İlk Türk işçileri Almanya’ya geldiklerinde, burada kendilerini bekleyen şeylere tamamen hazırlıksız olarak geldiler.
Ne Türk devleti, nede Alman devleti gelen işçilerle ilgili ciddi bir hazırlık yapmamışlardı.
Gelenlerin çoğu Anadolu’nun küçük köylerinden geliyordu ve yaşadıkları yerlerden ilk kez dışarı çıkmış ve Avrupa’daki büyük şehirlere gelmişlerdi.
Sanırım ilk başlarda Almanya’daki yaşam, alışmadıkları şeylerin başında yemekler, Almanca bilmemeleri, ibadet yapacak yerleri yani camilerin yokluğu, kahvehanelerin olmaması onlara çok zor gelmiştir.
Ve her ne kadar Alman ekonomisi Türk göçmenlere kollarını açmışsa da bu insanların Alman toplumu tarafından kabul görmesi çok zor oldu. O tarihlerde Türklerin yaşam tarzı birçok Alman için çok yabancıydı.
Bugün bile giyim kuşamları Alman toplumu tarafından kabul görmüyor.
Göçün 60. yılında Almanya’daki Türklerin durumu o zamankinden oldukça farklı görülmektedir.
Türklerin yaşamını bugün artık Almanya’daki şehir manzaralarından söküp atmak mümkün değildir.
İster küçük İstanbul, isterse küçük Ankara denilsin, neredeyse Almanya’nın bütün büyük şehirlerinde, özellikle Berlin, Köln, Hamburg, Frankfurt, Dortmund gibi metropollerde Türk mahalleleri bulunmaktadır.
Parelel Bir Toplum Oluşmuş Durumda
Bir çok Türk Almanya’da işveren konumundadır ve Alman ekonomisine çok büyük katkı sağlamaktadırlar.
Almanya’da yaklaşık 100 binin üzerinde Türk girişimci bulunmaktadır ve bunların yıllık ciroları 50 milyar Euro civarında olduğu hesaplanmaktadır ve 800 binden fazla kişiye istihdam sağlıyorlar.
Almanya’daki Türk nüfusu ile farklı rakamlar veriliyor. Türk nüfusunun rakamları çelişkili örneğin Alman hükümetinin açıkladığı son verilere göre ülkede kendisi ya da anne-babasından biri Türkiye'de doğmuş 2 milyon 800 bin kişi yaşıyor deniliyor.
Diğer bir açıklamada ise Almanya’da 3 milyon 100 bin Türk yaşıyor ve 1 milyon 700 bini Türk pasaportu taşıyor. Alman pasaportu sahibi yetişkin sayısı 980 bin, çocuk sayısı ise 360 bin deniliyor.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nin açıkladığı verilere göre, 1 milyon 400 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bulunduğu belirtiliyor ve bu kişilerin Türk vatandaşı ya da Türk vatandaşlığının yanı sıra aralarında örneğin Alman vatandaşlığının da bulunduğu birden fazla vatandaşlığa sahip oldukları bilgisine yer veriliyor.
Eğitimde Gerideyiz
Türk kökenlilerin eğitim konusunda hala diğer Alman vatandaşlarının gerisinde.
Almanya'da yaşayan Türklerin annelerin yüzde 50'si ve babaların yüzde 30'unun herhangi bir diploması yok. Türk gençleri ise mesleki eğitim ve üniversiteye gitmede çok başarılı bir grafik çizmiyorlar.
Türk hükümetinin Almanya’da okul açma projesi vardı maalesef unutuldu gitti, halbuki, Almanya'nın başka bir ülke ile eğitim ve okul hakkında anlaşma imzalamak için görüşmelerde bulunması aslında olağanüstü bir durum değil çünkü Almanya’nın farklı ülkelerde 140 tane okulu bulunmakta ve Türkiye’de 3 tane okulu var.
Federal Almanya’da eyaletler arasında farklılık göstersede anadil dersleri Türk çocuklarına konsolosluk aracılığıyla verilebilir.
Konsolosluklar bürokratik hizmetlerin dışında fazla bir işlev görmüyorlar.
