Şansölye Angela Merkel’in partisi iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’in (CDU) 33. kongresinde 16 Ocak´ta genel başkanlık seçimi yapıldı. Delegelerin en fazla desteğini alan iki aday Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Başbakanı Armin Laschet ile Friedrich Merz arasında yapılan ikinci tur seçimden zaferle çıkan isim, 521 oyla Armin Laschet oldu. Rakibi Merz ise 466 delegenin oyunu aldı. Kongrede, 1001 delegenin 992'si oy kullandı.
Armin Laschet liderliğindeki CDU´nun geleceğini ve bu gelişmeden Almanya-Türkiye ilişkilerinin nasıl etkileneceğini Yazar Aydın Enes Seydanlıoğlu ile konuştuk.
Kilim Gazetesi : Enes bey öncelikle CDU’daki başkanlık yarışı nasıl gündeme geldi ?
Aydın Enes Seydanlıoğlu: Arzu ederseniz kongre sürecinin nasıl başladığından bahsedelim. CDU’nun 2018’dan bu yana Genel Başkanı olan Annegret Kramp-Karrenbauer , 2020 yılının ilk aylarında yaptığı açıklamada CDU Genel Başkanlığını bırakacağını ve yeni genel başkanın seçilmesinin 2020 yılında gerçekleşeceğini açıkladı. Bu açıklama sonrasında üç CDU’lu politikacının adaylığı öne çıkmış, Covid salgını öncesi 25 Nisan 2020'de olağanüstü kongre yapılması ve akabinde CDU’nun CSU ile birlikte Merkel sonrası dönem için yeni Şansölye adayının belirlenmesi meselesi gündeme gelmişti . Lakin salgın ile birlikte kongre tarihi önce 2020’nin ikinci yarısına, sonra da Ocak 2021’e ertelendi.
Buna paralel olarakta kongrenin dijital ortamda yapılması yönünde parti yönetimi tarafından karar alındı ve CDU Kongresi 15-16 Ocak tarihlerinde dijital olarak gerçekleştirildi.
Kilim Gazetesi: CDU Genel başkan adayları kimlerdi ?
Aydın Enes Seydanlıoğlu: Genel başkan adayları arasında ilk etapta dikkat çeken eski CDU Federal Meclis Grup Başkanı ve muhafazakâr çizginin sembolü ve oldukça popüler bir isim Friedrich Merz oldu . Merz’in yanı sıra CDU’da geçmiş dönemlerde bakanlık yapmış olan Norbert Röttgen de aday oldu. Üçüncü aday ise Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyaleti Başbakanı Armin Laschet oldu. Laschet Merkel çizgisinin devamını temsil eden aday olarak tezahür etti ve ilginç bir şekilde anketlerde popülaritesi en düşük genel başkan adayı olarak gündeme geldi. Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn da daha önce genel başkanlık yarışında aday olmayıp Laschet’i destekleyeceğini açıklamıştı.
Kilim Gazetesi: CDU’nun seçilen yeni genel Başkanı Armin Laschet ile ilgili nasıl bir değerlendirmede bulunursunuz?
Aydın Enes Seydanlıoğlu: CDU’da Merkel’in kendi partisini merkez sağda konumlandıran , diğer partilerin seçmenlerine de kucak açan ılımlı bir politik çizgisinin devamı olarak değerlendirilen ve halihazırda Kuzey Ren-Vestfalya’da CDU ile FDP koalisyon hükûmetine Başbakanlık yapan Laschet, geçmişte Federal Meclis ve Avrupa Parlamentosu milletvekilliği yapmış önemli bir siyasi aktördür .
Laschet ayrıca Genel başkan adaylığı sürecinde kendisinden genç olan ve CDU’da yeni bir kuşağı ve değişimi temsil eden Sağlık Bakanı Jens Spahn ile uzlaşarak kongreden önce önemli bir müttefik kazanmış oldu. Genel olarak Merkel çizgisinin devamı olarak görülen Laschet, 2017’de KRV eyalet meclis seçimlerini kazanarak SPD’li Kuzey Ren Vestfalya Başbakanı Hannelore Kraft’ı mağlup ederek önemli bir sonuç elde etmişti. Laschet diğer iki adaya kıyasla ciddi siyasî meydan okumalara muhatap olmuş ve üstesinden gelerek siyasi rüştünü ıspat etmiş bir politikacıdır.
