1979 - 80 yıllarında Yozgat lisemizde edebiyat derslerimize giren sevdiğim,saygı duyduğum Öğrencisi olmakla onur duyduğum, öğretmenim Cemil Kılıcarslan bizimlede ilgisini ve irtibatını hiç kesmemişdi.Almanya'nın Nürnberg Şehrimizde 6 yıl öğretmenlik yaptı. Bu yıllar içerisinde bu gurbet denen vatan ile ilgili makaleler yazarak buralarda sorularımıza ışık duttu, irtibadlarını hiç kesmedi. "Talebeleriyle, velilerle telefonlaştıkları hatta mektuplaştıklarını söyledi". Öğrencilerini seven kendini sevdiren başarılı eğitim ordumuzun neferlerinden olan Cemil Kılıcarslan hocamızla Almanya'da eğitim ve öğretimi öğrencilerin sorunlarınıda konuştuğumuz bir röportaj yaptık. Beğenerek okuyacağınızı Ümit ediyorum.
Doğan Tufan: Hocam Avrupa'ya işci Göcünün 59. Yılına girmek üzereyiz. Almanya'da görev yaptınız burayı tanıdınız. Göçün 59. yılının bir degerlendirmesini yapar mısınız ?
Cemil KILIÇARSLAN:
1988 yılının 29 Ekim Cumhuriyet bayramı akşamı Lutfthansa yolcu uçağı ile geldiğim Münih Havaalanı'nda Çorumlu öğretmen Salim bey elinde adımın yazılı olduğu pankartla beni karşılamıştı. Salim bey, asıl görev yerim olan 200 km ilerdeki Nürnberg şehrine hızlı trenle beni yolcu etti.
Saat 21.15'de Nürnberg Haupbahnof'ta elimde 2 valizle indim.
Kendimi bir yabancı ülkede gibi hiç hissetmedim.
Elimdeki tek adresi verdiğim Alman taksicinin teybinde İbrahim Tatlıses'in "ayağında kundura" türküsü çalıyordu.
-Türküyü anlıyor musun ? Soruma -Müziği hoşuma gidiyor, İbrahim Tatlıses'i de, Ferdi Tayfur'u da severek dinlerim, cevabını veren iri yarı sarışın pos bıyıklı Alman Taksi şoförü: "Türkiye'yi ve Türkleri severim" cevabını verdiğinde sanki kendimi Ankara sokaklarında hissettim.
Haupbahnofta gördüğüm, bazıları ile de selamlaştığım, ellerinde sigara ile yan yan tur atan Fotörlü Türkler de sanki "burası bizim" der gibiydiler.
Almanya'da 6 yıl öğretmenlik yaptım. İlkokul 1. sınıftan lise 13. sınıfta abitur yapan her yaştan öğrencilerim oldu.
Türk öğrencisinin olduğu her okul benim için Türkiye'den farksızdı.
Okul dışında çok çeşitli dernek lokal, Türk spor camiası ile de yakın teşrik-i mesailerimiz oldu. Çalıştığım dönem Türklerin Avrupa göçünün 30 lu yıllarıydı. Hala Türkiye'ye geri dönme ümidi vardı. Ancak zamanla bir traktör alma hayaliyle başlayan göç, bugün için temelli yurt tutma gerçeğine döndü.
Bütün dünyada, özellikle Türkiye'de 1960 li yıllardan itibaren köyden şehre göç hızlandı. Sanayileşme ve şehirleşme köyleri boşaltmaya başladı. Ankara, İstanbul, İzmir... gibi büyük şehirler talebi karşılamada yetersiz kalınca Avrupa özellikle Almanya Türk iş gücüne can simidi oldu.
Aslında Anadolu asırlardır gurbete evlatlarını salmıştır. Bazen savaşa, bazen de ekmek kapısına... Türk insanı Orta Asya'dan bu tarafa göçmendir. Göçün yönü hep Batı olmuştur.
Ben de köyümden çıkalı 50 yılı geçti. Doğduğum topraklara anamdan ve babamdan sonra bir kaç yılda bir uğrar oldum. Ha Köln, ha Ankara ikisi de gurbet değil mi ?
Türkler göçün 59. Yılında Avrupalı oldular. Kendi kurumlarını kurdular. Camileri, dernekleri, lokalleri, spor kulüpleri, fabrikaları, lokantaları, kahvehaneleri... gibi bir sürü Türk işyerleri var. Çoğu bulundukları ülkede doğmuş işverenleri , akademisyenleri, doktorları, avukatları, hakimleri var. Politikacıları, belediyelerde, meclislerde, parlementolarda temsilcileri, milletvekilleri var.