Ne yazıkki Alman okullarında Türkçe ders alan çocukların sayısı bir hayli azaldı ve artık Türkçe öğretmeni istihdam edilmiyor.
Almanya’daki Türkler toplumsal ve siyasal olarak Alman toplumunun bir parçası haline gelmişlerdir.
Yaşlanan Alman nüfusuna göre (Almanlarda ortalama yaş 47.3 iken Türklerde 35.6 yaş) göstermekte olup Almanya’nın geleceği için çok önem arzetmektedir.
Almanya'da bir erkek ortalama yaşam süresi 78.6 yıldır. Kadınlarda ise ortalama yaşam süresi 83.4 yıldır.
Çok yaşlı bir nüfusa sahipler.
Almanya’yı bekleyen en büyük tehlike yaşlı nüfusudur.
2050 yıllarında Alman nüfusu dahada yaşlanarak yaşam süresi uzayacaktır.
Gelecekte genç Türk nüfusu, Almanya’nın vazgeçemeyeceği en önemli faktördür.
Türklerle ilgili verilen rakamlar bazen çok farklılık gösterebiliyor, bunun sebebi ise Almanlar bu konudaki gerçek rakamı vermemeleridir.
Türk kuruluşları kendi üyelerini bile talip etmekten acizlerdir.
Almanya Yahudi cemaati her bir üyesini takip ederek, onlarla sürekli temas halindedir.
Her konuda veriler açıklayan kurumlar örneğin, seçimlerde kim nasıl oy kullanacak, gençlerin eğilimi veya yaşlıların beklentileri gibi kamuoyu araştırmaları açıklarken.
Türklerle ilgili ciddi bir araştırma yapılmamaktadır veya yapılıyor paylaşılmıyor.
Türklerin Almanya’daki seçim eğilimleri tam olarak bilinmiyor veya sorulunca bunlar Alman vatandaşıdırlar genel rakamların içinde diyerek geçiştiriyorlar.
Alman şehirlerinde Türklerin nerede hangi mahallede, hangi sokakta veya hangi evde oturduğunu biliyorlar fakat bununla ilgili bilgi bizde bulunmuyor.
Türk toplumunun temsilcileri, bu konuda ciddi bir şekilde adım atarak, gündemlerine almalıdırlar.
Çünkü son zamanlarda ölen Türkler yakılarak veya kimsesizler mezarlığına gömülüyorlar.
Federal Almanya’da 26 Eylül’de yapılan seçimlerde Federal Meclise 18 Türkiye kökenli milletvekili girdi ve bu seçilen insanların çok azının Türk toplumu ile sıcak ilişkisi var.
Tabi Türklerden spor, bilim adamları, iş insanları veya çok farklı alanlarda başarılı insanlar çıkıyor fakat bunları bir araya getirecek herhangi bir kurumumuz bulunmamaktadır.
Türk toplumu çok dağınıklık sergiliyor, ideolojik ve önyargılar aşılamıyor.
Yıllardır yaşanılan ayrımcılık ve dışlamalara rağmen, Türk kökenliler toplumsal yaşamın spordan sanata her alanında başarılı olmaya çalışırken, yeterli şekilde kamuoyuna kendimizi anlatamıyoruz yani Lobicilik faliyeti çok eksik.
Yani sahipsiz bir topluluğuz…
Türkler 2020 yılında en fazla Almanya'da nefret suçlarına maruz kalan insanlardı, camileri kundaklandı, sözlü ve filli saldıralara uğradılar.
Bizler unutkan bir milletiz Solingen, Mölln, NSU, Hanau saldırıları hafızamızdan çok çabuk silindi.
Almanya’daki Türklerin geleceği her alanda tehlike altında, kimlik, kültür, sosyal doku, dil din bağları gittikçe zayıflıyor ve bunları besleyen kurumlar, müesseseler görevlerini yerine getiremiyorlar.
Türk toplumun temsilcileri ise maalesef günü kurtarmakla zaman geçiriyorlar.
İnsanlarımızın geleceği ile ciddi bir çalışma yapılmamaktadır.
Gelecekte Batı Avrupa Türkleri varlıklarını sürdürecekleri kurumlarını kurmak için acele etmek zorundalar, her geçen bizim aleyhimize çalışıyor.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler....
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...