Yine bir günüm sensiz geçti yâ Rasûlallah.....
Bu sabah güneşin ışınları gözkapaklarımı delercesine zorluyor, ama ben nazâr eylemek istemiyorum bu dünyaya;
Sen olmayınca yâ Rasûlallah....
İstemiyorum şafağın sökmesini,
istemiyorum tân yerinin ağarmasını, güneşin doğmasını....
Sensiz geçecekse bu günüm de eğer, bana ne fecr-i kâzipten, fecr-i sâdıktan....
Şems’in ateşi ısıtsa da bedenimi,
gönlüme ne fayda?!..
Senin nârın olmadan ısınmaz ki yüreğim....
Ayet ayet indin, sûre sûre girdin yüreğime
yâ Rasûlallah... Sînem çatlamakta, çıra gibi yanmakta, gönlüm ağlamakta Sensiz
yâ Rasûlallah....
Aşkını gönlüme nakşettim,
sevdânı kalbime zerk ettim yâ Rasûlallah... Firâkınla târumâr bu beden
Tek tesellim “Va’lemu enne fiykum Rasûlallah”
“Biliniz ki, Rasûlullah aranızdadır” âyet’i celilesi’dir..
O halde ne olur bana da uğra yâ Rasûlallâh... Anam babam sana feda olsun
yâ Rasûlallâh...
Turâbın olayım O mübarek ayağına
Yeter ki gel, hadi gel, hadi gel yâ Rasûlallâh...
Ehlen ve sehlen Yâ Rasûlallâh...
M. Fatih Soysal
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Kaç kuruş değeri vatan satanın Ciğeri beş para etmiyor emmi Üç kuruş ederi, yürek yakanın Deştiği bu yara, geçmiyor emmi Dil uzar namusa, iffete, ar’a Kesilse de izi; kalıyor emmi Kin kusar kutsala, izzete kara; Çalsada pis kiri; yalıyor emmi Edep yok, hâyâ yok, ahlaktan yoksun Nereden türedi, bu ...
Kafasını kuma gömen yaratık, Devemisin, kuş mu, bilemedimki Bak yanı başında ölen insanlık Sağır mısın, kör mü, bilemedimki Kaldırda başını gör etrafını Kan kokan dünyanın inkişafını Bilerek susarsan, tart insafını Ahraz mısın, lal mı, bilemedimki Batıda keyif var, doğuda vahşet Sağında kavga var, solunda dehşet Küf&uum...
Küfür tek millettir, bilinsin gayrı Zulme rıza zulüm, bilinsin gayrı Haksızlığa susan dilsiz şeytandır Pusatlar bilensin, bilensin gayrı Batının oyunu, hilesi bitmez Kabil’le yaktığı ateşi sönmez Habil’in soyunun göz yaşı dinmez Tarihten bu acı, silinsin gayrı Kerbela matemdir, kanayan yara Irak, Gazze, Arakan, dinmeyen yara Sinelerde ...
Beş vakit namazla emrolundun sen Kılacaksın elbet, müslümansın sen Secdeler şükürdür, rükûlar tâzim Allah’ın emrine uyacaksın sen Namazsız geçilmez Sırat köprüsü Namazdır mü’minin iman örgüsü Bahane arama, Lamı Cimi yok Namazla dirilir rûhun ölüsü Cennete anahtar, dinine...
Silah tüccarları, sinsi baronlar Mafya ağaları keşke olmasa Dünyada oynanan kirli oyunlar Caniler, katiller keşke olmasa Cihanın düzeni adil olurdu Kan emen vampirler, keşke olmasa Mazlumlar tertemiz hava solurdu Siyonlar, masonlar keşke olmasa Adalet kantarı çok ince ayar Haydutlar, namertler, keşke olmasa Hükmeder Şeriat, kıl...
