Kıta Avrupa’sı ciddi krizlerde bir türlü inisiyatif alarak sorunları çözecek iradeyi gösteremiyor.
Bosna-Hersek’te yapılan soykırıma sessiz kalarak çözemeyen Avrupa, ABD’nin devreye girmesiyle Bosna savaşını ancak durdurabilmişti.
Aylardır Ukrayna bir savaş tehdidi ile karşı karşıya Avrupa Birliği olsun veya NATO olsun çözüm üretemiyorlar ve çok kötü bir sınav veriyorlar.
Ukrayna krizinde Batı ülkeleri uyarı üstüne uyarı yaparak Rusya’yı ikaz ediyorlar.
Fakat bu uyarıların işe yaradığını söylemek mümkün değil, çünkü batıdan gelen uyarılar Ruslar tarafından ciddiye alınmıyor.
Rusya, Batılı ülkelerle yaşadığı gerginlikte Aralık ayında NATO ve ABD'den güvenlik garantileri talep etmiş, NATO'nun doğuya genişlemeyi durdurmasını askeri gerilimin azaltılmasında en önemli koşul olarak öne sürmüştü.
Batı ülkeleri Rusları ikna edemeyerek, Ukrayna’yı bir işgalle karşı karşıya bıraktılar.
Batılı ülkeler çözüm üretmek ve krizlere karşı ortak bir irade gösteremeyerek müttefiklerini yalnız bırakıyorlar.
Özellikle Ukrayna krizi göstermiş oldu ki batılı ülkelerde, kriz anlarında liderlik gösterecek bir lider sorunun olduğunu görüyoruz.
Batı her sorun ortaya çıktığında Atlantik ötesine müracaat ederek krizleri çözmeye çalışıyor, fakat bunun ekonomik bedeli ise çok pahalıya mal oluyor.
Almanya ile Rusya arasındaki Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru hattının geleceği belirsizliğini koruyarak ne olacağı belli değil.
Boru hattının Rusya'dan Almanya'ya doğalgaz arzını ikiye katlaması bekleniyordu ki; ancak proje, Avrupa ülkelerini böldü ve Avrupa bloku ile Washington arasındaki gerilimi artırarak güven sorunu ortaya çıkmış oldu.
Avrupa’nın çaresizliği ve içine düştüğü durum kıta Avrupa’sı adına acınacak bir durum.
Merkel bir şekilde krizleri sessiz diplomasi ile çözmeye çalışıyordu fakat Merkel’in bıraktığı boşluğu dolduracak potansiyel lider aday gözükmüyor.
Fransa cumhurbaşkanı Macron liderlik rolünü oynamaya çalışıyor fakat kapasitesi yeterli gelmiyor ve liderlik gösterecek iradesinden çok uzak.
AB ülkeleri siyasi istikrarsızlık ile boğuşurken, yine pandemiden kaynaklanan ekonomik kriz AB ülkelerini çok sarsıyor ve yol gösterecek, vizyon ortaya koyacak veya yol gösterebilecek liderlik sıkıntısı yaşıyorlar.
AB’nin Brüksel'deki ağır bürokratik yapının işleyişi, hantallığı ve tıkanıklığı AB için alarm çanlarının çalmaya başladığını göstergesidir.
Yine Almanya’nın son zamanlardaki diplomatik yetersizliği Ukrayna krizinde liderlik kapasitesini sorgulamaya yol açmıştır.
Velhasıl Avrupa’da Liderlik krizi kısa sürede giderilecek gibi değil, tekrar Atlantik ötesine başvurarak krizleri çözmeye çalışıyorlar.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Hani bir söz vardır ya, “Devir Değişir, Ülkücünün Kaderi Değişmez”. Ne kadar acı değil mi? Ülkücünün yalnızlığı, ülkücünün sahipsizliği, ülkücünün kaderi mi? Anadolu’nun yağız evladı, sahipsiz mi bırakılacak!!! Avrupa’da Ülkücü hareket içerisinde olanlar, bölünmüşlüğün, ayrımlaşmanın acısını yüreklerinde hissediyorlar. Neden bu ayrılık, tabandaki ülkücüler bu soruyu soruyorlar, nede...
Geçen Hafta Avrupa’daki Ülkücü kuruluşların birleşmesi ile ilgili yazmıştım ve çok olumlu dönüşler oldu. Ülkücü camianın tabanında çok büyük bir beklenti olduğu görüldü ve birleşme için, birilerinin harekete geçme beklentisi oldukça yüksek. Eğer, bu beklenti karşılanmazsa tarihi bir fırsat kaçırılmış olur. Ülkücülük tarifinde bir eksiklik ve yanlışlık yok, öyleyse neden bu ayrılık? Müşt...
Davasının daha ileriye gitmesi ve daha başarılı olması için nefsini öteleyerek, davasını öne çıkaranlar Hakkın rızasına talip olan kişilerdir. Tabi ki bu da fedakârlık ile olur. Fedakârlık ise bir amaç uğruna gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey veya amaç için kendi istek ve ihtiyaçlarından, çıkarlarından vazgeçmek demektir. Avrupa’da birçok “Ülkücü” kökenli teşkilatlar bulunuyor...
Federal Seçimlerden sonra hükümet kurulma çalışmaları sürüyor fakat ekonomi için bir türlü çözüm bulunamıyor, CDU/CSU ve SPD tarafından planlanan devasa mali paket endişelere sebep oluyor. Sadece alt yapıları yenilemek için 500 milyar Euro’ya ihtiyaç var. Federal ordunun modernize için yine milyarlarca bütçe ayrılması gerekiyor. Ekonominin ayağa kaldırılması ve kalkınma hızı için yine ço...
