Avrupalı Türklerin milli hafızası ve sesi olan araştırmacı yazar gazeteci İlhan KARAÇAY, yayınlanan Hollanda’da 3. Kuşakla konuşmalar kitabının tanıtımında yaptığı konuşmada, “Kitap çok beğenildi” dedi.
Bir göç hikâyesi, üç kuşaktır devam eden bir kimlik arayışı ve geleceğe uzanan yeni bir ses… Hollanda’ya Türk göçünün 60’ıncı yılı dolayısıyla düzenlenen anlamlı etkinlikte İlhan Karaçay, “Üçüncü Kuşakla Konuşmalar” adlı kitap, Amsterdam’da, tarihi NDSM Tersanesi’nde tanıtıldı. Bu etkinlik sadece bir kitap tanıtımı değil, aynı zamanda dört kuşağın aynı mekânda buluştuğu bir hafıza ve gelecek kurma çabası” dedi.
Kitabın Fikir Babası Dr. Veyis Güngör’ün Konuşması
Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Veyis Güngör, kitabın doğuşu ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Değerli misafirler, kıymetli katılımcılar,
Bugün burada, Hollanda’daki Türk varlığının 60’ıncı yılında, geçmişle geleceği buluşturan çok anlamlı bir etkinlikte bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Hepiniz hoş geldiniz.
Bu kitabı hazırlamak için üçüncü nesil Türklere bir çağrıda bulunduk. Amacımız, yalnızca bireysel hikâyeleri kayda geçirmek değil, aynı zamanda bu topraklarda doğmuş, büyümüş, kök salmış bir neslin nasıl düşündüğünü, ne hissettiğini ve nereye doğru yol almak istediğini anlamaktı. Türkiye ile Hollanda arasında 1964 yılında imzalanan işgücü anlaşmasının 60’ıncı yılı vesilesiyle başvuranlar arasından 60 kişiyi seçtik. Her biri kendi sesiyle, kendi üslubuyla bizlere içtenlikle hikâyesini anlattı.
Bu anlatıları titizlikle derleyen, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Araştırma Görevlisi M. Mustafa İyi beyefendiye huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Kendisi büyük bir emekle ve özenle bu kitabın derlemesini yaptı ve ortaya bugünkü gibi güçlü bir çalışma çıktı.
Ve işte şimdi, bu kitabın tanıtımı için seçilen 60 kişinin 30’u aramızda. Burada, bu tarihi mekânda, NDSM Tersanesi’nde… Bir zamanlar dedelerinin, çalıştığı bu alanda, bugün onların torunları konuşuyor, düşünüyor, hatırlıyor.
Bugün sadece bir kitap tanıtmıyoruz. Bugün, dört kuşağın aynı mekânda, aynı amaç etrafında birleştiği bir anlam inşa ediyoruz. Bu kitap, üçüncü kuşağın sadece konuşmaları değil; aynı zamanda bir aidiyet, bir direnç, bir umut manifestosudur.
Gençlerin anlattıklarından çok şey öğrendik. Onların kimliklerini nasıl tanımladıkları, nasıl mücadele ettikleri, neleri yadırgadıkları, neleri benimsedikleri bizlere çok şey söylüyor. Gördük ki, bu kuşak artık yalnızca “göçmen” değil. Bu kuşak kendini, hem Hollanda’ya hem Türkiye’ye aynı anda ait hissediyor.
Bazıları diyor ki: “Artık Türkiye’ye gömülmek istemiyorum. Oğlum burada büyüyor. Onun koştuğu topraklar benim de toprağım” İşte bu cümle bile başlı başına bir dönüşümün kanıtı.
Kitapta aktarılan hikâyeler sadece bireysel deneyim değil, bir toplumun Avrupa’daki kolektif hafızasına ışık tutan belgeler niteliğindedir. Türkevi Araştırmalar Merkezi olarak, bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.