Hatta Türkiye hayrına soluk solumasalar daTürkiye kökenli bakanlar bile var.
Var da var...
Kısaca bundan sonrası Avrupa, Türk göçmenlerin yeni yurtları...
Müslüman mezarlıkları bile oluşmaya başladığına göre; Avrupalı Türkler Ertuğrul Gazi'nin Söğüt'ü yurt tutması gibi bir dönemden geçiyor. Sonrasını tarih yazar.
Tufan Doğan: Geleceğimiz gencliğimizin bügünü ve yarınını nasıl görüyorsun?
Cemil KILIÇARSLAN:
Geleceğimiz, varlığımız, umudumuz olan gençliğimizin bugünü de yarını da harika bir aydınlık olarak gözüküyor. Avrupalı Türk gençliğinin istikbali açıktır, parlaktır.
Biliyorum ve anlıyorum bazı anne ve babalar evlatları için endişe duyuyorlar: "Çocuklarımızın geleceği nasıl olacak ? Türk mü kalacaklar ? Alman mı Fransız mı Yunan mı... olacaklar ? Müslüman gibi mi yaşayacaklar ? Hristiyan gibi mi?
Kötü yola mı düşecek kızlarımız ? Hippi mi olacak gençlerimiz ?
Çeşitli korku ve endişe taşıyan bir çok büyüğümüz var .
Çoğu zaman da haksız değiller. Çünkü yaşanmış bir çok örnek var. Ancak kötü örnekler dünyanın her yerinde var. Maalesef Türkiye'de de var. Dünyanın neresinde olursa olsun bütün anne babalar evlatları için endişe ederler, bazen korkarlar da. Bu durum 30-40 yıl öncesinde Avrupa Türklüğün de daha fazla olabilirdi.
İnsan bilmediğinden daha çok korkar. Dilini bilmediğin insanlar, yabancısı olduğun bir ülke.
Ama şimdiler de çocuklarımızın istikbali, işi, aşı, gelecekleri yaşadıkları Avrupa topraklarında. Gençlerin büyük çounluğu o topraklarda doğdular, okullarda okudular, işlerini orada kurdular.
Anadilleri Türkçe, hayat dilleri yaşadıkları ülke lisanı oldu artık.
Ben 30 yıl öncesinde orada doğmuş, orada okullu olmuş öyle Türk gençleri tanıyorum ki, Türkiye'de olsa belki bu kadar başarılı ve milli hasletlerle dolu yetişemezlerdi.
1993'de "Charer Gymnasium"da (Nürnberg'te bir Alman Lisesi) Türkçe ve Din dersine gelen iki Türk kızı vardı. Biri lise 12. sınıfta, adı Hülya Aslan ben ona büyük Hülya diyordum, derslere hep baş örtülü girerdi, dereceli kalın gözlüğü vardı, Eskişehirliydi.
Öteki 10. Sınıftaki
Hülya Teber, ya da küçük Hülya Kütahyalıydı, başı açıktı. Çok kitap okurlardı. İki Hülya da hem Almanca, hem Türkçe kitapları kısa zamanda bitirirlerdi... Benden aldıkları Türkçe kitapları ertesi hafta okumuş olurlardı. Okudukları kitaplarla ilgili bana sorular sorarlardı.
Bu çocuklarımızın anadil Türkçeleri; Yahya Kemal’i, Mehmet Akif’i , Ahmet Haşim’i... anlayabilecek seviyedeydi. Lise eğitimleri mecburen Almancaydı. Lisede yabancı dilleri İngilizce, seçmeli yabancı dilleri de Fransızcaydı. Bir de Fen bölümlerindeki Alman çocukların öğrenmeleri zorunlu olan "Medeniyet dili Latince" de okuyorlardı.
Toplamda, Türkçe dahil 5 dil eğitimi alıyorlardı.
Ben oradayken 13. Sınıfta Abitur (lise bitirme sınavları)
yapan Büyük Hülya tıp tahsiline karar vermişti. Küçük Hülya ise hukuk okumaya niyetliydi.
Bu çocuklarımız anne babalarının işçi olmasıyla ve anavatanları Türkiye ile hep gurur duyarlardı.
Ben gençlerimizden umutluyum.
Doğan Tufan: Gurbetteki ailelere ve gençlere bir eğitimci gözüyle neler tasviye ederseniz?
