Deprem
6 Şubat 2023 sabah 4.17 Kahramanmaraş, Elbistan depreminden 2 gün sonra DİTİB teşkilatımızdan 20 kişilik bir heyetle Türkiye'ye gittik. Beşer kişilik gruplara ayrılarak 4 şehre giderek burada incelemelerde bulunduk.
İstanbul üzeri Adana'ya indiğimiz zaman burada havalimanındaki kalabalık yardım ekiplerini gördük. Kiraladığımız araçlarla yola düştük, İskenderun yakınlarında yolların aşırı kalabalık olduğunu gördük. Bütün Türkiye'nin farklı şehirlerinden araçlarıyla yardım götürmek için seferber olmuşlar. Kamyonların önlerinde flamalardan anlaşıldığı üzere Trabzon Büyükşehir yardım konvoyu veyahut da Ankara Büyükşehir yardım ekibi gibi flamaları görebildik.
Bir tarafta üzerimizden sürekli helikopterlerin yaralıları İskenderun'a veya Adana'ya taşıdıklarını gözlemlerken, diğer taraftan ambulanslar sürekli hareket halinde ve sirenleri açık halde yaralı taşıyorlardı.
Osmaniye yakınlarında bir ihtiyaç molası verdiğimizde, iki kişinin birbirleriyle konuştuklarına şahit olduk.
Birisi diğer birine, 'Acaba bizim aileden ne kadar zayiat vardır? Kaç ölümümüz vardır?' diye sorduğunda almış olduğu cevap 50'nin üzerinde, ancak ailesinden 50 kişiden fazla kişiyi kaybeden bu şahıs tüm tepki duyguları körlenmiş ki fazla tepki veremeden, 'Hayırlısı olsun. Hadi bir gidelim de durumu yerinde görelim' diye cevap verdi.
Hatay'a yaklaşırken Belen Kıcı gibi ilçelerden geçerken depremin buralarda ne kadar tahribat verdiğini ilk defa Aşina olmaya çalıştık. Ancak daha ilerlediğimizde Hatay'a varıp arabamızı Şehir Hastanesi'nin oraya park ettiğimizde etraftaki evlerin yıkılmış olup, yolların üzerindeki yarıkları ve insanların dışarıda çaresizce beklediklerini görünce depremin korkunç boyutunu ilk önce burada, gece karanlığında görmeye şahit olduk.
Hastanede elektrikler tamamen kesildikten sonra büyük bir tahribatın olduğu, vefat sayısının da yükseldiği öğrenildi.
Konuştuğumuz kişilerin ifadelerine göre hastanede elektrik şebekesi tamamen çöktükten sonra, hastaların bir kısmı vefat etmiş. Hastanenin dışarısında da 2 tane seyyar lokanta kurulmuş, biz de buralarda yemek dağıtımına katkı sağladık.
Hastane önündeki Sahra hastanesinde yaralılar tedavi ediliyor
Geceyi dışarıda geçiren insanların ateş yakarak, battaniyelere sarılarak beklediklerini gördük. Yolların kenarlarında, yıkılan evlerinin önlerinde, bir taraftan arama kurtarma çalışmaları ekiplerini izlerken, diğer taraftan da yorgun olanlar uyuyorlardı.
Rezidans sitelerin önüne geldiğimizde bütün dairelerin yıkılmış olduğunu gördüğümüzde şaşkınlığımıza hâkim olmakta güçlendik.
Rezidansın yanı başındaki bir binanın üzerinde arama kurtarma çalışmaları yapılmaktaydı. Buradaki çalışmalarda enkazın altından bir ses duyulmuş olacak ki, bir anda bir düdük ile etrafa ses verilerek bütün insanları sakin olması sağlandı. Çalışan araçlar motorlarını dakikalarca kapattılar.
Sesimi Duyan Var Mı?
‘Sesimi Duyan Var Mı? Varsa Haber Versin’ nidaları eşliğinde uzun bir zaman bekleyiş sürdü ve sabahın erken saatlerinde buradan iki tane gencimizin çıkarıldığı bilgisi geldi. Biraz daha ilerledik, bir annenin enkaz altında kalan oğlu, gelini ve iki çocuğunu büyük umutlarla kurtarma ekibinin arayışını izlediğini gördük. Az ilerisinde bir binaya, yıkılmaması için üç tane kepçenin destek verdiğini gördük.