Bu kitap, geleceğe kalacak. Yarın, dördüncü ve beşinci kuşaklar geriye dönüp baktığında, bu sayfalarda sadece hikâyeleri değil, köklerini, direnişlerini ve en önemlisi seslerini bulacaklar.
Hepinize tekrar teşekkür ediyor, emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum.
Sağ olun, var olun”.
3.Nesil Gençlerle Konuşma
Kitapta yer alan gençlerin ifadeleri, artık sadece göçmen kimliğiyle tanımlanmak istemediklerini gösteriyor. Kimlikleri sabit değil; sürekli dönüşüm içinde, melez, katmanlı ve esnek.
Bir katılımcı şöyle diyor: “Kendimi herhangi bir kalıba sığdırmak istemiyorum. İki ülke arasında tercih yapmak anne ile baba arasında tercih yapmaya benzer”.
Bu ifade, Türk gençlerinin artık yalnızca “azınlık” ya da “göçmen” değil, hem Türkiye’ye hem de Hollanda’ya ait, ikili aidiyeti içselleştirmiş bireyler olduklarını gösteriyor. Bu durum sadece kimlik tanımında değil, şehir aidiyetinde de görülüyor: “Hollandalı değilim ama Amsterdamlıyım”.
Bir başka gencin ifadesi, çok daha somut bir deneyim üzerinden anlam kazanıyor: “Utrecht’te bir kitapçıda kartpostallara bakarken yeni yapılan caminin de bir kartta yer aldığını gördüm. Dedim ki, benim camimi de sembol olarak kabul etmişler. O an beni de kabul ettiklerini hissettim”.
Bu cümle, üçüncü kuşağın yalnızca kültürel olarak değil, simgesel olarak da tanınma ihtiyacını gösteriyor. Dışlanma değil, görünürlük ve dahil edilme isteği var.
Gençler, ayrımcılığı ve dışlanmayı da açık yüreklilikle ifade ediyor. Ancak bunu yalnızca bir mağduriyet değil, aynı zamanda kendi bakış açılarını şekillendiren bir deneyim olarak görüyorlar:
“Ayrımcılığı yaşamadım ama belki de bakış açım nedeniyle hissetmedim”
Bu ifade, hem bireysel direncin hem de psikolojik savunma mekanizmalarının nasıl işlediğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, siyasal temsil konusunda ciddi bir boşluk hissi mevcut. Özellikle DENK Partisi’ne olan destek, bu arayışın bir tezahürü: “DENK seçimlerde duygusal çıkışlar yapıyor. Irkçılık var ama bunu birlikte çözmeliyiz”.
Göçün geçicilik fikriyle başlamasına rağmen, artık üçüncü kuşak için kalıcılık çok daha baskın bir duygu. Bir gencin şu sözleri, bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri: “Bir zamanlar Türkiye’ye gömülmek isterdim. Ama şimdi oğlum burada büyüyor. Onun koştuğu yerde defnedilmek isterim”.
Bu duygular, artık Avrupa’da doğan ve büyüyen kuşakların, yalnızca yaşamadıkları, aynı zamanda yaşlanacakları ve ölecekleri yer olarak Avrupa’yı gördüğünü ortaya koyuyor. Bu bir yerleşiklik ve “vatandaşlık” bilincinin içselleştirilmesidir.
Bu çalışma, yalnızca bireysel deneyimlerin aktarımı değil, aynı zamanda bir diaspora hafızasının da kayıt altına alınmasıdır. Türkevi Araştırmalar Merkezi’nin desteklediği proje, hem Avrupa’daki Türklerin kolektif belleğine katkı sağlıyor hem de göç sosyolojisine yeni bir açılım sunuyor. “Sandıklarından daha fazla bir Avrupa kimliği var. Buradakiler kendine Türküm diyorlar ama sandıkları kadar Türk değiller”.