Cemil KILIÇARSLAN:
Bence artık gurbet diye bir şey yok. Herkes gurbette. Doğduğu köyde kaç kişinin mezarı var ki ? Çocuklar, torunlar neredeyse vatanımız, yurdumuz orada değil mi ?
Avrupa'da dünün çegingen Türk'ü yok. Başı dik, gururlu; kendinden ve geleceğinden emin bir Türk gençliğinin yetiştiğini görüyorum. Türkiye sevdalısı Avrupa Türklüğü var.
Bazılarının gurbetçi dediği bizim insanımız; Anadolunun erenleri, dervişleri, Hacı Bektaşları, Yunusları, Mevlanaları gibi Avrupa'nın öncü Türkleridir.
Evinde Türkçe konuşan, derneğinde, lokalinde, camisinde bir araya gelen kendi kültürünü yaşayan Avrupa Türk'ü; geleceğini emanet edeceği gençlerimize güvenmelidir öncelikle.
Takip, kontrol, güzel örneklik şart. Ama kırmadan, ürkütmeden sevdirmeyi yol etmek lazım. Anadolu'da çok kullanılır: "Dovah vardır kağnı durdurur, dovah vardır zelve kırdırır."
Zelve kırdırmadan gençlere yaklaşmalı.
Baştaki saç, kulaktaki küpe, dizdeki yırtık pantolon ölçü değil artık.
1992 yılında Hac dönüşü kız öğrencimin biri: "Hocam siz hacdan geldikten sonra, arkadaşlarımın başı kapalı, benim başım açık diye bana hiç kızmadınız. Halbuki bir komşumuz hacı olduktan sonra bana çok kızdı, hala başını örtmüyorsun diye.
Ben de ona inat örtmedim."
Bir teravih sonrasıydı. Cami lokalinde çay içiyoruz.
Yan sandalyede Kütahyalı bir veliyle de sohbet ediyoruz. Orta 3. Sınıftaki oğlu Önder de karşı masada bir grup arkadaşıyla meşrubat içiyorlar.
Velimiz: "Hocam, Önder nasıl" diye sordu.
Ben de:
-Gayet iyi, okulu seviyor, başarılı, Almancası da, Türkçesi de güzel. İyi bir de meslek seçerse çok başarılı olur dedim.
-Hocam ben oğlumdan hiç memnun değilim dedi.
-Niye ki ? Çok efendi bir çocuk, bak ramazanda teravihe bile geliyor, dedim.
Önder'in babası hemen itiraz etti:
-Ama vakit namazlarda camiye gelmiyor, dedi.
Elimi Önder'in babasının masanın üstüne taşmış göbeğine koydum.
-Sen onun yaşındayken Türkiye'de camiye gider miydin ?
Sağa baktı, sola baktı, sandalyeden ileri uzanmış ayaklarını topladı.
-Haşa ! Yukarıda Allah var, ne yalan söyleyim hocam, arada cumaya giderdim.
Gençlere ben gerçekten güveniyorum.
Dünyanın en güzel dili Türkçemizi öğrensinler ve kullansınlar. Yaşadıkları ülkenin dilini en az o ülke çocuğu kadar bilmeleri gerekir.
Kısacası gençlere iyi örnek olmalıyız.
Avrupa'da en büyük güvencemiz Türk aile yapısının korunmasıdır.
Türk kültürünü yaşatacak olan en önemli unsur ise dernek çalışmalarıdır.
Basının ve sosyal medyanın da yeri dünden çok daha farklıdır.
Tufan Doğan: Bir gurbet hatıranız var mı Hocam?
Cemil KILIÇARSLAN:
- Hatıra olmaz mı ? Aslında her şey hatıradır. Çok şey yaşayıp gördük. Zaman Zaman Almanya'daki hatıralarımı yazıyorum. Çeşitli dergilerde ve internette yayınlanıyor.
Sanırım sizin de Aktüel de yayınladıklarınız oldu.
Sevindiğimiz, gururlandığımız, üzüldüğümüz bir çok şey var tabiki...
İlk göreve başladığım gündü. Pazartesi öğleden sonra saat 14.00' de dersim Nürnberg'e 10 km uzakta Zindorf adlı bir köydeydi.
Trenden indim, okula nefes nefese geldim. Türkçe ve din dersine gelen öğrenciler bahçedeydiler. Alman idarecilerden Türk öğrenci listesini ve bilgilerini almak için idare katına yöneldim. Okul merdivenlerinde beyaz kıyafetli, siyah gözlüklü bir hanım duruyordu.