Etrafta Görmüş Olduğumuz Bütün Evler Yıkılmış
Hepsi sadece bir kum yığını haline gelmiş bir şekildeydi. O manzara Karşısında şaşkınlığımızı tutmakta güçlendik. Arama kurtarma ekipleri tüm ülkeden buraya sevk edilmiş ve yurt dışından da gelenlerin, çalışmalarını hızlı bir şekilde devam ettirmekte olduğunu gördük.
Yine ilerledik, başka bir arama kurtarma çalışmasına şahit olduk. Köpeklerin göçüğün altında olan insanlara ulaşmaya çalıştıklarına şahitlik ettik. Tüm şehirde elektrik, su, gaz gibi temel ihtiyaç olan şebekeler yerle bir olup, tamamen çökmüşler.
30 saatlik uzun bir yolculuktan sonra gece arabamıza giderek, arabamızda dinlenmeye çekildik. Sabah olduğunda, oradaki ambulans şoförleri ile görüştük. Şehirde 400 tane ambulansın olduğunu ve her zaman hazır bekletilip, herhangi bir yaralı göçük altından çıkartıldığında derhal İskenderun’daki hastaneye veyahut da oradan gerek duyulduğunda helikopterle Adana'ya veya Türkiye'nin başka şehirlerine götürmek için sevkiyatların yapıldığını söylediler.
Su şebekesinin çöktüğü bir ortamda, Teyemmüm'le abdest alınıp namazlarımızı kıldıktan sonra şehir merkezine, 600 Evler Sitesi’ne giderek depremin tekrar korkunç boyutlarını gördük.
Camilerin minareleri yıkılmış, kubbeleri yere oturmuş, bazı binalar birbirine yaslanmış, gördüğümüz tüm binalar tamamen yıkık veya tamamen hasarlı. Binanın hiçbir bölümü sağlam kalmamış, tamamen bir hafriyat yığını gibi yerle bir olmuş. Buna rağmen trafik çok yoğun.
Yardım Severler Şehre İntikal Etmiş, İnsanlar Kenetlenmiş
Deprem bölgesinde genç veya çocuk göremedik. Muhtemelen depremden kaçanlar, şehri terk etmiş veyahut da göçük altında kalmışlar. Şehirde herkes teyakkuz halindeydi. Sürekli helikopterlerin yaralı taşıdığını görüyorduk. Diğer taraftan yollarda sürekli ambulanslar, cenaze taşıyan nakil araçların sesleri şehrin her yerinden duyulmaktaydı.
Günde 400'ün üzerinde cenazenin Teyemmüm sonrası kefenlenip, buradan da toplu mezarlara sevkiyatını yapan görevlilerimizle görüştük.
Cuma Namazımızı, binalar hasarlı olduğu için ve tehlike saçtığından dolayı dışarıda eda ettik.
Hatay Müftülüğü’nde Cuma namazını kıldıktan sonra burada bir artçı depreme şahit olduk. Bunun da meydana getirmiş olduğu gürültü, etraftaki cemaatin birdenbire kaçışına sebebiyet verdi. Yer sürekli hareket halinde, köprülerin bulunduğu yerde yarım metreye yakın taban oluşmuş, yer pilatesi yerinden oynamış, çok büyük yarıkların olduğunu gördük.
Görevlilerin şehir içerisindeki emniyetinin olmadığından dolayı ya Nur Dağı'na veyahut da Yayladağı’na giderek buralardaki camilerde kalıp, ertesi gün çalışmak üzere vardiya usulü tekrar şehire geldiklerini öğrendik. Yanımızda götürmüş olduğumuz tulum ve benzeri teçhizatı buradaki çalışanlara bıraktık.
Oğluyla beraber yıkılmış evinin başında bekleyen bir kardeşimize yardım etmek isterken, duygu dolu anlar yaşadık. Bu kardeşimiz, ‘Bizim ihtiyacımız yok, belki daha fazla ihtiyacı olan kişiler vardır. Yardımlarınızı oralara yapsanız daha iyi olur’ diyerek bizleri duygulandırdı.
Tüm farklı kültürlerin, milletlerin yüzyıllardır huzur ve barış içerisinde yaşadığı ezan ve kilise çanlarının birbirine karıştığı güzel şehrimiz Hatay, tamamen depreme teslim olmuş ve bütün evler kullanılmaz hale gelmişti. Buna benzer tabloları, diğer bölgelere giden heyetten de aldık
Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremin en büyük hasarı Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep ve diğer şehirlerimiz de kendini göstermiş.