Bu çarpıcı analiz, göçün yalnızca geçmişe ait bir mesele olmadığını, bugün hâlâ devam eden bir kimlik inşası süreci olduğunu hatırlatıyor.
Doğan Tufan
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Avrupa'dan Çin'e, Rusya steplerinden Yemen çöllerine, Balkanlar'dan Afrika'nın derinliklerine çok geniş bir coğrafyada konuşulan, müşterek mazimizi ve muazzam kültürümüzü ifade eden Türkçemiz, "Millet-i Vahide" olmamızın teminatıdır. Balkanlarda Türklüğün ses bayrağı olan Rahmetli şair Nusret Dişo Ülkü’nün Türkçem şiiri: Türkçem Bir ben varım, Benimle birlikte Türkçem, ...
Avrupa Türk’lerinin gür sesi nefesi, kıymetlisi Türk Kültürünün güzel sesi Ozan Nihat Sönmez hocamı yakından tanırım. Kendisi milli kültür davasının savunucusu güzel Türkçemizin nefesi sesi olarak yıllarca Avrupa Türklerine kültür ziyafetleri vermiş, Türk müziğini sevdiren Türkiye sevdasıyla aşıklık geleneğini sevdiren yaşatan ozanlarımızdandır. Avrupa Türklüğüne veda ederek Ülkemiz Türkiye’ye...
Üstat Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde; Çaycı getir ilaç kokulu çaydan Dakika düşelim senelik paydan. Zindan’da dakika farksızdır aydan Karıştır çayını zaman erisin Köpük köpük, duman erisin. Tunusluoğlu vakfı içerisinde bulunan. 50 yıllık Aynalı kahve Yozgatlıların uğradığı, sohbetin eşliğinde çay ve kahvelerin yudumlandığı tarihi Tunusluoğlu mekanındayız. Dire...
7-Ekim-2023 / 8-Ekim-2025 İki Yıllık Sürecin (731 Gün) Değerlendirmesi 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve İsrail arasında başlayan savaşta 730 gün sonra ateşkes geldi. Ateşkesi ABD Başkanı Donald Trump duyurdu. Ancak silahlar ve bombalar susana kadar Gazze'de on binlerce insan öldü, yüzbinlerce insan yaralandı ve Gazze'de deyim yerindeyse, taş taş üstünde kalmadı. İsrail bu barış sözüne sadık kal...
Prof. Dr. Recep Şahingöz Yozgat Bozok Üniversitesi (YOBU) Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Recep Şahingöz hocamın misafiri olduk. Bundan 30 yıl önce İngiltere’de mastır öğrenciliği döneminde geldiği Almanya’nın Göppingen şehrinde Yozgatlı Mehmet ve Ramazan Özcan kardeşlerin evinde tanışmıştık. O günden beri dostluğumuz devam ediyor. Prof. Dr. Recep Şahingöz Hoca Vatanseve...
Kara Eylül,12 Eylül 1980 Askeri ihtilal darbesi sonrası Kenan Evren'in, "Bir sağdan bir soldan ipe gönderdik" sözleri hala kulaklarımızda, adaleti yok saydı. Güya doğruluk terazisinden dem vurmuştu. Ülkücü şehit Mustafa'm Sizleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Ruhunuz şad, mekânınız cennet olsun. 12 Eylül 1980 mağdurları ve çilekeşlerinden Mustafa Pehlivanoğlu’nun Mamak aske...
Proje tabanlı faaliyetler yapmayı seven üniversite öğrencileri için fırsat sunan “Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES)” her geçen gün daha da görünür ve tanınır hale geliyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ÜNİDES, üniversite öğrenci topluluklarının projelerini hayata geçirmelerine kolaylık sağlamakta, yeni işb...