Beni görünce:
-Sanırım, yeni Türk öğretmenisiniz, hoş geldiniz dedi.
-Evet benim. Hoş bulduk.
Bundan sonra Türkçe derslerini her pazartesi öğrencilerimle birlikte yapacağız.
Fazla bir şey demeden
âdeta yalvarır gibi benden bir istekte bulundu:
-Hocam nolur, oğluma Türkçe öğretin.
Adının Gülbahar olduğunu, bir gençlik hatası olarak evlendiği Alman kocasının son zamanlarda Türkleri aşağılamaya başladığını, evde Türkçe konuşmadıkları için oğlunun anadilini öğrenemediğini, yazın Türkiye'de "mami" diyen oğlundan utandığını peşpeşe sıraladı. Oğlunun "anne " demesini çok istediğini söyleyen İzmirli Gülbahar'ın ızdırabını hala yüreğimde hissederim.
Doğan Tufan: Eklemek istediğin bir konu var mı?
Cemil KILIÇARSLAN
Eklemek istediğim konu olarak İslami sermaye adıyla, gurbetçilerin Yimpaş, Kombassan gibi... bazı holdingler tarafından soyulmuş olmalarından büyük bir üzüntü7 duyduğumu da söylemeliyim.
Bu konuda hükümet nezdinde bir çalışma yapılmasının mağduriyetlerin giderilmesine katkı sağlar diye düşünüyorum.
Kıymetli hocam bize zaman ayırdınız sorularımıza cevaplar verdiniz.Çok çok teşekkür ediyorum.
"Sevgili Doğan asıl ben size teşekkür ediyorum.Öğrencilerimin gözlerinden öpüyorum"
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, dünya genelinde insan haklarının durumunun ülkeler bazında incelendiği 2024 İnsan Hakları Uygulamaları Raporu’nu yayımladı. Kısa adı ABTTF olan Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu genel Başkanı Halit Habip Oğlu, Almanya’da başına verdiği bilgide şöyle konuştu; “Kapsamı oldukça daraltılan bu yılki raporda toplumumuzun sorunlarına ...
Perşembe günü gazetemizde yayınladığımız bu haberde, Yunanistan devleti Soydaşlarımızın dernek kurmalarına izin vermeyenler, okul açmayı dursun var olan okulları, camilerimizi bir, bir kapatıyor, ülkemizde kiliseler okullar açılıyor, Dünkü yazımda bu konuyu yazmıştım. Tekrar hatırlayalım. İtalya’nın Güney Tirol özerk bölgesinde yaşayan Alman azınlığının haber portalı “Stol.it”, Avrupa İnsan Ha...
İtalya’daki Almanca haber portalında İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneği ile ilgili AİHM kararı hakkında haberi çok ses getirdi. İtalya’nın Güney Tirol özerk bölgesinde yaşayan Alman azınlığının haber portalı “Stol.it”, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) isminde geçen “Türk” kelimesi nedeniyle Yunan ulusal mahkemeleri tarafından tescil edilmeyen İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Dern...
Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği (ÜNDER) tarafından, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) işbirliği ile "Yükseköğretimin Geleceği: Reformlar, Eşitlik ve Kalite Odaklı Bir Ekosistem için Çalıştay” düzenlendi. Trabzon’da 7-8 Ağustos 2025 tarihinde KTÜ yerleşkesindeki Koru Otel'de gerçekleştirilen toplantıya farklı üniversite ve şehirden gelen 28 akademisyen katılıp katkı verdi. ...
Avrupalı Türkler Kayseri’de Toplanıyor. Anadolu ve Avrupa Türkleri Yardımlaşma Derneği Kayseri ATİB teşkilatı kurulduğu yoldan beri çok güzel hizmetlere imza atıyor. Avrupalı Türkleri 20 Ağustos tarihinde Melikgazi belediye kültür salonuna saat 19:00 da yapılacak Tarihi proğrama davet etti. Belçika Türk İslam Federasyonu genel başkanlığını uzun yıllar yapan. Eğitimci Hayrullah Can, başka...
Geleceğimizin teminatı Gençlik için akademisyenler emeğini esirgemedi. TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Destekleme Programı kapsamında geçtiğim ay (07 – 13 Temmuz 2025 tarihleri arasında Amasya’da gerçekleştirildi) “Doğa ve Çevre Dostu Atılgan Gençlik” başlıklı proje ile öğretmen adayı üniversite öğrencileri, farklı üniversitelerden alanlarında yetkin akademisyenlerle buluşma imkânı ...