İnsanımızın yardımseverliğine, metanetine güvenimiz sonsuz.
Almanya'ya döndükten sonra DİTİB Genel Merkezi’mizde oluşturulan kriz masası bünyesinde, topladığımız tüm ayni ve nakdi yardımları ülkemize göndererek yaraların bir an önce sarılmasına gayret sarf ettik. Sadece DİTİB Genel Merkezi’mizin başlatmış olduğu yardım kampanyası 12 saat dolmadan bir milyon Euro’ya ulaştı.
Yaraların Ne Kadar Hızlı Bir Şekilde Sarılacağının İşaretiydi
DİTİB ailesi olarak Almanya'da 30 milyon Euro üzerinde yardım toplandı. Bu rakam sadece bölgemiz için 3 milyon Euro’dan fazlasına tekabül ediyor.
Camilerimizin dernek başkanları, din görevlerimiz ve birimlerimiz vasıtasıyla tüm cemaatimiz, sivil toplum kuruluşları göstermiş oldukları büyük gayret sonrasında bu yardıma ulaşmak bizlerin acılarını biraz olsun dindirdi.
Yine haftalarca kadın kollarımızın camilerimizi de yaptıkları lahmacun satışlarıyla yarım milyon Euro’ya yakın yardım toplanarak katkı sağlanmıştır. Bunun dışında bölgemiz olarak jeneratör, uyku tulumu, battaniye, su ısıtıcısı gibi yüzlerce ton yardımlar kamyonlarla Türkiye'ye gönderilmiştir.
Şu anda 2 milyona yakın insanımız geçici çadırlarda kalırken, bu insanların hayatlarını daha kaliteli bir şekilde devam ettirebilmelerini sağlamak için konteyner projesi yardım kampanyası başlatmış bulunmaktayız.
6450 Euro olan konteyner bütün camilerimiz, cemaatimiz tarafından büyük bir özveri ile benimsenmiş olup, katkılar hızlı bir şekilde devam etmektedir.
Bunun yanı sıra derneklerimiz bulunmuş oldukları şehirlerdeki belediye ve diğer dini gruplarla birlikte ortak dua programları yaparak hem halkın duyarlılığını muhafaza etmek hem de buralardan elde edilen bağışla depreme katkı sağlamaktadırlar.
Yine birçok derneğimiz Lidl, Edeka, Aldi, v.b. market zincirlerinin önünde stant kurarak yapmış oldukları satışlarla depreme katkı sağlamaktadırlar. Bunun çok farklı ve duygusal örneklerini camilerimizdeki çocuklarımızın kumbaralarını kırarak yardıma katkı sağladıklarını gördük.
İnsanımız Çok Güçlü, Çok Duyarlı
Ülkemiz büyük bir deprem yaşadı ve bunun yaraları hızla sarılmaya devam ediyor. Bu güven bu güç ve bu ferasetle inşallah yakın zamanda bu acıları birlikte atlatacağız. Vefat eden kardeşlerimizi geri getirme imkânımız yok ancak, hayatta olanlara yardım etme imkânımız var. Yardım etmekle hem onları mutlu ederiz hem de bu yardım karşılığında biz mutlu oluruz.
Şimdi Yardım Zamanı
Stuttgart Başkonsolosumuz koordinesinde tüm STK’larla birlikte, yerelde yapılan çalışmalar takdire şayandır. Yine burada çok büyük yardımlar 5 toplama merkezinde toplanarak aynı zamanda havalimanında alınmış olan bir ‘Hangar’ ile depreme buradan giden ayni yardımlara destek verilmiştir. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.
İnşallah Hep Birlikte Bu Yaraları Saracağız
Deprem esnasında insanlar bizleri telefonla arayarak deprem bölgesine gitmek istediklerini söylediler. Diğer taraftan manevi rehberlerin, doktorların, kepçe kullanan insanların, hatta pilotların dahi isimlerini, kayıt bilgilerini yetkililere ulaştırarak bölgemiz adına nasıl daha fazla katkı sağlayabiliriz? noktasında yardımcı olmaya çalıştık.
İnsanımız bunun örneklerini geçmişte de yaşadı. 99 depremi veya diğer depremlerde de kenetlenerek yaraları kısa zamanda birlikte sarmanın mutluluğunu yaşadı: Allah-u Teâlâ bizlere bir daha böyle felaketler yaşatmasın temennisiyle.
İsmet Harbi
DİTİB Württemberg Başkanı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
