Dünya’da Enerji ve gıda alanında çok büyük sıkıntılar yaşanıyor ve tedarik zinciri kopmak üzere.
Rusya insanlığı etkileyen enerji ve gıda tedarikini bir koz olarak, yani bir silah gibi kullanmakta ve tehdit etmektedir.
Ukrayna savaşında kendi yanında yer almayan ülkelere karşı önce enerji kısıtlamaları getirdi daha sonra enerji paralarını Rus rublesi ile ödenmesini talep ederek ödemeyen ülkelerin gaz vanalarını kapattı.
Son olarak federal Almanya’nın gaz tedarikini azaltarak bu kozu kullanmaya başladı.
Rusya’nın gerekçesi ise gaz hatlarında tamir yapılacağını bildiren açıklamalardı halbuki bu karar siyasi bir karar.
Rus gaz şirketi Gazprom, dün yaptığı açıklamada Kuzey Akım üzerinden gaz sevkiyatının 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe düşürüldüğünü bildirdi.
Yine Gazprom şirketi Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatının yüzde 33 daha düşeceği uyarısında bulundu.
Bu açıklamalar neyi işaret ediyor, Almanya'nın sanayide çarkları döndürmek ve konutları ısıtmak için Rus petrolü, doğal gazı ve kömürüne diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı olduğu görülürken, ülke, ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 55'ini, ham petrolün yüzde 35'ini ve kömürün yüzde 45'ini Rusya'dan karşılıyor.
Almanya'da konutların yaklaşık yarısı, ağır sanayide elektrik üretmek için kullanılan doğal gazla ısıtılıyor.
Federal Almanya ucuz enerji ile sanayisini çarklarını çalıştıran bir ülke fakat son yıllarda enerji tedariki konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya.
Katar enerjisi veya Amerikan enerjisi gibi uzak ülkelerden enerji temin etme durumu Alman ekonomisinin rekabet gücünü zayıflatacaktır.
Alman hükümeti Ruslara karşı çaresiz gözüküyor bir taraftan, inşa ettikleri Rusya politikası darmadağın olmuş durumda diğer taraftan gaz sevkiyatında meydana gelen aksamalar.
Alman işverenler birliği bir önce enerji tedariki konusunda çözümler üretilmesini beklediklerini ifade ettiler.
Endüstri çevreleri, Rusya'dan gelen gaz arzındaki büyük düşüşün acil eylem ve sert önlemler alınması gerektirdiğini söyleyerek, "Gaz gerçekten kıt hale gelene bekleyemeyiz" diyerek hükümeti sıkıştırıyorlar.
Gerekirse sanayide, gazla çalışan elektrik santrallerini bir an önce kapatılması düşünmelidir diyorlar.
Almanya geçmişte uyguladığı Rusya politikasını sorgulama hususunda çok rahatsız özellikle eski başbakan Angela Merkel.
Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Baltık Denizi'ndeki Kuzey Stream 2 gaz boru hattını inşa etme kararlarını savunarak, "Ticaret yoluyla dünyanın ikinci nükleer gücüne sahip ülkeyi değiştirebileceğine inandım dedi.
“Ama bu kolay bir karar değildi.”
O zamanlar tezimiz şuydu: Kuzey gaz boru Stream 2 çalışır durumdaysa, Putin artık Ukrayna üzerinden gaz teslim etmeyecek, hatta ona saldırmayacak." diye düşünmüştük.
Fakat düşünülen politikaların hiç birisi Rusların planlarını engelleyemedi.
Avrupa Birliği'nde ise mevcut olan enerji, AB'de üretilen enerjiden ve üçüncü ülkelerden ithal edilen enerjiden gelmektedir.
2020'de AB ülkelerinde kendi enerjisinin yaklaşık %42'sini kendileri üretirken (2019'daki %40'a kıyasla artış), %58'i (2019'daki %60'a kıyasla düşüş) ithal edildi.
Bunun düşüşün sebebi COVİD- 19 etkisiyle olduğu belirtiliyor.