Anavatanımız Türkiye Batı Trakya Türk toplumuna sahip çıkmasından Yunanistan’da bazı çevreleri yine rahatsız etti. (Foto: AA) Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Genel Başkanı: “Ülkemizin yöneticileri ve önde gelen siyasetçileri İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum Ortodoks okulları ve kiliselerini ziyaretlerinde yaptıkları açıklamalarında sadece ve sürekli yalnız ‘Rum’ azınl...
Şair yazar rahmetli Mehmet Emin YURDAKUL bir şiirinde; Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et; Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir; buyuruyor. Fransa’da yaşayan vatan sevdalı Yozgat’lı gönül insanı Ozan Ali Kirazlı da haksızlığa uğrayan Avrupa Türkleri için, ses bayrağını yükseltti. Belli bir yere getirilmiş vitrine çıkmışları...
Araştırmacı yazar, Avrupalı Türkün genç siyasetçisi, aynı zamanda sesi ve kalemi olan İhsan Kılıç, görüntülü bir video paylaştı. Burada Fedakâr Çalışkan Avrupa’da 65 yıldır Türk kültürünü örf ve adetlerini yaşamak yaşatmak için gayret eden mücadele eden Avrupalı Türklerine yönelik haksızlık yapıldığını bunu da sözde siyasetçiler tarafından yapıldığını anlattı. Genç Yazar ve Siyasetçi İhsan...
Almanya’da yaşayan Türk toplumuna konuşmasında “Ulan zirzop!” diyerek hakaret etti. Almanya’nın Duisburg şehrinde yaşayan Duisburg Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Bekir Sipahi, yayınladığı basın bildirisinde, CHP Millet Vekili Cemal Enginyurt’un sarf ettiği, “Ulan zirzop!” ifadesini şiddetle kınıyorum” dedi. Ve şöyle devam etti; “Bizler; Avrupa’da doğup büyüyen ya da çalışmak için ...
Avrupa Türk'ünün bu mektubunu lütfen Ulaştırma bakanlığına ulaştırın. Almanya Deva Partisi yöneticilerin olan gazeteci yazar ve yayıncı İhsan Kılıç T.C. Ulaştırma bakanlığına ulaştırılması amacıyla sosyal medya hesabından bir mektup yayınladı. Bu mektubunu bize de gönderdi. Bende belki bakanımıza gazetemizi okuyan resmi yetkililerimiz ulaştırırlar ümidindeyim. Kıymetli bakanım, Türk...
Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin başkenti Stuttgart’ın ilçelerinden Göppingen 2023 yılı verilerine 58800 nüfusa ek olarak yüzde 20 yabancı nüfus bulunmakta olup Türk pasaportu taşıyanların oranı ise on iki bin vatandaşımızın yaşadığı tahmin ediliyor. Göppingen’in eski hastanesi olan “Klinik am Eichert”, yani Eichert caddesindeki önceki hastane, resmî olarak 23 Temmuz 1979 tarihinde açıl...
İşgal rejimi basın ve medya organlarını takip ederek işgal cephesinin iç dinamiklerini ve durumunu takip etmektedir. Bu anlamda yazar Guy Shalev’ın Haaretz’de yayınlanan aşağıdaki yazısını Türkçeye çevirerek istifadeye sunmuştur. O günden itibaren, 22 ay boyunca, İsrail Gazze'deki sağlık sistemini sistematik şekilde yok etti. 7 Ekim’in acısı bedenimizi ve ruhumuzu sararken, buna rağmen her ...
Almanya’da yetişmiş hukuk eğitimini bu ülkede almış Millî Görüş teşkilatının uzun yıllar genel sekreterliğini yapan, Ak Partiden İstanbul Milletvekili olarak meclise giren Mustafa Yeneroğlu, Ak Parti’den istifa ederek bağımsız İstanbul milletvekili olarak mecliste görev yapıyor. Geçtiğimiz hafta yayınladığı basın bildirisinde Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın unutulduğunu dile getirdi. Türk...
ABTTF Başkanı: “Bizler Lozan Antlaşması ile aynı kaderi paylaştığımız Rum Ortodoks azınlığı için anavatanımızdan talep edilen hakların aynısının ülkemiz Yunanistan tarafından toplumumuza da verilmesini istiyoruz. Kendisini her fırsatta demokrasinin beşiği olarak tanımlayan, Avrupa Birliği’nin en eski üyelerinden biri olan ülkemize yakışan da budur”. Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya ...