Dr. Zeynep Göğüş makalesine şöyle devam ediyor;
“Bu seferki yolculuk Karabük ve Safranbolu istikametiydi.
Yıllardır bildiğim, hayatımın bir bölümünün geçtiği güzel, şirin bir UNESCO şehridir Safranbolu.
Buraya kadar her şey normal, esas bundan sonrası ilginç; Karabük'ten sonra, uzunlu kısalı, toplamda 19 tüneli geçerek, bir burgu şeklinde tırmanılan dağın tepesinde, aynı bir kuş yuvası gibi size ‘Merhaba’ diyen bir yerle karşılaşmak şahsen benim için büyük bir sürpriz oldu. Yorgun ve yoğun geçen bir günün sonunda beni karşılayan bu yerin adı: YENİCE!
Kapıdan girer girmez dikkatimi çeken ilk şey, çalışanların yaşlarının oldukça genç olması ve hepsinin samimi, güler yüzlü ve o bölgenin insanına has sakin davranışları oldu.
Masaya konan ekmeği görüp, kokusunu burnumda hissedince adresin ne kadar doğru olduğu ortaya çıktı ve yorgunluğumdan eser kalmadı.
İşin en ilginç tarafı ise terasa çıktığımda, yan tarafımda Almanca konuşan bir beyle karşılaştım ve bir daha içimden ‘pes’ dedim. Arabalarıyla Almanya'dan buraya kadar gelmişler ve YENİCE'yi keşfetmişler. Hem sevindim hem de utandım. ‘Belki Türkiye'de bile YENİCE'yi bilen çok azdır’ diye içimden geçirdim.
Taze ekmekle başlayan Yenice keşfi, duvardaki yazıları ve resimleri gördükçe daha da arttı. Belediye'ye ait olan bu tesise Belediye Başkanının bilgi ve mesleki tecrübesini kattığı her an hissediliyor. 70 dönümlük bir arazi üzerine, 2017 yılında inşa edilmiş bu tesiste 32 adet Bungalov ev, macera parkuru, canlı hayvan kümesi, oldukça minik bir doldurulmuş hayvan müzesi ve en az müze kadar şirin olan ve müze hakkında bilgilendirme yapan bir de çok tatlı bir Esin Selin hanımı var. Ayrıca YENİCE IHLAMUR TERAS tesis olarak EN İYİ EKOLOJİK TESİS ÖDÜLÜNÜ de almış. Ankara'ya iki buçuk saat, Karabük' e kırk dakika kadar mesafede olan tesisin müdürlüğü ise Aşkın Uzunkara ve Hatice Kahveci tarafından yürütülüyor.
YENİCE her mevsimde hem ruhunuzu hem beyninize hem de midenize iyi gelebilecek, estetik, sessiz ve zarif bir cennet parçası.
DOĞANIN İNSANA DEĞİL, İNSANIN DOĞAYA UYDUĞU YENİCE'yi keşfetmenizi, Türk ve Alman dostlarınızla en azından bir hafta sonu geçirmenizi, mutlu günlerinizi planlarken YENİCE'yi de aklınızın bir köşesine not etmenizi tavsiye ederim. YENİCE'nin daha fazla tanıtılmaya, daha çok kazanmaya ve daha çok sevilmeye ihtiyacı var. Umarın bu yazı YENİCE'ye minik de olsa bir katkı sağlar ve bu güzel tesise, tesiste çalışan o güzel insanlara mutluluk verir.
Unutmayalım: Hayat Keşfedildikçe, Sevgi ve Bilgi Paylaşıldıkça Büyür.
Zeynepce”.
