Almanya Türklüğüne hizmet eden değerlerimizle röportajlarımıza devam ediyoruz. Baden- Württemberg eyaletinin Esslingen şehrine bağlı Plochingen kasabasının genç esnaflarından olan Hüseyin Duman'ı sosyal bir arkadaş olarak tanıdım. Esnaflığının yanında okul aile birligi başkanlığı görevlerinde bulundu. Yine şehrin belediye başkanlığı meclisinde de aktif olarak hizmet verdiğine şahit oldum. 1990'lı yıllarda yayınladığım dergimiz Aktuel'e şiirler yazdı, daha sonra makaleler yazmaya başladı. Kısaca çok duyarlı milli, insani ve kültürel faaliyetlerde hep önde oldu. Almanya'nın Türk nüfusunun yoğun yaşadığı Esslingen Plochingen kasabasında hiç bir dini dernek ve camii olmayışı onu bu kasabaya cami derneği kurma hizmetinde gördük. ATIB Türk Alman dostluk cemiyetinin kurucu başkanı Olarak uzun yıllar hizmette bulundu. O da yetmedi, köklü bir külliye olan büyük bir binayı satın almada cesaretiyle öncü oldu ve başardı. Burada şimdi beş vakit ezan okunuyor namazlar kılınıyor dualar ediliyor. Bu güzel hizmetlere imza atan gönül insanı kıymetli değerimiz gazeteci yazar Hüseyin Duman beyle samimi bir söyleşi yaptık.
Hüseyin Duman kimdir?
Giresun'un Tirebolu ilçesinde doğdu. Orta Okulu Tirebolu´da okudu. 1979 senesinden beri Almanya´da ikamet ediyor. Evli. Dört evladı var.
Protestan Kilisesine bağlı Kreşte Veli heyeti, Türk Veliler Birliği, Türk Okul Aile Birliği, Türk Alman İslam Kültür Merkezi Başkanlığı yapti. Sivil Kitle Üst Kuruluşunda Genel İdare Kurulu Üyeliği yaptı. Farklı kültürel, eğitim, toplumlar arası iletişim ve toplum meseleleriyle ilgili etkinlikler yaptı.
Stuttgart Ticaret odasında (İHK) işletme ve işletme eğitmenliği okudu. İkamet ettiği şehrin kısa, orta ve uzun vade de nasıl planlanması gerektiği konusunda fikir üreten çalışma grubunda görev yaptı.
Çeşitli derneklerde yöneticilik, Alman Okulunda Veli Temsilciliği, Türk-Alman Dostluk gurubunun kuruluşunda, farklı kültürel faaliyetlerin organizelerinde ve lobi faaliyetlerinde öncülük yaptı.
Bir dönem B.W. Eyaleti Milletvekili adayı olan Hüseyin Duman, Gazeteci, Yazar. Uzun yıllar ticaretle uğraştı.
Hüseyin Duman, „AVRUPA“ dergisinin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni.
Almanyada basın cemiyet Hizmetlerinizden bahseder misiniz ?
Daha 17 yaşlarında cemiyetlerimizin yaptığı etkinliklere katılmaya başladım. Aynı zamanda genç yaşta Ticarete başladım. Ticari hayatımda yerli, yabancı dernek ayrımı yapmadan derneklere maddi katkıda bulunmaya başladım. Çocuklarımın Kreş´e başlamasıyla beraber, sosyal çalışmalarda faal olmaya başladım.
Cemiyet çalışmalarım boyunca hedefim, çoğu zaman haksız önyargılara maruz kalan insanlarımızın haklarını korumaktır. Değerlerimizi her türlü dini, eğitim, sosyal, kültürel faaliyetlerle beraber yaşadığımız topluma tanıtmak. Bunun yanında toplumlar arası iletişimi canlı tutmak ve güvenilir zemine oturtmaya çalışmak oldu. Bu hedeflere ulaşmak için, olduğumuz şehirde, Belediye, Kiliseler, okullar, Siyasi Parti teşkilatları, farklı derneklerle ve toplumla yakin ilişkiler kurduk. Bu çalışmalar zaman içerisinde oldukça başarılı oldu. İlişkilerimizi guvenilir zemine oturttu. Yaptığımız her faaliyeti Alman ve diğer dostlarımızında katılacağı şekilde planladık ve gerçekleştirdik.