Saatin akrep ve yelkovanı nerede duracak ölüm vaktimde.... Hangi müezzin okuyacak selâmı.. Hangi gassal yıkayacak belki parçalanmış bedenimi... Kimler giydirecek o beyaz kefenimi... Hangi imam kıldıracak cenaze namazı mı.. Kimlerin omuzlarında taşınacak benim tabutum.. Hangi hoca verecek bana talkımı... Hangi kazma kazacak kim bilir benim mezarımı... Hangi k&uum...
Edebi, âdâbı koydu kenara Döktüler nâmusu kaldırımlara Özenme, imrenme ahlaksızlara Gelme bu oyuna, gelme gardaşım Çağdaşlık adına soyun! Dediler Hicâb örtüsünü soyun dediler Utanmaz yetişsin soyun dediler Uyma çapulcuya, uyma gardaşım Tasmasız kölelik, modern u...
Kaçışı yok, şakası yok Kılacaksın beş vakiti Mü’min isen, özürü yok Bulamazsın mazereti İlle NAMAZ, ille NAMAZ! Zengin olsan, fakir olsan Paşa olsan, ağa olsan Kılacaksın beş vakiti Baba olsan, ana olsan İlle NAMAZ, ille NAMAZ! Üzerine kurşun yağsa Engel olan, yanar dağsa Ölmemişsen, canın sağsa Kılacaksın beş vakiti İlle NAM...
Yine bir günüm sensiz geçti yâ Rasûlallah..... Bu sabah güneşin ışınları gözkapaklarımı delercesine zorluyor, ama ben nazâr eylemek istemiyorum bu dünyaya; Sen olmayınca yâ Rasûlallah.... İstemiyorum şafağın sökmesini, istemiyorum tân yerinin ağarmasını, güneşin doğmasını.... Sensiz geçecekse bu günü...
Bizde gireceğiz kara toprağa İster paşa olun, isterse ağa Sahip olsanız da, bayıra, bağa Ecele kafa mı tutulur sandın Her canlı mutlaka ölümü tadar Azrail gün gelir kapını çalar Şimdi sıra sende, ömrün bu kadar Bu hayatı; yenir yutulur sandın Kaderde yazılı, ölüm günümüz Ebedi değiliz!.. Görmez gözümüz ...
Cins cins insanlar gördüm İsmi bende, sahilde Hırlısını da gördüm Tabi şerlisini de Kimi züppe tipliydi Kimi tipik hippiydi Hele acayip gençler Kulaklarda küpeler Ellerinde şişeler Dillerinde küfürler Ne ana kalıyordu Ne avrat kalıyordu Nasılda argo sözler Fırıldak gibi gözler Ahlaktan nasipsizler Hayâd...
Sema’ya açılsın günahkâr eller Boyunlar bükülsün, yaşarsın gözler Rabbul Âlemine yalvarsın diller; Affeyle Allahım, tövbeler olsun Beş vakit secdede eğmedik başı Körle yattık kalktık, uyandık şaşı Göz pınarımızda kuruttuk yaşı Affeyle Allahım, tövbeler olsun Uzaktık Kur’ana, dine imâna ...
Üç buçuk soysuzun sözü geçiyor Dünya’da adâlet kalmamış dostum Neronlar, şaronlar hüküm sürüyor Yaktılar ne varsa yanmamış dostum Binlerce Müslüman teröre kurban Eşkıyanın adı hürriyet (!) dostum Özgürlük adına milyonlarca can Coni’ler, câniler katletti dostum Kasıp k...
Bir geldin, pir geldin, şimdi gidiyorsun Seni sevenlerini terkediyorsun Gönülleri Rahmetle dolduruyorsun Elveda, elveda yâ Şehr-i Ramazan Doyamadık sana, bolca Rahmetine Gündüzüne, gecene, Teravihine Nasıl geçireceğiz sensiz bir sene Elveda, elveda yâ Şehr-i Ramazan Senden memnunuz, İnşallah sen de bizden Mahrum etme bizi, n’olur...