Biz Türklere ne oldu dünyanın neresinde olursa olalım birbirimizle uğraşıp duruyoruz?
Kötü niyetin zirve yaptığı zamanlardayız, sanki dünyada sadece kötülük varmış gibi kötü düşünmek, kötü davranmak, sürekli kötülükleri örnek vererek günlerimizi yaşıyoruz. Kötü düşünerek iyi yaşanılamacağı gibi, kötülüklerin örnekleri verilerek iyi bir hayat sürdürülemez.
Ortak değerlerimizi hiçe sayarak; 'birlik olmak, diri olmak' felsefesini unutarak kalp kırmayı bir marifet görüp etrafımızdaki insanları kırıyoruz, yıkıyoruz. İyi insan olma yerine modern dünyanın merhameti olmayan kişisel çıkarları ön planda tutan kendi için tüm ahlaki değerleri hiçe sayarak yaşamak ne kadar doğru?
Gün geçmiyor ki birlik olmamız gereken konularda birbiri ile didişen haberler duymayalım. Birlik olmayınca, dirlik nasıl olacak? Dirliği olmayan milletlerin günümüzün hızlı yaşamında değerlerini yaşatmaya imkan var mıdır?
Bizi biz yapan, tarih sahnesinde yer almamızı sağlayan, bir zamanlar tarihe yön vermemizi vesile olan özverilerimiz, inancımız, kültürümüz, bağımsız ve özgür düşünebilme, hoşgörü, saygı, paylaşımcı olma, kültürel mirasa sahip çıkma, alçakgönüllülük, fedakârlık, töre odaklı insani düşüncelerimize ne oldu.
Mazlumların sahibi, zalimlerin karşısında dik duruşu olan Türk medeniyetini ortaya çıkaran düşünce sistemlerine ne oldu? Adaletsizliğin olduğu yerde adalet sağlama mücadelesi veren düşüncemize değerlerimize ne oldu.
Kök değerlerimizi tarihin hangi zaman diliminde bıraktık?
Topluma, kültürümüze, milli değerlerimize karşı sorumluluklarımızın farkında olmadan bencil, yaşamın insani değerlerinden kopuk bir hayat sürmenin tarihe karşı olan sorumluluğumuzu ayaklar altına almak değil midir.
İnsani değerlerimize büyük katkısı olan Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre düşüncelerine ne oldu? Sosyal yaşamımızın içinde olması gereken değerlerimiz neden yok? Günümüzde sosyal yaşantımızın içinde kendi kültürel değerlerimiz olmuş olsa idi toplum bu kadar bölük pörçük olur muydu?
Maalesef zamanın tek dişli canavarı aklını bizden çok daha zekice kullanarak bizden kendi öz değerlerimizi, bizi biz yapan engin değerlere sahip kültürümüzü, yaşam düşüncemizi aklımızdan aldı.
Günümüzde toplumlular üzerinde en etkili yaşam biçimi modern kapital düşünceye dayalı tüketim toplumu oluşturmak isteyen insanların, elinde ne var yok alma temeli üzerine oluşan yaşam biçimidir. Kapital kültür, geleneksel kadim kültürlerin zehiridir. Kadim ve geleneksel kültür bilgi, erdem, özgürlük, paylaşımcı insanlık değerleri üzerine kurulmuş iken, kapital kültür çıkarcı, ayrıştırıcı maddi gücün üzerine inşa edilen bir yaşam biçimidir.
Kapital kültür insanların kendi öz kültürlerine yabancılaşmayı destekleyerek toplumun bir arada kalma, beraber hareket etme bilincini ve mücadelesini zayıflatmaktadır. Beraber hareket etme yeteneğini kaybetmiş toplumların tarihlerindeki başarıları tekrar göstermelerinin ihtimalleri nerdeyse yoktur.
Bıraktığımız değerlerimizi ne zaman hatırlayacağız?
Her insan kendi zamanından sorumludur, zamanın gerekliliklerini yapmakla mükelleftir. Sorumluluk gelecek nesillere veya başkalarına havale edilemez.
Değerlerimize sahip çıkmalıyız düşüncelere, fikirlere eleştirel bakmalı ve doğruluğunu her zaman kendi değerlerimiz üzerinde sorgulayan bir düşünce sistemiyle bakmalıyız. Düşünceleri, fikirleri aklı selim şekilde filitre etmeden kabul etmek aklı kiraya vermekle eşdeğer olduğu gibi modern köle olmanın göstergesidir.
Daha ne kadar nesillerin kaybolmasını seyredeceğiz. Artık zamanı boşa harcamak tarihimize ve günümüze ihanet olduğu gibi gelecek nesillere de ihanettir. Birilerinin kulaklarımıza üfledikleriyle kendimizi, toplumumuzu, milletimizi zehirlemeyi bırakalım, zannetiklerimizin peşinde değil gerçeklerin peşinde olalım.
