• 09 Eylül 2020
• 3458

Avrupa Türklüğü varlığını güçlü bir şekilde koruyor

Almanya'nın Liman şehri Hamburg şehrimizin Kiel şehri Okul aile birliği,Türk Spor Kulübü ve Ülkü Ocağı eski başkanlarımızdan Antalya ilimize yerleşen, torun sevgisi yüregine düşünce ilk ucakla Kiel'e gelerek hasret gideren Sami Ercan Antalya Kepez  MHP ilce yönetim kurulunada secilmiş.  Milli ve Islamı hizmetlerine aynı aşk ve şevkle devam ediyor. Biz Sami başkanı Kiel'de bulduk kendisiyle Avrupa Türklüğü hizmetlerini yani 60.yılımızı konuştuk. 

-  Sami bey, okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? 
"Efendim ben 1963 yılında Niğde’nin Bor ilçesinde doğdum. Liseyi İzmir’de bitirdikten sonra Almanya’da işçi olarak bulunan annem babam 1981’in başında yanlarına aldılar. Eşim Yozgat’lı. Allah bize 3 çocuk, 2 torun verdi. Emekliyiz. Antalya Almanya arasında gidip geliyoruz."

-  Sosyal hizmetleriniz ve faaliyetlerinizi varmı anlatır mısınız?
"Olmaz olur mu. Sosyal faaliyetler bi bakıma yaşama gayemiz. “Emr-i bil-maruf nehy-i ani'l-münker” İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak gibi bir görevi var müslümanın. Sosyal faaliyette bulunmak aynı zamanda bir ibadettir. 57 yıllık ömrümde çocukluğu çıkarsak yaklaşık 50 yıldır veliler birliği, spor kulüpleri, cami dernekleri ve ülkü ocakları gibi çeşitli derneklerde aktif hizmet ediyorum. 

-  Avrupa ve Almanya’da hemen hemen herşehirde dernek ve Cami Spor  cemiyetlerimiz var, hizmetleri yeterli mı?
Yüzde yüz yeterlidir diyemeyiz ama önemli bir görevi üstlendiklerini söyleyebiliriz. Eğer bir eksiklik var diyeceksek bu bölünmüşlüğümüzden de kaynaklanıyor. Özellikle cami dernekleri daha güçlü olabilirlerdi. Şayet beş on farklı gurubun camisi olmasaydı. Buna rağmen yine de şükür. Avrupa Türklüğü varlığını güçlü bir şekilde koruyor. 

-  Uzun yıllar  kültür hizmeti içerisindesiniz destek ve ilgi görülüyor mu?
"Kültür faaliyetleri gönüllülük esasına dayandığı için her şehirde belirli, duyarlı bir avuç isimsiz kahramanlar tarafından yürütülür. O güzel insanların emekleri unutulmaz."

-  Cemiyet ve Cami derneklerimizde Vatandaslarimizin sorunları buralarda konuşulup cözümler bulunuyor mu?
"Almanya’daki kuruluşların fonksiyonları çok boyutlu. İster cami olsun ister Ocak ister spor kuruluşu işlevi Türkiye’yedeki gibi değil. 
Mesela ben İnter Türk spor Kiel kulübünde yöneticilik yaptım. Sporun yanında sosyal ve kültürel faaliyetlerimizde yoğundu. Folklor ve Türk halk ve sanat müziği koroları, tiyatro gibi. Spor kulübü olması hasabiyle her görüşten, inançtan insanımızın birliğini de otomatikman sağlıyordu. 
Mesela Kiel Veliler Birliğinin kuruluşunda da bulundum. Denetleme kurulunda görev aldım. Bu kuruluşumuzda İnter Türk gibi ortak kuruluşumuzdu. 23 Nisan organizasyonu dahil çocuklarımızın sorunlarıyla ilgilenen faydalı ve gerekli kuruluşumuzdu. 
Gelelim ömrümün nerdeyse tamamında var olan Ülkü Ocaklarına. Türkiye boyutu dahil nerdeyse 50 yıldır Ocakların içindeyim. 8 yılı Başkanlık olmak üzere uzun yıllar aktif yöneticilik yaptım. Çay ocağından yukarıya doğru her vazifede bulundum. 
Almanya’daki Ocaklar üstlendiği fonksiyonlar açısından Türkiye’den biraz farklı. 
Sadece sohbetler edilen, seminerler verilen yerlerin ötesinde gençlik kolları, kadın kollarıyla, camisiyle, kütüphanesiyle birlikte dini milli her türlü kültürel, sosyal ve sportif faaliyetlerin yapıldığı bir komplekstir, küllüyedir. İnsanımızın maddi, manevi, ailevi sorunlarınlarıyla dahi ilgilenmek derneğin görevleri arasındadır. Türkiye’de olduğu gibi parti faaliyetleri ayrı binalarda olmadığı için siyasi faaliyetlerde Ocak bünyesinde yapılır.  
Yani Almanya’daki Ocaklar Ülkücülerin a’dan z’ye her ihtiyacına cevap verecek şekilde oluşmuştur. 
Ocaklar toplumumuzun tamamına ulaşamasa bile milli refleksin merkezidir. Millet olma değerlerinin itici gücü, motoru Ocaklardır. Dolayısıyla ocaklar milletin değerleriyle atbaşı yürüyen kuruluşlardır. Kıymetlidir."