Biz bu çalışmaları yaparken çoğu cemiyetimiz bu faaliyetlerden bi haberdi, Zaten çoğu insanımızda burda kalıcı olduğumuzun farkına daha varmamıştı. Bugün gelinen noktada bu çalışmalar yaygınlaştı. Daha geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Bu çalışmaların çoğu rutin etkinlik haline geldi. Bu durum çok sevindirici.
Avrupa ve Alman yada hemen hemen herşehirde dernek ve Cami Spor cemiyetlerimiz var, hizmetler yeterli mi?
Cemiyetlerin faaliyetleri maalesef hala yeterli değil. Çünkü bir kısım cemiyetimizin, kültürel, dini ve çeşitli faaliyetlerine Alman ve diğer dostlarımız katılırken, bir kısım cemiyetimiz bun konuda fazla başarılı olamıyor. Bir etkinlik planlanırken, kimlere hitap edeceği, neyi hedeflediği, program içerisinde gelen misafirlere hangi bilginin nasıl verileceği, nasıl tanıtımın yapıldığı, kimlerin yazılı olarak davet edileceği çok iyi düşünülmelidir.
Yapılacak bütün faaliyetler yaşadığımız toplumun hepisinin katılabileceği nitelikte hazırlanmalıdır. Bu çalışmalara destek veren, önünde koşan insanlarımızda desteklenmelidir. Hiçbir katkı yapmıyorsanız da yapılana saygı göstermek gereklidir.
Cemiyetlerimiz yıllık faaliyetlerini tespit etmeli. Resmi ve gayri resmi kurumlarla, sadece işiniz olduğu zaman değil, sürekliliği olan iletişim kurmalıdır. Spor, Müzik, Okul Aile Birlikleri, Esnaflar, İş insanlarımız ve farklı alanlarda faaliyet yürüten derneklerimizde, yaşadığımız toplumların tümünü içine alan, kendi alanlarında sürekliliği olan etkinlikler gerçekleştirmelidir.
Resmi ve gayri resmi kurumlarla sürekliliği olan bir iletişim ve ilişki, cemiyetlerimizin yapacağı tüm çalışmaları daha da kolaylaştıracaktır. Bu iletişimi kurmak fazla zorda değildir. Tarafımızdan uygulanmış ve sonuçları bütün taraflar için hayırlı sonuc vermiş çalışmalardır.
Avrupa Türklüğüne cevap veriyor mu?
Yapılan çalışmalar tabiki Avrupa Türklerine katkı sağlıyor. Arzu edilen düzeyde mi? Hayır. Açıkça yazmak gerekir ki biz koca bir neslimizde bu zaman kadar kayıp ettik. Muhafaza ettiklerimizin çoğu cemiyetlerle ilişkilerini kesmemiş ve ailelerinin üzerinde durduğu nesildir. Bizler ikinci nesiliz. Üçüncü nesil büyük oranda Almanya doğumlu. Beşinci nesilede ulaştık. Yani ikinci nesilin mayası genel olarakTürkiye´den ve bana göre oldukça sağlam bir nesil. Fakat dördüncü ve beşinci nesil biz yetiştirdik. Sonuç eğer genel olarak olumsuzsa hepimiz kabahatliyiz.
Cemiyetlerimiz özellikle Cami cemiyetlerimiz ciddi bir müfredat hazırlayarak, bu müfredatı imkanları ölçüsünde, ciddi bir şekilde uygulamaya çalışmalıdır. „Dilini kaybeden, dinini kayıp eder“ Şuurlu bir müslüman bunu hic bir zaman unutmamalı ve üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışmalıdır.
Neden Camii cemiyetleri diyorum, kim ne derse desin hala Avrupa'da müslümanların en yoğun ilgi gösterdiği ve en sık ziyaret ettiği mekanlar cami cemiyetleridir. Müslümanlarında maddi manevi halen destekledigi en önde gelen cemiyetler Camii cemiyetleridir. Bu nedenle Cami cemiyetlerine daha fazla görev düşmektedir.
Gençlerimize, çocuklarımıza dilimizi, dinimizi daha küçük yaşta öğretmeliyiz.Kapasiteleri doğrultusunda okullara yönlendirmeliyiz. En kötü şartlarda gençlerimizin bir meslek öğrenmesi için gereken her türlü desteği vermeliyiz.