Yozgat’ın saygın iş insanı Bekir Kızılay’ı yakından tanıyalım. Yozgat Merkez Topçu köyümüzden. 1982 yılında dünyaya gözlerini açar. Temel eğitim, orta okuldan sonra Yozgat’ın sevilen Berberi olan ağabeyisinin yanında 1997 yılında mesleğe başlar. On yıla yakın ağabeyisinin yanında meslek eğitimini yapar ve uzun yıllarda mesleği üzerine çalışır bilgisini katlar. Daha sonrasını Bekir Kızılay’da...
Yozgat Millet bahçesi, evimize çok yakın. Sabah akşam eşim ve kızımla yürüyüş yapıyoruz. Burayı Millet bahçesi olarak düşünen ve seçenlere teşekkür ediyorum. Bizimle beraber onlarca vatandaşımızın gezi yollarında yürüyüş yapmaları, sohbet etmeleri, selâmlaşmalar millet bahçesine olan güven sevginin tezahürü. Millet Bahçesi Yozgat Valiliğin bahçesi gibi Yozgat Valiliğine gelen yüzlerce v...
Boğazkale İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün daveti üzerine ilçeye gelen akademisyenler ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde eğitim gören öğrencilerle buluştu. "Boğazkale Bilim ve Kariyer Söyleşileri" adıyla 26 Eylül 2025 Cuma günü gerçekleştirilen programda, Yozgat Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Böyükata, Hitit Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimle...
Geçtiğimiz yıl kurulan Yozgat Çapanoğlu vakfının adresine geldiğimde batısında Çapanoğlu (Büyük) Camii, Alt tarafında Çapanoğlu Taksi durağı. Çapanoğlu olarak biz buradayız. Biz Yozgat’ız dercesine hayatta. Çapanoğlu Vakfı Başkanı Funda Çapan Özdemir Hoca Yozgat Bozok üniversitesinde öğretim üyesi olarak hizmet ediyor. Eğitim öğretimden sonra kalan vaktini Çapanoğlu vakfında geçiriyor. Vakfa ge...
Avrupa Türklerinin önderlerinden Yozgatlı Mehmet Akbul’ün kıymetli eşi Fikriye Akbul yengemiz ve kız kardeşi Zikriye Yıldız, doğup büyüdükleri Yozgat ili Sarıkaya ilçesine bir kütüphane birerde babaları adına çeşme yaptırdılar. Kütüphane ve çeşmelerin açılışına, ilçenin üst seviyede yetkilileri Akbul, Yıldız ailelerin yakınlarıyla birlikte çok sayıda vatandaşımız iştirak ettiler. Kızlık soy ...
Mersin'in Aydıncık ilçesinde yer alan Gilindire Mağarası, doğanın eşsiz güzelliklerini ve milyonlarca yıl öncesine uzanan tarihini ziyaretçilere sunuyor. Yenilenen girişi ve içerisindeki 'Aynalı Göl' ile unutulmaz bir keşif deneyimi yaşamak için şehir dışından gelenlerin uğrak noktası halinde. Akdeniz'e sıfır konumda yer alan Gilindire Mağarası, en az 30 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen ...
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Genel merkez yönetim kurulu başkanı Halit Habip Oğlu basın bildirisi yayınladı. Habip Oğlu, paralel raporunda ABTTF, bu yıl kapsamı oldukça daraltılan Yunanistan raporunun içeriğinin taraflı, nesnellikten uzak ve hükümet yanlısı olup ülkede yaşanan insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğünün sistematik ihlalini tümüyle göz ardı ettiğine dikkat çekere...
Geçtiğimiz hafta içerisinde Yozgat ili Akdağmadeni ilçesinde 10 Eylül 2025 Çarşamba günü gerçekleştirdiği söyleşide “Asteroitler ve Meteoritler” konulu sohbete gençler ilgi gösterdi. Astronomiye ilgi duyanların Türkiye’nin farklı yerlerinde etkinliklere katıldığı gözlendi. Gençler arasında uzay çalışmalarına yönelik merakın da arttığının görülmesi yarınımızın ümidi olan gençlerimizden öğretmenl...