeki boşluğu, hayal gücünüzü kullanarak doldur...
Değerli Okuyucularım, havalar ısındı, okullar tatile girdi veya kısa zaman sonra girecekler. Pandemi rakamları düşmekte, aşı oranı yükselmekte. Şartlar tam tatil şartları. Neredeyse herşey eskisi gibi olma yolunda. Son günlerin verilerine göre, sadece kara yolu üzerinden şimdiden dörtyüzbin vatandaşımız Türkiye’ye giriş yapmış. Bu rakam önüm&...
Değerli Okuyucularım, Harward Üniversitesi ekonomistlerinden olan Profesör Richard B. Freeman, “halkın dijital yoksullaşması kaçınılmazdır. Çevrenizdeki robotları ve bilgisayar programlarını iyice inceleyiniz, onların taşıdıkları markaların hisse senetlerini satın almalısınız” önerisinde bulunuyor. Bu işler bize göre değil Sayın Freeman! Biz gelenek...
Değerli okurlarım, global, yani küresel ticari ilişkilerin kendi kültürümüze olan yansımalarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Genelde farkında olmadığımız küçük değişiklikler bile toplum genelinde büyük etkiler yaratabiliyor. Zamanla dilimiz, tarzımız, ihtiyaçlarımız değişime uğruyor. Gelin, bu konuyu birlikte yakından aydınlatalım....
Değerli okurlarım, keşke haklı çıkmasaydım dediğiniz oluyor mu? Benim çok sık oluyor. ABD seçime giderken adaylar hakkında soru soranlara kendimce kısa değerlendirmeler yapıyordum. Falanca kazanırsa şöyle olur, filanca kazanırsa böyle olur gibi. Joe Biden hakkında, büyük bir Türk düşmanı, Yunanlılara yakınlığıyla bilinen biri olduğunu söyler...
Değerli okurlarım, yaşadığımız bu ülkeye yani Almanya‘ya „Şairler ve Düşünürler Ülkesi“ lakabı takmışlar. Uzun edebiyat ve bilim tarihine sahip bir ülke olduğu tartışılmaz. Ancak doğada herşeyin bir kaynağı vardır. Bu da bilimsel bir gerçektir ! İsterseniz şimdi bu kaynağı birlikte araştıralım. Orta Avrupa’da edebiyat kültür...
Değerli okurlarım, kırmızı güllerin sevgiyi temsil ettiğini hepimiz biliriz. Ancak, her çiçeğin ve her bitkinin kendine öz olan bir anlamı olduğunu, çiçekler aracılığıyla mesajlaşma dilinin doğu saraylarının Selamlık bölümlerinden dünyaya yayıldığını biliyor muydunuz ? Çiçek dilini ilk kez 18. yüzyıl başlarında Ma...
Değerli okurlarım, Türk kültürüyle yetişen insanların ortak özellikleri var. Çoğumuz farkında olmadan bu özellikleri başka kültürlerde de arıyoruz. Bu özellikler bizim bilinç altımızda bulunduğundan, ne olduğunu tanımlayamasak bile devamlı arayış içersindeyiz. Bugün, bizim en belirgin özelliğimizi biraz yakından inceleyeli...
Değerli okurlarım, Avrupa’yı görmüş bir Türk’ün, diğer yurttaşlarına göre ne farkı var hiç düşündünüz mü? Neden Amerika görmüş, Asya görmüş Afrika görmüş diye hitap şekilleri yok? Uzun süre Japonya’da kalmış arkadaşlarım var. Kimse onlara: „Sen Japonya görmüş insansın...
Değerli okurlarım, büyük şirketlerde ve kurumlarda ciddi zararlara yol açan davranış şekilleri vardır. Biz yöneticiler bunları Yengeç Sepeti olarak tanımlıyoruz. Aynı birimlerde çalışanlar çoğu kez birbirleriyle gereksiz rekabete girerler. Bu rekabet malesef çalıştıkları birimlere veya şirketlere değer katma yarışı olmuyor. Tamamen rakiplerine z...
Değerli okurlarım, Anadolu folklöründe ilginç özellikler vardır. Bu kültürel mirasın devamını günümüzde halâ görebiliyoruz. Bazı gelenekleri sürdürmemize rağmen malesef bunların kaynağını ve anlamını unutmuş bir toplumda yaşıyoruz. Kutup Yıldızı Türkler tarafından “merkez” olarak düşünülürd&...
Değerli okurlarım, Türkiye deyince, Türkiye ile bağdaştırdığımız ürünleri ve güzellikleri gözümüzde canlandırırız. Deniz, kum, kavun, karpuz, yöresel mutfaklarımızın nefis lezzetlerini, mis kokulu sebzeleri meyveleri ve ardından, ince belli bardaklardan içilen tavşan kanı çayımızı düşünürüz. Çay içme...
Değerli okurlarım, sadakat hakkında yüzlerce yazılar yazılıyor, yorumlar yapılıyor. Sadakat basit bir terim olduğundan herkes anlamını tarif edebilir. Ancak tarif ile uygulamak arasında uçurumlar var. Hacı Bektaş Veli "Eline, Beline, Diline Hakim Ol" demiş. Bu söz yıllar içersinde değişik anlamlarla her çağa uygun bir şekilde yorumlanmış. Hırsızlık yapma, ...
Değerli Okurlarım, her ülkenin kendi toplumu, her toplumun da kendi kültürü vardır. Bazı kültürler diğerlerine ilham kaynağı olurken bazıları da adeta tiksindirir. Son aylarda yaşadıklarımız bizi, hatta tüm dünyayı bir tür yemek kültüründen yeterince tiksindirdi. Bu sıradışı yemek kültürü tüm dünya çapında ...