Uzun yıllar kültür hizmeti içerisindesiniz destek ve ilgi görülüyor mu Cemiyet ve Cami derneklerinde?
İşinizi düzgün yapıyorsanız, samimiyseniz, etkinliklerinizi yukarıda belirttiğim gibi iyi hazırlarsanız ilgi görüyor. Tabi ki gönül ister ki daha fazla ilgi görsün. Epey bir vatandaşımızında maalesef dernek ve cemiyetlerle hiçbir ilgisi yok. Bu vatandaşlarla ilgili çalışmalar yapılırsa iyi olacaktır.
Vatandaşlarımızın sorunları buralarda konuşulup çözümler bulunuyor mu?
Avrupa´li Türk`lerin sorunlarına, cemiyetlerimiz üzerinden çözüm bulunabiliyor. Mesela: Müslüman mezarlığı, Cenaze yıkama gibi. Açıkça belirtmek gerekir ki, Alman yetkili makamlarıyla iyi ilişki ve iletişim kurduğunuz, ve güvene dayalı bir ortam oluşturduğunuzda, çoğu problemlerin çözümü daha da kolaylaşıyor. Asıl olan sorunlarınızı iyi bir dil ve üslupla karşı tarafa iletmenizdir. Bütün sorunların çözümünde hareket noktamız, bu ülkenin vatandaşı olalım veya olmayalım, vatandaşı mışız gibi çalışmalar yürütmemizdir.
Yetişen gençlerimizi nasıl görüyorsun onlara mesajınız neler ?
Üçüncü neslin ezici çoğunluğu, dördüncü nesil ise tamamen burada doğdu, büyüdü. Nesillerimizin alt yapısı burada oluştu. Bu süre içersinde cemiyetler ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızla bağını sıkı tutan gençlerin çoğunun diğerlerinden daha şanslı olduğuna inanıyorum. Toplumla iç içe yaşayan neslimizde kaybımızın daha az olduğunu düşünüyorum.
Sivil Toplum Kuruluşlarıyla, cemiyetlerimizle ilişkisi olmayan nesilimizin kaybının daha fazla olduğuna inanıyorum. Var olan bu Sivili Toplum Kuruluşlarımız yeni nesillerimiz tarafından yönetilecek. Cemiyetlerimiz, gençlerimiz ve geleceğimiz için, her türlü faaliyeti, maddi ve manevi yönden en üst seviyede yapılmalıdır.
Gençlerimiz, en iyi eğitimi almak için elinden geleni yapmalı,yaşadığı toplumla yakın ilişkiler kurmalı, yaşadığı ülkenin sorunlarıyla ilgilenmeli, günlük meseleleri takip etmelidir. Yaşadığı ülkeye her bakımdan en üst seviyede katkı sağlamalıdır.
Gençlerimize tavsiyem ise, dilini, dinini en iyi şekilde öğrenmeleri. Tarihine, Kültürüne, değerlerine sahip çıkmaları. Milletimiz tarihinde liderlik vasfı olan bir millettir. Böyle bir vasıf dünyada nadir milletlere nasip olmuştur. Bütün bu bilgilerle kendini donatmış bir gençliğin kendine güveni tam olacaktır. Ancak bunu yaptıkları takdirde, bu değerlerimizi gelecek nesillere aktarabileceklerdir.
Avrupa Türkleri için, dünümüzü bugünümüzü ve geleceğimizin bir değerlendirmesini yapar mısınız?