Petrol ürünleri AB ülkelerinde enerji karışımında en büyük paya sahip
2020'de AB'deki enerji karışımı, yani mevcut enerji kaynakları yelpazesi, temel olarak beş farklı kaynaktan oluşuyor: petrol ürünleri (ham petrol dahil) (%35), doğal gaz (%24), yenilenebilir enerji (17). %), nükleer enerji (%13) ve katı fosil yakıtlar (%12).
Velhasıl AB bu enerji krizini savaşsız çözüme iradesini ve liderliğini gösterebilecek mi?
Avrupa’da enerji krizi kapıda ve bir çözüm bulunmuş değil.
Ve siyasi kriz, enerji krizi ve gıda krizi çözüm bekliyor?
Belki de Rusların bu kadar uzun süre dayanabileceklerini hesap edemediler.
Kıta Avrupa’sı çaresiz bir şekilde olayları seyrediyor.
Enerji ve gıda krizi gelecek günlerde sanayi ve alt gelir guruplarını çok etkileyecektir eğer tedbir ve önlemler alınmazsa çok zor günler bekliyor Avrupa’yı.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz. Almanya’ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü. Oysa bugün itibarıyla Almanya’daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve...
Almanların geçmişten beri bir devlet aklı olduğunu biliyoruz ve çok disiplinli bir millet. Devletin müsaade etmediği herhangi bir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir çünkü olayların eksilerini ve artılarını hesap ederek davranırlar. Bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, kiliseler, sendikalar, bürokrasi, spor kulüpleri devletin çizdiği çerçeve içerisinde hareket ederler...
Her şey 1961’de başladı, Sirkeci’den kalkan kara Tren Almanya’ya davul ve zurnayla uğurlanırken, gidenler geri dönmeyi düşünüyorlardı. Çalışıp para kazanıp döneceklerdi… Ancak zaman içerisinde Almanya’da başlayan misafirlik, Türkiye’de misafirliğe dönüştü. Fakat Almanya’ya giden insanlarımız, Almanya’da göçmen, Türkiye’de ise Almancı oldular. Bu insanlar 60 yıldır ortada, kime ve nere...
6 ile 9 Haziran tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, geçmişte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım çok düşük olmuştu ve Avrupa genelinde katılım oranı 2019’da 50.66% olmuştu. Almanya’da seçime katılım oranı ise 61.38% gerçekleşmişti. Almanya’daki Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimlerine iki parti ile katılmak istiyorlar. Türklerin ağırlıklı olarak içerisinde ya...
Federal Almanya’da göçmenler bir arayış içerisindeler, göçmenler kendilerinin içerisinde yaşadıkları toplumda bir türlü kabul edilmediklerini inanıyorlar. Kabul görmeme ise açıkça bir gerçek gerek siyasi partilerde gerekse kamuda göçmenlerin nüfusuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Kamuda ve siyasi partilerde göçmenler kendilerine yer bulamıyorlar. Göçmen kökenliler hak ettikleri konumda de...
Doğu Almanya’da gizli toplantı düzenleyen AfD partisi, ülkede yaşayan göçmenlerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü anlaşılınca kıyamet koptu. Bomba etkisi yapan bu gelişme, aşırı sağın önde gelen isimlerinin ve üç CDU parti üyesinin de katıldığı belirtiliyor. “Vatandaş olmayanların toplu sürgünü planının” konuşulduğu bu toplantı sonrası kitlesel eylemler yapılıyor. Haberin...
Eğer bir aksilik olmazsa federal mecliste bu ay içerisinde çifte vatandaşlık oylanacak. Vatandaşlık yasası birçok tartışmayı beraberinde getiriyor, öncelikli olarak vatandaşlık verilecek insanlardan birçok şey talep ediliyor. Kadın erkek eşitliğine veya onların evliliğine karşı çıkanlara vatandaşlık verilmesi söz konusu olmayacak veyahut ta İsrail devletine karşı çıkanlar yani Antisemitizm (...