Birbirine güveni olmayan, birbirini anlamaya çalışmayan, birbiriyle yaşamayı bilmeyen, birbirinden öğrenmeyen, birbirine saygısı olmayan, ortak akıla hizmet etmeyen üretmeyen düşünceleri artık hayatımızdan çıkarmanın zamanı geldi. Kötülüğün hergün zafer çığlıkları attığı bir topmunun sonunun iyi olacağını kimse söyleyemez.
Yaşamak mı yoksa iyi yaşamak mı? değer üreterek yaşamak mı? sıradan yaşamak mı? başkalarının hayatımıza şekil vermesine müsade etmemeliyiz.
Güzel dünyanın çirkin ve kötü tarafını bize yaşatmak isteyenlere karşı dik dur ve haksızlığa, adaletsizliğe karşı mücadele etmekden çekinme.
Birbirine nefret ile yaklaşan toplumların sonu her zaman hüsran olmuştur.
Hayatın bir değeri olmalı hayat sadece nefes alıp vermek olmamalı. Hayata anlam katacak değerli kılacak bir yaşam tarzı oluşturmak her Türk evladının görevi olmalı. Ortak değerlerimiz hepimizin vazgeçilmezi olarak yaşamımızın temelinde yer almalı.
Unutma bu dünyadan geçiyoruz hiç bir şey kırmaya kırılmaya değmez.
Kendine ve etrafına sahip çık.
Volkan Aydın
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Katma değerli ihracat olabilmesi için ilk önce katma değerli üretim düşüncesi ve vizyonu olmalıdır. Başarısız çünkü bütünsel düşünce kurumlar arası olması gereken alt yapı ve iş birliği çalışmaları yanında hedef ülkelerde tamamlayıcı kurumlar ve pazarlama satış çalışmaları eksik. Bütünsel yaklaşım başarı için çok önemlidir. Zaten Türk İhracatını iyi analiz ettiğimizde tek kanatlı ve tek gözl...
Volkan Aydın Değerli Esnaflarımız İş Adamlarımız İş Adamları Derneklerimiz! Bulunduğumuz ülkede ticaret odalarına ve meslek odalarına üyeyiz. (IHK, HANDELSKAMMER) Bu kurumlara mail yazarak Türkiye’deki deprem için ne yapılabilir? Veya birlikte ne yapabiliriz? Sorarak desteklerini almamız gerekli diye düşünüyorum. Ne kadar çok iletişimde olunursa mail atılırsa o kadar çok etki...
Volkan Aydın Avrupa Türk Gıdacılar Platformu Kurucusu Türkiye kökenli gıda markaları Avrupa gıda pazarındaki eksikliğin farkında mı? Avrupa Türk gıda sektörü içinde olan toptancıların sattıkları ürünler dünyanın her yerinden geliyor ve birçok markayı birlikte satıyorlar. Bazı toptancılar belki de 50-100-150-200 markanın satışından sorumlu bazılarının bayiliğini bazılarının ise sadece alım...
Normların, yasaların, çalışma sistemlerin, alış veriş davranışlarının, sosyal yaşamın ve bir çok alışıla gelmişin değişeceği zaman diliminden geçiyoruz. Covid-19 diye başlayan sonra farklı isimlerle devam eden gözle göremediğimiz bir virus hayatımızın ve tüm dünya insanının içine aniden pat diye düştü. Nereden geldi, nasıl geldi tartışmala...
Ansızın hayatımızın içine düşen gözle göremediğimiz bir virus nerdeyse tüm ülke insanlarının hayatının alt üst olmasına neden oldu ve öyle gözüküyor ki dünya artık eski dünya olmayacak. Dünyanın hızlı gitmesine sanki birileri hop bu hızlılıkla nereye gitiyorsun diyerek dur dedi. Hayatımıza yasalar ve korku salarak daha &cce...
Biz Türklere ne oldu dünyanın neresinde olursa olalım birbirimizle uğraşıp duruyoruz? Kötü niyetin zirve yaptığı zamanlardayız, sanki dünyada sadece kötülük varmış gibi kötü düşünmek, kötü davranmak, sürekli kötülükleri örnek vererek günlerimizi yaşıyoruz. Kötü düşünerek iyi yaş...
Avrupa´da toplumu ilgilendiren sorunlar yaşandığında, faklı kararlar çıkarıldığında her zaman devlet yetkililerinin kendi aralarında çözmeye çalışmasını mı beklememiz, seyretmemiz gerekiyor? veya sorun ya da farklı kararlar çıkana kadar sorunlarımız hakkında lobicilik adına hiç bir çalışma yapmayan, çıktıktan sonra bir basın açıkla...
Nefsimizi besleyerek nefesemizden geçtiğimizi bir görünmeyen olan Coronavirus dolayısıyla gelmiş olmamız büyük bir ihtimal. Nefse hizmet etmek insanların nefesini alır. Aslında söylemek istediğim nefse dayalı bir maddeci yaşam yani son yüzyılın sanayileşme, kapital odaklı sistemleri ve insanlığı nereye götüreceği bilinmeyen ‘‘modern d&uum...