-  Unutamadığız bir anınınız var mı?
"Çook.  Acısıyla tatlısıyla yüzlerce anımız olmuştur. 
Mesela evde çocuklarının biriktirdiği bozuk paralarıyla birlikte ellerinde tutup ocağa getiren ana babalar oldu. Hem çocuklarına bişeyler öğretiyorlardı hemde bize. 
Tuvaletlerin önünde görevliler sıksık tuvalet kağıdı, el kağıdı, temizlik malzemesi buldukları çok oldu. Kimin koyduğu belli değil. 
Ramazanlarda iftar yemekleri için elinde torba sebze, bakliyat, tavuk getirip gücüm buna yetti kabul edin diyen çok oldu. 
Yardım kutusundan kimin attığı belli olmayan büyük paralarda çıktı. 
Birinde yardım kutusunun içinde bir zarf çıktı. Açtık. 50 euro ve kırık Almanca ile yazılmış bir mektup. “Ben Kuran okumasını, dua etmesini beceremiyorum. Ölmüş annemin ve babamın için dua edin.” Duyguların koptuğu andı. 
Hacca yollayıp dönüşte zemzem suyu kaybolan bir teyzemiz ikide bir gelip zemzemim geldi mi diye soruyor du. Yine bir gün geldiğinde dedim ki: “teyzem o zemzem suyu gelmez artık. Kaybolduğu ortada. Bak burasıda cami, Allah’ın evi, Kabe’nin bir şubesi. Gel caminin çeşmesinden bir şişe su doldurayım zemzem niyetine iç.” Bi hoşuna gitti, bi güldü bi güldü sormayın. Sarıldı. Suyu istemedi ama caminin suyundan yapılan çayı içip gitti. 
Günün birinde  orta yaşlı bir vatandaşımız gelir. Oğlundan şikayet eder. Yanlış işlerle uğraşıyor 10 bin mark vereyim oğlumu kurtarın der. (1990, o zaman marktı)abi bu bizim asli görevimiz, Ocağımız bu işler için var. Parayla değil gönüllü yapıyoruz. Allah mekanını cennet etsin o abi rahmetli oldu.  Oğlu camiye, ocağa gelip gider."

-  Eklemek istediğiniz konu var mı Sami başkanım?
"40 yıl gurbet hayatından sonra bir ayağımız Almanya’da bir ayağımız Türkiye’de de olsa kısmen Vatana döndük. Antalya Kepez Mhp ilçe teşkilatı yönetim kurulu üyesi olarak davamıza hizmet ediyoruz. Bu can bu bedenden çıkana kadar her yerde her şartta mücadeleye devam. Gurbette kalan arkadaşlarınız, kardeşlerimiz, çocuklarımız ocaklarımıza, camilerimize, derneklerimize sahip çıkmaya devam etsinler. Almanya’da asimile olmadan uyum içinde varlığımızı devam ettirmemiz buna bağlı"

-  Yetişen genclerimizi nasıl görüyorsun onlara mesajınız neler ?
"İyi görüyorum. Eğer oranlama yapacak olursak milli ve manevi değerlerimize bağlılık Almanya’da yetişen gençlerimizde Türkiye’deki gençlerimizden daha fazladır. 
Ayrıca “beyin göçü” tersine işletilirse Almanların disiplinini, çalışkanlığını almış, milli ve manevi değerlerimizi unutmamış olan Avrupa’daki gençlerimizin Türkiye’nin kalkınmasına da olumlu katkı yapacaklarını düşünüyorum."

Avrupa Türkleri için,dünümüzü bu günümüzü ve geleceğimizin  bir degerlendirmesini yapar mısınız?
"Nasılki Balkan Türkleri tabirini kullanıyoruz. Bizim içinde Avrupa Türkleri tabirini kullanabiliriz. Avrupa’da Türk varlığı artık kalıcıdır. Türksüz bir Almanya düşünülemez. Dolayısıyla Almanya’nın da Türkiye’nin de bugününde, yarınlarında “yabancılar”, “alamancılar” da dense Avrupa Türkleri olarak olacağız."

Sami Ercan başkanımızla sohbetin tadına doyulmuyor. Söyleşimizi bitirdik teşekkür ediyorum.
"Efendim  bizi unutmadınız vefalı dostum olan Doğan kardeşime asıl ben teşekkür ederim."
Doğan Tufan

Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!

• 1
• 2