Trafik ışığı koalisyon hükümeti iktidara geldiği günden beri sürekli kan kaybediyor. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bir türlü takım çalışması yapamayarak halkı çok zor durumda bırakıyor. Gerek Uluslararası ilişkiler gerekse Avrupa birliği içerisinde geçmiş hükümetlerin başarılı olduğu alanlarda çok pasif kalmakta ve bir çözüm üretebilmek için inisiyatif alamamaktadır. Kendi iç sorun...
Federal hükümet Alman vatandaşlık yasasına göreve geldiği ilk günden beri değiştirmek istiyordu ve bunun için vatandaşlık yasasını kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını istedi. Birçok görüş dile getirildi gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini beyan ettiler. Hükümet Almanya’nın modern bir vatandaşlık yasasına ihtiyacı olduğunu, bunun la birlikte nitelikli...
Geçenlerde TRT Türk Aile programına katılarak Avrupa’da Türk Ailelerinin sorunları konuştuk, programda öne çıkan en önemli başlık aile içerisinde iletişimsizlik öne çıktı. Türk aileleri çocukları ile iletişim kurarken onlarla bir arkadaş veya bir dost gibi konuşamadığı ve böyle olunca farklı anlayışlar ortaya çıkıyor. Anlayış farklılığı olunca tabi sorunlarla ve sıkıntılarla baş edilemiyor. ...
Hristiyan Uygarlığı Batı medeniyetinin ufku, mekânı ve vizyonu hızla daralmaktadır aynı zamanda fikir, düşünce ve din özgürlüğü de buna paralel olarak rahatça yerine getirememektedir. Batı uygarlığının dünyamızda bugün insani duyguları daha önce görülmemiş bir şekilde sınıfta kalmıştır, artık evrensel haklar ve fikir hürriyeti kısıtlanmıştır öyle ki insanlık, ekonomik, sınıf savaşı, milliyet...
İki Almanya’nın birleşmesi ile doğu eyaletlerinde kurulan PDS partisi daha sonra Sol parti (die Linke) olarak yoluna devam ederek bugünlere geldi. Sol parti son günlerde kendi içerisinde sorunlar yaşamaya başladı, ilk olarak partinin kurucusu olan Oskar Lafontaine ile sorunlar yaşayan sol parti Oskar Lafontaine’nin partiden ayrılması ile de huzura kavuşamadı. Federal, eyalet ve yerel seçimle...
Dünya Filistin’deki soykırıma sesiz kalıyor ve seyrediyor, ne söylense fayda etmiyor. Soykırıma maruz kalmış bir kavim, kendisi soykırım yapıyor, masum insanları çocuk, bebek demeden katlediyor. Bu nasıl zulüm, bu nasıl bir intikam? Dünya anlamıyor, çünkü anlaması da mümkün değil. Tarih bilmeyen, geçmişi hatırlamayan bir ümmet, batıdan medet bekliyor. Batının ağzına bakarak, orad...
Artık İslam'ın Almanya'da başka bir evi daha var. (Der Islam bekam nun eine weitere Heimat in Deutschland.) Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (VİKZ) İslam Kültür Merkezleri Derneği’nin 50. kuruluş yıldönümünde böyle konuşuyordu. Cumhurbaşkanın böyle bir ziyareti bizim için çok önemli ve anlamlı. Bilhassa AfD partisinin kamuoyu yoklamalarında ve araştırmalarında çok yüksek oranda...
İstanbul Fatih Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve merkezi Almanya'nın Berlin şehrinde olan, Avrupalı Türklerin en geniş tabanlı inisiyatif grubuna sahip, European Tulips Club (ETC) e.V. Türk Düşünce Kuruluşu ve Erasmus destekleri ile İstanbul’da uluslararası göç çalıştayı yapıldı. Çalıştaya Avrupa’dan 20 kişilik uzmanlardan oluşan bir ekip ve Türkiye üniversitelerden 20 kişilik bir ekip katıldı....