Bütün İslam dünyasında mübarek Ramazan bu sene Gazze’deki katliam sebebiyle buruk karşılandı. Binlerce şehidimiz var, kardeşlerimizin ne kalacakları bir yerleri var ne de sağlıklı yaşam sürecekleri besinleri var, insani olmayan şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Yardımları bu sene Gazzeli kardeşlerimize gönderelim. Almanya’da ise mübarek Ramazan coşkusu camilerimiz etrafında ş...
Pazar günü yapılan seçimin sonuçları itibari ile tarihi bir kırılmaya işaret ediyor, çünkü parlamenter demokrasi kriz dönemlerinde krizden çıkmanın yolunu ve yeteneğini gösterebilecek sınavını verebilecek mi? Parlamenter demokrasinin işlevselliğine duyulan güvenin yeniden kazanılması için istikrarlı hükümete ihtiyaç var, fakat istikrar bulmak için gidilen seçimde istikrar sağlanması çok zor gör...
Hafta sonu Almanya’nın Münih kentinde Güvenlik Konferansı düzenlendi, geleneksel hale gelen Münih Güvenlik Konferansının ana gündemi, Ukrayna savaşının durumu ile ilgiliydi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın Rusya ile Ukrayna savaşını Avrupalılar olmadan doğrudan müzakerelere başlama kararı, Avrupa devletleri arasında şaşkınlıkla karşılandı. Zavallı Avrupalılar Ukrayna sav...
Bazı insanlar vardır görmeden sevilir, ben Mustafa Yoldaş kardeşimi şahsen görmedim, onunla sosyal medyadan ve “WhatsApp” gurubumuzdan tanışıyoruz. Ben insanlar hakkında öyle övücü yazılarda yazmam. Şimdiye kadar 2 kişi hakkında yazdım, onlarda çok hayırlı hizmetler yapmışlardı, sağlam kişilikleri vardı. Hocam hayırlı hizmetler konusunda mücadele etmek için yola çıkmış ve bu yolda mücadeley...
23.02.2025 tarihinde “Federal Almanya’da” tarihi bir seçim yapılacak. Bu seçim sonuçları Avrupa’da bir kırılmamı meydana getirir veyahut da seçim Avrupa’nın ve Almanya’nın sonun başlangıcımı olur bilinmiyor fakat içerisinde çok şey barındırıyor. Kamuoyu yoklamalarında merkez partileri güven vermiyor ve küçük marjinal partiler daha avantajlı görünüyor, özellikle AfD partisi bu seçimin kaderi...
ABD devleti son 15 gündür fincan katırları gibi önüne geleni devirmeye çalışıyor. ABD’e Devletini filmlerdeki kovboylar gibi yönetiyorlar, ülkeleri tehdit ederek itaate zorluyorlar. Panama kanalını talep ediyor. Meksika’ya sınırından geçişlerden dolayı caza vermek istiyor. Kolombiya’ya sığınmacıları insani ve hukuki olmayan bir şekilde geri göndererek aşağılıyor. Danimarka’dan Grönl...
Federal mecliste ikinci dünya savaşında, Nazilerin devrilmesinden bu yana oluşan tabu yıkıldı. CDU/CSU partilerinin 29.01.2025 tarihinde meclise sunduğu 5 maddelik göçmenler planı, aşırı sağ parti AfD’nin desteği ile Federal meclisten geçti. Bu beş maddelik planda ne var: 1.CDU/CSU, partileri sığınmacıların Almanya sınırlarında kapsamlı bir şekilde reddedilmesini ve geri çevrilmesin...
NRW Eyaleti’nin Ruhr bölgesi Avrupa'nın en büyük metropol alanlarından biridir. Burada 53 şehirde 5,1 milyondan fazla insan yaşıyor. Kuzeyde Haltern'den güneyde Breckerfeld'e, batıda Xanten'den doğuda Hamm'a kadar olan bölge Alman sanayisinin kalbi. Ruhr bölgesinin özel kılan şeyler başında sanayisi gelmektedir, özellikle Maden Ocakları ve Demir Çelik sektörü öne çıkmaktadır. Fakat Ruh bölg...
Bugün Avrupa ve Almanya'daki Türk toplumu bütün kesimleri ile toplumsal hayatın farklı alanlarında görünür hale gelmeye başlamıştır. Siyasi kültürel dini tercihleri nedeniyle sürekli aşağılanan, ötekileştirilen negatif tartışmaların gündemi haline getirilen Türkler, gelecek için daha ne kadar temsilcisiz yaşayacaklar. Almanya'daki siyasi partilerin Türklere karşı tutumları ve onların sorunla...
Yurt dışında yaşayan 6,5 milyonu aşkın vatandaşımızın yaklaşık 5,5 milyonu Batı Avrupa ülkelerinde yerleşik olarak yaşamaktadır. Yine Türkiye’ye kesin dönüş yapmış olan 3 milyon kadar insanımızla birlikte düşünüldüğünde yaklaşık 9,5 milyonluk bir kitleyi ilgilendiren, geniş kapsamlı bir yurt dışı olgusunun varlığı ortaya çıkmaktadır. İnsanlarımızın çok çeşitli sorunları bulunmaktadır, bunlar...
Federal Almanya ikinci dünya savaşından sonraki en kritik seçime gidiyor. 3’lü koalisyonun dağılması ile seçimler 23.02.2025 tarihinde yapılacak. Bu seçim Almanya’nın ekonomik, sosyal ve siyasal istikrarsızlıklarına çözüm bulabilir mi yoksa dahada derinleştirir mi? bilinmiyor fakat, tarihi bir seçim olacağı kesin. Bu seçimin tarihi olmasının yanında, dış müdahalelerinde olması, bu seçimi...