1960´lı yılların başlarında gurbet yoluna, bir ev, bir tarla ve buna benzer mülklere sahip olabilmek için yola çıkan Avrupa Türkleri, zamanın akışı içerisinde farkına bile varmadan, geldikleri ülkeyi vatan eylediler. Başta Firma Baraka ve Lojmanlarında, 5 veya 6 kişinin bir arada kaldığı yerlerde başlayan gurbet hayatı, oldukça hüzünlü, yaralı ve çok hasret dolu idi. Gurbet türküleri dinlenir dinledikce gurbetçiler ağlardı. Aslında çoğunun hayatı Baraka ve Firma arasındaydı. Mutfaklar, WC´er Odalar, ortaktı. Mescitte vardı. Çaylar ortak içilir, dertleşilir, paylaşılırdı. Bizleri gurbet elle gönderenler, bu insanların müslüman olduğunu bile bile, ibadet sorununu hiç düşünmemişlerdi bile. Belkide müslümanlıklarını unuturlar diye düşünmüşlerdi. Almanca bilen fazla yoktu. Biraz bilen diğerlerine tercümanlık yapıyordu. Bazende dertler el kol hareketleriyle anlatılıyordu. Cuma ve Bayram namazları ya Kilise´nin tahsis ettiği bir yerinde, yada Spor Salonlarında kılınıyordu.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra. Avrupalı Türkler, dernekleşmeye başladı. İbadet yerleri hazırlamaya, herkesin rahatça bir araya gelebileceği cemiyetler oluşturmaya başladılar. Gelinen noktada sadece Almanya da 1000 lerle ifade edilebilecek Sivil Toplum Kuruluşumuz var. Bunlar Camii, Spor, İş İnsanları,Türk Veliler Birliği, Müzik gibi bütün alanlara hitap eden cemiyetlerdir. 80 bin civarında Türk Kökenli işletmemiz var. Eğitim seviyesi yükseldi. Bütün resmi ve açıkçası bunun sonucu olarak, Almanya ve Türkiye daha da et ile kemik gibi oldu.
11.Eylül. 2001 tarihinden itibaren avrupa ve dünyada müslümanlara karşı önyargılar dünya tarihinin zirvesini yaptı. Önyargı o kadar çığırından çıkarıldığı, İslam: Terör, Müslüman: Terörist haline getirildi. Bu durum avrupa'da yaşayan insanlarımızı derinden etkiledi.
Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) üyelerinin 2000-2007 işlediği cinayetlerin Kasım 2011'de ortaya çıkmasından sonra, vatandaşlarımızın Almanya´ya güveni temelden sarsıldı. Belirttiğim tarihler arasında, Irkçılar tarafından katledilen insanların aileleri, sorguya çekilecek töhmet altında bırakıldı. Baskılara maruz kaldılar. Dönerci cinayetleri, Uyuşturucu çatışması gibi bahaneleri resmi makamlar ortaya attı. Sonra anlaşıldı ki bunların hiç biri doğru değil. Yapılan yargılamalarda ise, şahitler daha mahkemeye ifade vermeden öldürüldü. Sanık avukatları tehdit edildi. Bütün bu olup bitenler, resmi makamlara olan güveni derinden sarstı. Çünkü ortaya çıktı ki, devlet makamlarının içerisinde bu yapıyı koruyan unsurlar bulunmakta. Olan 8 Türk, 1 Yunan, 1 de Alman Polis´e oldu. Sonuç herkesi tatmin eden bir neticeye bağlanması.
Gelecek için çok daha fazla çalışmalıyız. Cemiyetlerimiz ilgili ve yetkili tüm kurum ve kuruluşlarımız daha fazla çalışarak, yaşadığımız toplumla ilişki ve iletişimimizi güçlendirmek için elinden geleni yapmalıdır. Türk resmi makamlarda bütün konularda vatandaşlarımıza gereken desteği vermelidir. Dilimizi ve dinimizi çocuklarımıza daha ufaktan öğretmeye başlamalıyız. Çocuklarımızla daha küçük yaştan itibaren ilgilenmeli, cemiyete iyi bir birey olarak yetiştirmek için elimizden geleni yapmalıyız. Yaptığımız çalışmaların ve etkinliklerin devamlılığı olmalıdır. Cemiyetler toplumumuzun her türlü sorunlarının çözümüne katkı sağlayacak faaliyetler yapmalıdır.
En büyük görev camii derneklerine düşmektedir. Çünkü maddi ve manevi açıdan vatandaşlarımızın en fazla desteklediği bu cemiyetlerdir. Her türlü değerlerimizin öğretilmesinde bu cemiyetler üstüne düşeni gereği gibi yapmalıdır. Cemiyet
Üyeleride yöneticilerini seçerken en iyisini, en bilgilisini, en uygununu seçmeye ve seçilmeye teşvik etmelidir. Cemiyetlerimiz toplumumuzun sorunlarını dile getirmekte ve yapılan haksızlıklara karşı gereken tepkiyi göstermekte, vatandaşlarımıza öncülük etmelidir.
Eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Bir milletin güçlü olabilmesi için eğitim başta olmak üzere, Ekonomik, Siyasi, Sosyal ve Medya alanında güçlü olması zaruridir. Bu alanlarda başarılı olan toplumlar bütün alanlarda ki başarılarını kolaylıklar sağlayacaktır.
Toplumumuzun başarılı önderlerine, içimizden çıkan başarılı insanlarımıza, toplum sorunlarına duyarlı olan insanlarımıza cemiyetlerimiz sahip çıkmalıdır.
Başarılı insanlarımız gelecek neslimize örnek olacaktır. Görevini samimiyetle yapan tüm vatandaşlarımızı saygı ile selamlıyorum.
Hüseyin başkanim bize zaman ayırdınız sorularımıza cevaplar verdiniz çok teşekkür ediyorum.
Ben de size teşekkür ederim Doğan kardeşim.
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), 40. yılını çeşitli etkinliklerle kutlanmaya devam ediyor. Göppingen şehrinde düzenlen koşu ve yürüyüşe Württemberg bölgesinde DİTİB’e bağlı Türk İslam Birliği ve Cami derneği yöneticileri, din görevlileri ile birlikte Sporcu atletlerde katıldılar. Kısa adı DİTİB olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, Württemberg eyalet Birliği Başkanı İsmet H...
Merkezi Ludwigshafen’de bulunan Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu, geçtiğimiz ay genel kurulunu genel merkezde toplayarak yeni idarecilerini seçmişti. Genel başkanlığa tekrar Erol Yazıcıoğlu seçilmişti. Avrupa ülkelerinde şubeleri ve üyeleri olan Nizam-ı Alem Federasyonu, 30 yıl önce resmen hizmete başlamış ve bu günlere yani 30. yıla gelmiş bulunuyor. Yeni seçilen yöneticilerin tanıtılacağı ...
Emekli olan üç evlat babası vefalı okurumuz Yozgat Sorgun, Tuzlacık köyünden orta boy zarf içerisinde yine A5 ebadında mektupla ismimin de yazıldığı, “Dolma Kalem” geldi. Okurumun bu hediyesi beni çok sevindirdi, duygulandırdı. Tuzlacık Köyü’nden 17 yaşındayken gurbet dediğimiz, gurbet bildiğimiz, çok gurbetçiye acı vatan olan, şimdi ise çocuklarımızın, torunlarımızın Vatanı; ‘Almanya’. A...
Kısa adı ABTTF, Batı Trakya Türk Federasyonu hizmetlerine aralıksız devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Batı Trakya Türk toplumuna karşı devletin sistematik ayrımcılığının örneği olarak isminde Türk kelimesi geçtiği için kadın derneklerinin dernek kurma özgürlüğünün ihlal edildiğini aktardı, Batı Trakya’nın geri kalmışlığının bölgedeki Türk kadınları üzerindeki etkilerini dile getirdiği basın açıklamas...
Batı Avrupa Türklerinin duygu ve düşüncelerine Tercüman olan kültür elçimiz, gönül dostu, şair ve yazar büyük Ozan Yusuf Polatoğlu kardeşimle Batı Avrupa’ya göçün 30 Ekim1961 yılı münasebetiyle Avrupa ülkelerine Göçü konu edinen söyleşi etmiştim. Rahmeti, Rahmana kavuşan Ozan Yusuf’la son söyleşiyi yapmak nasip olmuştu. Daha sonraki aylarda kendisinin Korana hastalığı sonucu hastanende uzun ayl...
Kısa adı ANF olan Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu Avrupa ülkelerinde 30 yıl önce kurulmuş, bugün kendi hizmet binalarına kavuşmuş, Avrupa Türklüğüne külliye eserler içinde hizmet veriyorlar. Bugüne kadar başta Kurucu Genel Başkan, gönüldaşım Zülfü Canbolat, eğitim camiamızın yakından tanıdığı Prof. Dr. Orhan Kavuncu, 1980’lerden beri tanıdığım Heilbronn Ülkü Ocağı’nın gençlik kolları başkanlığı...
Almanya’nın Frankfurt şehrinde Prof. Dr. Fuat Sezgin’i Anma Programı gerçekleşti. Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, Frankfurt Başkonsolosluğu ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından Frankfurt’ta Prof. Dr. Fuat Sezgin’i anma programı gerçekleştirildi. Prof. Dr. Fuat Sezgin’in 100. doğum yıldönümü vesilesiyle düzenlenen anma programı...
19 Mayıs Samsun Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olan Tayyip Koçer Hoca, 28 yıldır devlet memuru. Diyanet işleri başkanlığının bütün birimlerinde çalıştı. Yurt dışı görevinde de bulunan Koçer, Şarkışla’daki müftülük görevinden ayrılarak Göppingen Merkez Camii’nde görevindeki hizmetine başladı. İlk Cuma vaazı ve hutbe konuşmasını yapıp namazını kıldırdı. “Ailece Camide buluşuyoruz” ...
Kısa adı BULTÜRK olan Bulgaristan Türkleri Derneği Genel Başkanı Rafet Ulutürk basın bildirisi yayınladı. Bildiriyi aynen yayınlıyorum; “Bugün burada toplanmamızın nedeni, 27 Ekim 2024 tarihinde Bulgaristan’da yapılacak olan erken genel seçimlerle ilgili olarak Türkiye'deki Bulgaristanlı çifte vatandaşlarının oy kullanmama ve seçimi boykot etme kararını açıklamaktır. Bu karar, yıllard...
Almanya’nın Baden- Würtemberg eyaletinin başkenti Stuttgart şehrinde bulunan Stuttgart Başkonsolosluğu Eğitim Ateşelerimizden Zeki Önsöz hocamın hakka irtihalinin üzerinden bir yıl geçti. • Eğitimci araştırmacı gönül insanı Zeki Önsöz’ü unutmadık, unutmayacağız. Rabbim rahmetiyle merhametiyle muamele eylesin. Mekânı cennet olsun. Sahibi olduğum Aktüel dergimize yazdığı makalesinde Almanya’d...
•Bugün 17 Ekim. Avrupa Türk İslam Birliği’ (ATİB) in 37.kuruluş yıldönümü. • Allah'tan, her dönem görev yapan Musa Serdar Çelebi, Fikret Ekin, Selahattin Saygın, İhsan Öner, Durmuş Yıldırım, İmam Çengiz gönüldaşlarıma emeklerinin zayi olmamasını diliyor gelecek için de hayırlı çalışmalar dilerim. Kısa adı ATIB olan Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliği’nin Kurucularından ve Gene...
Dil Bayramımız kutlu olsun. Türklüğün vicdanı bir, Dini bir, vatanı bir, Fakat hepsi ayrılır Olmazsa lisanı bir. *Ziya Gökalp* Dil Bayramımız kutlu olsun Dilerim ki, Türkçemize sahip çıkmanın bilinci vatanımızın her köşesine yayılsın. Yayılması için Türk, Aydın, ilim, insanlarımız okullarımızla birlikte bütün kamu görevlilerimiz canla başla gayret...
T. C. Devleti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Avrupa ülkelerine atanan din görevlileri görev yaptıkları camilerde irşat vazifelerine devam ediyorlar. Görevli atanan görevliler beş yıllığına hizmette bulunuyorlar. İşte geçtiğimiz son Cuma namazını kıldıran, genç gelecek vaat eden İzmir Üniversitesi ilahiyat fakültesi mezunu olan Halil Şanlı Göppingen DİTİB Merkez Camiin...
1985 yılının Nisan ayı, Almanya Türk Federasyonun Kuzey Almanya eyaletindeki büyük Kurultayında tanıdım, gazeteci Eyyüp Alp’i. Kolunda çantası, elinde fotoğraf makinası, kendisinin de boyu uzun olduğundan hep göze hitap ediyordu. Bende yeni Tercüman gazetesi muhabiri olarak gelmiştim. Benim Tercüman muhabiri olarak geldiğimi öğrenen Eyyüp Alp bana, “Sende mi Tercüman muhabirisin?” dedi. “Evet” ded...
Bir yıl oldu sevdiklerine veda edeli Bir yıl oldu sevdiği Resul’üne kavuşalı Çok özlediği çocuklarının Annelerine kavuşalı Aşıktı hem de çok sevdiği Leyla’sına kavuşalı. Foto: Fulya Ateş Almanya’ya ilk gelen nesillerimizdendi Aydınlı Hacı Hüsnü Ateş ağabeyim. Türk Kültür Merkezimizin vefalı üyesiydi. Yeni açtığımız Camimizin mihrabını, kürsü ve hutbesini büy...