Kilim Gazetesi: Laschet´in Merkel sonrası dönemde Şansölye olması durumunda Almanya ile ilgili vaatleri ve planları konusunda bir öngörünüz varmı ?
Aydın Enes Seydanlıoğlu: Laschet kongre öncesinde Spahn ile birlikte hedeflerini özetleyen 10 maddelik bir program açıkladı. “Impulse 2021” adlı bu program Eylül 2021’de yapılacak olan Federal Meclis seçimleri sonrası Laschet´in izleyeceği siyaset ile alakalı önemli bilgiler ihtiva ediyor. Bu programda temel söylem “Modern ama geleneği kapsayan, vatansever ve dünyaya açık bir Almanya” disturu olarak karşımıza çıkıyor.
10 maddelik programın öne çıkan noktalarını özetlemek gerekirse Almanya’da 2030 yılına kadar “en modern dijital altyapıya” sahip olma hedefi ve bu bağlamda bir “dijital bakanlık” kurulması meslesi gündeme getirilmektedir. Bir diğer nokta ise ekonomiye yönelik yapısal anlamda gelişmemiş olarak adlandırılan bölgelere düşük vergi uygulanması vaadi ve basitleştirilmiş prosedürler ile devlet desteğinin sağlanacağı belirtilmektedir. Ekolojik-sosyal piyasa ekonomisinin gelişmesi meselesine yapılan vurgu ve iç güvenliğin AB kapsamında güçlendirilmesi, suç ve radikalizme sıfır tolerans ve siber güvenlik çalışmalarının güçlendirilmesi gibi konular bu programın ihtiva ettiği diğer hususlar olarak karşımıza çıktı.
Kilim Gazetesi :Laschet´in Genel Başkanlığı Türkiye ile olan münasebetleri nasıl etkiler ?
Aydın Enes Seydanlıoğlu : Armin Laschet’in hem Türkiye nezdinde hem de Almanya’daki Türkler nezdinde olumlu bir imaja sahip olduğunu söyleyebiliriz. Laschet’in 2005-2010 yılları arasında Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Aile, Kadın ve Uyum Bakanlığı görevindeyken Almanya’daki Türk toplumunun en yoğun yaşadığı eyaletlerinden biri olan bu eyalette genelde göçmenlerle özelde de Türk toplumu ile yakın ilişki kurması, kendisinin Türkiye ve Türk Toplumu ile olan münasebetlere önemli katkılar sunmasına imkan sağlamıştı.
Laschet’in Türk toplumu ve göçmenlerle yakın ve samimi münasebetleri ve bununla birlikte 2015 yılında Şansölye Merkel´in “açık kapı” mülteci politikasını da desteklemesi, bu bağlamda aşırı sağ çevrelerde olumsuz bir şekilde karşılık bulmuştu . Dolayısıyla Laschet tıpkı Merkel gibi aşırı sağın eleştireceği ve hedefindeki bir isim olarak siyasi hayatına devam edecek.
Laschet’in Türkiye bağlamındaki politikaları ele alındığında ise öncelikle Şansölye Merkel´in Türkiye ile alakalı duruşunun devam ettirileceğini söyleyebiliriz. Bu anlamda mütemadiyen diyalog ve ilişkilerin geliştirilmesi noktasında çağrıda bulunan Laschet, önceki dönemlerde Alman hükûmetleri tarafından Türkiye´ye verilen sözlerin tutulması meselesine de vurguda bulunmuştu. Laschet bunula birlikte Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği konusunda olumlu bir tavır içinde olmasada, AB üyelik sürecinin sonlandırılmasına da net bir şekilde karşı çıkan bir politikacıdır. Bu anlamda Laschet´in seçilmesi hem Türkiye hemde Almanya´daki Türk toplumu nezdinde olumlu bir atmosferin oluşmasına yol açtı.
Kilim Gazetesi : Değerlendirmeniz ve katkılarınız için teşekkür ederiz.
Aydın Enes Seydanlıoğlu : Ben teşekkür ederim.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Şansölye Angela Merkel’in partisi iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’in (CDU) 33. kongresinde 16 Ocak´ta genel başkanlık seçimi yapıldı. Delegelerin en fazla desteğini alan iki aday Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Başbakanı Armin Laschet ile Friedrich Merz arasında yapılan ikinci tur seçimden zaferle çıkan isim, 521 oyla Armin ...